En Sıcak Konular

TÜRKLER'LE KÜRTLER'İ AYIRMAK MÜMKÜN MÜ?

10 Eylül 2009 18:21 tsi
TÜRKLER'LE KÜRTLER'İ AYIRMAK MÜMKÜN MÜ? Ayrılıkçı Kürtçüler'in iddia ettiği gibi Türkiye'de yaşayan Kürt kökenlileri Türkler'den ayırabilmek mümkün olabilir mi?

Ayrılıkçı Kürtçüler'in iddia ettiği gibi Türkiye'de yaşayan Kürt kökenlileri Türkler'den ayırabilmek mümkün olabilir mi? Sakıncaları neler? Milliyet Yazarı Taha Akyol bu projenin neden "akıl dışı" olduğunu yazdı...

İşte o yazılar:

Kürtlerle nasıl ayrılırız?!

TATİLDE olduğum günlerde DTP Diyarbakır’da miting yaptı. Osman Baydemir’in tahrikçi lafları bir kenara, Aysel Tuğluk’un şu sözlerini özellikle önemsedim:
“Eğer bu süreç de tıkanırsa, o zaman başka seçenekler de tartışılır. Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir!”
Aysel Tuğluk hukuk okumuştur. Bu birikimiyle zaman zaman gerilimi düşüren, ortamı yumuşatan “akılcı”, hesaplı, kitaplı yazılar yazmıştı. Yukarıdaki sözleriyle ise Tuğluk, Kürt milliyetçiliğinin “duygularını” ağzından kaçırmıştır.
Meselenin zorluğu da buradan geliyor, bu tür hareketler “akılcı” değil, taşkın “duygusal” hareketlerdir.
PKK hareketinin bütün yayınlarında görülen, Pan-Kürt bir devlet kurma hedefidir; çok uzun vadeli, birçok aşamalardan geçerek ulaşmayı düşündükleri bir hedef...

Nüfus mübadelesi!
Aysel Tuğluk “Kürtlerin ayrılığı tartışmaya başlamasından” Türklerin korkacağını sanarak gözdağı vermek istedi galiba... Halbuki “ayrılma” fikri, yavaş ve marjinal boyutlarda olsa da Kürtler arasında da kendini göstermeye başladı!
Örnek mi, Mümtaz Soysal’ın “mübadele” önerisi...
Soysal “Kesin Çözüm” yazısında, Türkiye’deki ayrılıkçı Kürtlerin Kuzey Irak’a gönderilip karşılığında Iraklı Türkmenlerin getirilmesini önerdi. (Cumhuriyet, 17 Ağustos)
Mümtaz Soysal’a göre, Kuzey Irak’ta petrol olduğu için “ekonomisi bizimkinden daha sağlam olur”du, onun için bizdeki ayrılıkçı Kürtler de oraya gitmek isterdi. Karşılığında da Türkmenler buraya getirilirdi! (Akşam, 6 Eylül)
Bu fikrin ilk sahibi Mümtaz Soysal değil, Kürt milliyetçisi Kemal Burkay’dır. İşte Burkay’ın sözleri:
“Batı illerinde yaşayan Kürtleri alabiliriz Kürdistan’a. Çünkü Kürdistan zengin. Petrol olanakları var.” (Oral Çalışlar, Öcalan ve Burkay’la Kürt Sorunu, sf. 111)
Tabii Soysal Türkiye’den toprak vermeyerek, Burkay ise Türkiye’den toprak alarak nüfus mübadelesi yapıyorlar ama ikisi de yaşanabilecek insani faciaları tahmin edemiyorlar! Ve, “petrol” faktörünü de çok abartıyorlar!
Duygusallık böyle maddi gerçeklere ve akla aykırı düşüncelere yol açabiliyor.

Açılım’ı tıkamak!
Asıl tehlikeli olan, Türklerle Kürtler arasında derin duygusal uçurumlar açan vahim olaylardır ve günümüzde “açılım”ı Öcalan’ın şahsi ikbaline indeksleyerek tıkamaktır!
DTP, “açılım”ı Öcalan’la pazarlık şartına bağlayarak bu çılgınlığı yapıyor maalesef.
Hiçbir demokratik rejim, Öcalan gibi biriyle pazarlık yapamaz. Bunu istemek, çözümsüzlüğü dayatmaktır! Türklerle Kürtlerin birlikte yaşamasını zorlaştıracak feci toplumsal dinamikleri tetiklemektir!
Evet Öcalan, Tuğluk’u o laflarından dolayı azarladı. Ama Öcalan şahsi hesabına göre ‘siyaset’ yapar. Yunan mahkemesinin huzurunda “Kürt ve Helen kültürlerinin akraba olduğunu, İslamiyetin Kürtleri köleleştirdiğini, kapsamlı bir Kürdistan savaşını bütün dünyanın destekleyeceğini” falan söyleyen de Öcalan’dı. (Özgür İnsan Savunması, sf. 18, 34, 116)
Türkiye’de mahkeme huzurunda “Atatürk milliyetçiliği çerçevesinde kültür milliyetçisiyim” diyen de Öcalan’dı. (Aslan Tekin, İmralı’daki Konuk, sf. 496)
Siyasi laflar bir kenara, eğer Türklerle Kürtler duygusal olarak birlikte yaşayamayacakları noktalara sürüklenirse korkunç felaketler yaşarız. Asıl mesele bu “duygular” meselesidir.[1]

Kürtler Kürtlerle yaşasınlar’

