En Sıcak Konular

BİR AHMET ALTAN KLASİĞİ

14 Mayıs 2009 17:10 tsi
BİR AHMET ALTAN KLASİĞİ Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan,Abdullah Gül'le,Terörist başını "barış için" birlikte harekete çağırdı.

Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan,yine çok tartışılacak bir yazıya imza attı.

Altan,"Türkiye bir barış sürecine giriyor.Barışa çok yaklaştık...Türk tarafından Cumhurbaşkanı Gül, "barışın öncülüğünü" üstlenmiş gibi görünüyor.Peki Kürt tarafından bu rolü kim oyanayacak?...Bence şöyle ya da böyle Apo'yla konuşulmalı ve o jestleri onun yapması sağlanmalı"diyor.

Cumhurbaşkanı ile terörist başını aynı masada buluşmaya çağırıyor.

Bunlar yazarın şahsı fikri olsa, "Ahmet Altan'ın klasik hezayanları" der geçersiniz ama bu,Türkiye'ye AKP iktidarı ile iyice yarleşen,liberallerden,bazı islamcılara kadar oldukça geniş bir zihhiyetin tezahürü.

İşte,millî vicdan sahiplerini,"Türkiye nereye götürülüyor" endişesine düşüren o yazı:

Bizzat Tanrı gelse

Geçen gün genç bir "Türk" arkadaşıma sordum.

"Tanrı'ya inanıyor musun?"

"Evet"

"Tanrı gelip sana , Kürtlerle Türkler ayrılsa bu ülkedeki bütün insanlar çok iyi yaşayacaklar, çok zengin ve mutlu olacaklar dese, bizzat Tanrı sana söz verse, Kürtlerin ayrı bir ülke kurmasına razı olur musun?"

Sustu.

"Razı olurum" diyemedi.

O zaman ona sordum

"Peki sen aslında insanların iyi ve mutlu yaşamasını istemiyor musun? Asıl amaç bu değil mi?"

Bakışlarından anladım ki asıl amaç "insanların daha iyi yaşaması" değil.

Şimdi milliyetçiler ile ulusalcılar hemen delirmesinler, bu konuşmada vurgu "bölünmekte" değil, bu konuşmada vurgu "insanların daha iyi yaşamasında", bütün bu kavgaların mücadelelerin, savaşların nedenini daha iyi kavranmakta.

Sadece o genç adamla konuşmak bile gösteriyor ki bu ülkedeki siyasi çekişmelerin odak noktası "daha iyi yaşamak" değil.

Benzer bir soruyu öfkeli bir Kürt gence, "Tanrı sana bütün insanların daha iyi yaşayacağına söz verse PKK'nın hemen silahlarını bırakmasına razı olur musun" diye sorarsak belki aynı suskunluğu onda da göreceğiz.

Belli ki başka "amaçlar" yerleşmiş zihnimize.

İntikam, "gününü gösterme", daha fazla toprağa sahip olma, gücü elinde tutma gibi birçok amaç var ve bu amaçlar "insanların mutluluğuyla" çatıştığında biz insanları değil o "kutsal" amaçları tercih ediyoruz.

Bunu anlamanın bu ülkeyi anlamak için iyi bir ipucu olduğunu sanıyorum.

"Mantıklı" çözüm önerilkerine gösterilen "mantıksız" tepkiler belki de bu "kutsal" amaçların altında saklı.

Türkiye bir barış sürecine giriyor.

Barışa çok yaklaştık.

Su şişeden akacak.

Ama suyun geçeceği en son nokta olan "şişenin boynu" şişenin en dar yeri.

Su şişenin dar yerinden akar.

Tıkanması en kolay kısmından.

Ve, burada gerçekten de "insan" kutsal amaçlardan daha çok önemseyen, saçma muhalefete aldırmayan güçlü bir tavıur gerekiyor.

Sadece Deniz Baykal'la, Devlet Bahçeli'nin "barış" ihtimaline gömsterdikleri tepkilere bakarak durumu anlayabilirsiniz.

Onlar sıradan parti yöneticileri, bir liderlik vasıfları yok, herhangi bir sorunu çözmeye de gayret etmiyorlar, tam tersine insanı değil "kutsal amaçları" benimseyenlerin oylarını toplamaya uğraşıyorlar.

Bu, sadece Türk tarafında böyle değil.

Kürtlerin arasında da çok sayıda Baykal ve Bahçeli bulunuyor.

Sorunun çözümüne karşı çıkan birilierin PKK'nın içinde de bulunduğunu sanıyorum.

Karayılan, Hasan Cemal'e "silahlar sussun" derken aşağıda mayınları patlatmanın başka ne anlamı var?

Karayılan'ı "sözüne sahip olmayan, örgütünü denetleyemeyen ve güven uyandırmayan bir adam" durumuna düşürmekten bir çıkarı olmalı o mayınları yerleştirenlerin.

Türk tarafından Cumhurbaşkanı Gül, "barışın öncülüğünü" üstlenmiş gibi görünüyor.

Böylece, Başbakan Erdoğan'ı muhalefetin ateşinden ve milliyetçi oyları kaybetmekten kurtarıyor.

Peki Kürt tarafından bu rolü kim oyanayacak?

Benim görebildiğim kadarıyla bu, Karayılan değil.

Kendi örgütünün "mayınlı tekzipleriyle" karşılaşarak biraz zor çözer bu meseleyi.

DTP içinde de öyle kuvvetli biri gözükmüyor.

Geriye tek adres kalıyor.

Apo.

Geçenlerde bana gelen Apo'nun avukatlarıyla konuşmuştum.

Eğer yanlış anlamadıysam, "bazı önkoşulların yerine getirilmesi halinde" Apo da silahlı militanları sınır dışına çıkarmayı düşünüyor.

Önceki gün bizim sıraladığmız, "barış için kolay önlemleri" devlet gerçekleştirirken, PKK da silahlı militanları sınır dışına çekerse, "Türk ve Kürt Baykallar'ın eli zayıflar.

Barışın önünü o kadar kolay tıkayamazlar.

Türkler arasında Apo'dan nefret eden insanların ne kadar çok olduğunu biliyorum hatta Kürtler arasında da Apo muhalifi çok fazla.

Türkler, Apo'yu ve PKK'yı "düşman" olarak görüyor.

İyi de "barış" kiminle yapılır sanıyorsunuz?

Dostunla barış yapacak haklin yok ya, "düşmanınla" barış yapacaksın.

Alev Er'in olağanüstü saptamasıyla söylediği gibi "kiminle savaşıyorsan onunla barışırsın".

Sadece bir tarafın istediğinin gerçekleşmesi ile de barış olmaz.

Barış, bu ülkedeki bütün insanların daha mutlu, daha özgür ve daha zengin yaşamasını sağlayacak.

Ama kesin barış konuşmalarından önce, barışın konuşulamasını sağlayacak bir "iklimin" oluşması gerekiyor.

Bu da karşılıklı jestlerle olur.

Bence şöyle ya da böyle Apo'yla konuşulmalı ve o jestleri onun yapması sağlanmalı.

Tabii "insanların daha iyi yaşamasını" isteyenler için söylüyorum bunu.

"İnsanların daha çok ölmesini isteyen" Baykallara, Bahçelilere ve onların Kürt benzerlerine lafım yok.

Onlar Tanrı'nın sözüne bile aldırmayacak gibi gözüküyorlar, barış isteyenlerin sözüne neden aldırsınlar.

Kaynak: Taraf,http://www.taraf.com.tr/makale/5506.htm



Bu haber 456 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,868 µs