En Sıcak Konular

AB'DE YOLUN SONU MU?

11 Haziran 2009 18:04 tsi
AB'DE YOLUN SONU MU? Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türkiye'nin üyeliğine doğrudan karşı çıkan merkez sağ partilerin yükseliş göstermesini ve Türklere karşı ırkçı bir tavır sergileyen aşırı partilerin de oylarını kayda değer oranda artırmış olmalarını nasıl değerlendirmek

AB işi zaten yoktu

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Türkiye'nin üyeliğine doğrudan karşı çıkan merkez sağ partilerin yükseliş göstermesini ve Türklere karşı ırkçı bir tavır sergileyen aşırı partilerin de oylarını kayda değer oranda artırmış olmalarını nasıl değerlendirmek gerekir? Bu sonuçları Cumhurbaşkanı Gül'ün söylediği ve ima ettiği gibi fazla büyütmemek mi lazım gelir? Veya Başbakan Erdoğan'ın ifade ettiği gibi, bunların AB'nin Türkiye politikası üzerinde fazla bir etkisi olmayacak mıdır?

AP seçim sonuçlarını birkaç ana başlıkta ele almak doğru olacaktır. Birincisi bu seçimlerde ciddi oy artışı sağlayan merkez sağ partilerin neredeyse tamamı Türkiye'nin üyeliğine kategorik olarak karşıdır ve bu karşıtlıklarını da her vesile ile dile getiriyorlar. Bu partilerin oy oranlarının ciddi miktarda artması buna karşılık sol ve sosyalist partilerin oylarının önemli oranda azalması AB içerisinde giderek yaygınlaşan eğilimlere de işaret ediyor. Yani AB içerisinde ekonomiler iyi gitmiyor.

Uzun yıllardır başta kronik işsizlik gibi sorunlarla boğuşan ve çözüm üretemeyen AB ülkeleri veya AB'nin tamamı son krizle birlikte adeta komaya girmiş durumdalar. Dolayısıyla AB üyesi ülkelerin neredeyse hepsinde sıkıntılar var. Eski ve daha zengin üyelerde halklar krizden neden bu denli etkilendiklerini, yıllardır kronikleşen işsizliğe neden çare bulunamadığını sorgularken, yakın zamanda üye olmuş olanlarda vatandaşlar AB konusunda tam bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. AB üyeliği bu ülkelerde yıllarca bütün mali ve ekonomik sorunlara ve sıkıntılara yegane çare diye anlatılmıştı.

Örneğin 2004 yılında üye olanların neredeyse hepsi ya iflas etmiş durumda ya da iflasa doğru koşar adım ilerliyorlar. Ve görece zengin ülkelerin kendilerine yardım adına yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını her gün daha iyi anlamaya başladılar. Kaldı ki, görece daha zengin olanların liderleri herkesin kendi çaresine bakmak zorunda olduğunu her vesile ile yüzlerine haykırıyorlar.

Macaristan iflas etti. AB'den bir fayda olmayacağını anlayınca doğruca IMF'nin kucağına gitti. Ama IMF ile bir anlaşma yapar yapmaz durumu daha da kötüleşti ve kelimenin tam anlamıyla iflas etti. Baltık ülkelerinden Letonya'nın beklenen iflası geçen hafta sonunda gerçekleşti. Hiçbir AB ülkesinden yardım eli uzatılmayınca garip manzaralar ortaya çıktı. Mesela, ülkedeki sarışın kadınlar 'kriz varsa çare de var' diyerek seksi kıyafetlerle gösteri yaptılar, kendilerini gösterdiler. Ülkelerine davet edilecek çok sayıdaki erkek turistle krize çare bulabileceklerini kameralar önünde anlattılar.

Polonya, Slovakya, Bulgaristan ve Romanya için çanlar çalmaya devam ediyor. Bu arada eski ve görece çok daha zengin sayılan üyelerden İrlanda'nın durumu hiç de parlak değil. Kredi değerlendirme kuruluşları İrlanda'nın notunu düşürdü. Yunanistan tehlikeli bir bekleyiş içinde ve İngiltere ekonomisi krizde feci şekilde yalpalamaya devam ediyor.

Bütün bunlar ve son AP seçimleri birlikte ele alındığında iki değerlendirme yapmak gerekir. Birincisi Türkiye'nin AB'ye tam üye olması ihtimali zaten yoktu. Nitekim 17 Aralık 2004 kararları ve 3 Ekim Müzakere Çerçeve Belgesi Türkiye'ye bir üyelik teklifinde bulunmuyordu. O tarihlerden bu yana yaşananlar, kamuoylarındaki göstergeler ve krizin AB'yi silkelemesi gösterdi ki, Türkiye'nin AB üyeliği söz konusu bile değildir. Böyle bir süreç sadece ve sadece Türkiye'yi dönüştürmek isteyen bölücü ve diğer mihraklar tarafından kasıtlı bir şekilde kullanılmaktadır.

İkincisi ise, AB üyeliğinin artık bir kıymeti harbiyesi yoktur. Üyelik 1960'lı ve 70'li yıllarda İtalya, 1980 ve 90'lı yıllarda da Yunanistan, İspanya ve Portekiz için sağladığı imkanları yeni ülkelere sunamamaktadır. Çünkü AB ekonomileri kendi rakipleri olan Amerika ve Uzak Doğu ülkeleri ile rekabette ya zorlanmaktalar ya da rekabeti çoktan kaybettiler. Dolayısıyla seçim sonuçları üzerine hiçbir şey olmamış gibi davranmak yerine, bu işi yeni bir şekil ve muhtevaya dönüştürmek için neler yapabileceğimizi tartışmaya ne zaman başlayacağız?

Hasan Ünal - Milli Gazete

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/ab-isi-zaten-yoktu-129076.htm



Bu haber 479 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,955 µs