En Sıcak Konular

KUR'AN'IN EVRENSEL MESAJI

3 Nisan 2009 16:59 tsi
KUR'AN'IN EVRENSEL MESAJI Kur’an, evren’in kitabı olup dünyanın en büyük değişimini gerçekleştirmiştir. Bu değişimin ilkelerini tanımak her Müslümanın, her insanın boynunun borcu olsa gerektir.

Kur’an, evren’in kitabı olup dünyanın en büyük değişimini gerçekleştirmiştir. Bu değişimin ilkelerini tanımak her Müslümanın, her insanın boynunun borcu olsa gerektir. Biz Kur’an’ın evrensel mesajlarından bazılarını aşağıda maddeler hâlinde sunmak istiyoruz:

1. Okuma-Yazma ve Bilimin İbadetleştirilmesi

Kur’an, okumayı, öğrenmeyi, düşünmeyi, düşündüklerini ifade etmeyi ve yazmayı kutsallaştırmış, ibadet kapsamı içine almıştır. Kur’an’ın birinci nazil olan sûresi “Oku”, ikincisi “Kalem”dir. Kalem’in yazdıkları kutsal olup, Ulu Allah bunlara yemin ediyor: “Tûr dağına, satır satır yazılan kitaba yemin olsun ki...” (Tûr, 1-5) Bundan anlıyoruz ki; Kur’an okumayı, yazmayı, bilimi, cehaletle savaşmayı dinin birinci meselesi olarak görmüştür. Bu açıdan baktığımız takdirde, İslam dininin okuma-yazma ve ilim dini olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

2. Düşünmenin Yolunun Açılması

Kur’an, donuklaşmış olan akılları şüpheye sevk ederek düşünmenin yolunu açmıştır. İnsan aklı, olayların etkisi altında kalarak donmaya ve standartlaşmaya maruzdur. Bu durum insanların hayat ile bağlantılarının kesilmesine ve çağdan uzaklaşmalarına neden olur. Kur’an, donmuş olan akılları soru bombardımanına tutarak çalıştırmayı ve harekete geçirmeyi hedeflemiştir. Kur’an’da akli donukluğu çözecek soruların sık sık tekrarlandığını görürüz. Bu usul yanlış yola sapmış, fakat bundan bir türlü kurtulamayan insanoğlunun bundan kurtarılması için ortaya konmuş en etkili yoldur. Bu ayetlerden birkaç örnek vermek suretiyle konuya ışık tutmak istiyoruz:

a. “De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti yahut bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?” (Mülk, 28)

b. “De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akarsu getirir?” (Mülk, 30)

c. “De ki: “Allah eğer size geceyi kıyamete kadar sürecek bir gece yapsa, söyleyin bakalım; Allah’tan başka size ışık verecek kimdir? Söz dinlesenize!” (Kasas, 71)

d. De ki: “Bana gösterin bakalım, Allah’tan başka taptıklarınızın yerden yarattıklarını gösterin bakalım. Yoksa onların göklerde ortakları mı vardır? Eğer doğru söylüyorsanız, bundan önceki bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı olsun getirin bana.” (Ahkaf, 4)

Anılan ayetlerden anlaşılan odur ki; ilahî kitap Kur’an, insanın kafasındaki saplantıları söküp atması için şüphelenme metodunu seçmiştir. Bunun yolu da soru sormaktan geçer. Kişi eğer düşündüklerinin gerçekten doğru olup olmadığını anlamak isterse, İbrahim (a.s.) örneğinde olduğu gibi, önce bunları şüphe ile karşılamalı, sorgulamalı, aklını bunlar üzerinde çalıştırmalı ve kesin (yakin) derecesinde bir bilgiye sahip olmalıdır. İşte bu bilgi insanı hedefe ulaştıran bilgidir. Bugün Müslümanları tehdit eden en büyük tehlikelerden biri taassup, diğeri de taklittir. Taassup taklidi doğurur. Taklitçilik birilerinin gerisinden gitmektir. Birinin gölgesi nasıl onunla beraber yürürse, taklit eden de taklit edilenle beraber yürür, ondan ayrı düşünülemez.

3. Din-Dünya Bütünlüğü

 Kur’an, din-dünya, dünya-ahiret gibi ayırımları ortadan kaldırarak bütün kuvvetleri insanın şahsında birleştirerek hakiki tevhidi gerçekleştirmiştir. Müslüman, bunun için kuvveti temsil eder ve etmelidir. İslam dünyasının bugün ortaya çıkan zaafı bu dengeyi kaybetmenin acı bir sonucudur.

