En Sıcak Konular

KUDÜS'TEKİ BİLİNMEYEN BİN YILLIK ''TÜRK MÜHRÜ''

16 Nisan 2009 16:59 tsi
KUDÜS'TEKİ BİLİNMEYEN BİN YILLIK ''TÜRK MÜHRÜ'' 40 asırlık tarihinde Kudüs'ün huzur ve sükûneti sadece Türk-Osmanlı idaresiyle sınırlı denilse yeridir. Kadim şehirdeki gizemli Türk izleri artık TRT ekranlarındaki 'Kudüs' belgeseliyle açığa çıkıyor.

Çatışma, kan ve gözyaşı… Kudüs denince çoklarının aklına gelen ilk kelimeler. Ancak 4 bin yıllık şehirde huzur ve sükûnetin bulunduğu günler de vardı. Tarihinin yaklaşık dörtte birlik bölümünü kapsayan bu döneme damga vuransa Türklerdi. Artuklular, Ihşidoğulları, Tolunoğulları, Eyyubîler ve Memlûklular ile süregiden, nihayet Osmanlı Devleti'yle taçlanan bir idare. Yazık yazılanlar, çizilenler ve anlatılanlar arasında söz konusu zaman dilimine dair doyurucu bilgiler bulmak çok zor. Kasıtlı kötülemeye gidilmese de 'şuurlu' es geçme göze batıyor. Ancak devir, eserleriyle ve halk arasındaki ruhuyla orada ve hâlâ yaşıyor. Hâsılı 'Türk Kudüs'ü keşfedilmeyi ve dünyaya hakkıyla takdimi bekliyor…

Aksiyon Dergisi'nin haberine göre,ilk bölümü 1 Nisan'da TRT ekranlarında seyirciyle buluşan 'Kudüs' belgeseli, bu hedefler ışığında yola çıkılarak hazırlanmış. Beş yıllık bir çabanın ürünü çalışma, tozlu arşiv raflarındaki 'Türk Kudüs'ünü günümüze taşıyor. Tarafgirliğe girmeden, Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların hissiyatını kendi dillerinden anlattırıyor. Belgeselin metin yazarı araştırmacı-gazeteci Kerim Balcı, "Seyirciye 'biz size hakikatleri sunuyoruz' iddiasıyla yola çıkmadık. Çünkü Kudüs'te hakikat diye bir şey yok. Din, hurafe ve hayaller, hepsi birbirine karışmış. Fakat insanları dinledik. Biz değil, onlar anlatsın Kudüs'ü, bunu arzuladık." diyor.

İBRAHİM (A.S)'DA BİRLEŞEN YOLLAR

Tarih boyunca hassas dengelerle idare edilen bir şehir Kudüs-ü Şerif. Yöreyi iyice tahlil edip buna uygun statü geliştirense bilhassa Osmanlı'ydı. Fethettiği her şehrin kapısına "La ilahe illallah, Muhammed'ün Resulullah" hükmünü nakşeden sultanlar, burada "La ilahe illallah, İbrahim Halilullah" şemsiyesiyle semavi dinlerin mensuplarını birleştirmiş. 'Sen ve ben' ayrımı, 'Burası senin, şurası benim' hudutları çizilmeden bir arada yaşamanın yolları aranmış. Hatta buraya hürmeten idari anlamda da Kudüs'e farklı bir konum vererek yöneticisini doğrudan İstanbul'a karşı sorumlu tutmuş. Aslında şehrin Türk vasfını ortaya koymak için salt bunlar dahi yeterli. Fakat sokaklarda dolaşanların çoğu bu durumdan habersiz. "İnsanların zihninde bize dair bilgiler o kadar sınırlı ki. Kudüs deyince akıllara şehri çevreleyen surlar gelir. Kanuni Sultan Süleyman'ın hediyesidir bunlar. Ancak bilinmez bu. Bir İsrailli'ye sorsanız 'kim yaptı bunları?' diye, muhtemelen 1960 ila 80 arasında belediye başkanlığını üstlenen Teddy Kolek'in ismini verirler." diyor, Kerim Balcı.

