En Sıcak Konular

SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİNE AKADEMİSYEN YORUMU

22 Mayıs 2009 16:44 tsi
SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİNE AKADEMİSYEN YORUMU Araştımacı -Yazar Doc. Dr. Oya Akgönenç,Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili çelişkileri,"yabancı İhalenin" sakıncalarını ve gözden kaçan büyük tehlikeleri,Milli Gazete'deki kösesine taşıdı....

Suriye sınırındaki mayınlar

Bugün dünyanın çeşitli ülke ve bölgelerinde tehlikeli mayın yatakları bulunmakta olup, bunlar Afrika'da, Asya'nın çeşitli ülkelerinde, Avrupa'nın ortasındaki Bosna-Hersek ve Kosova gibi ülkelerde hâlâ büyük bir problem teşkil etmekte ve pek çok insanın ölmesine veya sakat kalmasına sebep olmaktadırlar.

BM kararları bunların temizlenmesi ve dünyanın bir an önce mayınlardan arındırılması kararı alınmışsa da bu son derece yavaş işleyen bir uygulamadır. İşlemin kendisi zordur. Mayınların tespit edilip tek, tek patlatılması, etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki mayın döşeme işini sadece birbiri ile problemi olan ülkeler ve devletler değil, çeşitli terör grupları, tedhişçiler ve istikrarsızlık oluşturmak isteyen gruplar da kullanmaktadır. Bu sebeple bunların durdurulması ve sonra da temizlenmesi gayet zor bir iştir.

Suriye ile Türkiye arasında uzun yıllar "kapalı sınır politikası" uygulanmış, tel örgüler ve mayın yatakları ile bu yasaklar pekiştirilmiştir. Son yıllardaki olumlu gelişmeler sonucunda iki ülke aradaki arazinin temizlenmesine ve mayınların kaldırılmasına karar verilmiştir. Ama bu gün daha başka bir problem ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Bu mayın temizleme konusu teknik bir olay olmanın çok ötesinde önemli etkileri olacak bir olaylar dizisinin ilk adımı olarak görülüp, dikkatle izlenmelidir. Muhakkak ki bu konuda daha birçok defa yazı yazılacak ve sizlerin dikkatlerinin bu konuya yoğunlaşması için gayret sarf edilecektir. Bu konuda üzerimize düşen uyarma, aydınlatma, ikaz etme görevlerini yerine getirmeye çalışırken, bu "temizleme işinin" bizatihi kendisinin tam bir gizli mayın yatağı olduğu konusunun da aydınlatılmasına çalışılacaktır.

Olaydaki çelişkiler:

Mayın temizleme konusu:

En az 10-15 yıldır fikri alt yapısı yavaş yavaş hazırlanan bu olayın eriştiği nokta hem Türkiye ve hem de Ortadoğu açısından tehlikeli bir durum ortaya çıkartmaktadır.

* Mayın temizleme olayına birçok değişik grup sahip çıkmaya veya elde etmeye çalışmaktadır. İşin en garip yanı ise ellerinde bu konuda en son teknolojiye sahip olan ve her türlü imkanı bulunan ve bu mayınların haritalarına da sahip olan askeriyenin, bu konu ile ilişkisi kesilmiş bulunmaktadır.

Tekrar ediyorum: Elinde teknolojisi ve mevcut mayınların işaretlendiği arazi haritaları bulunduğu halde ve herkesten ve her kurumdan daha ucuza ve daha iyi bir şekilde  bu temizleme işini gerçekleştirebilecekleri halde Genelkurmaya bu görev tevdi edilmemektedir.

* Mayınlı arazinin tüm haritaları Genelkurmayda bulunmakta ve bu işi 35-36,000 dolara halledebileceklerini söylemektedirler. Ama bu da kabul edilmemektedir. Ayrıca, bu işi özelleştirme idaresinin yapmasının önü de hukuken kesilmiştir.

* Tam bu günlerde, TBMM'de bu konuda yeni bir kanun çıkartılmaya çalışılmakta olup, bu kanunla mayın temizleme işi halledilmeye çalışılmaktadır.

Bunun anlamı şudur: Kanundaki tarifeye uyan özel şirketlerin bu işi üstlenme hakları doğacaktır. Adeta "siparişe uygun şartlarda" hazırlanacak gibi görünen bu kanundan kimlerin yararlanacağı BÜYÜK DİKKATLE İZLENMELİDİR.

Böyle bir durumda herhangi bir paravan şirket olabilir, hatta görünürde TC. uyruklu kişiler olabilir ama onların kimlerle ortak olduğu bilinmelidir. Şu anda bu mayın temizleme işine en çok İsrail devleti ilgi göstermektedir. Bu şirketlerin ortaklarının İsrail uyruklu kişiler olması adeta kesin gibi görünmektedir.

