En Sıcak Konular

ASKER KÖKENLİ ŞAİRLER

14 Mayıs 2009 11:42 tsi
ASKER KÖKENLİ ŞAİRLER Osmanlı'dan günümüze Türk Ordusu'ndaki şair damarı, asker kökenli şairleri ....

TSK’nın hiç bilinmeyen bir yönü

Milli Gazete yazarlarından Cevat Akkanat,Osmanlı'dan günümüze Türk Ordusu'ndaki şair damarı, asker kökenli şairleri yazdı....

 ".......Posta kutusundan çıkan Ordu Şairleri Antolojisi fena heyecanlandırdı beni. Kapağında Gökhan Akçiçek'in adını fark edene kadar sürdü heyecanım. Meğerse "Ordu" ile kastedilen, bir sevda türküsünde "dereleri yukarı akması" aşkla arzulanan şehrimizmiş...İçeriği Ordu şehrimizin sekiz şairiyle ilgi olan antoloji, bende ilk intibaya bağlı tahassüsleri uyandırdı. Evet, artık biliyoruz ki Ordu şehrimizden şair çıkmış, çıkıyor, çıkacak; en azından sekizini bu kitaptan okuyoruz...

Peki 'Peygamber Ocağı'mızda durum ne âlemde?

İşbu noktada tarihe, özelde edebiyat tarihine müracaat etmekten kaçınmayacağız.  Mesela, daha en başta, Halk şiirinde şairlerin mesleklere göre gruplandırıldığını, bunlar arasında "Asker Şairler"in büyük bir sayıyı oluşturduğunu söyleyeceğiz. Cönk yazarlarını, şuara tezkirecilerini, edebiyat tarihçilerini veya diğer kaynakları böylesi bir adlandırmaya sevk eden husus Yeniçeri Ocağı'nda yetişen şairlerin büyük yekûn tutmuşluğu olsa gerektir. "Yeniçeri Şairleri"nin her bakımdan güçlü eserler vücuda getirmiş oldukları, onları konu edinen kaynakların ortak fikridir. Asker ocağının bu mümtaz şairleri serhat kalelerinde, Anadolu, Rumeli, Suriye, Mısır, Arabistan, Kırım, hatta Kuzey Afrika gibi diyarlarda sanatlarını icra etmişlerdir. Sert bir süreç içinde yaşayan bu şairlerin tarihi olayları, destanî bir edayla söylemiş olmaları ayrıca dikkate değerdir. Aynı şekilde, onların eserlerinde serhat hayatı, yapılan büyük savaşların yankıları, şanlı 'askerî' zaferlerin sevinç çığlıkları, alınan acı mağlubiyetlerin teessürleri, her haliyle, yaşanan mühim tarihî olayların sosyolojik tezahürleri bulunurdu...

II. Mahmud'un Yeniçeri Ocağı'nı kapatması âşıkların yetişme kaynaklarından birisini kurutmuş olmakla ve asker şairlerin sayısını azaltmakla birlikte, asker ocağı, her dönemde âşıkların doğal yaşama sahalarının başında gelmiştir. Pertev Naili Boratav ile Halil Vedat Fıratlı'nın İzahlı Halk Şiiri Antoloji'sinde (Maarif Matbaası, Ank., 1943) Yeniçeri Ocağı sonrasında onların yerini alanlar şu cümleyle zikredilir: "Yeniçeriliğin kaldırılmasından sonra bu vazifeyi, üzerlerine orduda asker olarak bulunan şairler alıyorlar."

Sözü uzatmanın anlamı yok, meşhur asker şairlerimizden birkaç isim zikretmenin sırasını savalım: Öksüz Dede, Kul Deveci, Tamaşvarlı Gazi Âşık Hasan, Kayıkçı Kul Mustafa, Aşkî, Âşık Ömer, Çırpanlı, Geda Muslu, Benli Ali, Kara Hamza, Nakdi...

Eski asker şairleri bir tarafa bırakıp yeni zamanlara şöyle bir göz atmayı düşündüğümde elime ilginç birkaç antolojik çalışma değiyor. Faruk Çağlayan'ın Asker Şairler Antolojisi (TTK Basımevi, Ank., 1951) ile M. Sırrı Çakmak, M. Naci Kuşadalı ve Timur adlı derleyenlerce hazırlanan Türk Asker Şairleri (Öz Ar Yay., Ank., 1952) ve İlhan Çiloğlu'nun Asker Yazarlar ve Şairler (İst., 2003) adlı çalışmaları bunlar arasındadır.

Meraklısı bu kitapları arayadursun, biz Batı Dönemi Türk Edebiyatı'nda adı askerlikle birlikte anılan isimlerden ad sayalım: Cenap Şahebettin, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Mustafa Necati Karaer, Bekir Sıtkı Erdoğan, Gültekin Samanoğlu, Celal Sılay, A. Kadir, Turgut Uyar, Behçet Aysan, Abdulkadir Budak... Birbirinden farklı dünyaların bu isimleri arasında askeri okullarda okumakla yetinenler, askerlikten atılanlar, askerlikten istifa edenler ve tabii ki asker emeklisi olanlar bulunmaktadır. Sözgelimi, Fazıl Hüsnü ile Turgut Uyar bile isteyerek ayrılmışlar askerlikten. A. Kadir ile Behçet Aysan ise uzaklaştırılmışlar. İşin ilginç tarafı, askerlikten ayrılmış veya uzaklaştırılmış olan şairlerden bir kısmı  "hakî" bir dil kullanmayı zaman zaman sürdürmüşler.

Evet, böyleyken böyle... Şuraya geleceğim, günümüzde asker ocağında hayat süren şairler kimlerdir, ne yaparlar, nasıl şiir yazarlar, bunun cevabını bulabilmiş değiliz... Onlar arasından çıkacak "şairane" seslere kulak kesileceğimi belirtmek istiyorum......"

Kaynak: Milli Gazete,http://www.milligazete.com.tr/haber/tsknin-hic-bilinmeyen-bir-yonu--126005.htm



Bu haber 4,568 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,454 µs