Belgeselin ana amacını teşkil eden Türk Kudüs'ünü keşfetme olgusunun gerekliliği, bu misallerle dahi kendini gösteriyor. Ekip söz konusu duygularla harmanlansa da girişmeye niyetlendikleri işin zorluklarının farkındadır. "Yüreğimizde Türk izini ortaya çıkarmak var. Ancak burası özellikle son 50 yıldır çatışmalar, kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş bir yer. Oradakilerle diyaloğa geçerken bunları bir kenarda tutamazsınız. Türklüğümüz sebebiyle de çok dikkatli davranmamız gerekiyordu. Üstüne Arap ve İsrail çatışmasında iki tarafın da saygı duyduğu bir milletiz. Ve nihayet bir belgesel ekibiyiz ancak ister istemez dolaylı yoldan Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil ediyoruz. Attığımız her adım, söylediğimiz her söz 'Türkler böyle yaptı, söyledi' diye akıllarda kalacak. Daha yola çıkarken bunların ağırlığı üzerimizdeydi."

Bu hassasiyeti taşıyan sadece metin yazarı Balcı değildir. Yapımcı Dr. Işıl Öçal ve tüm ekip mensupları buna uygun davranmaları gerektiğinin şuurundadır. Genel bir sınır çizilir. Her şeyden önce acılardan ve duygulardan kaynaklanan 'sert söylemler' bir kenarda tutulacaktır. Madem 'barış Kudüs'ü işlenmektedir, o zaman insanların bu husustaki ortak mesajları verilecek ve huzurlu bir ortamın tesisi için teklif edilen çözümler işlenecektir. Dinler, hatta mezhepler arası yanlış anlaşılmalara yol açabilecek ayrılıklardan uzak durulacaktır.

Nihayet yola çıkılır. 38 günlük Kudüs serüveni böylece başlar. Tespit edilen yerlerde çekimler gerçekleştirilir. Görüşülmesi gereken isimlere ulaşılır. Araplar da İsrailliler de ekibin hassas davranışından etkilenir. Herkes elinden geldiğince yardım etmeye çalışır. Zamanı uymadığından görüş beyan edemeyecekler, ekibi başkalarına yönlendirir. Fakat bu iyi niyete rağmen bazı aksilikler de ortaya çıkar. Ekibin Mescid-i Aksa çekimleri sırasında karşılaştığı problemse başlı başına bir vakadır.

İLLA ASLANLI KAPI!

Kudüs çekimlerini gün gün planlayan ekip, sıra Mescid-i Aksa çalışmasına gelince hiç beklemediği bir durumla karşılaşır. Mabedin Müslümanlarca kullanılan meşhur Aslanlı Kapı'sından İsrailli güvenlik görevlileri giriş izni vermez. Gösterilen adres, turist geçişi için tahsis edilen Faslılar Kapısı'dır. Görünüşte salt bir kapı tercihi gibi gözükse de Aslanlı Kapı ve Faslılar Kapısı'nın diplomatik sahadaki anlamı bilindiğinden sinirler gerilir. Statüko gereği, Mescid-i Aksa'nın dışından İsrail Devleti sorumludur ve giriş çıkışlar da onların denetimindedir. İçinin denetimiyse İslam Vakfı'na aittir. İslam dünyası, İsrail'in, Faslılar Kapısı üzerinden Mescid-i Aksa'nın içinde de denetim kurmayı amaçladığını düşünmekte, bu yüzden buranın asla kullanılmamasını istemektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin meseleye bakışı da bu yöndedir. Mabede girilecekse Aslanlı Kapı kullanılmalıdır. Ekip zor durumdadır.

Araya konsolosluk, büyükelçilik ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri girer. Nihayet 18 gün süreyle girişine izin verilmeyen ekip Mescid-i Aksa'ya girer ama bin bir zahmetle. "Nerede hangi çekimi gerçekleştireceğimiz daha yola çıkmadan belliydi. Buna rağmen söz konusu sıkıntıları yaşadık. İsrail, Filistinliler nezdindeki itibarımızı biliyor. Bizim üzerimizden mevcut statükoyu aşmaya çalıştı galiba. O süreçte İslam Vakfı yetkilileri de, devletimizin yetkilileri de Faslılar Kapısı'nı kullanmama hususunda bizi uyardı. Hatta Dışişleri, 'Bu ekip Aslanlı Kapı'dan girecek' diye kararlı bir tutum izledi. 18 gün her sabah saat 9'da 'bugün girebilecek miyiz?' diye girişteki görevlileri aradık. Doğrudan hayır demiyor ama oyalıyorlar." diyor Kerim Balcı.

