ERGENEKON VE MİSYONERLİK

27 Nisan 2009 19:50 tsi
Dünya Kiliseler Birliğinden para alanlar suçlu, kiliselere para aktaran Müslümanlar masum! Bunların “misyon” olarak birbirlerinden ne farkı var?Yeni Mesaj yazarı Muharem Bayraktar'ın yorumu.

Ergenekon’un 12. dalga operasyonlarında Türkan Saylan’ın da evinin aranması bugüne kadarki en sert tepkilerin meydana gelmesine yol açtı. Tepki gösterenlere göre Saylan, bir eğitim gönüllüsü idi , binlerce çocuğu okutmuştu ve böyle bir operasyonda gözaltına alınması olacak şey değildi. Ergenekon operasyonunu savunan çevreler ise, Saylan’ın başında olduğu Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin misyoner faaliyetlerde bulunduğunu, Dünya Kiliseler Birliği’nden para aldığı yönünde MİT raporuna dayandırılan iddiaları gündeme getiriyorlardı.
Özellikle “Hocaefendi medyası” bu  bilgilere dört elle sarıldı. Gazetelerinde ve televizyonlarında günlerce bu konuyu ele aldılar. Türkan Saylan’ın Hıristiyanlığından girdiler, misyonerliğinden çıktılar.
Türkiye’de misyonerlikle ilgili en çok yazı yazan, en çok yorum yapan kişilerden biri olarak bu “nur ehlinin” içine düştüğü garip açmazı tebessümle takip ediyorum. Sanki misyonerlik, bu ülkede onların yaptığı yayınlar sayesinde serbest olmamış gibi, sanki Hıristiyan erkeklerle Müslüman kızlarımızı müftü ve papaz eşliğinde evlendirip bunu bir devrim olarak sunanlar kendileri değilmiş gibi, sanki diyalog adı altında düzenledikleri toplantılarla kiliseyi de havrayı da “müttefik kuvvetler” olarak görüp bu amaçla “medeniyetler ittifakı” projesine giden yolun taşlarını kendileri döşememiş gibi, “vay, Türkan Hanım misyonerlik yapmış, vay  kiliselerden para almış” şeklinde nara atıyorlar.
Oysa Dünya Kiliseler Birliği ile kimlerin en samimi dost olduğu, kimlerin onlarla iftar sofralarında figüran olduğu, kimlerin onlara “sizin misyonunuzun bir parçasıyız” dediğini herkes biliyor.
Türkan Saylan   birkaç kuruş almış, ne ki!
Yürekleri  yetiyorsa kiliselerden para alanları  yazdıkları gibi  kiliselere ara veren “Müslümanları da” yazsınlar.
Kimmiş kiliselere para veren Müslümanlar diye şaşırdığınızı görür gibi oluyorum.
Bir Müslüman kiliseye niye para versin ki diye soranlarınızı duyar gibi oluyorum.
Bu konuda çıkan haberi aynen aktarıyorum:
“Hartford Seminary’e (Papaz-Misyoner Okulu), müslüman bir cemaatten Modern İslam üzerine araştırma yapılması için 2 milyon dolarlık bir para bağışı yapıldı.
Hartford Seminary halkla ilişkiler müdürü David S. Barrett yaptığı açıklamada, “Hartford Seminary tarihinde ilk defa Müslüman bir cemaatten bu kadar büyük bir bağış” aldıklarını söyledi. Alınan en büyük bağış ise 1997’de 6 milyon dolardı.
Perşembe günü Papaz Okulu (Seminary) tarafından basına yapılan açıklamada bu bağış; Fethullah Gülen cemaati adına Ali Bayram tarafından yapıldı. Ali Bayram “Bu para İslam’ın yanlış anlaşılmasını önlemek amacı ile Modern İslam Kürsü’sü kurulması için verildiğini” söyledi.
2 Milyon Dolarlık bağış; İslami kurallara göre toplanan paralardan elde edildiğini yani kumar, alkollü içki ve sigara satışından elde edilmediğine dikkat çekildi.
Yeni kurulacak Modern İslam Kürsü’sü: McDonald Merkezinde faaliyet gösteren Hartford Seminary Papaz Okulunun İslam ve Hıristiyan-Müslüman İlişkileri Bölümü altında araştırma yapacaktır.”
Yukarıdaki haber Hürriyet gazetesinde yayınlandı ve bugüne kadar da yalanlanmadı.
Dünyanın en ünlü papaz misyoner okuluna 2 milyon dolar yardım aktaranların medyası,  açık alınla (!) gezip Ergenekon davasında misyonerlik yapmakla suçlanan ve kiliselerden ara alan Saylan’a karşı yoğun saldırıya geçiyorlar.
Dünya Kiliseler Birliğinden para alanlar suçlu, kiliselere para aktaran Müslümanlar masum!
Bunların “misyon” olarak birbirlerinden ne farkı var?
Sonra, Saylan’ın misyonerlik yaptığı şeklindeki MİT raporunu dillerine dolayan “nur ehline” bir hatırlatma.
Eğer misyonerlik yanlışsa, “misyonerlerle ittifak yapmanızı emreden”  üstadınıza niye kızmıyorsunuz.
Bakınız üstadınız Saidi Nursi ne diyor:
“Müslümanlık – ıHristiyanlık ittifakını bozmaya çalışanlara karşı üç zümre; Nurcular, Hristiyan ruhaniler ve misyonerler uyanık olmalıdır.” (Emirdağ Lahikası I, s. 1712, Tarihçe–i Hayat, s.434)
“Misyonerler ve Hıristiyan ruhanileri, hem nurcular çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü herhalde şimal cereyanı, İslam ve İsevi dininin hücumuna karşı kendini müdafaa etme fikriyle İslam ve misyonerlerin ittifakını bozmaya çalışacak.” (Lem’alar,111,141)
Nurculara, Hıristiyan misyonerlerle  ittifak halinde olmayı emreden Saidi Nursi masum, misyonerlikle itham edilen Türkan Saylan suçlu.
Dünya Kilisler Birliği’nden para alan Saylan suçlu, Kilislere milyon dolarlık yardım yapan Müslümanlar “masum!”
Eğer Türkan Saylan hakkındaki iddialar doğruysa  ( ki, Türkan Saylan ısrarla böyle bir şey yapmadığını, MİT’in raporuna karşı dava açtığını, annesinin Hıristiyanlıktan İslam’a döndüğünü, kendisinin de Müslüman olduğunu söylüyor) misyonerlik-kilise yardımı konusunda cemaat medyası çok ayıp ediyor:
Sizin misyonunuz bundan farklı mı?

Muharrem Bayraktar

Kaynak: Yeni Mesaj,http://www.yenimesaj.com.tr/index.php?haberno=9003721&tarih=2009-04-27

Bu haber 456 defa okundu.