En Sıcak Konular

MUHSİN YAZICIOĞLU KAZASINDAKİ TUHAFLIKLAR

28 Mart 2009 11:30 tsi
MUHSİN YAZICIOĞLU KAZASINDAKİ TUHAFLIKLAR Türkiye'yi yasa boğan Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazası,tabii ki salt bir kaza da olabilir. Ama 'tuhaf" gelen bazı noktalar var...Zaman yazarı Ali Bulaç'ın yorumu..

Bu yazıyı yazdığımda Muhsin Yazıcıoğlu'nu ve beş kişiyi taşıyan helikopter bulunmuş, Yazıcıoğlu ve beş arkadaşının vefat ettiği açıklanmıştı. "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah'a aidiz ve (yine) O'na döneceğiz)!.."
Allah rahmet etsin, nur içinde yatsınlar.

Bu, kendiliğinden bir kaza olabilir mi? Olabilir. Ama ortada bazı tuhaflıklar da var. Bu tuhaflıklar atlanmamalı. Önce Yazıcıoğlu'yla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.

İnsanlar "hasbî" ve "hesabî" olmak üzere iki sınıfa ayrılır. Siyasetçilerin kahir ekseriyeti hesabîdir. Yazıcıoğlu ise bu sınıftan bir insan değildi. Görüşlerini beğenmeyebilirsiniz, ama onun mert, dürüst, açık yürekli, cesur, fedakâr ve samimi bir insan olmadığını söyleyemezsiniz. İdeal politiği reel politiğin önünde tutan bir Anadolu delikanlısıydı.

Onunla üç hafta önce görüşme fırsatım oldu. Verdiği kahvaltıya giderken bir anda ayağım döndü, sanki yarım metre havaya fırlayıp yere düştüm. O arada sağ dizim ve tabii pantolonum parçalandı. Geri dönmedim, toplantıya gittim. Beni öyle görünce çok üzüldü, hastaneye göndermek istedi, kabul etmedim. Bana, "Artık sana bir takım elbise borcum var, İzmir'de bir arkadaşım var, o beni giydirir, beden numaranı söyle, hemen arayayım." dedi. Çok ısrar etti, kabul etmedim.

Erken gittiğim için onunla yaklaşık bir saat konuşma fırsatını buldum. Seçim gezilerinin yoğunluğundan bahsetti. Bu sefer Sivas'tan emin görünüyordu, belediye seçimlerini kazanacaklardı. Söz döndü dolaştı Ergenekon davasına, Cizre-Silopi hattında açılan ölüm kuyularına geldi. 7 Mart tarihli yazımda da değindiğim gibi faili meçhuller konusunda önemli bilgiler verdi, ilginç değerlendirmelerde bulundu. Bazı şeyleri 'yazılmaması kaydı'yla anlattı. Onun değerlendirmesine göre, bu önemli olay 'bütün boyutları'yla ortaya çıkarılmayacaktı; gerektiği kadarıyla aydınlatılacaktı. Bir ara kendisi sözü, son senelerde işlenen bazı cinayetlere Alperen Ocakları'nın nasıl karıştırılmak istendiğine getirdi. Herhangi bir korkusunun olmadığını, bunun planlı olduğunu, bazı çevrelerin kendilerini bu işlere karıştırmak istediklerini belirtti.

Seçim sonrasında hem bu konuların üzerine gitmeyi, hem genel siyasete ilişkin bir açılım yapmayı planlıyordu.

Evet, helikopter olayı tabii ki salt bir kaza olabilir. Ama 'tuhaf" gelen bazı noktalar var:

1) Yazıcıoğlu, helikoptere binmek isteyen biri değil. Basına da yansıdığı kadarıyla, bunu kendisine teklif edenlere, "Beni öldürmek mi istiyorsunuz?" demişti.

2) Bu model helikopterlerin çok güvenli olmadığı yolunda söylentiler var, acaba kiralanırken yeterince araştırmalar yapıldı mı?

3) Yazıcıoğlu ve arkadaşlarını almadan önce helikopterin bulunduğu yerden ayrılıp bir müddet sonra döndüğü söyleniyor. Helikopter sadece yakıt mı aldı, kimler yanına yaklaştı?

4) Helikopterin düştüğü bilgisinin gelmesiyle ciddi olarak aramalara başlanması arasında geçen zaman aralığı ihmal edilmeyecek kadar önemli. Bu arada bir tür "bilgi kirliliği" ortalığı kapladı, helikopterin bulunduğu, yaralıların Kayseri'de tedavi altına alınmak üzere yola çıkarıldığı söylendi. Ciddi arama, karanlık bastıktan sonra başladı. Bu bilgileri kim ve hangi amaçla yaydı?

5) İlk aramada yanlış koordinatların kullanıldığı söylendi, 1,5 gün sonra başka yönde arandı. Bu, bariz bir hata değil mi?

6) Bunca dinleme sistemleri ve yüksek teknolojinin geliştiği bir dünyada –Ergenekon davasında bu teknolojinin ne kadar başarıyla kullanıldığını görüyoruz- koca bir helikopterin ve cep telefonları olan beş kişinin –İHA muhabiri 112'yi arayıp dakikalarca konuşuyor- bulunamaması 'tuhaf' değil mi?

Bu istifhamlar olmasa bile, ortada bir yetersizlik olduğu açık. İçim rahat değil. Yazıcıoğlu, önümüzdeki dönemde siyaseti "Sivas ve Orta Anadolu'dan çıkarıp Türkiye'nin sathına yaymak" istiyordu. Bu kadar önemli bir şahsiyetin bir kazaya kurban gitmesi bana inandırıcı gelmiyor. Muhsin Yazıcıoğlu, 'Sonsuzluğun Sahibi'ne giderken bu gökkubbede hoş bir seda bıraktı. İla rahmetillah!..

Ali Bulaç

Kaynak: Zaman Gazetesi.http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=830969&title=muhsin-yazicioglu-kazasindaki-tuhafliklar



Bu haber 451 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,025 µs