YUNANİSTAN BATI TRAKYA'DAKİ GERÇEKLERİ SAPTIRIYOR

29 Haziran 2009 12:34 tsi
ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dini liderlerini seçme hakkının ikili anlaşmalar ile garanti altına alındığına işaret ederek, Yunanistan’ın bu konuda gerçekleri saptırdığını bildirdi.

Yunanistan’dan bilinçli dezenformasyon

ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dini liderlerini seçme hakkının ikili anlaşmalar ile garanti altına alındığına işaret ederek, Yunanistan’ın bu konuda gerçekleri saptırdığını bildirdi. 

Yunanistan Dışişleri Bakanı Bakoyanni’nin TRT-Türk’e verdiği röportajı değerlendiren Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habipoğlu, Bakoyanni’nin Yunanistan’ın Batı Trakya politikası ile ilgili açıklamalarına katılmalarının mümkün olmadığını belirtti. Yunanistan’ın ısrarla gerçeği çarpıttığına işaret eden Habipoğlu, şunları söyledi: “Öncelikle İstanbul’da sayıları gitgide azalan Hristiyan toplumuna karşın gittikçe gelişen ve büyüyen bir Batı Trakya Türk Azınlığı’ndan bahsedemeyiz. Buna karşılık bugün, İstanbul’da yaşayan Hristiyan toplumunun sayısı azalmış olsa da ‘azınlık’ üyesi yüz binler anavatanları Yunanistan’da yaşamaktadırlar. İkinci olarak Bakoyanni’nin ülkesinin azınlık haklarına tam saygılı bir ülke olduğu yönündeki ifadesine karşılık Yunanistan’ı konu alan uluslararası raporlar gerçek durumun iddia edilenin aksine olduğunu açıkça göstermektedir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi(AKPM) İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg  ya da AKPM üyesi Michel Hunault ile Birleşmiş Milletler Azınlıklar Bağımsız Uzmanı Gay McDougall ‘ın Yunanistan’da insan ve azınlık hakları ile ilgili hazırladıkları raporlar, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın sorunlarını ana hatları ile ortaya koymaktadır.”

Türk öğretmen sayısı tek taraflı azaltıldı

Bakoyanni’nin açıklaması ile ilgili olarak Habipoğlu, “Genel anlamda azınlık konularında karşılıklılık prensibinin aranmaması gerektiğini söyleyen Bakoyanni’ye şunu sormak isteriz. Yunanistan ile Türkiye arasında imzalanan ikili anlaşmanın hükümlerine aykırı olarak Türkiye’den Batı Trakya’ya gönderilen öğretmen sayısını tek taraflı olarak azaltmıştır. Üstelik gerekçe olarak ise Türkiye’de yaşayan Rum sayısının öğretmen ihtiyacının azalması gösterilmiştir. Aynı Yunanistan, karşılıklılık prensibine dayanarak Türkiye’den Batı Trakya’ya gönderilen öğretmen sayısında tek taraflı olarak indirime gitmiştir. Bu konu ile ilgili olarak Bakoyanni’nin cevabı nedir? Yine müftüler sorunu ile ilgili olarak Bakoyanni, müftülerin yargısal yetkileri nedeni ile atandıklarını açıklamıştır. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın dini liderlerini seçme hakkı ikili anlaşmalar ile garanti altına alınmıştır. Müftülerin seçimle işbaşına getirilmelerinin önündeki engelin Müftülerin aile ve miras hukuku alanında şer’i yetkilere sahip olduğu gerekçesi kabul edilemez. Müftülerin yetkileri kapsamında aldıkları şer’i kararların tümü anayasaya uygunluk ve yetki aşımı konusu bakımından mahkemelerinin onayına tabidir. Bu noktada önemli bir hatırlatma yapmak isteriz. Seçilmiş müftülerimiz kendi iradeleri ile yargısal yetkilerini kullanmamaktadırlar. Dolayısı ile bugün Batı Trakya’da yargısal yetkilerini kullanan kişiler devlet tarafından atanmış müftülerdir” açıklamasında bulundu.

Bakoyanni ne demişti?

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, 20 Haziran’da TRT-Türk’e verdiği röportajda müftüler ve dernek kurma özgürlüğü sorunu dahil Yunanistan’ın Batı Trakya’daki politikası ile Yunanistan ve Türkiye ilişkileri ile ilgili soruları cevaplamıştı.
TRT-Türk muhabiri A. Delek’in sorularını cevaplayan Bakoyanni, Lozan Barış Anlaşması’nın yürürlükte olduğunu ifade etmişti. Bakoyanni, Lozan Anlaşması imzalandığı sırada İstanbul’da büyük bir nüfusa sahip sayıları oldukça azalan Hristiyan toplumunun aksine Trakya’da zenginleşen ve büyüyen Müslüman toplumu olduğunu öne sürmüştü. Bakoyanni, gurur duydukları bir azınlık politikasına sahip olduklarını ifade ederek Avrupa ve Yunanistan’da parlak bir geleceğe sahip Trakya’daki çocuklar için Avrupa kimliğinin çok önemli olduğuna inandıkları için böylesi bir politika izlediklerini dile getirmişti.
Patrikhane sorununun tamamı ile farklı bir konu olduğunu belirten Bakoyanni, genel anlamda azınlık konularının karşılıklılık sorunu olmadığı gibi bu iki konunun da birbiri ile bağlantılı olmadıklarını ifade etmişti. Müftülük sorunu ile ilgili olarak ise Bakoyanni, Yunanistan ve Türkiye de dahil dünyada seçilmek yerine atandıklarını iddia etmişti. Müftülerin yargısal görevleri nedeni ile müftülerin atanması için ileri bir gerekçeye sahip olduklarını ifade eden Bakoyanni, hakimlerin seçimle değil atanma yoluyla göreve getirildiklerini söyledi. İşte bu nedenle Bakoyanni Müftülerin Türkiye ve Yunanistan’da atandıklarını belirtmişti. Atina’da camii inşası ile ilgili soruya ise Bakoyanni, bir camiinin inşa edileceğini söyleyerek bugüne kadar neden inşa edilmediği konusunda ise şöyle konuşmuştu: “Geçmişte Atina’da az ama çok az Müslüman vardı. Trakya’da yalnızca yeni inşa edilen değil Kültür Bakanlığı ve Bölge tarafından restore edilen camilerimiz var. Bu, Avrupa geleneğinin bir parçası, ve giderseniz oldukça güzel olan pek çok cami olduğunu göreceksiniz”. Bakoyanni, Atina’da bugün ibadet yeri ve Müslüman Mezarlığı için her hakka sahip pek çok Müslüman göçmen olduğunu ifade ederek hükümetin harekete geçtiğini dile getirmişti. Yunan Kilisesi’nin Müslüman mezarlığı için arsa tahsisinde bulunduğunu söyleyen Bakoyanni,camii için ise hükümetin karar aldığını ve yerin bulunduğunu, şimdi Eğitim ve Din İşleri Bakanlığını’nın Atina’da güzel bir camii inşa edilmesi kararının uygulanması için harekete geçtiğini belirtmişti. (Recep BAHAR )

Kaynak: Yeni Mesaj Gazetesi,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=9005250&tarih=2009-06-29

Bu haber 659 defa okundu.