İSMAİL Beşikçi böyle diyor, “Kürtler Kürtlerle yaşasınlar.” Sevgili Neşe Düzel’in sorularını cevaplandıran Beşikçi, ‘Kürtçülüğün Esasları’nı anlatıyor.
Ortadoğu’da Türklerin, Arapların, Farsların devleti var, 40 milyon Kürdün de olmalı. 450 bin nüfuslu Lüksemburg bir devlettir, Kıbrıs’ta 200 bin Türk KKTC’yi kurdu ve Türkiye destekliyor.
Türkiye’deki 20 milyon Kürt de kendi devletini kurmalı....
Neşe Düzel, Beşikçi’nin bu fikirlerini “ırka dayalı devlet” olarak niteliyor, demokratik bir devlette çeşitli ırkların özgürce yaşamasını savunuyor ama Beşikçi ısrar ediyor:
“Ben öbürünün daha doğru olduğunu düşünüyorum. Kürtler Kürtlerle bir arada yaşasınlar...” (Taraf, 8 Eylül)

Uluslaşma süreci
Sadece Beşikçi değil, Kürtçü milliyetçilerin temel görüşleridir bunlar. İşte Mehdi Zana’nın sözleri:
“Dünyada bütün ırklar kendi sınırlarına çekilmediği sürece dünya insanlarının birleşmesi mümkün olmaz... Şimdi biz Farslarla, Araplarla, Türklerle nasıl bir arada yaşarız?” (Medya Güneşi, Şubat 1992)
PKK yayınlarına da bu Pankürdizm ideolojisi hâkimdir, sadece siyasi şartlara göre üslupları değişiyor.
Şu bir gerçek: Eğitim, şehirleşme, iletişim gibi modernleşme dinamikleriyle Kürtler eski kapalı aşiret yapılardan çıkarak bir uluslaşma sürecini yaşıyorlar.
Cumhuriyet gazetesi de “Kürtlerde son zamanlarda ulusallaşma eğilimlerinin yoğunlaştığını” yazmıştı. Gazeteye göre, İslami bağların zayıflamasıyla, Kürtlerin “Ulusal, laik, çağdaş kimliklerine kavuşmaları tarihsel ve bilimsel açıdan kaçınılmazdır. Türkiye’deki Kürt sorunu bu bakımdan yadırganacak bir konu değildir.” (Cumhuriyet, 10 Ağustos 2009)
Onun için bölgede sadece DTP ve AKP var.
Ve sorun, sıradan bir terör hadisesi olmayıp geniş kitle tabanlı bir etnik milliyetçilik hareketidir.
Tepki olarak, Türklerde de “Türkler Türklerle bir arada yaşasınlar” eğilimini yansıtan nüfus mübadelesi ve referandum gibi düşünceler ortaya çıkıyor.
Benim duygularım da bazen “evli evine, köylü köyüne” diye homurdanıyor doğrusu.
Beşikçi’nin dediği gibi öyle bir Türkiye’nin “daha rahat ve özgür gelişebileceği” de bir gerçek...

Teori körlüğü
Fakat Türkler ve Kürtler nasıl ayrılacak?!
İşte “ırka dayalı devlet” şampiyonlarının döne döne düşünmesi gereken hayati soru budur!
Beşikçi, hapislerde geçen hayatının verdiği öfkeyle ve ‘teori körlüğü’yle konuşuyor.
Beşikçi ve etnik milliyetçiler bu körlükle düşünemiyorlar ki, Kıbrıs’ta “200 bin Türk”ün bir coğrafyada toplanmasıyla, Türkiye’nin bütün illerinden milyonlarca Kürdün yerlerinden kopup bir coğrafyada toplanması aynı şey midir?!
“Her ırkın kendi coğrafyasına çekilmesi”, yani iki tarafın da ırkçılarını coşturacak karşılıklı etnik temizlik!
Türkler için de Kürtler için de korkunç felaket olur bu! Tarih feci örnekleriyle dolu.
Başka bir yazımda da belirtmiştim; evet Kürtler bir yönüyle “uluslaşma” sürecini yaşıyorlar ama öbür yönüyle, Kürtler Türkiye’nin bütününe daha fazla entegre oluyorlar, iç içe geçiyorlar, nasıl ayıracaksınız? (Milliyet, 26 Nisan 2007)

İlk şart sağduyu
Kürt meselesi sadece “uluslaşma”dan ibaret olsaydı çözüm çok kolaydı; evli evine, köylü köyüne...
Ama “entegrasyon” da çok ileri boyutlarda, milyonlarca Türk ve Kürt iç içe geçmiş!
Çözüm diye Kürtlerdeki “uluslaşma”nın maksimalist taleplerini esas alsanız, kitlesel çatışmalarla kan gövdeyi götürecek!
“Uluslaşma”yı yok sayıp sadece “entegrasyon”u esas alsanız, sorun çözülmeyecek!
Böylesine çok karmaşık, çok zor bir sorundur bu! O yüzden çeyrek asırda 35 bin insanımız öldü zaten!
Birinci şart, sağduyudur, itidaldir, duygularımızı yatıştırıp pragmatik akılcı olmaktır.
Türklerin de Kürtlerin de en büyük düşmanı teori körlüğü ve taşkın duygulardır.[2]

Taha Akyol-Milliyet

Kaynak: Milliyet Gazetesi

[1].http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetayArsiv&ArticleID=1136802&AuthorID=62&b=Kurtlerle%20nasil%20ayriliriz&a=Taha%20Akyol&ver=91

[2].http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetayArsiv&ArticleID=1137183&AuthorID=62&b=Kurtler%20Kurtlerle%20yasasinlar&a=Taha%20Akyol&ver=69



Bu haber 454 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,343 µs