En Sıcak Konular

AVRUPA BİRLİĞİ ''ATATÜRK''E UZANDI

15 Ekim 2009 22:13 tsi
AVRUPA BİRLİĞİ ''ATATÜRK''E UZANDI AB Komisyonu'nun raporu’nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok yasa olduğu belirtilerek, bunlar arasında Atatürk’ü Koruma Kanunu da sayıldı.

Yine hep 'Ver' çıktı

AB Raporu’nda Türkiye’ye yönelik istekler peşpeşe sıralandı. ‘İfade özgürlüğünü sınırlayan birçok yasa var’ denilirken, Türkiye’nin limanlarını Rum gemilerine açma yükümlülüğünü yerine getirmediği savunuldu

AVRUPA Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, dün katılım süreci başta olmak üzere Türkiye’de son bir yıldaki gelişmeleri değerlendiren İlerleme Raporunu ve Genişleme Stratejisini Belçika’nın başkenti Brüksel’de açıkladı. Raporda yine ‘Hep ver’ politikası hakimdi. Başlıklar ve istenilenler özetle şöyle:

*İfade özgürlüğü: “Türkiye’deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda savcı ve yargıçların genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri” savunulan raporda, Türkiye’de ifade özgürlüğünü sınırlayan birçok yasa bulunduğu ileri sürüldü. Yapılan değişikliğe rağmen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301’inci maddesine dayanılarak hala soruşturma ve yargılamaların devam ettiği aktarılan raporda, TCK’da ifade özgürlüğünü kısıtlayan diğer maddeler arasında şerefe karşı suçlar, (125’ten 131’e kadar) kamu düzeni, (214,216, 217, 218, 220) devletin güvenliği (312, 314) ve müstehcenlik (226) sayıldı. Raporda, yasal kısıtlamalara rağmen basında “Kürt sorunu, azınlık hakları, ordunun rolü ve Atatürk’ün mirası gibi Türk kamuoyunda hassas kabul edilen birçok konuda yoğun tartışmalar yaşandığı” ve “200 Türk aydını” tarafından 1915 olaylarıyla ilgili özür için başlatılan sanal imza kampanyasına 30 bine yakın katılım olduğu ve devamında geniş bir tartışma başladığı hatırlatıldı. Ayrıca vergilerle ilgili işlemlerde ‘orantılı ve adil ‘ davranılmasını isteyerek Doğan Yayın Holding’e kesilen vergi cezalarına işaret edildi.

*Kıbrıs: Raporda, Türkiye’nin Kıbrıs’ta BM gözetimindeki kapsamlı çözüm müzakerelerine desteğini sürdürdüğü belirtilerek, “Buna karşın Türkiye’nin süren müzakereleri aktif şekilde desteklemesinin ve kapsamlı çözüm için uygun iklim aratılmasına katkıda bulunacak adımlar atmasının beklendiği” belirtildi. Ayrıca Türkiye’nin limanlarını K ıbrıs Rum kesimi gemilerine açma yükümlülüğünü yerine getirmediği savunularak ‘Acil’ olarak bunun uygulanması gerektiği söylendi.

Ergenekona da karıştılar

*Ergenekon Davası: İlerleme raporunda ayrıca Ergenekon Davası’na da atıfta bulunularak Türkiye’nin “Ergenekon” davasıyla “tarihinde ilk kez bir darbe girişimini soruşturduğu” belirtilerek, “bu davanın demokratik kurumların doğru işleyişine ve hukukun üstünlüğüne güveni artırmak için Türkiye’ye bir fırsat sunduğu” görüşüne yer verildi.

*Sivil Anayasa beklentisi: Türkiye’de zaman zaman gündeme gelen “sivil anayasa” çalışmalarına desteğini yineleyen AB Komisyonu, “1980 askeri darbesi döneminde yazılan mevcut Anayasa’nın AB standartlarına uygun şekilde birçok alanda daha fazla demokratikleşmeye izin vermesi ve temel özgürlüklere daha güçlü güvenceler sağlaması için değiştirilmesi gerektiği konusunda farkındalığın arttığını” bildirdi.

‘Asker siyaseti etkiliyor’ vurgusu

“Siyasi partiler ve devlet kurumları arasında diyaloğu teşvik etmesi ve dış politikada oynadığı aktif rol” nedeniyle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün övüldüğü raporda, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Türkiye’nin AB üyeliği hazırlıklarını daha etkin hale getirerek katılım müzakerelerinde bakanlıklar arası işbirliğini geliştirdiği ifade edildi. Belgedeki önemli bir vurgu da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “siyaseti etkilemeyi sürdürdüğü” iddiaları. Raporda, “üst düzey ordu mensuplarının birçok fırsatta etnisite, Güneydoğu, laiklik ve siyasi partiler gibi iç ve dış politika konularında görüş açıklaması” eleştirildi.

