MERKEZ SAĞDA YENİ OLUŞUM İÇİN TEYAKKUZA GEÇEN 6 AYRI ÇEVRE

3 Nisan 2009 20:14 tsi
AKP'nın yerel seçimlerden oy kaybederek çıkması ''Merkez Sağı" yeniden inşa etme çalışmalarını hızlandırdı.Yeniçağ yazarı Sabahattin Önkibar'ın yazısı..

Merkez sağ’da yeni bir oluşum için 6 ayrı gurup ya da çevre  teyakkuz halinde.
Bunlar:
1) Süleyman Demirel’le Mesut Yılmaz’ın antrenörlüğünde yürütülen faaliyetler.
2) Abdullatif Şener’in liderliğindeki girişim.
3) Hüsamettin Cindoruk eksenli hareket.
4) Tansu Çiller’i isteyenler.
5) İlhan Kesici önderliğinde merkez parti projesi.
6) Yeni bir yüz ile yola çıkmak isteyen TOBB’lular.
Arayış içinde olanların en kayda değeri Demirel-Mesut Yılmaz ikilisinin yönlendirdiği harekettir.
TÜSİAD ve Aydın Doğan’ın da destek olduğu bu projenin ilk  hedefi D(Y)P ile Anavatan’ı birleştirip çatı bir yapı kurmak ve herkesi bunun içine almaktır. Demirel-Yılmaz ikilisinin henüz angaje olduğu lider adayı da yoktur. Öncelikli hedefleri merkez sol dahil herkesi kucaklayacak şemsiye bir yapıyı inşa etmektir. Beklenilenin aksine Mesut Bey’in bu yapıda lider olmak gibi bir hedefi ve özlemi yok. Lider adayı olarak da geniş araştırmalar yapılıyor. Muhtemelen lider siyasetin dışından olacak. Öne çıkan üç kişiden ikisi işadamı,diğeri de akademisyendir.
Abdullatif Şener çephesinde ise partinin kuruluş dilekçesi için geri sayım başladı. Şener’in bize söylediğine göre parti bu ayın sonlarına doğru kurulacak. Abdullatif Bey’in listesinde bazı tanıdık isimler olacak lakin kendi ifadesine göre menfi  imajı olanlarla yola çıkılmayacak. Şener’in acele etmesinin sebebi ise erken çıkıp yol almak ve liderliğine karşı çıkanlara karşı  kararlılığını kanıtlamaktır.
Hüsamettin Cindoruk cephesine gelince:
Cindoruk, Demirel ve Mesut Yılmaz’a uzak olmamasına karşın yeni oluşum olayında onlardan bağımsız hareket ediyor.. Yakın tarihe kadar Prof. Batum’un liderliğini savunan Cindoruk son haftalarda kendini öne çıkarmaya başladı ve şemsiye olma misyonuna talip oldu.. Hüsamettin beyin son bir aylık ekran taarruzu kendini öne çıkarmak içindir.
Tansu Çiller ise tapulu arazisi gibi gördüğü D(Y)P’ye geri dönmek istiyor. Kuşkusuz bunu yaparken çok arzulu görünmüyor ama el altında gayret gösterdiğini bilmeyen yok. Çiller iş dünyası ile medya’ya  “Tayyip’i ancak ben indirebilirim” mesajını iletiyor.
Ve İlhan Kesici’nin önderliğinde merkez parti projesi.
 Kesici yorum yapmıyor ama yakın çevresinin İlhan Bey için atakta olduğunu biliyorum. O guruba göre Kesici hem  tescillenmiş dürüstlüğü ve birikimi, hem de soldan sağ’a her kesimden oy alabilecek yegane isim olma özelliğinden ötürü  yeni yapı için en uygun adaydır.
Bunlara paralel olarak TOBB bünyesinden bir gurup işadamının yeni bir isim üzerinde çalıştığı da bilgilerimiz arasında.
Peki bütün bunlardan bir sonuç çıkar mı sorusuna gelince?
Açıkcası  ondan çok emin değiliz.
Öyle çünkü yeni oluşum diye birden çok yapı kurulursa tamamı bundan olumsuz etkilenir ve sonuç alınamaz. Maalesef merkez ve sağda var olan tablo bütünleştirici bir yapı kurmak yerine pek çok ismin liderlik heveslerini tatmin aracı görmesi şeklindedir.
Bu konuya devam edeceğiz.

