En Sıcak Konular

AVRUPA'NIN İSLAMLAŞMASI

19 Kasım 2009 10:53 tsi
AVRUPA'NIN İSLAMLAŞMASI Batı'nın çökmesi için teröre hiç lüzum yoktur. Batı zaten kendi kendine çöküyor, kendini çökertiyor.Yirmi beş seneye kalmaz, nice Avrupa ülkesi Müslüman olacaktır.

Avrupa’nın İslâmlaşması

Büyük Alman düşünürü Oswald Spengler (1880-1936), Avrupa'nın, Avrupa medeniyetinin geleceğinin karanlık olduğunu "Batı'nın Gerileyişi" (Der Untergang des Abendlandes) kitabında çok önceden haber vermişti. Bu kitap 1918 ile 1922 tarihlerinde yayınlanmıştı. Avrupa o tarihlerde çok güçlü görünüyordu. İslâm dünyasının büyük kısmı Batı'nın sömürgesiydi, Hindistan İngiltere'nin elindeydi, Endonezya Hollanda'nındı, Afrika'nın yüzde 95'i koloniydi. Spengler doğrusu çok uzak ve keskin görüşlü bir düşünürmüş.

Avrupa'nın geleceği niçin karanlıktır?

Birinci sebep: Nüfusu artmamakta, yenilenmemektedir. Yirmi beş seneye kalmaz genç Müslüman nüfus Avrupa'da büyük ağırlık kazanır.

İkinci sebep: Avrupa kültürü ve medeniyeti Yahudilik ve Hıristiyanlık temelleri üzerine kuruludur.İkisi de gerilemektedir, kan ve can kaybetmektedir.

Üçüncü sebep: Avrupa bir madalyona benzer, bir yüzünde maslahatı, öbür yüzünde mefsedeti...Her geçen gün mefsedet tarafı ağır basmaktadır. Bugünkü Avrupa modern bir Sodom Gomore'dir. Hattâ ahlâksızlık ve iffetsizlikte onu geride bırakmıştır. Bundan dört yüz yıl önce yaşayan Hıristiyanlara (Katolik olsun, Protestan olsun), 21'inci yüzyılda eşcinsellerin kiliselerde (İsveç) dinî, nikâhlarının kıyılacağı söylenmiş olsaydı, kesinlikle inanmazlar, hattâ söyleyeni ateşte yakarlardı.

Dördüncü sebep: Avrupa, kendisini ayakta tutan erdemlerin yüzde doksanını kaybetmiş, bencil, hedonist, maddeci olmuştur.

Beşinci sebep: Dinsizliktir. Hiçbir toplum, hiçbir devlet, hiçbir kültür dinsiz yaşamaz. Sovyetler Birliği dinsiz bir ideoloji ve rejim üzerine kuruluydu ve çöktü. Avrupa'nın nice ülkesinde kiliseler cemaatsizlikten kapanmış, hattâ bazıları Müslümanlara satılmış, câmiye çevrilmiştir.

Altıncısı: Avrupa madalyonunun bir tarafında hukuk ve adalet varsa; öbür tarafında zulüm, sömürü, adaletsizlik, insafsızlık, acımasızlık vardır.

Batı'nın çökmesi için teröre hiç lüzum yoktur. Batı zaten kendi kendine çöküyor, kendini çökertiyor.

Yirmi beş seneye kalmaz, nice Avrupa ülkesi Müslüman olacaktır.

Avrupa'nın güçlü bir medeniyeti ve kültürü, yine çok güçlü fenleri, teknikleri, nizamları vardır. Müslümanlar, bu medeniyet ve kültürün iyi taraflarını devam ettirebilecekler mi?

İleride Avrupa'ya bedevî zihniyetli ve bid'at fırkalarına mensup Müslümanlar hâkim olursa vahim bir dekalaj meydana gelecektir.

Benim görüşüme göre Avrupa'ya tasavvuf ve tarikat taraftarı ve mensubu Müslümanlar hakim olmalıdır. Kopukluk, seviye farkı, değişim sancıları ancak böyle önlenebilir.

Nasıl bir tarikat ve tasavvuf?.. İslâm'ın zahirine, Şeriata yüzde yüz bağlı (Bid'at-i seyyiesiz) bir tasavvuf.

Osmanlı devleti, barışı, sistemi böyleydi. İki kanatla uçup yükseliyordu; Şeriat ve Tarikat...

Tasavvufu ve tarikatları inkâr eden, bunlara küfür ve şirk damgasını vuran, sûfî Müslümanları müşriklik ve kâfirlikle suçlayan, tarikat evliyasına evliyauşşeytan diyen, topluca zikrullah yapılmasını yasaklayan ve önleyen bedevî zihniyet Avrupa'nın İslâm'a geçişini güçleştirir, kopukluklara sebep olur, şiddetli sancılara ve acılara yol açar.

Avrupa İmamı Gazalî, Abdülkadir Geylanî, Hasan eş-Şazelî, Şah Muhammed Bahaüddin Nakşbendî, Mevlânâ Celalüddin Rûmî, İmamı Rabbanî, Muhyiddin Arabî, Emîr Abdülkadir Cezairî ve benzerleri gibi mâneviyat fatihleri tarafından feth edilmelidir.

Şu anda Avrupa'da Ehl-i Sünnet Müslümanlığı ile Vehhabîlik/Selefîlik arasında büyük bir rekabet ve çekişme vardır. İnşaallah yarışı Sünnîler, mutasavvıflar, turuk-i aliye-i Muhammediyye mensupları kazanır. Neo-Haricîlerin, aktivistlerin, teroristlerin, kazanması hiç iyi olmaz.

Bugünkü (dünkünde değil) Avrupa medeniyet ve kültüründe toleransın, çoğulculuğun büyük yeri vardır. Sünnî Müslümanlıkta, İslâm tasavvufunda da bu değerler vardır. İbnTeymiye'nin, Muhammed ibn Abdilvehhab'ın, Selefîlerin meşrebinde bu değerler yoktur.

Osmanlı imparatorluğu, hakimiyeti altındaki bütün milletlere (dinî cemaatlere) din ve inanç hürriyeti tanımış, onların kimliklerini, lisanlarını, kültürlerini korumalarına izin ve imkân vermişti. Çünkü Osmanlı'da sûfîlik vardı, sûfî kültürü vardı.

Müslümanların, yeterli sayıda vasıflı çocuklarını seçip ayırarak Batı'nın en parlak mektep ve üniversitelerinin sosyal ilim branşlarında (İslâm'dan hiçbir tâviz vermeden) okutup vasıflı elemanlar yetiştirmesi, vasıflı kadrolar kurması gerekir. Böyle yapılmazsa, önümüzdeki büyük ve kökten kültür değişikliğinde talihsiz olaylar yaşanması kaçınılmazdır.

Mehmet Şevket Eygi-Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/avrupanin-islâmlasmasi-144004.htm



Bu haber 507 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,839 µs