En Sıcak Konular

BATI TRAKYA TÜRKLERİ'NİN SEÇİMİ

21 Ekim 2009 15:04 tsi
BATI TRAKYA TÜRKLERİ'NİN SEÇİMİ Batı Trakya Müslüman Türkleri, maruz kaldıkları baskı ve hukuk dışı uygulamaları ülke gündemine taşıyacak temsilcileri meclise gönderirken de aynı sıkıntıları yaşıyorlar.

Batı Trakya Türklerinin seçimi

Yunanistan'da yaşayan ve hiçbir zaman nüfusları oranında parlamentoda temsil edilemeyen Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, hangi parti iktidara gelirse gelsin, azınlığa ilişkin tutumun değişmediğini ve yıllardır süregelen sıkıntıların çözümü noktasında hiçbir adım atılmadığını yaşayarak, en acı bir şekilde öğrendi. Eski Başbakan Kostas Karamanlis'in, 2000 yılında, henüz muhalefet lideriyken ilan ettiği "Çağdaş Avrupai Azınlık Politikası" hem azınlıkların YDP'den beklentilerini hem de bu partinin oylarını artırdı. 2004 yılında iktidara gelen Karamanlis liderliğindeki YDP, tüm beklentileri boşa çıkardığı gibi, özellikle 4 Ekim 2009'da yapılan erken genel seçime aylar kala Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı üzerindeki baskı ve hukuk dışı uygulamaları artırdı. Yedi yüz yıllık tarihi geçmişi olan Seçek Yaylası'ndaki Mehmet Hilmi Çeşmesi, bölge genel sekreterliği kararıyla yıktırıldı.

Aynı şekilde Gümülcine Yanıkköy'de yer alan Batı Trakya Türklerine ait vakıf arazisi, hiçbir kanuni dayanağı bulunmadığı halde adeta gasp edildi. Söz konusu arazi üzerinde başlatılan kilise inşaatı bugün hızla sürdürülüyor. Müslüman Türk Azınlığa din adamı ve öğretmen yetiştirmek üzere açılan Gümülcine Medrese-i Hayriyyesi'nin tabelası da bir gece yerinden alınarak ismi değiştirilmek istendi. Son olarak İskeçe'deki tarihi Okçular Camii kundaklandı. İmamın erken fark etmesi sayesinde bu kundaklama eylemi başarısızlıkla sonuçlandı.

Son birkaç ay içerisinde meydana gelen bu olaylar, olimpiyatların ve demokrasinin doğum yeri olmakla övünen; çağdaş, medeni ve demokratik bir devlet olma iddiasındaki Yunanistan'da yaşandı. Bu baskı ve hukuk dışı uygulamaların altında yatan sebep, Yunanistan'ın, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nı göç etmeye, asimile etmeye ve sindirmeye yönelik değişmeyen devlet politikasıdır.

Seçim sistemindeki engeller
Batı Trakya Müslüman Türkleri, maruz kaldıkları bu baskı ve hukuk dışı uygulamaları ülke gündemine taşıyacak temsilcileri meclise gönderirken de aynı sıkıntıları yaşıyorlar. Batı Trakya Müslüman Türkleri, Yunanistan Parlamentosu'nda nüfusları oranında temsil edilemiyor. Batı Trakya Müslüman Türklerinin, nüfusları oranında temsil edilmemesinin önünde birçok engel bulunuyor. Batı Trakya Türklerinin Yunan Parlamentosu'ndaki temsil kabiliyetini sınırlayan uygulamaların başında yüzde üç oranındaki ülke barajı geliyor.

1927'den itibaren yapılan tüm seçimlere mevcut bir partiye katılarak iki milletvekili çıkarabilen Batı Trakya Müslüman Türkleri, ilk kez 8 Nisan 1990'da seçimlere bağımsız katılarak, iki milletvekili çıkardılar. Rahmetli Dr. Sadık Ahmet, Güven listesinden, Rodop ilinin toplam 83 bin 747 oyunun 28 bin 441'ini; Ahmet Faikoğlu, İkbal listesinden, İskeçe ilinin 64 bin 260 oyunun 11 bin 153'ünü alarak Yunan Meclisi'ndeki yerini aldı.

