En Sıcak Konular

KÜLTÜREL MİRASIMIZIN TENKİDİ

19 Ekim 2009 19:35 tsi
KÜLTÜREL MİRASIMIZIN TENKİDİ Araştırmacı yazar Kamil Yeşil Milli Gazete'deki köşesinde,İslam alimlerine -menfi veya müspet- "toptancı" yaklaşımı eleştirdi.

Kültürel mirasımızın tenkidi

İslam inancına göre peygamberler hariç, hiç kimse masum ve mahfuz değildir. Hatta İslam alimleri, beşer olduğu unutulmasın diye bazı peygamberlerin zelle ile imtihan edildiğini söyler. Durum böyle olunca sahabe başta olmak üzere onu izleyenler de hata ile maluldür. Bu kaidenin yanında başka bir kaide daha vardır ki İslam'a göre müçtehitler yaptıkları her çalışma için ecir alır, eğer içtihadında isabet ederse iki; isabet edemezse bir ecir alır. Hata yapan da ecir alır; çünkü ilmini, vaktini Müslümanlara ve bütün insanlığa hizmet için harcamıştır, niyeti sahihtir. Zaten hiçbir alim bile isteye sapmaya ve saptırmaya çalışmaz. O kendince doğruyu söyler, sonradan yanlış yerde olduğunu görürse bunu itiraf etmekten ve doğruya yönelmekten çekinmez. Bu ne demektir? Eğer bazı alimlerin eserlerinde yanlış hükümler varsa bunun doğrusunu bilenler yanlışı açıkça ortaya koymalı ve doğrusunu da göstermelidir. Doğruyu bilen kişi, şu alimin yazdıklarını okumayın, söylediklerini dinlemeyin diye kestirip atamaz. İlmin Çin'de bile olsa alınmasını emreden, ilmi mü'minin yitik malı olarak kabul eden bir dinin genel kaidesi böyledir. İyileri, doğruları, güzel olanı alırız;  diğerlerini niçin bıraktığımızı da izah ederiz ki hakikati bilmeyenler de dalalete düşmesin. Gayrimüslimlerin eserlerinde bulduğumuz doğrular için bu tavrı benimsiyoruz da Müslümanlığından şüphe etmediğimiz kişilerin eserleri için aynı tavrı niçin göstermiyoruz? Bir insan, giyim-kuşamla ilgili olarak Paris modacılarını Cumhurbaşkanının eşine tavsiye eder de ilmi bir eser konusunda niçin toptancı olur ve insanları kategorize eder, karanlığa kurşun sıkar? Alimler hakkında bol bol lakap, töhmet, isnat var; onların eserlerin seçilmiş bir tek paragraf, o paragraftaki yanlışı gösteren bir cümle yok; ama sakın ha bunlardan olmayın diye uyarı var.

Hayret! Misalsiz geçmeyelim, bu memlekette Fizılalil Kur'an, Yoldaki İşaretler, İslam'da Sosyal Adalet, Hac, Ne Yapmalı, Tefhimü'l Kur'an, Dört Terim, Doğu ve Batı Arasında İslam, İslam Peygamberi, Ruh Terbiyemiz, Cihad-ı Ekber, Evrenin Yatışmaz Yapısı, Papa ve Marks Olmasaydı vs. gibi eserlerden ve bu eserlerin yazarlarından uzak durun diyen bir yazar, öncelikle bu eserlerin muhtevasını öğretecek eserler ortaya koymalı idi. İkincisi, mecelle kaidesine göre faydanın tamamını elde edemiyorsak, alabilecek olduğumuzu da terk edemeyiz. Bu eserleri didik didik edersiniz, yazarın -ki biz onlara yazar değil ilim ve fikir adamı diyoruz- yanlışlarını gösterir ve okuyucularına yanlışı işaret edip, doğrusunun da altını çizerek hakikati gösterirsiniz. Öyle şucular, bucular deyip insanları töhmet altında tutmakla bu zamana kadar bir arpa yol alınmadı, bundan sonra da alınmayacak.

