En Sıcak Konular

BOSNA-HERSEK YARALARINI SARIYOR

24 Mayıs 2009 23:14 tsi
BOSNA-HERSEK YARALARINI SARIYOR 1990'lı yıllardaki iç savaşın acımasızlığını yaşayan Bosna-Hersek, yaralarını ''savaş'' turizmiyle sarmaya hazırlanıyor.

1990'lı yıllardaki iç savaşın acımasızlığını yaşayan Bosna-Hersek, yaralarını ''savaş'' turizmiyle sarmaya hazırlanıyor. Dünyanın değişik ülkelerinden turistler Saraybosna'da dramı, Mostar'da da savaşın sembolü haline gelen köprüyü görmeye geliyor.

Pronto Tour tarafından Balkan ülkelerine düzenlenen turların tanıtımı amacıyla bir basın gezisi yapıldı. Bu turlarda en önemli ayaklardan birini Bosna-Hersek oluşturuyor. Savaşın ardından geçen 14 yılda, ülke ekonomisinde en fazla atılım yapan sektörlerden biri turizm... Savaştaki yıkımı ve yaşanan acıları görmek için dünyanın her yerinden meraklıları çekmesiyle turizm hareketliliği artan ülkede, sektörün gelecek yıllarda hem yaraların sarılmasına hem de ilk ağızdan Bosnalıların dramının dünyaya anlatmasına daha çok katkı yapacağı görülüyor. En fazla Türkiye, Slovenya, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelerden turist çeken ülkede, çoğunlukla savaşın yarattığı yıkım görülmeye gelindiği için bir nevi ''savaş'' turizmi yapılıyor.

Ülkede en fazla ilgi gören yer, 3 yıl kuşatma altında kalan ve büyük acılara sahne olan başkent Saraybosna... Henüz küresel ekonomi çarkının kendini tam olarak hissettirmediği, tertemiz doğası, hormonsuz gıdaları ve kır evleri tarzındaki binalarıyla dikkat çeken Saraybosna, bir yandan kültür turizmi için cennet izlenimi verirken, ''suçiçeği'' çıkarmış gibi mermi ve roket atar izleriyle dolu binalarıyla da 1990'lı yıllara damgasını vuran kanlı savaşın cehennemi yaşatan günlerini hatırlatıyor. Yani Saraybosna, bir yandan gezenlerin yüreklerini sızlatan, diğer yandan doğal güzelliğiyle insana huzur veren bir şehir izlenimi veriyor.

En gözde mekan; Başçarşı

Tüm bu savaş anılarına karşın şehrin, gelenlere nefes aldıran mekanı ise Başçarşı. Başçarşı'daki doğu ile batıyı, Osmanlı ile Avrupa mimarisini birleştiren Ferhadiye Caddesi ise hem halkın hem de turistlerin buluşma yeri. Her daim cıvıl cıvıl olan, üzerinde Brusa Bezistan, Gazi Hüsrev Bogava Cami, saat kulesi, İsa Katedrali bulunan caddenin Osmanlı izlerinin ağırlıklı olduğu bölümde geleneksel ürünler, Avusturya-Macaristan imparatorluğu döneminde yapılan 18. yüzyıl yapılarının başladığı noktadan itibaren ise dünya markaları satılıyor. Cadde ise Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı Josip Tito'nun partizanları tarafından yapılan ''sonsuzluk ateşi'' ile bitiyor.

Şehitlikte gözyaşı...

Saraybosna'da savaşın izlerini gösteren en hüzünlü yer ise şehitlik... İzzetbegoviç'in mezarının da bulunduğu şehitlik ile yol kenarlarında görülebilen mezarlıklarda çiçeklerin her daim taze olması, Bosnalıların kayıplarını unutmadığını ve sık sık ziyarete geldiğini gösteriyor. Şehitlikte rastladığımız Amir ile Rehigema Karışık çifti de oğullarını doğum gününde mezarı başında ziyarete gelmiş. Rehigema Kur'an okurken eşi Amir'in gözyaşlarını tutamaması, yüreklerindeki acının ilk günkü gibi taze olduğunu kanıtlıyor.

''Turistler kendini suçlu hissediyor''

Şiida Kolar'ın Bosna ordusunda savaşan oğlu 60 yaşındaki Bayro Kolar da tünelin onlar için önemini, ''Tünel olmasaydı ne Saraybosna olurdu ne de bizim geleceğimiz'' sözleriyle özetledi. Küçük oğlunu Bosna'ya gelen şimdiki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Arslan Güner'in İstanbul'a götürerek Kara Harp Okulu'nda okuttuğunu anlatan Koral, ''Bir gün gerekirse benim oğlum Bosna'yı savunacak. Ama her şeye rağmen biz her şeyi unutmaya hazırız'' dedi. Turistlerin çoğunluğunun yaşananları duyduğunda çok etkilendiğini ifade eden Kolar, şunları kaydetti: ''Önce sadece bakıyor, anlamıyor ama ben detaylarına girince, çoğu şaşırıyor ve hala nasıl hayatta kaldığımıza inanamıyor. Çoğunluk kendini suçlu hissediyor, kendi devletleri Bosna'ya yardım etmediği ve katliamı desteklediği için... Ben onların vatandaşlarına bunları anlattığım zaman bunlara, şaşkınlık ve hüsranla tepki veriyorlar.'' Kolar, Türkiye ile Slovenya başta olmak üzere buraya dünyanın her yerinden turist geldiğini belirtti.

