KURTULMUŞ: EMPERYALİZMİN,SİYONİZMİN DİNİ İMANI PARADIR''

2 Haziran 2009 11:22 tsi
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın mayınlı arazilerin temizlenmesine karşı çıkanlar için kullandığı 'Yahudi düşmanlığı suçlamaları' ve 'paranın dini olmaz' açıklamalarını eleştirdi.

Siyonizme karşıydık, karşıyız, karşı olacağız

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 7 Haziran'da ara seçim yapılacak Kadışehri'ndeki miting için gittiği Yozgat'ta büyük sevgi ve ilgiyle karşılandı. Aynı gün Merkez İlçe Teşkilatı'nın Büyük Sinema Salonu'ndaki olağan kongresine iştirak eden Kurtulmuş, akşam da Yozgatlı sanayici ve işadamlarıyla Sorgun'da bir araya geldi.

Yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz

Yozgat Merkez İlçe Teşkilatı'nın Kongresinde konuşan Kurtulmuş, Başbakan Erdoğan'ın mayınlı arazilerin temizlenmesine karşı çıkanlar için kullandığı 'Yahudi düşmanlığı suçlamaları' ve 'paranın dini olmaz' açıklamalarını eleştirerek, "Biz asla Yahudi düşmanlığı yapmadık. Bin yüz senedir bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Biz Yahudilerimizi de, Ermenilerimizi de, Rumlarımızı da, Keldanilerimizi de, Süryanilerimizle de hiçbir problemimiz olmadan yıllarca birlikte yaşadık. Ama Siyonizmin her zaman yayılmacılığına karşı olduk. Siyonizmin karşısındakini ezen bütün politikalarına karşı olduk. Dün karşıydık, bugün de karşıyız. Yarın da karşı olacağız" şeklinde konuştu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, 7 Haziran'da ara seçim yapılacak Kadışehri'ndeki miting için gittiği Yozgat'ta büyük sevgi ve ilgiyle karşılandı. Aynı gün Merkez İlçe Teşkilatı'nın Büyük Sinema Salonu'ndaki olağan kongresine iştirak eden Kurtulmuş, akşam da Yozgatlı sanayici ve işadamlarıyla Sorgun'da bir araya geldi. Kurtulmuş'a Yozgat programı boyunca Genel Başkan Yardımcıları Lütfü Esengün ile Kazım Arslan, İl Başkanı Ali Rıza Sungur ve teşkilat yöneticileri eşlik etti. Kongre'de Merkez İlçe Başkanı Yusuf Köksal yapılan seçimlerde güven tazelerken, İl Başkanı Ali Rıza Sungur ise Kurtulmuş'a Yozgat'ın sembolü saat kulesi bulunan plaket hediye etti.

Siyonizmin dini para

Kongrede konuşan Kurtulmuş ise, Başbakan Erdoğan'ın mayınlı arazilerin temizlenmesine karşı çıkanlar için kullandığı 'Yahudi düşmanlığı suçlamaları' ve 'paranın dini olmaz' açıklamalarını da eleştirerek, şöyle konuştu: "Biz onlarca yıldır Yahudi düşmanlığı yapmadık. Çünkü biz Selçuklu'nun, Osmanlı'nın çocuklarıyız, torunlarıyız. Bin yüz senedir onlarla birlikte bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Biz Yahudilerimizi de, Ermenilerimizi de, Rumlarımızı da, Keldanilerimizi de, Süryanilerimizle de hiçbir problemimiz olmadan yıllarca birlikte yaşadık. Biz hiçbir zaman Yahudi veya Rum düşmanlığı yapmadık. Ama biz Siyonizmin her zaman yayılmacılığına karşı olduk. Siyonizmin karşısındakini ezen bütün politikalarına karşı olduk. Dün karşıydık, bugün de karşıyız. Yarın da karşı olacağız. Ama benim esas anlamadığım husus şu. Onlarca yıl Siyonizme karşı bizim gibi karşı olan Sayın Başbakan şimdi köprünün altından hangi sular aktı da, Siyonizme karşı hassasiyetimizi ortaya koyduğumuz zaman, siz Yahudi düşmanlığı yapıyorsunuz diyerek bize bilmediğimiz bir uslüpla konuşuyor".  Erdoğan'ın 'Paranın dini imanı olmaz' sözüne de karşı çıkan Kurtulmuş, "Ben iktisat hocasıyım. Bu lafın ne manaya geldiğini bilirim. Sayın Başbakan paranın dini olmaz lafını nerden edindi, bunu da bilmiyorum. Ama benim bildiğim bir şey var. Emperyalizmin, kapitalizmin, siyonizmin, dini imanı paradır. Başka bir şey bilmez" şeklinde konuştu.