Öbür taraftan, acaba geleneksel alimlerin tavsiye edilen eserleri çok mu masum? Onlarda zelle cinsinden olsun hata yok mu? Ne zellesi? Adam tefsirde dünyanın düz ve sabit olduğunu söylüyor. Unutarak yemenin orucu bozmayacağını söylerken; uykuda iken yiyenin orucunun bozulacağını söylüyor. Bu eser yarım yüz yıldır hemen bütün hocaların elinde olan merhum Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslam İlmihali adlı eseridir. Memleketin fıkıh, tefsir, kelam gibi alanlarında profesör olan hocaları bu eserlerdeki yanlışları gösterip dinin halis olanına ulaştıracaklarına, gazete köşelerine kurulmuşlar, yüzüncü defa yazdıkları fıkhi kuralı yüz birinci kez yazmakla meşguller, bazıları da aktüel olayların peşine takılmış, sağa sola cevap yetiştireceğim diye yırtınıyor. Bir insan Ömer Nasuhi Hoca'nın yanında bulunur da "efendim uykuda iken yenilen şeyden dolayı bozulan oruçla ilgili bir yanlışlık var mı" demez mi? Ali Ulvi Kurucu rahmetli naklediyor ki Medineli Saatçi Osman Efendi'ye o zamanlar yeni basılan Büyük İslam İlmihali'ni övmüşler, hazret hemen "Cihat kaçıncı sayfada?" demiş. Efendim eserde cihad bahsi yok denilince de Osman Efendi, cihad bahsine yer vermeyen eser iyi ve öyle övülmeye layık değildir, demiş. Bunları söylemek Ömer Nasuhi Hoca'yı kötülemek, ona saygısızlık değildir. Eserdeki eksikliğe ve yanlışlığa işarettir sadece.

Pekiyi biz bunları ne zaman öğreniyoruz? Bir alimin bütün cesaretini toplayarak "kral çıplak" sözünü söyleyince. Yani kırk, elli yıl sonra. Pekiyi, o hocaya " Demek öyle ha, Allah razı olsun" mu diyoruz? Ne gezer! Ya görmezden geliyoruz ya da adının önüne bir sürü menfi lakap takıp hakikate ihanet ediyoruz.

Yazının burasında sözü Mehmet Said Hatipoğlu Hoca'ya getirmeliyim. Dediğimiz gibi ülkenin fıkıh otoriteleri köşe yazarlarına cevap yetiştireceğim diye uğraşırken, fıkıhçıların yapması gerekeni bir hadisçi yapmış. Bazılarının başka isimlerle karıştırdığı bazılarının öldü sandığı M. Said Hatipoğlu Hoca'nın Ankara'da Otto Yayınları (03124390169) tarafından neşredilen eserlerinin içeriğinden bazı ip uçları vereyim sizlere: Fakihlerimizin Irk Anlayışı, Büyük Alimlerin Hataları, İslam'ın Kadına Bakışı, Tesettürden Türbana, İrtica, Diyanet Meselemiz, Hz. Peygamber ve Kur'an Dışı Vahiy, Uykuda Orucun Bozulması, Hazreti Aişenin Hadis Tenkidciliği, Ehl-i Sünnet üzerine...

Bu eserleri okumuş biri olarak diyoruz ki eserlerde söylenen her şeyi doğru kabul etmeyebilirsiniz, bazı sözler ezberinizi bozabilir. Ama bu durumda yapılacak iş; (eğer ilmi bir duruşumuz ve ahlakımız varsa) yanlışları ortaya koymak, doğruları seçip işte bu, demek ve onlardan yararlanmak. Eserleri okumadan, bilmeden, aynı sözleri tekrar tekrar yazarak, şucu bucu diye itham etmek. Yok, öyle vatandaşa cart curt etmek.

Kamil Yeşil-Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/kulturel-mirasimizin-tenkidi-141003.htm



Bu haber 560 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,195 µs