En Sıcak Konular

ERDOĞAN BİR AÇILIM DA İSLAM'A GETİRECEK (!)

13 Ekim 2009 22:26 tsi
ERDOĞAN BİR AÇILIM DA İSLAM'A GETİRECEK (!) "Kastettiğim asla ve asla dinde reform değildir. Ancak bilim dilinde özellikle de ilahiyat biliminin dilinde bir reformun kaçınılmaz olduğu da bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır."

İlahiyat biliminin dilinde bir reform kaçınılmaz  

Başbakan Erdoğan, dün, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Bilkent Otel’de düzenlenen 4. Din Şurası’nın açılışında yaptığı konuşmada, “demokratik açılım” sürecine de değindi. İki ay kadar önce başlattıkları, “milli birlik süreci bağlamında, kardeşliği, ortak değerleri, ortak kültürü, ortak tarihi” vurgulamak amacıyla sık sık bir örnek verdiğini anımsatan Erdoğan’ın konuşması özetle şöyle:

DİNİN İSTİSMARI: ’Başbakan demokratik açılımı, din üzerinden mi gerçekleştirecek’şeklinde fikir yürütenler çıktı. Dinin istismarı ne kadar yanlışsa, dinin toplumsal problemleri çözmede oynayabileceği sosyal rolü görmezden gelmek de o denli yanlıştır. Yürütülen propagandaların da etkisiyle, Müslüman dünya ne yazık ki yoksullukla, mahrumiyetle, terörle, cehaletle anılır bir hale getirilmek isteniyor. Özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında başlayan yeni süreçte, İslam dünyasına biçilen bu yeni kıyafete karşı, Müslümanların da karşı bir propaganda üretmedikleri gerçeğiyle karşı karşıyayız.

KASTETTİĞİM DİNDE REFORM DEĞİL: Her alanda olduğu gibi dini ilimler alanında da eski bilinenleri gözden geçirme, güncelleme, bugünün dünyasına ve taleplerine göre çözümler üretme zamanıdır. Yalnız altını çiziyorum; yanlış anlaşılmalara vesile olmasın, kastettiğim asla ve asla dinde reform değildir. Ancak bilim dilinde özellikle de ilahiyat biliminin dilinde bir reformun kaçınılmaz olduğu da bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Elbette din kamildir ancak bizim dinden anladıklarımız, dini anlayışımız ve düşüncemiz tekamül etmek, gelişmek durumundadır. Çünkü biz insanlara akıllarının anlayacağı dille hitap etmek durumundayız. Bu boşluk da bugün ibretle şahit olduğumuz gibi medya vaizleri tarafından doldurulacaktır eğer biz boş bırakırsak. Bugün bizde olduğu kadar tüm dünyada da spor, siyaset ve din konusunda herkes kendini ehil olarak görüyor. Kahve köşelerinden televizyon ekranlarına kadar her ortamda insanlar bilseler de bilmeseler de bu alanlarda en az bir profesör kadar birikimli zannediyorlar ve bu cesaretle konuşuyorlar. Özellikle din alanında böyle bir fikir serdetme, görüş bildirme, akıl yürütme cesaretinin oluşması bir boşluğun doldurulduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Onun için ben gerek şuranın mensuplarından, burada olan veya olmayan değerli hocalarımdan ’lütfen bu alanda boşluk bırakmayın’diyorum.

LAİKLİK: Laiklik evrensel bir kavram olmasına rağmen Türkiye’de farklı bir şekilde yorumlanabilmiştir. Laikliğin uygulanmasına ilişkin birçok tartışma bilimsellikten uzak bir şekilde, bilim adamlarını dışarıda tutarak siyasi bir yaklaşımla sürdürülmüştür. Herhangi bir dinin istismarını dinin kendisine saygısızlık olarak görürüm. Dinin istismarı bizzat dinin kendisini hedef alır. Ona zarar vermeye yöneliktir. Ancak dine samimi müntesipliğin istismar olarak nitelendirilmesi de din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bir tutum olarak ele alınabilir. Aynı şekilde laikliğin istismarı, bilimsellikten, toplumsal gerçeklerden ve evrensel uygulamalardan uzak bir şekilde yorumlanması ve uygulanması da doğru değildir. Türkiye on yıllar boyunca bu tartışmaları son derece sağlıksız bir zeminde yapmıştır ve buna çok ağır bedeller ödemiştir. Karamsar bir tablo çizmek niyetinde değilim. Asla umutsuz değilim.

Laiklik, dine karşı tutumun referansı olmamalı

DİYANET İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, 4. Din Şurası’nın yaptığı konuşmada şöyle dedi:

* Din, insanı ahlaki ve insani yönden olgunlaştırmayı hedefleyen, insan-ı kamil yolunda ona rehberlik yapan bir rahmet, kurtuluş ve diriliş çağrısıdır.

* Öncelikle laiklik tüm dinleri hesaba katan bir denge arayışının nitelikli bir ürünüdür. Laiklik, devletin herhangi bir dinle kendi gerekliliklerini karşılayacak bir talepkarlık içerisinde ilişkiye geçmemesini, toplumun dinle kuracağı bağlara müdahale etmemesini öngören, hatta bu sınırları garantiye alan, din de kamusal hayatı bütünüyle kuşatan siyasi proje kılınmasını önleyen kontrat olarak okunmalı.

* Artık bu çağda laikliğin, dinle toplum, dinle devlet arasında sık sık tekrarlanan tartışmaların parçası ya da dine karşı tutumların referansı olmaması gerekir. Dini konuları her türlü siyasi mülahazanın ve çıkar hesabının üstünde tutarak ele almamız sadece laikliğe değil dine saygının da gereğidir.

* İslam’ın, Yahudi ve Hıristiyan geleneklerin muhatap olduğu suçlamalara ortak edilmesi, batılılaşma politikalarımızın en sorunlu alanlarından biridir.

Kaynak: Vatan Gazetesi,http://haber.gazetevatan.com/Ilahiyat_biliminin_dilinde_bir_reform_kacinilmaz/264387/1/



Bu haber 531 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,443 µs