İŞGAL SENDROMU KATLİAMI

7 Kasım 2009 18:12 tsi
Defalarca dilekçe vermesine rağmen istifası kabul edilmeyen ve Irak'a gönderilmek istenen ABD ordusundaki Filistin asıllı asker Malik Hasan, cinnet getirerek 12 arkadaşını öldürdü.

İşgal sendromu

Defalarca dilekçe vermesine rağmen istifası kabul edilmeyen ve Irak'a gönderilmek istenen ABD ordusundaki Filistin asıllı asker Malik Hasan, cinnet getirerek 12 arkadaşını öldürdü. Teksas'taki ABD üssünde görev yapan Hasan'ın, Irak sendromu sonucu düzenlediği saldırıyı "İkinci 11 Eylül" diye yorumlayan ABD medyası, kamuoyunu Müslümanlar aleyhine kışkırtmaya başladı.

11 Eylül saldırılarını Irak ve Afganistan işgali için bahane yapan ABD, Teksas'taki üste meydana gelen olayı da bahane edebilir. Barack Obama'nın başkan seçilmesinin ardından henüz bir yıl bile geçmemişken sadece Pakistan ve Afganistan sınırında 4,5 milyon insan mülteci konumuna düştü. 12 askerinin öldürülmesi karşısında intikam yeminleri eden ABD'nin, bu saldırıyı Müslüman vatandaşları için baskı unsuru olarak kullanacağından endişe ediliyor.

ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood askeri üssünde 12 askerin ölümü, 31'inin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı düzenleyenin Filistin asıllı Nidal Malik Hasan olduğu bildirildi. Saldırının ABD ve İsrail'in uluslararası arenada mahkûm edilmesinin hemen ertesinde meydana gelmesi birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Halk arasında bir nefret dalgasının yayıldığını açıklayan Amerikalı Müslümanlar, kendilerine karşı intikam saldırılarının olacağından endişe ediyorlar.

ABD'nin Teksas eyaletindeki Fort Hood askeri üssünde 12 askerin ölümü, 31'inin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı düzenleyenin Filistin asıllı Nidal Malik Hasan olduğu bildirildi. ABD'nin ikinci 11 Eylül'ü olarak tanımlanan bu saldırının dünyaya yansımalarının nasıl olacağı ise henüz bilinmiyor. Ancak söz konusu saldırının ABD ve İsrail'in uluslararası arenada mahkûm edilmesinin hemen ertesinde meydana gelmesi birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. ABD halkı ise şokta. Halk arasında bir nefret dalgasının yayıldığını açıklayan Amerikalı Müslümanlar, kendilerine karşı intikam saldırılarının olacağından endişe ediyorlar. Ana akım medya ise adeta ateşe körükle giderek Amerikan halkını kışkırtıyor. Ancak hâlihazırda Irak ve Afganistan'da her gün bu olaydan çok daha ağır eylemlere girişen ABD ise sorgulanmıyor. 12 askerinin ABD topraklarında öldürülmesi karşısında şoka giren ABD'nin dünyanın muhtelif yerlerinde her gün düzinelerce insanı öldürmesi Amerikan kamuoyunda yeterli tepkiyle karşılanmıyor.

ABD ve İsrail'e meşruiyet kazandırılıyor
BM Genel Kurulu, İsrail'i Gazze'de savaş suçu işlemekle suçlayan Goldstone Raporu'nu kabul etti ve böylece İsrail ilk defa uluslararası bir kurum tarafından mahkûm edildi. İtalya'da da geçtiğimiz günlerde Milano Mahkemesi ülkede Mısırlı bir imamı kaçıran ve işkence yapan CIA ajanlarını gıyaplarında yargılayarak mahkûm etti.

Milano Mahkemesi, gıyaplarında yargılanan 23 eski CIA ajanı hakkında beş yıldan sekiz yıla kadar değişen hapis cezaları verdi. İtalya'dan sonra Litvanya Meclisi de, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) terör zanlıları için ülkede açtığı gizli gözaltı merkezleri yolundaki iddialarının araştırılmasına yönelik bir komisyon kurulmasını kabul etti.

Yeni işgallerin habercisi mi?
Bu gelişmelerin ardından, uluslararası arenayı şok edecek ve İsrail ile ABD'yi saldırgan değil, savunmacı konumuna düşürerek onlara eylemlerinde meşruiyet kazandıracak gelişmeler oldu. İsrail donanması tarafından Akdeniz'de içinde İran'dan Hizbullah örgütüne gittiği ileri sürülen yüzlerce tonluk silah ve mühimmat taşıyan bir gemi ele geçirildi ve İsrail kendisinin mahkûm edildiği BM'ye bu konuda şikâyette bulundu. Ancak hem Hizbullah hem de İran bu gemiyle bir ilgilerinin olmadığını açıklamalarına rağmen seslerini duyuramadılar. Öte yandan, ABD'de askeri üsse saldırıda bulunan askerin orduda psikiyatr olarak çalışan bir Filistinli olması hem İsrail'in elini güçlendirmiş oldu hem de ABD'ye yeni yerlere saldırma imkânı verdi.

Ağır tahrikler, bilinçli yönlendirme
Hasan'ın bir kuzeni Fox News'e yaptığı açıklamada, askerlerin saldırganın Müslüman adı ve etnik kökeni ile dalga geçtiğini söyledi. ABD'nin psikolojik savaş taktikleri göz önünde bulundurulduğunda saldırganın ağır tahriklerle böyle bir eyleme bilinçli bir biçimde yönlendirilmiş olabileceğini akılda tutmak gerekiyor. Saldırganın kuzeni Newyork Times gazetesine yaptığı açıklamada ise, kuzeninin kendisine yapılan hakaret ve tahrikleri mahkemeye taşıdığını ancak herhangi bir sonuç alamadığını belirtti. Öte yandan, internette dolaşan bir maili gündeme taşıyan Newyork Times gazetesi, mailde saldırganın intihar eylemlerini övdüğünü ve intihar eylemcilerinin şehit olduğunu yazdığını iddia etti, ancak bu mailin gerçekte saldırgana ait olup olmadığının ise bilinmediğini ekledi.

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/isgal-sendromu-142862.htm

 

Bu haber 511 defa okundu.