TÜRK MİLLETİ ''MUHSİN BAŞKANI''NI SONSUZLUĞA UĞURLADI

1 Nisan 2009 09:25 tsi
Milletine hizmeti siyaset yolu ile yapmayı tercih etmişti.Bu vesile bir mitingten diğer mitinge giderken helekopterin düşmesi yüzünden Yerköy'deki randevuya ulaşamamıştı.Fakat en son ve en büyük mitingini 31 Mart 2009'da yaptı.

Ankara 31 Mart 2009 salı günü tarihi günlerine birini yaşadı.Türkiye'nin dört bir yanından ve Türk diyarlarından gelen yüzbinlerce insan Ankaralılar'la bereber
tek yürek oldu.
Onlar,bindiği helkopterin Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi yakınlarındaki bir dağa çarpıp düşmesi neticesinde hayatını kaybeden Muhsin Yazıcıoğlu'nu uğurlamaya gelmişlerdi.
Karlarla kaplı o dağa sadece Muhsin Başkan ve beraberindekiler çarpmamıştı.
O dağa bütün Türkiye'nin, hatta Türk Dünyası'nın "Yüreği" çarpmıştı.
O yüzden herkes ''üşümüştü''.
Şimdi ise yanıyordu.
"Seni beklemek güzeldi" diyenler mukadderata boyun eğmiş,Ankara'yı tekbirlerle inletiyordu.
Kendi yetiştirdiği Alperenleri ve kendisini ''Muhsin Başkan'' yapan Bağbuğ Türkeş'in Bozkurtları hep bir ağızdan bağırıyordu:
''Ya Allah Bismillah Allahu Ekber''
Ankara bu "nida"lara alışkındı.
Bu Yürekler,12 sene önce ''Başbuğlarını" da aynı şekilde uğurlamıştı.

