En Sıcak Konular

UTANDIRAN BECERİKSİZLİK

29 Mart 2009 13:39 tsi
UTANDIRAN BECERİKSİZLİK Helikopter kazasının enkaz aramalarında yaşanan rezalet ve beceriksizliğe Yeniçağ Gazetesi yazarlarından Hasan Demir ve Sabahattin Önkibar yorumu.

Rabbimden mâlum helikopter kazasında Hakk’ın rahmetine kavuşanlara rahmet, yakınlarına, Büyük Birlik câmiasına, Alperen Ocakları mensuplarına, bütün ülkücü yüreklere ve Türk milletine de sabırlar diliyorum.
Çetin arazi şartları ve insanın ciğerine kırbaç gibi  inen tipi, kar ve soğuğa rağmen kaza mahalline bir an önce ulaşmak için çırpınan vatandaşlara, köy korucularına, Mehmetçiğe,  “Allah’ım, emeklerini zayi etme” diye dualar ediyorum. Çektiğimiz acı, yaşadığımız inkıraz öyle tarif edilebilir cinsten falan değil. Haber ânından itibaren televizyonlara kilitlendik, bir saat, üç saat, beş saat, on saat, yirmi saat, otuz saat, 40 saat sabır taşı olduk. Bir bakıyoruz,  “Ulaşıldı şuuru açık” deniyor, bir duyuyoruz,  “Ambulansta!”
Müjdeyi İçişleri Bakanı verdi inandık, açıklamayı devletin valisi yaptı, sevindik. Başbakan canlı yayında,  “Muhsin Beyden umut yok”  dedi, kahrolduk.
Meğer hiçbirinin aslı yokmuş.
Sade vatandaş kazadan birkaç saat sonra,  “Yanlış yerde aranıyor” demeye başladı da, senini duyuramadı. Öyle ya, bu helikopterin kalktığı yer belli, son geçtiği mahal belli, varacağı nokta belli amma son teknolojiyle donatılmış helikopterler ve bin beş yüz kişi, yirmi, otuz, kırk saatte hiçbir ize rastlamıyor; olacak şey mi bu?
Sabırlar taşıyor. Devreye BBP’li mühendisler giriyor. Ölçüyor, biçiyor, dinliyor ve devlete, Kriz Masası’na, Hükümet’e, Başbakan’a, “Yanlış yerde arıyorsunuz!” diye sesleniyorlar. Kimse dinlemiyor.
Ve olay ânından tam 48 saat sonra günlerdir arama yapılan bölgeye ters bir yönde, köylüler tarafından, enkaza ulaşılıyor. Enkaza ulaşan koruculardan Selim Işık’ın şu sözleri insanı kahrediyor:
“- Üç gün önce biz o bölgeye gittik, kablo kokusu aldık. Tipi var diye korkup döndük. Sonra kurtarıldılar diye duyduk.”
Köylüler, yanan kablo kokularını duyacak kadar olay yerine yaklaşmışlar. Tipi ve soğuk onları da tedirgin etmiş. Bu saatlerde valilikten gelen,“Kaza yerine ulaşıldı, Muhsin Yazıcıoğlu ambulansla hastaneye getiriliyor”  diye özetleyebileceğimiz haberi duymuş, rahatlamışlar. Lâkin işi burada bırakmamışlar. Sabah olunca bâzı mercileri ve Başbakanın çevresini gördükleri konusunda bilgilendirmişler.
Gelin görün ki Kriz Masası yönetimindeki ekipler aradan bir günden fazla bir zaman geçmesine rağmen o bölgeye yine yönlendirilmemiş, iş başa döşmüş, kaza olduktan sonra olay mahalline  “kablo kokusu duyacak”  kadar yaklaşan köylüler yeniden yola düşmüş, enkaza ulaşmışlar.
Ama aradan 48 saat geçmiş..
Bu, helikopterde bulunanların çocukları, eşleri, anneleri, dava arkadaşları ve millete bir işkencedir.
Bu, beceriksizliktir.
Bunlar yaşanırken Ulaştırma Bakanı ortalıkta yok. Başbakan, İçişleri Bakanı ve Hükümet adına konuşanlar, “Yapılması gereken her şey yapılmıştır, eleştirmeyin”  diyorlar.
Mutfaktaki ev kadını dahi, “Yanlış yerde arıyorsunuz” diye çırpınır, kazanın olduğu yere yanık kablo kokusunu duyacak kadar yaklaşan köylüler aynı şeyi söylerken, siz, aradan 30 saat geçmesine rağmen oralı olmaz, kimse bilmez, biz biliriz derseniz ve bütün bildikleriniz yanlış çıkar, verdiğiniz her haber fiyasko ile sonuçlanırsa ve bütün bunlara rağmen siz hâlâ, “Eleştirmeyin, günahtır” derseniz, biz de deriz ki, “Siz ne dediğinizin farkında mısınız?”
İnsaf..
Yok şu kadar asker, bu kadar korucu, şu kadar helikopter,  binlerce kişi.. Onlara,  “Allah razı olsun” dan başka bir şey diyen mi var? Sözümüz krizi sevk ve idare eden iradeyedir. O irade ki, helikopterde bulunan yaralıları kurt kuş ve eksi 25 derece soğukla baş başa bırakmış, yakınlarını ve bütün milleti acıya boğmuş, Türk devlet ve milletini dünyanın gözü önünde bir Afrika devleti durumuna düşürmüştür.. Sapır sapır dökülen bu beceriksizliğe karşı bile eleştiriye tahammülsüzlük varsa, birileri o zaman ya kendini Tanrı yerine koyuyor, yahut, Türkiye’de rejim değişmiş de, bizim haberimiz yok demektir..[1]

