En Sıcak Konular

''AÇILIM VE KANDIRMACA'' PARTİSİ

18 Ağustos 2009 17:57 tsi
''AÇILIM VE KANDIRMACA'' PARTİSİ AKP'ye 'Aklı Karışıklar Partisi' demiştim yılar önce. Ama AKP'ye galiba 'Açılım ve Kandırmaca Partisi' de demek yerinde olacak.

Aklı Karışıklar Partisi’nden Açılım ve Kandırmaca Partisi’ne

AKP'ye 'Aklı Karışıklar Partisi' demiştim yılar önce. Ama AKP'ye galiba 'Açılım ve Kandırmaca Partisi' de demek yerinde olacak. Çünkü devamlı olarak ve her konuda 'açılım' peşindeler. İngilizceden tercüme (opening) yoluyla Türkçemize giren bu kelimeye bayılıyorlar desek yanlış olmaz.

Önce 'Kıbrıs açılımı' vardı. Sonra 'Ege açılımı' başlattılar. Ankara ve Atina arasında istikşafi görüşmeler yapıldı ve muhtemelen hala da yapılıyor. Ama bir yere varması söz konusu değil; çünkü Atina kendi taleplerini AB'nin hem İlerleme Raporlarına hem de emredici nitelikteki zirve kararlarına, 3 Ekim Müzakere Çerçeve Belgesi'ne ve Katılım Ortaklığı metinlerine yerleştirmiş durumda. Dolayısıyla Atina açısından istikşafi görüşmelerde fazla bir şey yapmaya gerek yok. Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını milli egemenlik hakkı olarak kabul eden bir tahkimnameyi imzalayıp, sorunu Uluslararası Adalet Divanı'na götüreceksiniz, o kadar... O zaman Atina hükümeti istediklerinin hepsini doğrudan değil ama mahkeme yoluyla almış olacak.

Kıbrıs'da da öyleydi. 'açılım' lafları havada uçuştu. Kırk yıldan beri çözülemeyen sorundan bahsedildi. Hep Türk tarafını ve özellikle Denktaş'ı suçlayan açıklamalar yapıldı. Sorun hemen çözülecekti. Böylece Kıbrıs meselesi AB yolunda Türkiye'nin önünde bir tıkaç, bir engel olamayacaktı. Ama sonuç hikaye oldu. Çünkü Rumların sorunu çözmeye niyeti yoktu. Niyetleri Türk tarafının toptan çözülmesiydi. Hala da öyle...

Ermeni meselesi başka bir açılım idi. Ama o kadar. Açıldı ve kapandı. Çünkü yapılacak fazla bir şey olmadığı, sorunun Ermenistan tarafının azgınlığından kaynaklandığı kısa sürede anlaşıldı. Azerbaycan'ı küstürmenin Türkiye'ye tarih önünde büyük bir günah yükleyeceği ortaya çıktı. AKP seçmeninin dahi böyle bir açılımı kabul etmeyeceği anlaşıldı. Ama Azerbaycan epeyce küstürülmüş oldu. Belki de, Sarkisyan'ın dediği gibi, 'iki devlet bir millet' felsefesi bir daha geri getirilemeyecek şekilde yıkıldı.

Şimdi 'Kürt Açılımı' 'tarihi fırsat' hikayesi başladı. Ortada henüz hükümete ait bir açılım paketi yok. İşin ilginç tarafı daha öncekilerde de benzeri gelişmeler yaşanmıştı. Örneğin Kıbrıs meselesi tartışılırken, hükümet işine geldiği anda büyük açılımcı gelmediği zaman da hemen yan çizen bir anlayışta olduğu için arada bir milli içerikli laflar etmeyi hiç ihmal etmezdi. Ege konusu çok teknik nitelikli olduğu ve kamuoyunda heyecan oluşturmadığı için fazla bir şey yapmaya zaten gerek yoktu.

Ermeni meselesinde de tıpkı Kıbrıs konusunda olduğu gibi, milli içerikli sözler hiç ihmal edilmedi. Kamuoyundan ve özellikle de AKP seçmen tabanından gelen milli tepkiler üzerine hemen Azerbaycan'ın gönlünü alma turları başladı. Ama sonuçta Azerbaycan büyük ölçüde küstürüldü. Daha da kötüsü, Azerbaycan kamuoyunun Türkiye'den soğuması oldu. Hükümetler arasındaki geçici gerginlikler halledilir ama toplumlar arasında oluşan soğukluğun giderilmesi epeyce bir zaman alır.

Bu son açılımda da aynı sonucun ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. İmralı'nın tekliflerinin konuşulması söz konusu bile olamaz. Azgın azınlığa mensup ve kendisine aydın diyen tercüme bürolarının İngilizceden tercüme kokan televizyon konuşmalarında ipuçlarını verdikleri taleplerin hiç birisi yerine getirilemez. Hatta bu konular ciddiyetle tartışılamaz da...

Üniter devlet yapısından vazgeçmeye gerek yok diyerek söze başlayıp, ardından da 'Kürt Parlamentosu', 'Kürtlerin savunma gücü' gibi ifadelerle devam edip, yerel yönetimleri güçlendirmek edebiyatıyla istenenlerin Türkiye'yi milli devlet yapısından çıkarmak olduğu açıktır.

Irak'ın kuzeyindeki kukla devlet yapılanmasının Türkiye'ye bağlanması ise tam bir hayaldir. Orta Doğu'daki bir Arap devletinin toprak bütünlüğünü bozmak anlamına gelecek böyle bir girişime kimse cesaret edemez. Kısacası bu açılımdan da fazla bir şey çıkmayacaktır muhtemelen.

Ama mesele bir şey çıkıp çıkmaması değildir. Nasıl ki, bir ailede tartışılması mümkün olmayan değerler ve kavramlar varsa milletlerin de milli davaları ve/veya tartışılmasına izin vermeyeceği değerleri ve kavramları olur. Her şeyi tartışabilen toplumlar ise millet olma özelliklerini kaybetmeye başlarlar. Açılım ve Kandırmaca Partisi'nin Türkiye'ye verdiği en büyük zararlardan birisi işte budur.

Hasan Ünal - Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazetehttp://www.milligazete.com.tr/makale/akli-karisiklar-partisinden-acilim-ve-kandirmaca-partisine-135962.htm, 



Bu haber 522 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,817 µs