4. Aklın Temel Yapılması, Taklidin Reddedilmesi

a. Aklın önemi

Dünya ve ahiret işleri akla dayandırılmıştır. Allah’ı tanıma, O’nun mesajlarını anlama, emir ve yasakları ile muhatap olmada temel unsur akıldır. Kur’an’da 250’den fazla ayette doğrudan akla hitap edilmiş, insanlar düşünmeye, akletmeye çağrılmışlardır. Allah’ın vahyini anlamak akla dayalıdır. Dünya işlerini yürütmek ve başarılı olmak akla dayalıdır. Hayat bütünü ile akla dayalıdır. Bu sebeple, hayatın, İslam’ın ve temel kitabımız Kur’an’ın temelinin akıl olduğunu söylememiz gerekir.

b. Taklidin reddedilmesi

Akıl ile taklitçilik bir birine zıttır. Kur’an, akla büyük değer verdiği için taklidi reddetmiştir. Taklit; bir insanın yaptıklarında ve bildiklerinde aklını karıştırmaması, başkalarının yaptıkları ile, onların akılları ile yetinmesidir. Kur’an bunu aşağıdaki ayetle reddeder:

“Müşriklere: Allah’ın indirdiklerine uyun, denildiği zaman, hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ataları bir şey akletmeseler ve hidayet üzerinde bulunmasalar da mı?” (Bakara, 170)

İslam âlimleri taklitçiliğin karşısına çıkmışlardır.

 5. Dünya Nimetlerinden Yararlanma

Kur’an, Hristiyanlığın tersine, dünya hayatına önem vermiş, inananları, dünya nimet ve ziynetlerinden yararlanmaya en layık kimseler olarak göstermiştir. Dünya hayatının geçici, ahiret hayatının ise sürekli ve daha hayırlı olduğunu ifade eden ayetleri, maalesef doğru anlamamanın neticesinde dünya zararlı bir varlık olarak görüldü. Bu sebeple, bizler dünyaya karşı hep kızgın ve küskün olduk, ondan sürekli nefret ettik, soğuduk ve uzaklaştık; uzaklaştıkça da perişan olduk. Dünyayı biz Müslümanca sevelim, taparcasına değil; toplumun ayakta durması için, kendimize gelmemiz için sevelim. Şunu ifade etmek gerekir ki, dünya da bizimdir ahiret de.

6. Hoşgörü

Hoşgörü, insanın düşüncelerinin gerçek olduğuna inanması, fakat başka düşüncelerin de gerçek olabileceğine imkân vermesidir.

Kur’an, dünyaya hoşgörüyü getiren kitaptır. Hoşgörü; farklı din ve düşünce mensuplarına karşı toleranslı davranmak, onların görüş, inanış ve fikirlerine tahammül göstermek demektir. Kur’an şirki reddetmesine karşılık, müşriklerin taptıkları ilahlara sövmeyi yasaklamış ve hiç bir ayette putlar kötülenmemiş, sadece bunların ilah olamayacağı mantıklı delillerle ortaya konmuştur. Yine Kur’an’ın hiçbir ayetinde hiçbir dine karşı kötüleyici, mensuplarını alçaltıcı bir tutum izlenmemiş, hiçbir din mensubunun inanç ve ibadetlerine engel olunmamış, sadece bunların yanlışlarına değinilmiştir. Bu durum İslam’daki hoşgörünün göstergesidir. Aşağıdaki ayetler Kur’an’ın getirdiği hoşgörünün temel taşlarını teşkil eder:

a. “Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin; sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler...” (En’âm, 108)

b. “De ki; ey kitap ehli! Geliniz aramızda müşterek olan bir söz üzerinde birleşelim. Allah’tan başkasına tapmayalım, hiç bir şeyi O’na ortak koşmayalım, bir kısmımız bir kısmımızı Allah’tan başka rab edinmesin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, şöyle deyin: Şahit olun ki biz Müslümanız.” (Âl-i İmran, 64)

7. Özgürlük

İnsan özgür doğar. Kur’an, insanların doğuştan gelen özgürlüğünü korumayı hedeflemiştir. Onları, hem inanç bakımından hem dünya hayatı ile ilgili işler bakımından hem de ibadetler bakımından özgürleştirmiştir. Özgürlük noktasında ise kadın ile erkek arasında herhangi bir ayırım yapmamıştır. Bu özgürlüğü inanç, ibadet, düşünce ve amel özgürlüğü olarak özetleyebiliriz.