Partisinin mayın tasarısında üzerine düşeni yaptığını vurgulayan Kurtulmuş, "Bundan sonra Saadet Partisi'ne sormadan, fikrini almadan kimse hareket edemeyecek. 30'a yakın eski bakan ve milletvekili arkadaşımızla Meclis'e gidip, Başkana bir dosya sunduk. Basın toplantıları yaptık. Ve hükümet tasarıyı geri çekmek zorunda kaldı. Eğer tasarıyı getirmezlerse, teşekkür ederiz. Sağolun doğru bir şey yaptınız deriz. Ancak 5,2'lik bir Saadet Partisi, bir hükümet tasarısının geri çekilmesine neden olmuştur. Hükümette deprem niteliğinde kabine revizyonuna neden olmuştur. Siz bir de Saadet Partisi'nin iktidar partisi olarak Meclis'te olduğunu düşünün, Allah'ın izniyle ne büyük hizmetlerin yapılmasına imza atacaktır" diye konuştu.

Bir bardak su da siz ekleyin

Yapılan bir ankette Saadet Partisi'ne kesinlikle oy vermem diyenlerin oranın yüzde 14 çıktığını ifade eden Kurtulmuş, "Bu toplumun yüzde 86'sı Saadet Partisi'ne oy verebilirim demektedir. Önümüzde yepyeni bir alan açılmıştır. Saadet Partisi, hiçbir kişinin, grubun, cemaatin, hizbin ve dar elit grubun partisi değildir. 72 milyonun tamamının partisidir " dedi.  Önümüzde yeni bir dönem bulunduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Bu yeni dönemde, kuşatıcı olacağız. Toplumda yaşayan herkese, bildiğimiz doğruları söyleyeceğiz. Ve inşallah insanların özgür ve müreffeh olduğu, devletin güçlü olduğu Yeniden Büyük Türkiye'yi kurma mücadelemize devam edeceğiz. Onun için, gelmeyene gideceğiz, vermeyene vereceğiz ve sevmeyeni seveceğiz. Çünkü bu üç şey, büyüklük alametidir" dedi.  Halktan partisine karşı olan ilginin her geçen arttığını vurgulayan Kurtulmuş, "Allah'ın izniyle su yatağı bulmuştur. Herkes elindeki, bardaktaki, sürahideki suyunu bu büyük dereye katsınlar. Hep beraber büyük bir çağlayan olalım. Ve Yeniden Büyük Türkiye'yi hep beraber kuralım" diye konuştu.

Seçimde hasadı toplayacağız

Kurtulmuş, 29 Mart'tan itibaren siyasette yeni bir dönem başladığını söyleyerek, " Milletimiz artık farkı gördü. Bu arkadaşlar koltuklarda çok oturdular, onlar insinler de biraz biz oturalım diye siyaset yapmıyoruz. Eğer öyle olmuş olsaydı, zaten o koltuklarda bin kere otururduk. Bunların oturduğu şekilde, bu kadar taviz vererek oturmaktansa, hiç oturmamayı tercih ederiz. Biz bu ülkede milletin, hakkın ve halkın gösterdiği istikamette, muktedir bir siyaset nasıl olur. Onu milletimizle birlikte göstermek için çaba gösteriyoruz" dedi.  Seçimlerde milletin iktidara hazır ol mesajı verdiğini dile getiren Kurtulmuş, "Size şunu müjdeliyorum. Bu seçimde tohum ektik.