DURUM VAHİM...

40 milyar dolarlık ödeme!
Haberi dinlemiş ya da okumuşsunuzdur. Mart ayında ihracattaki daralma yüzde 35’e erişti.Bunun anlamı Türkiye’nin ticaret dengesinin felakete uğraması yani üretimin pazar olmadığı için daralması ve işsizliğin katlanması demek. Bırakın diğer makro verileri, sadece ihracattaki bu daralma olayı bile başlı başına kriz  demektir. Üstelik bugün uç veren kriz 2001’deki gibi kısa dönemli de olmayacaktır. Öyle, çünkü o dönem dünyada kriz yoktu ve ihracatta tıkanma yaşanmamıştı. Oysa bugündış satım tıkanmış haldedir. İhracat olmazsa ödemeler dengesi sıkışacak ve Türkiye tabir yerinde ise komaya girecektir. Vahim husus dışarıdan para bulmak da mümkün değil, dolayısı ile göreceksiniz döviz sonbahardan sonra uçuşa geçecektir. Hele hele bu yılın içinde özel sektörün ödemesi gereken 40 milyar dolar dikkate alındığında işin vahameti daha net olarak ortaya çıkıyor.. Hal bu iken AKP hala konunun ehemmiyetinden  bihaber davranıyor!

KUTLU-YORUM...

Cemil Çiçek haksız mı?
“Güneydoğuda insanlar artık hizmete değil, kimliğe oy veriyor” dedi Cemil Çiçek... Peki haksız mı? Asla değil... Buyurun tablo ortada... AKP onca hizmet ve cabasına karşın seçimde  DTP’nin gölgesi bile olamadı.. Çiçek’in yaptığı bir tespittir ve dahası kralın çıplak olduğunu cesur bir biçimde haykırmadır. Cemil Bey bazıları gibi idare-i maslahatcılık yapmayarak var olan paradoksu ortaya koydu. Bunu da ajite etmek için değil, tedbir alalım diye yaptı. Dolayısı ile yapılması gereken Sayın Çiçek’i kutlamak ve alkışlamak olmalıdır. Öyle çünkü var olan gidişatı birilerinin görmesi ve  göstermesi gerekiyor. Buna mukabil Başbakan’ın Cemil Bey “in sözlerine verdiği karşılık  yanlış olmuştur. Tayyip Bey’in ” Ardahan’ı da biz aldık “ söylemi Cemil Bey’in söylediklerini anlamadığını gösteriyor.. Eh herkes  siyasetçi olur da, herkes devlet adamı olamaz. Çiçek gerçek bir devlet adamıdır.

İHTİMALLER ZİNCİRİ...

Başbakan Sabah’a niye kızdı ?
Sahi Tayyip Bey, Sabah’a niye kızdı bilen var mı? Atılan manşete bakıyorum, ortada öyle kızılacak bir şey yok. Zaten  Sabah Gazetesinin Tayyip Bey’i kızdıracak bir manşeti atması mümkün değil.. Yok yok bu işin içinde başka bir iş var. Peki neler mi olabilir? 1) Başbakan bu manşeti bahane edip bazı bakanları kapıya koyabilir. 2) Başbakan medyada ayırım yapmadığını göstermek için böyle bir adım atabilir. 3) Tayyip bey Sabah’a yaptığı bu çıkışın ardından, ” Ben sinirlenince herkese aynıyım.Sana kastım yok “ diyerek Aydın Doğan’la barış çubuğunu yeniden  yakabilir. 4) Sabah’ın var olan yayın yönetimine itirazını bu şekilde ortaya koymuş olabilir. 5) Sabah Gurubu ile ilgili TMSF’ye iade gibi yeni bir gelişme beklediğinden kendini o yapıdan soyutlamak isteyebilir.

Sabahattin Önkibar

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi.http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=7867

 

Bu haber 1,127 defa okundu.