*Yargının tarafsızlığı: AB raporunda, “yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı ve yeterliliği hakkındaki endişelerin sürdüğü” belirtilerek, “Üst düzey yargı ve ordu mensuplarıyla bir yargıçlar ve savcılar derneği, önemli davalarda yargının tarafsızlığını tehlikeye sokabilecek açıklamalarda bulunuyorlar” görüşü savunuldu.

İlerleme Raporunda Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya’nın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından meslekten ihraç edildiği hatırlatılarak, “bu orantısız kararın HSYK’nın bağımsızlığı hakkında şüpheler uyandırdığı” açıklandı. Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılması istemiyle 2 yıl önce açılan davanın Anayasa Mahkemesi’nde görülmekte olduğu hatırlatılan raporda, Avrupa Konseyi Venedik Komisyonunun, Anayasa’nın 68 ve 69’uncu maddeleriyle Siyasi Partiler Kanunu’ndaki ilgili maddelerin değiştirilmesi talebinin henüz karşılanmadığı ifade edildi.

‘Bu açılım hayati önem taşımakta’

AB Komisyonu İlerleme Raporu’nda demokratik açılımla ilgili değerlendirmelere de yer verildi. Hükümetin “Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmek için geniş kapsamlı bir danışma süreci başlattığı ve kapsamlı bir plan hazırladığı” anlatılan raporda, içeriği henüz açıklanmasa da “demokratik açılım” sürecini “somut önlemlerin takip etmesinin hayati önem taşıdığı” vurgulandı.

Olumlu atmosfere katkı

Cumhurbaşkanı Gül’ün Irak ziyareti ve kuzey Irak bölgesel yönetimiyle Türkiye arasındaki yakınlaşmanın “Kürt sorununun çözümünde olumlu atmosfere katkı yaptığı” anlatılan raporda, çözüm konusunda muhalefet ve sivil toplumun da dahil olduğu heyecan verici bir tartışmanın yaşandığı ifade edildi. Raporda, Alevilerin cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması ve zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muafiyet taleplerinden de bahsedilerek Aleviler ve gayrı Müslimlerin dini özgürlüklerine tam saygı gösterilmesi istendi. [1]

Atatürk’ü korumak

Önce, 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’un içeriğine bakalım:
“Madde 1- Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk’ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
yukarıki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2- Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumî veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunulacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır.
Madde 4- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5- Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.”
Bu kanun, Demokrat Parti iktidarı tarafından 31 Temmuz 1951’de çıkartıldı.
Gerekli miydi?
Evet gerekliydi.
*
Elbette Atatürk kanunla korunamaz. O’nun zaten buna ihtiyacı yoktur.
Bu yasa, Atatürk heykellerine yönelik saldırıların artması üzerine çıkarılmıştır.
Öyle ki, bir gecede 17 Atatürk heykeli bile tahrip edilebiliyordu.
Fakat, aradan geçen yıllar içinde, Atatürk heykellerine yönelik saldırılar azalırken, Atatürk’ün kişiliğine, hatırasına, görüşlerine ve eserlerine yönelik saldırılar yoğunlaşmaya başlamıştır.
Heykellerine yönelik saldırılar cahillerin ve yobazların işiydi, kişiliğine ve eserlerine yönelik saldırıları ise sözde aydınlar yapıyor.
Mesela Gazi Üniversitesi’nden Prof. Atilla Yayla’nın bir panelde Atatürk’e “o adam” demesi gibi...
Asgari nezaket ölçüleriyle bile bağdaşmayan bu hitap, düşünce özgürlüğü olarak nasıl değerlendirilebilir?
Ölüler kendilerini koruyamaz ve haklarını savunamaz. Demek ki onları korumak ve haklarını savunmak kanunlara düşüyor.
Tarihi şahsiyetlerin manevi hatırasını kanunla korumak, onları totemleştirmek veya tabulaştırmak anlamına da gelmez.
*
Avrupa Birliği, “Türk”ü koruyan Türk Ceza Kanunu’nun 301.maddesinden sonra, Atatürk’ü Koruma Kanunu’na da kafayı takmış görünüyor.
Nasıl olsa Atilla Yayla, Ahmet Altan ve Ayşe Hür gibi işbirlikçileri çok...
Hakaret etmeden eleştiremezler mi?
Hayır.
Amaçları eleştirmek değil hakaret etmek, küfretmek, aşağılamak...
Türk’e ve Türk’e ait bütün değerlere düşmanlar çünkü.
 
SIRRI YÜKSEL CEBECİ [2]

Kaynak: Tercüman Gazetesi

[1].http://www.tercuman.com.tr/v1/haber.asp?id=95764&baslik=Yine%20hep%20'Ver'%20çıktı&katid=1

[2].http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=13
 

 



Bu haber 736 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,570 µs