BÜYÜK BİRLİĞİ "SONSUZLUĞUN SAHİBİ"NE GİDERKEN SAĞLADI

Muhsin Başkan'ın,Saat 10 30'da Gazi Hastanesi'nden alınan Türk bayarağına sarılı naaşı,kortej eşliğinde önce mensubu bulunduğu TBMM'ne getirildi.
Burada töreni bekleyenlerin sayısını hesaplamaya çalışırken,Kocatepe camî'sinin ve çevresinin hınca hınç dolduğu haberi geldi.
Meclisteki törenden sonra,Kocatepe Camî'ne doğru harekete geçen Yazıcıoğlu'nu taşıyan cenaze arabası yaşanan izdihamda neredeyse santim santim ilerlerlerken,Yazıcıoğlu posterlerinin yanısıra BBP ve MHP bayrakları asılan binaların pencere ve balkonlarından uzanan başların ''Koca Reis'e gözyaşı döktüğü görüldü.
Kimi şahadet parmağını kaldırarak, kimi ''Bozkut'' selamı ile uğurluyordu giden yolcuyu.
Sağken hayalini kurduğu "Büyük Birliği",''Sonsuzluğun Sahibi''ne giderken sağlamıştı.
Ülkücü hareketin efsanevi isimlerinden Ozan Arif de oradaydı,Teröristbaşı'nın avukatı olan milletvekili Hasip Kaplan da,Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da oradaydı Cumhurbaşkanı Gül de.MHP Genel Başkanı Bahçeli de oradaydı,CHP Genel Başkanı Baykal da.Başbakan Erdoğan da oradaydı,TBMM Başkanı Toptan da.DYP eski Genel Başkanları Tansu Çiller de Oradaydı,Mehmet Ağar da.
Cenaze Camî avlusuna girerken yaşanan kısa arbede, polis ile görevli gençlerin gayreti ve yapılan anonsun sayesinde önlenirken,"hazirûn'' namazı kılmak müsait yer arıyordu.
Bu sırada bazı genç grupların attıkları hiç lüzümu olmayan sloganlar, büyük çoğunluk tarafından kabul görmeyince tekrar tekbir ve duaya dönüştü.
Gerek kılınan öğle namazındaki,gerekse cenaze namazındaki ses düzeninin yetersizliği hem memnuniyetsizliğe sebep oldu,hem de Balkanların ve Ortadoğu'nun en büyük camîne hiç yakışmadı.
Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu kıldırdı.Namazın ardından Bardakoğlu yaptığı kısa konuşmada, 'Cenaze namazının kılınmasından defin anına kadar geçen süre ibadet hükmündedir, ağıt yakmak yerine dua edilmelidir' dedi.
Yüzbinlece sesin tek dalga halinde semaya yükseldiği helalleşmeden sonra okunan Fatiha ile BBP Genel Merkezi'ne doğru harekete geçenleri sonradan anlaşılacak bir "sürpriz" bekliyordu.
Yaşanması muhtemel izdihamı önlemek için düzenlenmiş "sahte" cenaze arabası.
Bu durum Cenazeyi Kocatepeye taşıyan kortejde bulunanaların gözünden kaçmadı.Çünkü Muhsin Başkanı camîye taşıyan araç Altındağ Belediyesi'ne ait bir cenaze arabasıydı.Oysa arkasından gençlerin tekbirlerle ilerlediği ve etrafı insanlarla çevrili olduğundan sadece üst tarafı görülebilen bu araç bir ambulanstı.
Ambülansın üst tarfına takılan hoparlörden durmaksızın,Buhurizade Mustafa Itri Efendi'nin,Segah makamındaki Bayram Tekbiri (teşrîk tekbiri) yükseliyor,onbinlerce ses eşlik ediyordu:
"Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber Allahu ekber ve lillahi’l-hamd"( "Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir Allah’tan başka ilâh yoktur O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir Hamd Allah’a mahsustur")
Kalabalığın yarısına yakınını peşinden mezarlığa taşıyan "sahte" cenaze arabası M.Akif Ersoy Parkı'na vardığında,Muhsin Başkanı taşıyan gerçek cenaze arabası BBP Genel Merkezi'ne götürülmüştü.
Genel Merkez'de, BBP Genel Başkan Vekili Yalçın Topçu,Yazıcıoğlu'na son kez hitap etti :
"Hoş geldin Sayın Genel Başkanım.
Sonsuzluğun sahibine yaptığınız müracaat kabul edildi. Şu anda burada bir milyon iyi insan vuslat kurultayına geldiler. Sizin adınıza onlara ‘hoş geldiniz’ diyorum. Vuslat kurultayımızın gündemini birazdan onlarla paylaşacağım. Hani derdiniz ya çocuklarınızın süt parasını kesip gelmeyiniz diye… Onlar yine sizi dinlemediler. Bir milyon insan çocuklarının süt parasından keserek vuslat kurultayına geldi. Derdiniz ya, ‘Ülkenin birliği, milletin bağımsızlığı ve özgürlüğü’ diye. Selahattin Eyyubi’nin ve Alparslan’ın ordusunda, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yla Sakarya’da, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda onlarla birlikte olan milletimiz bugün burada. Vuslatınızla beraber. Sayın Genel Başkanım gündemimizi arz ediyorum. Sevgiyle, ilgiyle, cesaretle ‘önce insan, vatan, bayrak, ezan’ denilecek. Bu gündemimiz canımız tenimizde olduğu sürece korunacaktır. Hoşçakalın Sayın Genel Başkanım sizi Allah’a emanet ediyoruz."
Muhsin Başkan Genel Merkezden sonra ,M.Akif Ersoy'un,istiklal marşını yazdığı evin yanıbaşında bulunan Taceddin Dergahı'nın bahçesindeki ebedi istirahatgahina getirildi.
Yürekleri kavuran en zor an,işte o andı.
Alperenler Muhsin Başkanlarını vermek istemiyordu adeta.
İmamın teskin çabası sonuç vermeyince,Muhsin Başkan'ın kızı Firuze Yazıcıoğlu,  devreye girdi ve kısa bir konuşma ile sükünet çağrısı yaptı.
Defin sırasında eşi Gülefer Yazıcıoğlu, aile
yakınları, BBP yöneticileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural, DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, eski
bakanlardan Hasan Celal Güzel, Namık Kemal Zeybek ve eski DP Genel Başkanı Mehmet Ağar da hazır bulundu.
Muhsin Başkan'ın naaşı,birliği ve dirliği için 55 senelik ömrünün 40 yılını mücadele ile geçirdiği yurdunun toprağına uzanırken,şu gerçekten hiç kimsenin şüphesi yoktu.
O bu topralarda yatmayı hakeden ender şahsiyetlerdendi.
Üstünde gezdiği toprağın altında yatan, binlerce kefensizin farkındaydı.
Milletine hizmeti siyaset yolu ile yapmayı tercih etmişti.Bu vesile bir mitingten diğer mitinge yetişebilmek için ilk kez kiraladıkları helekopterin düşmesi yüzünden Yerköy'deki randevuya ulaşamamıştı.
Hayatında ilk kez verdiği bir sözü,elinde olmayan sebeplerden tutamamıştı.
Fakat ömrünün en son ve en büyük mitingini o gün,31 Mart 2009'da yaptı.
Allah'ın Rahmeti üzerine olsun.
Rahat uyu Muhsin Başkan!

Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenaze merasiminden objektifimize takılanlar:

                                                                   

Haber ve Fotoğraflar: Hakverdi Murat Merdamert ( Mir Haber) 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber 984 defa okundu.