Allah'ın izniyle önümüzdeki seçimde hasadı hep beraber toplayacağız" diye konuştu.  Seçimde yüzde 5,2 Saadet Partisi'nin millet nezdinde yüzde 50 oy almış gibi itibar gördüğünü vurgulayan Saadet Lideri Numan Kurtulmuş, "Millet, bizi dikkatle ve ilgiyle izledi. Yozgat'ta öyle değil mi? Yerköy'de, Kadışehri'nde, Yerköy'de aynısı oldu. Milletimiz bundan sonraki alternatif siyasetin ismini koymuştur. Ve Saadet Partisi, Türkiye'de siyasetin yükselen yıldızı haline gelmiştir. Ben 26 Ekim'de Saadet Partisi, fiilen anamuhalefet partisi demiştim. 29 Mart seçimlerinde de bunu değiştirdim. Bundan sonra, Saadet Partisi fiilen iktidar adayı bir parti haline gelmiştir" dedi.

İşadamlarıyla toplantı

Kurtulmuş, Ticaret Odası Başkanı Ergin Gül'ü makam odasında ziyaretten ettikten sonra, işadamı ve sanayicilerle ekonomik krizle ilgili konferans verdi. Kurtulmuş, katılımcılara ekonomik konulardaki görüşlerini açıkladı. Kurtulmuş, ''Türkiye bir ekonomik krizle karşı karşıya, benim kanaatim şu anda karşı karşıya kaldığımız kriz, aslında küresel krizin etkileriyle ortaya çıkmış bir kriz değildir. Türkiye'de şu anda yaşamakta olduğumuz problem son 8-10 yıldır devam eden yanlış ekonomik politikalarının çok doğal sonucudur'' dedi. Kurtulmuş, ekonomik alanda Türkiye'nin karşılaştığı sorunların, hukuki, siyasi, toplum yapısı ve toplumun gelişmesiyle ilgili olduğunu savundu.

Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:  ''7 sene evvel konuştuğumuz konular, hatta rakamsal anlamda Türkiye böyle giderse, 'Şu kadar banka elinde kalır, şu kadar milyar dolar borcu olur, şu kadar işsizlik oranları olur' diye o zamandan söylediğimiz konuların, bu gün gerçek olduğunu görmek beni şahsen, gerçekten yaralıyor. Ama ne yazık ki Türkiye'nin ekonomik alanda yanlışlığı buradadır.'' Türkiye'de son zamanlarda konuşulan modelin, ''Dubai Modeli'' olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu yöntemle Türkiye'nin üretimden vazgeçip, küresel şirketlerin mal ve hizmetlerini kullanarak, geçimini temin etmesini öngördüğünü, bu modelle Türkiye'nin kalkınmasının, gelişmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı: ''Dubai Modelinde, tarım alanında bir iyileşme söz konusu değil, yani Sorgun'un, Kadışehri'nin, Çekerek'in insanı şeker pancarı üretmiş, üretmemiş,  arpa üretmiş, buğday üretmiş üretmemiş bununla ilgilenmiyor, işsizlikle ilgilenmiyor, istihdamın arttırılmasıyla ilgilenmiyor, fabrikaların çalışmasıyla,  reel ekonomiyle, ihracatla ilgilenmiyor. İlgilendiği şey makro değerleri ayakta tutarak Türkiye'nin dışa bağımlı bir kalkınma modelinin içerisine sokulmasıdır.  Bu model Türkiye için iyi bir model değildir, Türkiye genç bir nüfusa verimli topraklara sahiptir. Üreterek, çalışarak gelişebilecek bir ülkedir.''

Kaynak. Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/siyonizme-karsiydik-karsiyiz-karsi-olacagiz-128058.htm

Bu haber 509 defa okundu.