Arazi mayından temizlendikten sonra 49 yıllığına da tarım için kiralanmış olacaktır. Burada yapılacak olan tarımdan kazanılacak para çok yüksek bir meblağdır. Bu otomatik olarak, mayını temizleyen kim ise ona gidecek muhteşem bir kârdır.

Böyle bir "Yabancı İhalenin" sakıncaları:

- Kendi topraklarımızın üstünde, başka bir ülkenin fiili kontrol ve hakimiyetini kabul etme durumunun ortaya çıkmış olacaktır.

- Mayınlı arazi en az 350,000 dönüm olup, buna Ceylanpınar ve diğer devlet çiftlikleri de eklenince söz konusu kiralanacak arazi yaklaşık 650,000 dönüm araziye  çıkmaktadır. Nerede ise kabaca KKTC toprakları kadar bir yer.

- Bu topraklar yarım asırlık bir dönem için (49 yıl) başka bir devleti beslemek üzere tarıma açılacaktır. İlaveten içinden (büyük ihtimalle) petrol çıkarsa, bunun da kullanma ve işletme hakları kiralayan devletin veya firmaların olacaktır.

- Zaten Türk devleti GAP projesi ile buraları suladığı için, kiralayan her kim olursa, onların su getirme zahmeti de olmayacaktır. Yani masraf ve zahmetin tümünü Türk devleti ve sonuçta Türk halkı karşılamış olduğu halde, faydasını ve kârını başkaları kullanacak ve yararlanacaktır.

Gözden kaçan büyük tehlikeler:

- AB 2004 İlerleme Raporuna bakıldığı takdirde Türkiye'nin GAP sularının belli bir tarihte "uluslarararası bir su yönetim idaresine" yerleştirilmesi gerektiği  vurgulanmaktadır. Bu husus, nedense hiçbir zaman TBMM'de görüşülüp, tartışılmamıştır. (çok garip bir olay!) Yine aynı AB raporunun su ile ilgili kısmında adeta bu işlemin gerekçesi gibi yazılan bir diğer husus da, bunun İsrail'in ve komşularının eşit su haklarının korunması olduğu hususudur. (Bunu yazan AB devletleridir; kısaca niyetlerini belli etmektedirler).

- Kıbrıs adası da vaktiyle, İngilizlere, sadece donanmalarının bakım ve ikmali gayesi ile geçici olarak kiralanmış ama ondan sonra da İngilizler oradan ayrılmamışlardır. İngilizler halen Kıbrıs'ta askeri üs bulundurmaktadırlar. Bu alınacak  büyük bir ders olmalıdır.

- Adı geçen alanlar İsrail veya perde arkasındaki İsrail firmalarına kiralandıktan sonra İsrail'in hayali ve ideali olan Dicle-Fırat sularına ulaşmış olacağı da gözden kaçmamalıdır. Acaba hükümet bu hususları göz önünde bulundurmakta mıdır?

- Manavgat suyunu "pahalı" diyerek almaktan vazgeçen İsrail'in su derdi de böylece halledilirken ilerki yıllarda beklenen "gıda darlığı" sırasında da "gıda derdi" de halledilmiş olacaktır.

- Dünya'nın yakında "gıda kıtlığı ve su sıkıntısı ile" karşı karşıya kalacağı Dünya Çevre Raporlarında çokça anlatılmaktadır. Böyle bir dönemde yurdumuzda, sınırlarımız içinde gelişeceği açıkca görünen böyle bir durum, vahim bir gelişmedir.

- Diğer taraftan, ilişkilerimizi geliştirmeye çalıştığımız Suriye açısından da son derece zor bir durum ortaya çıkacaktır. Suriye'nin güneydeki Golan tepeleri (yine su kaynakları ile dolu olduğu için) zaten İsrail'in işgali altındadır. Şimdi de mayın temizleme ve tarım yapma bahanesi ile kuzeyindeki topraklar da İsrail'in kontrolü altına girerse ortaya kabul edilemez bir durum çıkacaktır. Bu durumda, Suriye'nin Türkiye'ye güvenmesi zorlaşacaktır. Bunun en vahim sonucunun da Türkiye'nin yalnızlığa itilmesi ve tedricen Müslüman ülkelerden kopmasıdır.

Buradan tekrarlıyoruz: Bütün bu şartlar altında ihaleyi yabancılara vermenin hiçbir âlemi ve gereği yoktur, hatta sakıncalıdır, tehlikeli sonuçlar doğurur. İşimizi, en iyi ve doğru şekilde, kendimiz yapabiliriz.

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/makale/suriye-sinirindaki-mayinlar-126879.htm



Bu haber 675 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,584 µs