Bu seçimlerin hemen ardından, 24 Ekim 1990 tarihinde Meclise sunulan ve aynı yılın Kasım ayında kabul edilen bir tasarı ile getirilen, baraj sistemi ilk kez 1993 seçimlerinde bağımsız adaylar için de uygulanmaya başladı. Böylece Müslüman Türk Azınlığın, bağımsız milletvekili çıkarması imkânsız hale geldi. Çünkü ülke barajını geçmek için gerekli olan yüzde üç, bir başka ifadeyle, 200 bin oy almayı şart koşuyordu. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın tüm nüfusu bile bu sayıya ulaşmak için yeterli değildi.

Yeri gelmişken Batı Trakya Müslüman Türkleri'nin siyasi temsilinde önemli bir aktör olan rahmetli Dr. Sadık Ahmet'i de anmak gerekir. Rahmetli Sadık Ahmet, Batı Trakya Türklerinin ilk bağımsız milletvekili oldu. Ancak Batı Trakya Türklerine "Türk" demesi nedeniyle 18 ay hapis cezası aldı. İki ay hapis yattıktan sonra cezası, para cezasına çevrildi. Dr. Sadık Ahmet, bütün bu baskılara rağmen, 11 Eylül 1991 tarihinde Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi'ni kurdu. Fakat DEP, 10 Ekim 1993 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde, 150 bin nüfuslu Türk azınlıktan 200 bin oy almanın imkânsızlığı nedeniyle, baraj engelini aşmayı başaramadı.

Ülke barajı engeli, Makedon azınlığın Gökkuşağı Partisi ile birleşerek seçime girilmesi suretiyle aşılmak istendiyse de, Türk azınlığın yoğun yaşadığı bölgelerin, Yunan asıllıların çoğunluğu oluşturduğu belediyelerle birleştirilmesi, Müslüman Türkleri yeni belediye sınırları içinde azınlık haline getirdi. Oylarının etkisi azalan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, bir anlamda, yedi küçük belediyeden üç büyük belediyeye hapsedildi. Rodop ili Meriç, İskeçe ili de Kavala ve Drama illeri ile birleştirilerek genişletilmiş seçim bölgeleri oluşturuldu. Böylece oluşturulan genişletilmiş seçim bölgeleri, azınlıktan vali ya da yerel yönetici seçilmesinin önünde önemli bir engel haline geldi. Dolayısıyla Batı Trakya Türklerinin ne bağımsız adayla ne kendi partileriyle ne de Makedon Gökkuşağı Partisi'yle birleşerek seçimlere girmesi fiilen mümkün değil.

3 2 formülü

Tüm bu kanuni engeller sebebiyle, Batı Trakya Türklerinin parlamentoda seslerini duyurabilmesi adına, tek bir seçenekleri kaldı: Yunan partilerinin seçim listelerinden gösterilecek Türk adaylar etrafında birleşmek. Yunanistan'ın iki büyük partisi PASOK ve YDP, Türklerin yoğun yaşadığı bölgelerde "3 2 formülü" uygulayarak, ikisi Türk olmak üzere beş aday gösteriyorlar. Ancak bu formül de, Türk oylarının bölünmesine ve daha fazla Türk milletvekili çıkarma şansının azalmasına sebep olmaktan öte geçmedi. Örneğin, Gümülcine'de yaklaşık 36 bin oy potansiyeli bulunan Türkler, bu oyun karşılığı en az iki milletvekilliği olmasına rağmen, oy bölünmesi nedeniyle bir milletvekili Yunan Meclisine gönderilebiliyorlar. Aynı şekilde İskeçe'de 27 bin civarında oy potansiyeli bulunan Türkler, yine iki milletvekili çıkarma potansiyeli olmasına rağmen, oyların Yunan adaylara kayması sebebiyle bir milletvekilini Yunan Meclisine gönderilebiliyorlar.