Ve devam ediyor: "Nihayet izin çıktı. Ancak Türkiye'den getirdiğimiz malzemeleri, ki bir tona yakındı, kontrol için Faslılar Kapısı'na getirmemiz söylendi. Şehir küçük, araç kullanamıyorsunuz. Üç tekerlekli arabalar üzerinde ite kaka Faslılar Kapısı'na getirdik. Burada kontrol edildi, sonra tekrar arabalarla Aslanlı Kapı'ya geldik. Aradaki mesafe yaklaşık bir kilometreye yakın. Kısacası enerjimizin yarısını çekimler, yarısını da araba itmek aldı Kudüs'te."

Şehirde geçirilen günlerin her biri ayrı bir hikâye aslında. Çünkü dört bir yanı tarih kokan Kudüs'te ne kadar ayrıştırılmaya çalışılsa da her şey birbiriyle iç içe. Buna kutsallar da dâhil. Mesela, Yahudilerin en kutsal yeri Ağlama Duvarı, asliyeti itibariyle Mescid-i Aksa'nın bir parçası. Yani mabed itibariyle Müslümanlar açısından da bir kutsiyeti var. Kerim Balcı'ya göre, bunu Osmanlı keşfetmişti. Bu yüzden bugün Araplar da İsrailliler de saygısını koruyor. Eğer bir defa daha bu hakikat ortaya çıkarsa çatışmaların çözümüne dair ilk adım atılır.

O BAYRAĞI İNDİRİN!

Peki, başta Başbakanlık Devlet Arşivleri, Türkiye ve İsrail'de sergilenen çabalarla elde edilen binlerce tarihî belge ve fotoğraf nasıl değerlendirildi? 'Şurası da eksik kaldı' denilen noktalar var mı? Cevabı Kerim Balcı veriyor: "Bu proje aslında bir fotoğraf albümü niyetiyle başladı ama imkânsızlıklar sebebiyle gerçekleşmedi. Sonra proje 13 bölüm kabul edilince nasıl altından kalkacağım diye düşünmüştüm. Şimdi keşke 26 bölüm için TRT ile anlaşsaydık diyorum. Çünkü metnini yazdığımız, çekimlerini bitirdiğimiz ancak yer veremediğimiz çok unsur var. Bunun haricinde hayıflandığımız çok yara var. Bilhassa 8 yıllık Kudüs ikametimde kulaktan kulağa duyduğum ve çalışmalar esnasında üst düzey Filistinli yetkililerin zikrettiği hikâyeler var. Bir kısmının belgesine ulaştık ve belgeselde yer verdik. Bulamadıklarımıza gelince… Hâlâ halkın arasında yaşayan hikâyeler bunlar ama kullanamadık. Fakat belgesi olsa da olmasa da insanların zihninde ve gönlünde yaşıyor bunlar."

Balcı'nın değindiği gönüllerdeki hikâyelerden biri de 1967 Savaşı sırasında gerçekleşir. Devrin İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan, ki Doğu Kudüs'ün işgalini de organize etmiştir, şehre girince Kubbet-üs Sahra'nın tepesine İsrail bayrağı çeker. O zaman Türkiye'nin Ürdün nezdindeki büyükelçiliği Kudüs'tedir. Büyükelçi bayrağın oradan indirilmesi için hemen bir nota verir. Çünkü bu, sadece Arapların meselesi değil, âlem-i İslam'ı ilgilendiren bir mevzudur. Kaldı ki oralar Osmanlı idaresinden sonra hep işgalle idare edilmiştir, dolayısıyla bu noktada söz söyleme hakkı vardır. Netice mi? Bayrak yarım saat sonra Kubbet-üs Sahra'nın tepesinden indirilir ve bir daha da çekilmez.

Kaynak: Aksiyon Dergisi,http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=32842



Bu haber 583 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,650 µs