En Sıcak Konular

BÜTÜN ŞEREFİMLE SÖYLÜYORUM...

4 Mayıs 2009 23:25 tsi
BÜTÜN ŞEREFİMLE SÖYLÜYORUM... Vatan Gazetesi'nin ismi ile müsemma yazarlarından Yiğit Bulut'un şerefini ortaya koyarak, "Benden bir kez daha söylemesi! Bu 'tuzaktan' kurtulmalıyız!" dediği "gerçek" ne?...

Bu cümleyi “sonuç” bölümünde tamamlayacağım...

Bir düşünürün çok beğendiğim bir sözü var: “Bir aşılmaz önünde kaldığınızda, ellerim, aklım ve kalbim neden var diye düşünün!” Ben de “düşünüyorum”! Bütün imkanlarımı ortaya koyarak “anlatmaya” çalışıyorum ama “ülkemin olmayan bir yolda böyle aldatılmasına” engel olamıyorum...

Vaz mı geçeceğim? Asla! Doğru bildiğimi “kimse duymasa” bile söylemeye devam edeceğim... Türkiye’nin “olmayan Avrupa Birliği” yolunda “aldatılmasına” engel olma yolunda, elimden geleni sonuna kadar deneyeceğim...

Siyasetçiler, bu işten nemalanan her kesimden insanlar, ben bu yazıyı yazdığım saatte bir bir yerlerde şunu söylüyorlar; “Tam üye olunca...”! Şaka gibi! Birlikte sorgulayalım; “hangi tam üyelik, hangi noktadayız”! Sevgili dostlarım, geldiğimiz “noktayı” maddeler halinde sizlere aktarmak istiyorum:

- AB ile müzakerelerde “tarama süreci ve müzakere süreci” kamuoyunda birbirine karıştı ve “hâlâ müzakere edilmiş” Türkiye’nin AB standartlarına uyduğuna dair “onaylanmış” tek bir başlık dahi yok.

- AB tarafından son 3 yıl içinde alınan resmi kararlar ile “başlayamayan müzakereler” siyasi bir yöntemle “durduruldu”! Başlıklar “açılır” görünebilir ama ilerleme yok!

- Ayrıca “tek tek askıya alınan” başlıklar da var; “malların serbest dolaşımı, taşımacılık, gümrük birliği, tarım, balıkçılık, dış ilişkiler, mali hizmetler ve iş kurma hakkı”.

- Bu başlıkların çok büyük önemi var. Bu başlıkları çıkardığınızda “tam üyelik süreci” Chirac’ın “ortaya attığı” imtiyazlı üyelik sürecine dönüşüyor. Veya Sarkozy’nin “bizi ittiği” yeni “açılıma”. Dediğim gibi “yürür” görünen ama “yürümeyen” bir süreç var!

- Alınan kararlarda çok önemli bir detay daha var; “hangi başlık açılırsa açılsın, Türkler Rum tarafını Kıbrıs olarak tescil etmezse , o başlık kapanmaz.”

- AB aynı kararla “Türkiye’nin limanlarını açıp açmayacağına dair” gözlem süresi koydu ve 2007, 2008, 2009 yıllarında “rapor yazıldı” ! Bunun anlamı da çok açık ve yukarıdaki tezimi destekliyor! Üç yıllık bir süre için an azından “ilerleme yok.”

- 2009 “karar yılı”! Şimdi AB makamları buna çözüm bulup “bizi oyun içinde kaçırmadan” tutmanın yollarını arıyorlar!

- Sarkozy ve Merkel, “Türkiye’nin AB üyelik sürecinin” imtiyazlı ortaklık şeklinde olabileceği konusunda anlaştı ve bunu da kamuoyuna duyurdular. Merkel, bu anlaşmayı “partisinin yazılı sözü” haline getirdi ve Parti Kongresi’nde tescil etti. Bu olaydan uzun bir süre geçti, Sarkozy aynı cümlelerin Fransızcasını “defalarca” tekrarladı!

Sonuç 1: Geldiğimiz nokta çok açık ve net; resmi olmayan sözler ile “halklar” uyutulmaya çalışılsa bile “resmi belgeleri incelediğimde” karşıma Türk halkından saklanan gerçek çıkıyor; Türkiye için “tam üyelik ve katılım” süreci “bitti”... Hatta “hiç ama hiç” olmadı! Bazıları “Hayır” dese bile gerçek bu...

Sonuç 2: Diyelim bitmedi zorla devam edecek, size küçük bir detay vereyim; “müzakerenin ilerlemesi”, Türkiye’nin Rumları “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tescil edip, tanımasına bağlandı. Türkiye’nin 60 yıllık Avrupa serüveni “Rumlar’ın” tanınmasına endekslendi! Rumlar, insaf etmez ise “ilerleme yok”! Hadi o da “oldu” diyelim, sadece Türkiye’ye “özel” bir düzenleme yapıldı; bütün süreç tamamlansa bile “her üye devlet parlementosunda onay oylaması” yapılacak! Bir parlamentodan bir farkla “hayır” çıksa, yapılanlar çöpe! Komik ama düştüğümüz durum açısından “acı” bir gerçek!

Son söz: “Avrupa projesi” diye bir şey yok. Türk Devleti’nin geleceğini sorgulayan, “Ne yapsak” diyen kurum ve kuruluşlara, şahıslara kısacası herkese bir kez daha söylemek istiyorum; bana inanıyorsanız, başlıktaki cümlemi tamamlıyorum ve “SİZE BÜTÜN ŞEREFİMLE bütün resmi belgeleri incelemiş, YERİNDE ARAŞTIRMIŞ biri olarak söylüyorum: Avrupa ve bu gerçeği bilen siyasetçi-yazar-entel-dantel bir çok kesim, hep birlikte Avrupa ağzıyla bizlerle dalga geçiyorlar! Menfaatleri yolunda bizi rayda “tutmaya” çalışıyorlar! Türkiye için Avrupa diye bir yol yok ve asla olmadı! Bu “tuzaktan” kurtulmalıyız! Benden bir kez daha söylemesi!

Kaynak: Vatan Gazetesi,http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Butun_serefimle_soyluyorum&tarih=04.05.2009&Newsid=236456&Categoryid=4&wid=150



Bu haber 473 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,922 µs