SERDAR TURGUT'UN ROJİN AÇILIMI (!)

4 Kasım 2009 23:25 tsi
SERDAR Turgut’un Rojin konulu yazısı, medya meydanına bomba gibi düştü. Turgut’un bu yazısı kimin işine yaradı?

Serdar Turgut’un Rojin Açılımı (!)

SERDAR Turgut’un Rojin konulu yazısı, medya meydanına bomba gibi düştü. Turgut’un bu yazısı kimin işine yaradı?
Kendisini etnik-sanatçı parantezinde tutmayı sürdüren Rojin’in mi, yoksa, kürt açılımı üzerinden ikinci Cumhuriyet prefabrikine inşaat malzemesi taşıyan medya sosyetesinin mi?
Kimin?
*
ÖNCELİKLE, Serdar Turgut’un içeriğini ve üslubunu paylaşmadığımı belirtiyorum. Bu ülkede kimse kimseye belden aşağı yöntemler kullanarak hakaret edemez. Etmemeli. Mizah tekniğiyle bile yazamaz, yazmamalı.
Ancak ortada bir psikolojik atmosfer var.
Mehmetçik’in kovaladığını, sınırda bando mızıkayla karşılayan süreç, medyanın en mizahçı-freudizyen kalemini bile çileden çıkarmış ve Bab-ıali cemaatinin olagelenlere susarak yöneldiği intihar sendromu Serdar Turgut’u bir şarkıcı üzerinden fantezi üretme noktasına taşımıştır.
Adeta Türk kamuoyunun lordlar kamarası olan medyanın anlı şanlı kalemleriyle can ciğer kuzu sarması olan Rojin, Serdar Turgut’u mahkemeye vermiştir. Kendisini “Sakın ha” diye uyaran Hıncal abisini dinlememiş, köşe yazarının cesaretini, şüphesiz mizahtan öte hakarete giden üslubunu mahkemeye taşıma başarısı göstermiştir. Üstelik de “Serdar Turgut bu cesareti Kürt olmamdan mı, yoksa kadın olmamdan mı almaktadır” şeklinde bir sloganik ibareyi idraklere teğelleyerek.
*
MEVZU ancak bu kadar itinayla Kürt açılımına destek kıvamına getirilir.
Bab-ıalinin hoşgörü kundağına sardığı Serdar Turgut böyle bir yazıyı kaleme alır da, kürt ulusu inşa etme sürecinin en yaman silahşörlerinden biri haline gelen TRT Şeş kurumunun, müstafi sunucusu Rojin mahkemeye giderse mesleğin ağabeyleri devreye girmez mi?
Girmişlerdir: Hıncal Uluç, Ertuğrul Özkök ve daha niceleri...
Hepsi de Rojin’den özür diliyor, Serdar Turgut’u kınıyor ama mağdureyi mahkeme konusunda uyarıyorlardı: Yapma, mahkemeye verme, bizim çocuk aslında çok tatlıdır, asla ve kat’a böyle şey yapmaz. Eşi Rana’dan korkar.
Serdar Turgut’un öfkesini cinsellik üzerinden anlatma merakının ne işe yaradığını gördünüz mü? Yazmak gibi prestijli bir işi toplumun giderek daha hassas olduğu bir konuda erotik zemine kaydırmak bakın nasıl sonuçlar yaratıyor.
Milli devleti yıkmak için dağa çıkmış olanları davulla zurnayla karşılayan, devletin savcısını ayaklarına kadar gönderip salıveren iktidara kimse laf söyleyemiyor.
*
TÜRK siyasi tarinin en ırkçı açılımına laf söyleyemeyenler, bir ulusun içinden bir başka ulus çıkarma kampanyasına malzeme taşıyanlar, memleketi kana, ateşe, cinayete boğan bir örgütün mağdur gösterildiği bir sürece hık diyemeyenler susuyorlar.
Hele Nagehan Alçı’ya ne demeli? Bu sevimli ve güzel yazıcı, mağdur romantizmini öyle esaslara bağlıyor ki ağlamamak elde değil (!) Rojin’i “İçimizde ama dışarıda bırakılmış olma” edilgenliğinde takdim eden Sayın Alçı’ya ne demeli?
Piyasaya çıktığı andan bu yana adını, şarkıları ya da sanatı ile değil, etnik temele dayalı politik varlığı ile dile getiren adı geçen sanatçı değil midir? Bütün röportajlarını bastırılmış kürt kimliği üzerine oturtan bir sanatçıya Bab-ıali Plaza sakinleri kollarını açmış, sırça köşelerine buyur etmemişler midir? Rojin’in popülaritesi, yıllar yılı sesiyle, sahne yeteneğiyle, besteleriyle gündemde kalmaya çalışan yüzlerce sanatçının hangisinde var?
Vatansever duruş sergiledikleri için senelerdir TRT’nin kapısına dahi yaklaştırılmayan sanatçılardan haberiniz var mı?
El insaf!

Ahmet Şafak-Tercüman

Kaynak: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=10012

Bu haber 605 defa okundu.