REZİLLİK DİZ BOYU

21 Kasım 2009 17:55 tsi
Televizyon açmaktan ve gazete okumaktan korkar olduk. Televizyonlardaki programların çoğu şarlatanlığa, terbiyesizliğe, rezilliğe dönüştü.

Rezillik diz boyu!

TELEVİZYON açmaktan ve gazete okumaktan korkar olduk. Televizyonlardaki programların çoğu şarlatanlığa, terbiyesizliğe, rezilliğe dönüştü.
Kimi köşe yazarları, ülkenin onca sorunu varken, Alara Uzan’ın eşini Yunanlı bir futbolcuyla nasıl aldattığını yazıyor.
Cem Uzan’ı sevmiyor olabiliriz. Ancak, şu anda Türkiye’de olmadığı için kendini savunamayacak durumdaki eski bir işadamını, genç eşiyle vurmaya çalışmayı erkekliğe ve delikanlılığa sığdırabilmek mümkün mü?
Cem Uzan yol kazasına uğramasa ve Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmasaydı, bunları yazmaya kim cesaret edebilirdi?
Varsayalım ki Alara Uzan Cem Uzan’ı aldattı. Size ne? İnsanların özel hayatı sizi neden bu kadar çok ilgilendiriyor?
Kendi özel hayatınızı ortalığa dökmüşseniz, aynı mezhep genişliğini herkesten bekleyemezsiniz.
Telefonların dinlenmesi yetmedi mi? Yatak odalarında ne işiniz var?
***
TARAF adında bir gazete var.
Pentagon tarafından kurdurulduğu ve PKK’nın sözcülüğünü yaptığı iddia edilen, toplumun bünyesi reddettiği için, kendinden söz ettirmek, reklamını yaptırmak için her ahlak dışı fırsatı bile meşru sayan bir gazete...
Zengin playboylarla aşk yaşamaktan başka marifeti olmayan bir cinsi latif ise, “En muhalif ve en dik duran medya grubu olacağız” derken iktidar yalakalığı şampiyonu olan bir medya grubunun televizyonunda program yapıyor!
Röportaj yapacak ya. Ayşe Arman röportaj yapar da, o yapamaz mı?
Bula bula meşrebine uygun birini, Taraf Gazetesi’nin nam budalası agresif yazarını buluyor.
Alıyor karşısına nam budalası köşe yazarını...
Ama ne alış!
Gömleğinin düğmelerini aç, göğüs kıllarıyla oyna, yatırıp yemek yedir, bacaklarını dizlerine koy, gömleğinden vahşice çekele; sonra da “Röportaj yaptım” de.
Radikal’den Ayça Şen, “Ne bu randevuevi gazeteciliği” diye tepki göstermekte haksız mı?
***
TARAF’IN nam budalası köşe yazarıyla ekranda erotik röportaj yapan kadının ablası da televizyonların paylaşamadığı bir cins-i latif...
Radyocu ve yazar Esra Elönü’yü programına konuk ediyor. Elönü, alışıla gelmiş türbanlı kalıplarının dışında, başörtüsü, makyajı, kesik eldivenleri ve renkli botlarıyla aykırı biri...
Aman Allah’ım, neler yapıyor kadıncağıza...
“Ayağa kalk bakalım tesettürünü görelim” diyor.
“Hem tesettüre gir, hem makyaj yap, bu nasıl iş” diyerek dalga geçiyor.
“Hiç erkek arkadaşın oldu mu?” gibi saçma sapan sorular soruyor.
Ey mesleğe ömür vermiş televizyoncular ve köşe yazarları...
Ey medyanın saygın ve onurlu mensupları...
Şapkanızı önünüze koyup düşünme zamanı gelmedi mi? Medyanın saygınlığını yok eden bu rezillikleri ne zamana kadar hazmedebileceksiniz?
Ve siz hala “gazeteciyim” ya da “televizyoncuyum” diyebiliyor musunuz?

Sırrı Yüksel Cebeci-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13

Bu haber 707 defa okundu.