''MAYIN YASASI''NDAKİ GİZLİ TEHLİKE

16 Haziran 2009 11:55 tsi
Mayın yasasında yer alan bazı ifadeler mayınlı arazilerin yanı sıra hazine arazilerinin de yabancı firmalara devredilmesini gündeme getirdi.

Mayında tehlike sürüyor

Mayın yasasının 2'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında yer alan bazı ifadeler mayınlı arazilerin yanı sıra hazine arazilerinin de yabancı firmalara devredilmesini gündeme getirdi.

AKP hükümetinin ısrarla TBMM'den geçirerek kanunlaştırdığı düzenleme üzerindeki tartışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunulan yasanın 2'nci maddesinin 3'üncü fıkrasındaki ifadeler tehlikeli bulunuyor. 3'üncü fıkrada yer alan 'Mayınlı araziler ve buna bağlı müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük teşkil eden hazineye ait diğer taşınmazların tarımsal faaliyetlerde kullanılmak karşılığında...' ifadeleri mayınlı olmayan arazilerin de ihaleyi kazanan firmaya devredilmesine imkan sağlıyor.

İlk tepkiyi Saadet Partisi göstermişti

Yasa tasarısı meclis gündeminde iken beraberinde bir heyet ile bölgeye giden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu,  muhalefetin daha yeni bu tehlikenin farkına vardığını kaydederek, "Bu konudaki ilk açıklama Saadet Partisi tarafından yapılmıştı. Yapılan araştırmalarda söz konusu arazi asgari 600 bin dönüm, başka bir hesaba göre de 1 milyon dönüm olduğu kamuoyuyla paylaşılmıştır. Zaten mayın tasarısına karşı tepkimizin temelinde de mayınlı araziye ilaveten getirilecek olan bu arazilerin yabancıların kullanımına verilmesi yer alıyor" dedi.

AKP hükümetinin ısrarla TBMM'den geçirdiği yasa üzerindeki tartışmalar sürüyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün onayına sunulan mayınlı araziler ile ilgili düzenlemenin 2'inci maddesinin 3'üncü fıkrasındaki ifadeler tehlikeli bulunuyor. 3'üncü fıkrada yer alan 'Mayınlı araziler ve buna bağlı müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük teşkil eden hazineye ait diğer taşınmazların tarımsal faaliyetlerde kullanılmak karşılığında...' ifadeleri mayınlı olmayan arazilerinde ihaleyi kazanan firmaya devredilmesini gündeme getiriyor.

Mayınsız bölge de veriliyor

Suriye-Türkiye sınırında yer alan mayınlı arazilerin mayınlardan temizlenmesi ile ilgili yasa TBMM'den geçerek kanunlaştı ve Cumhurbaşkanı Gül'ün onayını bekliyor. Büyük tartışmalara neden olan yasa tasarısının TBMM'den geçmesinden sonra 2'inci maddenin 3'üncü fıkrasında yer alan ifadeler kafaları karıştırdı. Madde'de yer alan, 'Mayınlı araziler ve buna bağlı müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük teşkil eden hazineye ait diğer taşınmazların tarımsal faaliyetlerde kullanılmak karşılığında kullanım süresinden en fazla indirim teklif edene ihale edilmek suretiyle yaptırılır. Ayrıca söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan taşınmazlarda aynı yöntemle Maliye Bakanlığı tarafından ihale edilir' şeklindeki ifadelere eleştiriler sürüyor.

Arazi 1 milyon dönüm

Yasa tasarısı meclis gündeminde iken bölgeye Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ömer Vehbi Hatipoğlu başkanlığında bir ekip gönderen parti, eleştirilerini sürdürüyor. Hatipoğlu, yasa tasarısında yer alan maddeye ilişin eleştirilerini daha önce dile getirmelerine rağmen muhalefetin daha yeni bunun farkına vardığını kaydederek, "Bu konudaki ilk açıklama Saadet Partisi tarafından yapılmıştır. Yapılan araştırmalarda söz konusu arazi asgari 600 bin dönüm, başka bir hesaba göre de 1 milyon dönüm olduğu kamuoyuyla paylaşılmıştır. Zaten mayın tasarısına karşı tepkimizin temelinde de mayınlı araziye ilaveten getirilecek olan bu arazilerin yabancıların kullanımına verilmesi yer alıyor. Parlamento da bulunan muhalefet partileri Saadet Partisi'nin dile getirdiği bu tehlikeyi haftalar sonra gündeme getirmektedirler" dedi.

İsrail endişesi, hayali değil

Hatipoğlu, bu arazilerin içerisinde Ceylanpınar ve Akçakale ile Mardin civarındaki kamu arazilerinin yanı sıra çiftliklerinde dahil olduğunu kaydederek, "Bütün bunlar düşünüldüğünde tehlikenin boyutu daha çok ortaya çıkar. Başbakan bu tartışma yapılırken 'Nereden çıkardınız İsrail'i diye sertleşmektedir. Oysa kendisi geçtiğimiz hafta bir kanalda bu işi yabancılara bırakılabileceğini ifade etmiş. Bu ifadenin ardından program sunucusu yabancılar 'İsrail de olabilir mi' sorusuna 'Elbette olabilir neden olmasın' şeklinde cevap vermiştir. Demek ki bizim ifade ettiğimiz İsrail endişesi hayali veya boşuna bir endişe değil ciddi bir tehlikedir" şeklinde eleştirdi.

İsrail'i bilen de tehlikeye işaret ediyor

İsrail'i yakından tanıyan işadamı ve MHP Genel Başkanlığı'na da adaylığını açıklayan Ahmet Reis Yılmaz, ise kamuoyundaki endişe ve kaygıların giderilemediğinin altını çizerek, "Bu tasarının hazırlanmasında ön ayak olanlar kimler? Başbakan bunu açıklamalı. Başbakan ve hangi bakanlar hangi İsrailli ile nerede ne zaman mayın döşeli bu verimle topraklar ile ilgili ne konuştular. Başbakan bunu açıklamazsa, kimlerle ne konuşulduğunu ben açıklarım" dedi.

CHP de karşı

CHP'li Kılıçdaroğlu da mayınlı arazilerin yanında yer alan hazine arazilerinin de yabancı firmalara devredilebileceğini söyleyerek, bu maddeye eleştirilerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Mayınlı araziye paralel olan ya da bitişik hazine arazilerinin büyüklüğünü kimse bilmiyor" diyerek eleştirisini sürdürdü.

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/mayinda-tehlike-suruyor-129577.htm

Bu haber 530 defa okundu.