24 Temmuz 1995 tarihinde Dr. Sadık Ahmet'in şaibeli bir trafik kazası neticesinde ölümü üzerine, Türk azınlık arasındaki görüş ayrılıkları yeniden nüksetti. Önceden olduğu gibi Türk adaylar yeniden Yunan listelerinden seçilmeye başladılar. 22 Eylül 1996'da yapılan seçimlerde Gümülcine'den Galip Galip (PASOK) ve Mustafa Mustafa (Birleşik Sol-Sinaspismos) ve İskeçe'den Birol Akifoğlu (YDP) Yunan Meclisi'ne seçildiler. 9 Nisan 2000 tarihinde yapılan seçimlerde PASOK tüm Yunanistan'da olduğu gibi, Batı Trakya'da da oylarını artırdı. Bu sebeple sadece Gümülcine'de PASOK listelerinden seçime giren Galip Galip ve Ahmet Mehmet milletvekili seçilebildiler.

7 Mart 2004 tarihindeki genel seçimlerde, adaya oy verme esasına dayanan Yunan seçim sisteminin bir azizliği yaşandı. Türkler arasındaki görüş ayrılıkları ve çok adayla seçimlere katılım, Batı Trakya Türklerinin mecliste daha az temsiline sebep oldu. Buna bir de iş vaat eden Yunan adaylara oy vermeler de eklenince, sadece 40 oy farkla, Gümülcine'den ikinci milletvekili çıkarma şansı kaybedildi. İskeçe'de ise 700 oy farkla çıkarılacak tek milletvekili kaybedildi. Neticede, YDP'nin Gümülcine adayı İlhan Ahmet, azınlığın tek temsilcisi olarak Yunan meclisinde görev yaptı. 2007 yılında yapılan genel seçimlerde de bu durum pek değişmedi. Gümülcine'den DEP eski Genel Sekreteri Ahmet Hacıosman ve İskeçe'den Dr. Çetin Mandacı, Batı Trakya Türklerinin ve aslında tüm azınlıkların Yunan Meclisi'ndeki temsilcileri oldular.

2007 yılındaki seçimlerde, Türkiye'de yaşayan yaklaşık 10 bin Türk, otobüslerle Batı Trakya'ya giderek oy kullanmıştı. Bu oylar, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın iki milletvekilinin parlamentoya gönderilmesinde etkili olmuştu. Bu sebeple 4 Ekim 2009 tarihinde yapılan erken genel seçimlerde bu sayıyı artırarak, en az üç Türk milletvekilini Yunan Parlamentosu'nda göndermek isteyen Batı Trakya Müslüman Türkleri, bu sefer daha organize bir şekilde hazırlandılar. Azınlık milli kimliği ve dini özgürlüğünün ortadan kaldırılmak istenmesi, ekonomik yönden zayıf düşürülmeleri, vakıf mallarının zorla ellerinden alınması, onur ve haysiyetiyle oynanması Batı Trakya Müslüman Türkleri için bu seçimleri farklı bir anlam taşır hale getirdi.

Türk seçmene yoğun ilgi

Son yılların en kritik seçimlerinden birini gerçekleştiren Yunanistan'da, Batı Trakya Türklerinin seçimlere ilgisinin farkında olan PASOK ve YDP, ekonomik krize rağmen, kesenin ağzını sonuna kadar açtılar. Her iki parti de, iktidarı belirleyebilecek oy potansiyeline sahip olan Batı Trakya Türklerinden, oy alabilmek için her yöntemi denediler. Önceki seçimlerde Türkiye'den Yunanistan'a otobüslerle taşınan Türk seçmene ilave olarak bu defa Almanya'da yaşayan Batı Trakya Türkleri de, bedava uçak organizasyonlarıyla seçim bölgelerine taşındı.

