MİLLİ İRADE VE POPÜLİZM

24 Haziran 2009 21:32 tsi
Cumhurbaşkanı mayın yasasını imzalama sebebini açıklarken: "Popülizm yapamazdım" diyor. Kim diyor popülizm yapın diye!

Milli İrade Popülizm

Cumhurbaşkanı mayın yasasını imzalama sebebini açıklarken: "Popülizm yapamazdım" diyor. Kim diyor popülizm yapın diye!

Popülizm halkçılık, halka yakın durma anlamı taşıyan, çoğu zaman da olumsuz bir anlam yüklenilen bir kelimedir. Yani popülizmin karşıtlığı nedir tam bilmiyorum ama her şeye rağmen, halkın hoşuna gitmese de, doğrudan gerçeklerden yana olmak anlamı taşıyabilir. Popülizm yapmadan topraklarını koruyamaz mıydınız?

Bülent Arınç'ın en sık kullandığı laflardan biri "milli irade"dir, Tayyip Bey'in de. Peki nasıl oluyor da seçimlerde ve günlük hayatta o kadar "halk"tan yana olma tavrı, mayın arazisine iş gelip dayanınca halkı karşısına alıyor? Türkiye'de bugün dağ, tepe, dere taş, mayın arazisinin yabancılara verilme ihtimaline karşı! Popülizmin alternatifi, karşıt olan milli tavır ise bir hükümetin göz ardı etmemesi gereken, hatta koruması gereken değerleri hatırlatır. Var mısınız bir referandum yapmaya? Ama bu referandum, cumhurbaşkanı seçilirken yapılan ve sonra uygulanmayan referanduma benzemesin! Hani Cumhurbaşkanı referandumla seçilecekti? Niye Meclis'teki AKP oylarıyla ve oyları bırakın, niye Meclis'te seçildi?

Bülent Arınç'ın "arabasını krediyle alması" hikayesinden başlıyarak oluşturulan "dürüstlük" laflarını dinlerken çok düşündürücü bulduğum bir kaç şey var! "Dindar" cumhurbaşkanı isterken, İslâm'ın çok önem verdiği "liyakat"i gözlerden kaçırması, "egemenliğin bir kısmının devri ayıp da günah da değildir" fetvasını Meclis başkanıyken açıklaması ve şimdi, hukuk tahsilini bir yana koyarak suçları sabit olmamış insanlar hakkında hüküm beyan etmesi, Türkiye'nin en tehlikeli dönemeçlerden geçtiği şu günlerde "ordu" için kendisine yakışmıyan tavırlar takınması...

Devrim yapmak da onu korumak da güçtür

İran'daki olayları bahane ederek "mollalar, mollalar" nitelemesiyle onu küçültmeye çalışmak... İran konusunda genellikle yapılan bu. Bir devrimi mollaların yahut sarıklıların yahut da başka türlü giysiler giymiş, olanların yapmasıyla devrimleri tasnif ediyorlar. Daha doğrusu devrimlere tahammülleri yok. Demokrasi derlerse her şey aydınlanıyor, doğru bir istikamet kazanıyor sözde! Batılılar Irak'a "demokrasi" yapmak üzere girmişlerdi (!) Gürcistan ve Ukrayna'da da öyle yapacaklardı. Hatta bâzı Türk cumhuriyetlerinde de devrimler turuncu renkli olurlarsa makbul devrimler oluyor.

Ağızlarındaki sakız ise "diktatör"lerdir. AB veya ABD'den icazetli iseniz yaptığınız "faşizan" uygulamalar, kanunsuzluklar, yolsuzluklar, ülkenizde kurduğunuz bir nevi gizli sıkı yönetim, "demokratik"tir. Onların rağmına, onlara karşı yaparsanız, diktatörsünüz! İran'da epeydir, bizim, "hepimiz Hrantız posterlerinin hazırlanışındaki gibi organize bir hazırlığın olduğunu resimlerden, fotoğraflardan görüyoruz. İran istihbaratı da faaliyette olan ajanların sayısını, kimliğini, eylemlerini açıklamış. İran'ı bizim güneydoğu zannettiler herhalde!

Bir devrimi makbul kılan onu yapanların, o geleneğin giysileri değil, devrimin özünün antiemperyalist olup olmadığıdır!

İran'ı en iyi anlayan Venezuellalı Chavez oldu. Birisi sambacıların ülkesi, birisi sarıklıların.

Afet Ilgaz- Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/milli-irade-populizm-130409.htm

Bu haber 550 defa okundu.