TAHRİKÇİLERE VE TAHRİPÇİLERE DERS

31 Ekim 2009 11:43 tsi
PKK’lı teröristlerin Habur Sınır Kapısı’ndan ellerini kollarını sallayarak Türkiye’ye girişlerinin ardından yaşanan curcunadan faydalanmak isteyen istismarcılar, kardeş kanı dökmek için kolları sıvadı.

Tahrikçilere ve tahripçilere ders!

AÇ- KAPA açılımı devam ediyor. Türkiye’de siyasi gerilim artıyor. Baş döndürücü günler yaşıyoruz.
Sağduyu ve sükunetin hakim olması gereken önemli bir süreçten geçiyoruz.
Başta ülkeyi yönetenler olmak üzere tüm siyasi partilerin de üzerine önemli görevler düşüyor.
Yani “tahrik” ederek “tahrip” yaratmamak gerekiyor.
Ancak görüyoruz ki, PKK’lı teröristlerin Habur Sınır Kapısı’ndan ellerini kollarını sallayarak Türkiye’ye girişlerinin ardından yaşanan curcunadan faydalanmak isteyen istismarcılar, kardeş kanı dökmek için kolları sıvadı.
Kısacası PKK ve DTP sergiledikleri saygısız ve sorumsuz davranışlarla milleti “tahrip” etti. Başbakan Erdoğan DTP’ye seslenerek, “Fırsatçılık yapıp toplumu tahrik etmeyin” mesajı vermişti. Başbakan’ın bu açıklamasına cevap DTP parti yönetiminden geldi: “AKP bizden özür dilesin.”
Başbakan Erdoğan aynı günlerde, “Milliyetçilik slogan atmak değildir. Milliyetçilik, tahrik etmek, kışkırtmak değildir” diyerek MHP’yi de suçladı.
DTP’nin yaptıkları toplumun gözü önünde gerçekleştiği için DTP’yi süreci tahrip etmekle suçlamak yanlış bir söylem değildi.
Ancak yaptığı her konuşmada, söylediği her sözde, “Milliyetçi gençlik, etnik tahriklerin oyununa gelmeyecek ve sokak çatışmalarının tarafı olmayacaktır” diyen MHP Lideri Dr. Devlet Bahçeli ve partisine haksızlık ediliyordu.
Çünkü Dr. Devlet Bahçeli, ülkücü gençlere, ülkenin geleceğinin eğitim ve kültürde olduğuna işaret ederek “Sokağa değil okula gideceksiniz, kütüphaneye gideceksiniz” diyordu. Ayrıca bugün ülkücülerin sokağa inmesinden kim veya kimler fayda sağlar?
Bu uyarılara dikkat!
“PARTİMİZİ yanlı ve yanlış değerlendiren bazı art niyetli kişiler MHP’yi, ‘radikal, marjinal, aşırı uç’ gibi göstererek ‘milletin dikkatinden uzak tutmaya çalışıyor’” diyen MHP Lideri Bahçeli, parti teşkilatlarına yeni bir genelge daha yayınlayarak, “Tahriklere kapılmayın” uyarısında bulundu.
Bahçeli diyor ki; “Kendi insanımızı tahrik ediyorlar.”
Bahçeli diyor ki; “MHP’yi etnik tuzak içinde bir çatışma ortamına sürüklemek istiyorlar.”
Bahçeli diyor ki; “MHP’yi sokağa davet etmek isteyenlere dikkat edin. Onlar sizi sevenler değil, sizin sırtınızdan kendi geleceğini belirlemek için, sizin yok oluşunuza rıza gösterenlerdir.”
Bahçeli diyor ki; “MHP nerede, diye soranların az sabretmeleri lazım. Çünkü ülkücüler iktidar için çalışıyor. Ülkücülerin sokakta işi yok, kavgadan çatışmadan uzak kalacağız.”
Bahçeli diyor ki; “Bizler ve ötekiler diye bir anlayışı kabul etmiyoruz. Parti olarak biz sadece ‘Bizler’ diyoruz; çünkü ‘Biz Türkiye’yiz’. Kimseyi dışlayacak, aşağılayacak değiliz. Bunu yapanlarla, bunu Milliyetçi Hareket adına yapanlara da hiç itibar etmeyin. Bunlar en az bölücüler kadar Türkiye’yi bölmeye
niyetli olanların aletleri olmuşlardır.”
Bahçeli diyor ki; “Bölücü terör haini ile Kürtçe konuşan kardeşimizi ayırt edeceğiz. Bölücü terörün kökünü kazıyacağız. Kürtçe konuşan kardeşlerimizi de kucaklayacağız.”
Ve Bahçeli diyor ki; “Ülkücülük ve milliyetçilik marjinal bir anlayış ve sokak hareketi değildir, sokakta bulunmamıştır, sokakta kaybedilmeyecektir.”
Hesapları belli!
BUNLAR, zamanlaması ve içeriği bakımından son derece önemli uyarılar oldu...
Açılım sürecini bahane ederek, Türkiye’yi karmaşık labirentlerin içine sokma çabasındaki çevreler, bugün önlerinde engel olarak gördükleri yapıları birer birer hedef seçiyor. Bunların başında da şüphesiz, kararlı duruşunu muhafaza eden ve uyarılarıyla Türk Milletini yönlendiren MHP ve Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli geliyor. Bahçeli, uyarılarıyla, Türkiye’ye zarar verecek her türlü girişimi önlemeye çalışıyor.
Bu nedenle, MHP Lideri’nin genelgeyle ortaya koyduğu hassasiyetlerin altını kalın çizgilerle çizmek gerekiyor. Artık ortaya çıkmıştır ki, uzak başkentlerde planlanan ve Türkiye’yi bir iç savaş kaosuna sokmak isteyen çevrelerin hedeflerinden biri de ülkücüleri sokağa çekmektir. Türk-Kürt, Alevi-Sünni gibi ikilemlerle, Türk Milleti’ni ayrıştırmaya çalışanlar, çatışmalardan nemalanma derdinde. Daha önce de aynı senaryoları devreye sokmadılar mı? Milliyetçilik hassasiyetini sürekli kaşımaları bundandır. Biz, Milliyetçiliği en geç keşfeden toplumlardan biriyiz.
Bu yüzden “milliyetçilik kavramı” üzerinde mantık sınırlarını zorlayan tartışmalardan kimsenin sağlayacağı fayda yoktur. Ülkesini düşünen herkes, söylemlerinde ve tavırlarında daha dikkatli ve özenli olmalıdır.

Metin Özkan- Tercüman

KAYNAK: Tercüman Gazetesi,http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=108

Bu haber 500 defa okundu.