Diğer yandan tüm seçim kampanyası esnasında Türkiye karşıtı söylemleriyle tepki çeken aşırı milliyetçi Ortodoks Halk Birliği-LAOS lideri Yorgos Karacaferis, "Türkiye'nin Batı Trakya'daki iktidarına son vermek" iddiasıyla Gümülcine'den milletvekili adayı oldu. LAOS, Gümülcine şehir merkezine astığı "Türk Konsolosluğu kapansın" ve "Türk konsolosluğuna kırmızı kart" yazılı iki pankartla Batı Trakya Müslüman Türklerini kışkırtmak ve gerginliği artırmak için elinden gelen gayreti gösterdi.

Batı Trakya Müslüman Türkleri, bu ırkçı söylem ve tahriklere rağmen, Yunanistan siyasal sistemine dâhil olabilmek ve mümkün olduğunca daha çok Türk adayı meclise gönderebilmek amacı ve "Türk'ün Oyu Türk'e" sloganı ile Batı Trakya Türklerini sandık başına davet ettiler. Gümülcine, İskeçe, Kavala, Drama ve Dedeağaç'ın içinde bulunduğu Batı Trakya'da ve Batı Trakya dışında, Rodos ve İstanköy adalarında yaşayan Türk azınlık var. Ancak Rodos'ta 4 bin, İstanköy'de ise 2 bin 500 gibi yetersiz sayıda Türk nüfusu olduğundan sadece Gümülcine ve İskeçe şehirlerinden milletvekili çıkarılabiliyor. Bu nedenle Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, kampanya çalışmalarında Gümülcine ve İskeçe şehirlerine ağırlık verdi.

Yine iki de kaldı
4 Ekim 2009 tarihinde yapılan erken genel seçimlerin galibi olan Panhelenik Sosyalist Hareket Partisi-PASOK, Batı Trakya'da da seçimlerin galibi oldu. Çeşitli partilerden 14 Türk adayın bulunduğu seçimlerde, PASOK'un birinci parti çıkmasında Batı Trakya Türklerinin önemli katkısı oldu. Ne var ki, tüm bu yoğun çalışma ve gayrete rağmen, yine sadece iki Türk milletvekili; PASOK İskeçe Milletvekili adayı Çetin Mandacı ile PASOK Rodop Milletvekili adayı Ahmet Hacıosman, Batı Trakya Müslüman Türklerinin temsilcisi olarak Yunan Meclisi'ne seçildiler. Rodop ilinde oyların yüzde 53.07'sini kazanan PASOK'tan Ahmet Hacıosman, 15 bin 304 oy ile milletvekili seçilirken İskeçe ilinde yüzde 58.74 oy alan PASOK'tan Dr. Çetin Mandacı 17 bin 269 oy aldı.

Batı Trakya Müslüman Türkleri'nin, iktidar partisi PASOK'tan milletvekili seçilen Ahmet Hacıosman, Dr. Çetin Mandacı ve PASOK lideri Papandreu'dan, artık derin bir yara haline gelen, azınlık haklarına ilişkin bir dizi açılım bekliyorlar. Açılım bekleyen konuların başında: Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın eğitim seviyesinin yükselmesini sağlayacak eşit imkânlardan yararlanmaları, dini özgürlükler ve müftü seçimi hakkının iadesi, vakıf mallarının iadesi, vatandaşlık yasasının 19. maddesinin yeniden düzenlenmesi, çoğunluğu tarımla uğraşan ve gelir seviyesi düşün olan halkın gelir seviyesinin artırılması, televizyon ve radyo istasyonu kurma, yer ve isim levhalarının Yunancanın yanında Türkçe yazılması, Yunanistan'daki üniversitelerde Türkoloji kürsüleri açılması gibi meseleler yer alıyor. Umarız, Yunan siyasetçileri azınlıkları "öteki" ya da "Truva atı" gören klasik anlayışlarından vazgeçerler. Böylece, Batı Trakya Müslüman Türklerinin artık gittikçe azalan umutları bu sefer de boşa çıkmaz.

Ayhan Demir - Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/bati-trakya-turklerinin-secimi-141180.htm



Bu haber 510 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,032 µs