Hasan Demir

HÜZÜN VE İSYAN BİRARADA

Evet bunun adı rezalettir.
Rezillik sadece teknik yetersizlik değil değil aynı zamanda sergilenen amatörlüklerdir.
Ortada bir kaza var ve ona ulaşılması gerekirken ekranlarda ağıtlar yakılıyor ve şovlar yapılıyor.
Kazanın olduğu ilk anı hatırlayın.
Devletin bölgedeki en üst düzey yetkilisi kazazedelerin iyi olduğunu ve ambülansa bile bindirildiğini duyurmuştu.

Başbakan’ın sözleri
Hadiseye böyle yaklaşırsanız olacağı budur!
Bu satırların yazıldığı saatlerde yani neredeyse kazanın üstünden 70 saat geçmesine rağmen korucular  enkaza ancak ulaşabilmiştir.
İlinçtir; bilgiler hâlâ muğlaktır.
Önceki akşamı hatırlayın 5 kişinin cesedi var Muhsin Bey’inki yok denmişti!.
Çok sürmedi onu da bulduk açıklaması yapılmıştı.
Üstelik bu açıklama devletin en üst makamından yani Başbakan Erdoğan’dan NTV’de dolaylı olarak teyid edilmişti.
Derken bu açıklamalardan saatler sonra Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek “Hayır 6 ceset yok, eksik var”  açıklamasını yaptı.
Gördüğünüz gibi tam bir belirsizlik var.
Koca bir devlet iki gün enkaz aradı ve ulaşamadı. Ardından köylülerin tesadüfen bulduğu enkazda ölü ya da yaralı kazazedelerin tamamını bulamıyor.
Tamam hava ve şartlar kötü ama koca Türkiye o şartlara rağmen bir kazanın enkazını bile kaldıramaz mı?
Devletin bir olaya ilgi göstermesi kazanın olduğu bölgeye en üst düzeyde ziyaretlerin yapılması ile değil, hadiseye müdahilliği ile ölçülür.

Hemen niye bildirilmedi?
Buradan bakınca devlet bağlamında sınıfta kaldığımız apaçık ortadadır.
Hele hele ilk gün yapılan amatörlük affedilir değildir.
İHA muhabiri İsmail Güneş telefonda tamı tamına 25 dakika hatta tutulmasına rağmen sonuca gidilemedi.
Sahi ilgili telefon kurumu yani Turkceel koordinatları vermesine rağmen ne oldu da bölgeye gidilemedi?
O koordinatlar anında neden Genelkurmay’a bildirilmedi?
Hiç kuşkum yok kasıt ya da art niyet elbette yok ama yapılan amatörlük ve hatta ihmaller sebebiyle kurtarılabilecek canlar yitirilmiş oldu.
Hadisenin vahim olan bir başka boyutu 6 cesede ulaşılmamasına rağmen yürütmenin en üst düzeyde yaptığı “Tamamı bulundu ve öldü” açıklamasıdır.
Sorarım size kesin ve emin olunmayan bir bilgiden hareketle devlet en üst düzeyden böyle bir açıklamayı nasıl yapar?
Böyle devlet ciddiyeti olur mu?
Dedik ya canımızı yakan olayı üzerine yaşanan bütün bu gelişmelere isyan etmemek mümkün değil.

NOT: Akşama doğru Muhsin Bey’in şahadet haberi açıklandı. Ruhu şad olsun...
Kendisine Allah’tan rahmetler niyaz ediyor ve yakınları ile sevenelerine başsağlığı diliyoruz.
S.Ö.[2]

Sabahattin Önkibar

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi

[1].http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=7796

[2].http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=7800

 



Bu haber 440 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,537 µs