8. Fıtrata Uygun İbadetler

Kur’an, Hz. Âdem’den beri Allah’ın insanlara emir ve tavsiye ettiği fıtrata uygun ibadetleri getirmiştir: Namaz, oruç, hac, zekât, kurban, zikir, sadakalar, hayır işleri, iyilikler, güzel ve yararlı işler bunların başlıcalarıdır.

9. Kolaylık

Kur’an, gerek dünya işlerinde, gerekse ahiretle ilgili işlerde, kolaylık ilkesini getirmiştir. İnsanların kendi akılları ile zorlaştırarak âdeta bir cendereye çevirdikleri dünya hayatını kolaylaştırıp yaşanır hâle getirmiş; özellikle ibadetleri kolaylaştırmış ve insanların gelişme ve yenilenmelerini sağlayacak yolları açmıştır. Aşağıdaki ayetler bize bu mesajı vermektedir:

a. “Allah size kolaylık vermek ister, zorluk vermek istemez.” (Bakara, 185)

b . “Allah size dinde zorluk yapmamıştır.” (Hac, 78; diğer ayetler için bkz. Bakara, 286; Mûminûn, 62; A’raf, 72; Duhan, 4; Kamer, 15, 22, 32, 40; Leyl, 7; A’lâ, 8; İnşirah, 1-8)

Hz. Peygamber de Yemen’in güney ve kuzeyine vali ve kadı olarak görevlendirdiği iki valisi Muaz b. Cebel ile Hz. Ali’ye şu talimatı vermişti: “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” (Buhârî, Meğazî, 60)

10. Temizlik

Kur’an, dünyaya temizliği getirmiştir. Onun en çok göze çarpan evrensel mesajlarından biri budur. Daha önce su ile yıkanmayı akledemeyen insanlara, Kur’an bu ilahî nimeti kullanarak temizlenmeyi öğretmiştir. İslam’a göre temizlik farzdır. Hz. Peygamber’e hitaben Kur’an’ın şu emri çok dikkat çekicidir: “Elbiseni temizle. Pislikten uzak dur.” (Müddessir, 3-4)

Temizlik ve yıkanma gibi dünya işlerini Kur’an ibadet kapsamına alarak onu evrenselleştirmiştir. Kur’an’ın temizlik konusundaki mesajının özeti şudur: “İçini de dışını da temizle”

Temizliğin maddi olan kısmı olduğu gibi, bir de manevi temizlik vardır ki, bu da kişinin inancını, ahlakını ve malını manevi kirlerden temizlemesi olayıdır. Cehennemden kurtulmanın yolu Allah yolunda harcamada bulunmaktan geçer. Nitekim Ulu Allah Kur’an’da şöyle buyuruyor:

a. “Malını verip temizlenen kimseler yakında cehennemden uzaklaştırılacaklardır.” (Leyl, 14-20)

b. “Nefsini temizleyen kurtulmuştur.” (Şems, 10)

Kur’an, Müslümanın iç dünyasını da dış dünyasını da temizleyerek mutlu bir hayat sürdürmesini istemektedir.

11. Paylaşım

Kur’an’ın çok sayıdaki ayetinde paylaşımcılık teşvik edilmekte; insanların maddi-manevi değerlerini paylaşarak dünya nimetlerinden huzur ve sükûn içinde yararlanmaları istenmektedir.

a. Maddi paylaşım: Mekkî surelerde göze çarpan özelliklerden biri paylaşımdır. Allah’a, ahirete, kıyamete inanmak, cennet ve cehennem sahnelerinin tasviri, Hz. Peygamber’e moral destek verme, metot verme, özellikle mali konularda fedakârlık esastır. Bunun anlamı şudur: Kur’an Mekke döneminde önce put şirkini yıkmış, sonra mal şirkini hedef alarak insanların dikkatli olmalarını sağlamıştır.

b. Manevi paylaşım: Paylaşım sadece maddi değerler için söz konusu olmayıp manevi değerler de buna dâhildir. Emr-i bilma’ruf ve nehy-i anilmünker = iyilikleri tavsiye, kötülüklerden sakındırma görevi her Müslümana yüklenilmiş bir farz-ı kifayedir. Dolayısıyla, bu görev manevi paylaşımın temelini teşkil eder. Hz. Peygamber’e hem kendisi adına hem de Müslümanların günahları için istiğfarda bulunmasının emredilmesi, bunun yanında her Müslümanın hem kendisi hem de diğer insanların günahlarının bağışlanması için Allah’a dua etmesi ile ilgili olan ayetler manevi paylaşımcılığın en ileri noktasıdır.