"Mermi izleri bilerek bırakılıyor, unutulmasın diye"

1980 doğumlu İbrahim Sabahaç da savaşla küçük yaşta savaşla tanışanlardan... 13 yaşındayken Hırvatlara karşı birkaç gün savaşan, daha sonra yaşı küçük olduğu için annesinin yanına dönen Sabahaç, ''Bizim milletimiz çok hümanist bir milletti, sosyal haklarımız belliydi, seviyorduk birbirimizi ama bu harp bütün bu dengeleri bozdu'' dedi. Savaş sırasında ailesinden 12 kişiyi kaybettiğini ifade eden Sabahaç, ''Babam da şehit oldu. Şimdi duvarlarda böyle mermi izlerini gördüğüm zaman üzülüyorum, kendimi iyi hissetmiyorum. Bazı binaları bilerek böyle bırakıyorlar. İnsanların ruhunun içinde yara olarak kalsın diye...'' diye konuştu.

Savaşın en canlı tanıklarından bir diğeri de hem Sırplara hem de Hırvatlara karşı savaşan Fikret Maksomiç... 52 yaşındaki 2 çocuk annesi Maksomiç, savaş yıllarına dair fotoğraflarını hala çantasında taşıyor ve bizlere de gösteriyor. O günleri anlatırken duygulandığı gözlenen Maksomiç, ilk olarak Sırplara, sonra da Hırvatlara esir düştüğünü anlattı. Şu anda yüzde 100 harp malulü konumunda olduğunu belirten Maksomiç, ''Halen o esir kampında oluşan yaralar sızlıyor. O işkenceden sonra giderilmeyen ağrılar oluştu'' dedi. Maksomiç, tüm yaşanan acılara rağmen taraflar arasında diyaloğa karşı olmadığını  ifade etti.

Savaşın en net tanığı; Savaş Tüneli

Şehirde, dünyanın hemen her ülkesinden ilgi gören mekan, savaştaki adıyla ''Umut'', şimdiki söylenişiyle ''Savaş Tüneli''... Kuşatma altındaki Bosnalıların, dünyayla diyalog kurmak ve yiyecek sağlamak için aylarca çalışarak açtığı 800 metre uzunluğundaki bu tünel, günümüzde savaş müzesi konumunda... Bir evin altından başlayıp hava alanına kadar uzanan, içinde bir insanın ancak ilerleyebildiği tünele, mühimmat ve gıdaları taşımak için ray sistemi kurulduğu görülüyor. Zaman zaman su baskınlarının olduğu tünele, büyük bir tehlike yaratsa da elektrik için kablo, enerji için de boru döşenmesi, savaşın insanları nasıl ölümle yüz yüze bir hayata mecbur ettiğini gözler önüne seriyor.

Kurşun izleri hâlâ duruyor

Yöre halkı da yaşanan tüm acılara rağmen toparlanmaya, turizmle dünyaya açılmaya çalışıyor. Her ne kadar her gün evlerinden çıkarken duvarlardaki kurşun izleriyle o günleri hatırlasalar da Mostarlılar, turistleri misafirperverlikle karşılıyor, dostane selam veriyor, Türkçe konuşulduğunu gördüklerinde sempatiyle yaklaşıp ''selamünaleyküm'' diyor. Aradan geçen yılların sadece takvim sayfalarından ibaret olduğu, Hristiyan ve Müslüman mezarlıklarındaki çiçeklerin her zaman taze olmasından anlaşılıyor. Bosnalılar ölülerini unutmayıp, sık sık ziyarete gidiyor. Savaşın tanıkları ise yaşadıklarını anlatırken, bugünkü duruma ''şükür'' ediyor gibi... Bunlardan biri de 63 yaşındaki Necati Aksoy... Savaşta Sırplara karşı kalaşnikof tüfekle çarpışan, daha sonra halkın ve askerlerin ihtiyacını karşılamak için fırın dükkanının başına geçen Aksoy, şehri ikiye bölen caddenin üzerinde yaptığımız görüşmede o dönem yaşadıklarını anlattı. Sırpların saldırıyı, şehri çevreleyen dağlardan top atışı yaparak başlattığını belirten Aksoy, ''Birçok Yugoslav öldü'' derken gözyaşlarını tutamıyor.

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/bosna-hersek-yaralarini-sariyor-127109.htm 



Bu haber 499 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,695 µs