MİLLİ BİR TURİZM POLİTİKAMIZ VAR MI?

1 Kasım 2009 18:40 tsi
İnsan, monotonluktan hoşlanmayan bir varlık. Gezmek, görmek, inceleme ve araştırma yapmak, kainatın sırlarını çözmek ve meraklarını gidermek istiyor.

Milli bir turizm politikamız var mı?

İnsan, monotonluktan hoşlanmayan bir varlık. Gezmek, görmek, inceleme ve araştırma yapmak, kainatın sırlarını çözmek ve meraklarını gidermek istiyor. Rabbimiz, insanın bu özelliklerini çok iyi bildiği için, bu konudaki amacın ne olması gerektiğini önceden haber vermiş. Dünyada fani olan insanın ebedilik arzusunu gerçekleştirme yollarını göstermiş: "Yeryüzünde dolaşın, geçmiş topluluklarının akıbetini görün ve ibret alın." ; "Dönüşünüz Allahadır."

Peygamber Efendimiz (s.a.v) de "Seyehat edin, sıhhat bulursunuz." buyurur. Atalarımız "Tebdili mekanda ferahlık vardır." diyerek ayet ve hadislerdeki manayı yakalamışlardır.

Alanya ziyaretim, ilgimin az olduğu bir alanda ufkumun açılmasına vesile oldu. İki gün beraber olduğumuz Hasan Uğur Hocamın geniş birikiminden faydalanma imkanı buldum. Doğma, büyüme Alanya'lı olduğu için turizm konusuna da ciddi olarak kafa yormuş. Hatta kendisinden, bu birikimini kitaplaştırarak halkımızın istifadesine sunmasını istedim.

Hasan Uğur beyin turiste hizmet ve yabancıya toprak satma konusundaki hassasiyetini "Turiste ucuz, temiz, kaliteli hizmet sunalım ama gayrimenkul satmayalım. Çünkü, pek çok Avrupa ülkesinde, satın alınan bütün mülkler "kullanım izinlidir", mülkiyet değildir." şeklinde anlatıyor ve Erbakan Hoca'dan şu sözü naklediyor: "Toprak şehitlerindir.  Onu canını vererek almıştır. Şehitleri askerken devlet organize ettiği için, toprağın varisi devlettir."

Alanya'nın yerlisi olarak, yılların birikimi ve tecrübesiyle, Hasan Hocamın milli turizm konusunda okuyucu ve yetkililere ulaştırmak istediği bazı teklifleri var:

"1. Turist ülkemize girdiği andan itibaren sarhoş değil, aklı başında dolaşmalı, ülkemizi salim kafayla tanıma fırsatı verilmelidir.

2. Turist için yorucu eğlenceler düzenlenmemelidir.

3. Turiste mutlaka yerli mal satılmalı. Çin malı ve benzeri ürünlerle ülkemizin ticari itibarının sarsılmasına fırsat verilmemelidir.

4. Turizm rehberleri milli düşünmeli, ülkemizi ve esnafımızı kötüleyen aşağılık kompleksli kişilerden "Turizm rehberi" seçilmemelidir.

5. Turizm esnafı tok gözlü olmalı, turistin eteği ve cebine göz dikmemeli. Turist para ve namusundan emin olmalı.

6. Avrupalı turistler lüks ve teknolojik ürünlerden bıkmışlar. Sade, basit, doğal, temiz, sağlıklı ürünler onların daha çok dikkatini çekiyor.

7. Turisti bozmak isteyen bir görüntümüz var. Milli giysilerimizi, zengin yemek kültürümüzü pazarlasak bile, bunlar onlara nostaljik geliyor. Sırf bu sebeple bile ilgi duyuyorlar."

Hasan bey, 1996-1997 yıllarındaki Erbakan Hükümeti dönemi turizm istatistiklerine dikkat çekiyor ve diyor ki; "Turizm, Cumhuriyet döneminde en yüksek parayı bu dönemde kazandı." Erbakan Hoca dönemindeki uygulamalardan faydalanılmasını teklif ediyor.

"Türkiye'mizin milli kimliğimizle temsil edilmesi"ni isteyen Hasan Uğur bey, "Şu anda müslümanların, gayri müslimleri müslüman yapma çalışması yapmaları yerine; müslümanların müslümanca yaşaması ve İslam'ı güzel temsil etmelerine ihtiyaç var."

Dünyanın hiçbir bölgesinde bulunmayan nice güzellikleri Allah-u Teala bizim ülkemize vermiş. Anadolu pek çok medeniyete beşiklik etmiş. Türkiye'deki ölçüde su, hava, iklim kolay kolay bir ülkeye nasip olmamış. Turistik özellikler sayılamayacak kadar çok. Bu yüzden, bu güzel ülkenin kıymetini bilmeli, zenginlik kaynaklarımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Türkiye, her yönüyle yaşanmaya elverişli bir ülke. Dünyanın 6 kıtasında pek çok yeri gezmiş bir kardeşimiz diyor ki: "Mekke-Medine gibi kutsal yerler dışında, yaşamak için Türkiye kadar güzel ve yaşanmaya elverişli bir ülke görmedim."

Alanya Kalesi'ni gezerken, Enver İş adlı bir turizmci ile tanıştık. Türkiye'deki turizm imkanlarının zenginliğinden söz ettikten sonra, bazı ülkeler ile ilgili olarak şunları söyledi: "İspanya'ya gittim. Adamların bizdeki kadar tarihi eserleri yok. Çok az olan tarihi eserlerini camekan içinde sergiliyorlar. Halbuki biz, hazinelerimizi hoyratça harcıyoruz... Norveç'te topu topu üç tane Wiking gemisi var. Onları korumaya almışlar. Turizm adına yüksek ücretler karşılığında gösteriyorlar."

Bütün bu örnekler, Türkiye olarak bizim milli ve yerli bir turizm politikamızın olması gerektiğini ortaya koyuyor. Kimliğini iyi tanıyan, Türkiye'nin güç ve imkanlarını çok iyi bilen, turist karşısında başı önüne eğik olmayan, başka ülkelere özenmeyen onurlu bir politika. Turist karşısında, biz de onlara benzemeye çalışırsak, onlara verebileceğimiz neyimiz kalır ki?..

Ülke insanının önünü açan, onlara çalışma azim ve gayreti kazandıran, elinde bulundurduğu zenginlik kaynaklarını iyi değerlendirebilen bir Türkiye'yi dünyada geçebilecek bir ülke bulunmadığını bilmek ve o doğrultuda hareket etmek zorundayız. Bu bir milli görevdir. Devraldığımız mirasın büyüklüğünü takdir etmek ve bunun omzumuza yüklediği sorumluluğun farkında olmaktır.

Ey Anadolu toprağı! Sende ne büyük zenginlik ve bereket var ki, bağrında bütün insanlığa faydalandırabilecek kadar çok güzellikleri barındırıyorsun. Senin kıymetini bilenlere ne mutlu!..

 

Şakir Tarım-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/milli-bir-turizm-politikamiz-var-mi-142271.htm

 

Bu haber 810 defa okundu.