12. Dinde Zorlama Yoktur

Hz. Peygamber insanlara Allah’tan aldığı mesajları tebliğ etmekle memur idi, bunları insanlara yaptırma görevi yoktu. Bu çerçevede aşağıda kaydettiğimiz ayetlerin meali dikkat çekicidir:

a. “Bu, insanları uyarman ve inananlara da öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Bundan ötürü kalbinde bir sıkıntı olmasın.” (A’raf, 2)

b. “Bunlar açıklayıcı kitabın ayetleridir. İnanmıyorlar diye, nerde ise kendini yok edeceksin. Dileseydik onlara gökten bir mucize indirirdik de ona boyun eğerlerdi.” (Şuarâ, 2-4)

c. “İnanmaları için sen insanları zorlayacak mısın?” (Yunus, 99)

Bu ayetlerden çok net bir şekilde anlaşıldığına göre; Hz. Peygamber ve onu izleyen Müslümanların görevi, insanları hakka çağırmak, yanlışlar karşısında uyarmaktır.

Kur’an, Hz. Peygamber’in görevinin sadece müjdelemek, sonra uyarmaktan ibaret olduğunu haber veriyor. Bu husus bir ayette şu şekilde dile getiriliyor:

“Biz seni sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.” (İsra, 105; Furkan, 56)

13. Kul ile Allah Arasında Aracı Yoktur

Kur’an’a göre kul ile Allah arasına, hiç bir kul giremediği gibi, Hz. Peygamber bile giremez. Bu konudaki ayetlerden bir kısmı şöyle:

a. “Ey inananlar! Sabırla ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 153)

b. “Allah’tan başka taptıklarınız sizin üzerinizden sıkıntıyı kaldıramaz ve değiştiremezler. Onların yalvardıkları bu varlıklar ‘hangimiz daha yakın olacağız’ diye Rablerine vesile ararlar, O’nun rahmetini umarlar...” (İsra, 56-57)

c. “Gökte ve yerde ne varsa hepsi Allah’tan isterler.” (Rahman, 29)

14. Gaybı Allah’tan Başkası Bilemez

Allah’ın bildirmesi dışında, peygamberler dâhil hiç kimse gaybı bilemez. Kur’an bize bu hususu şu ayetlerle bildiriyor:

a. “Allah gaybı bilendir. Gayb bilgisini, seçtiği elçilerinden başkasına açıklamaz.” (Cin, 21-22)

b. “Eğer ben gaybı bilseydim, çok hayır elde ederdim ve bana bir kötülük de dokunmazdı. Ben sadece inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” (A’raf, 188)

15. Takva Hayatın Temelidir

Kur’an takvaya büyük önem vermiştir. Kur’an’a göre insanın hazırlıklarının en değerlisi takvadır. Bunu da daha iyi algılamak için şu ayetleri örnek gösterebiliriz:

a. “İyilik ve takvada yardımlaşın, günah ve saldırmakta yardımlaşmayın.” (Maide, 2)

b. “...Takva elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır...” (A’raf, 26)

c. “Eğer o memleketlerin halkları iman edip takva sahibi olsalardı, onların üzerine göklerden ve yerden bereket kapılarını açardık...” (A’raf, 96)

16. Affetmek Esastır

Kur’an affı esas almış, cezalandırmayı ikinci derecede tutmuştur. Yine insanları af dilemeksizin affetmek önemli ahlaki bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Şu iki ayet de bu konuyu dikkatlerimize sunmaktadır:

a. “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.” (A’raf, 199)

b. “İnananlara söyle; Allah’ın (ceza) günlerinin geleceğini ummayanları (şimdilik) bağışlasınlar ki, Allah herhangi bir topluma (kendi) kazandığının karşılığını versin.” (Casiye, 14)

Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz
Uludağ Üniv. İlahiyat Fak.

Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Avrupa Dergi Mart 2009 sayısından iktibas edilmiştir.

 



Bu haber 546 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,937 µs