BU SORULARIN CEVABINI VEREBİLİR MİSİNİZ?

23 Mart 2009 13:58 tsi
Özel Harekât Müdürü Behçet Oktay'ın ölümü.Beş sene kadar önce vuku bulan bir hızlı tren kazası, Karaköy iskelesinin batması,THY'nin Amsterdam'da düşen uçağı...Bu olayların arkasında ne var? Milli Gazete yazarı Afet Ilgaz soruyor...

Yolsuzluk dosyaları havada uçuşurken ve bunlara her gün yenileri eklenirken bir de bazı şeylerin üstünün örtüldüğü iddiası var. Deniz Feneri dâvasına verilen "gizlilik" kararından bahsetmeyeceğim... Ölümlerin vuku bulduğu bazı kazaları hatırlatacağım. Bu bir vatandaşlık ve gazetecilik hakkı ve vazifesidir.

Mesela geçen günlerde intihar ettiği söylenilen ama oğlunun şiddetle karşı çıktığı Özel Harekât Müdürü Behçet Oktay'ın ölümü. Şimdi onun yerine, polis içinde geniş bir yapılanma oluşturan bir cemaata mensup birinin getirileceği söylentileri var. Bu doğru mudur?

Eskilik sırasına göre beş sene kadar önce vuku bulan bir hızlı tren kazasının ardından söylenilenleri soralım şimdi.

O trenin, alt ve üst yapılanmalarının tamamlanmadan, sefere, gösteriş için çıkartıldığı doğru mudur? Bu kazada 41 kişi ölmüştü. Sakat kalanlar ayrı. Bugünlerde bu sakat kalanlardan, kolsuz-bacaksız bir mağdurun hikayesi gazetelerde dolaşıyor.

Makine Mühendisleri Odası, o zaman şöyle bir açıklama yapmıştı:

"Dünya Bankası politikalarına bağlı olarak, demiryollarının yeniden yapılandırılması adı altında, TCDD'de yatırımların azaltıldığı, bakım atelyelerinin mühim bir kısmının kapatıldığı doğru mudur?

Herkesin heyecanlanarak, biraz da şaşkınlaşarak seyrettiği Karaköy iskelesinin batmasında sebep lodos değil de (böyle açıklama yapmışlardı) İDO'nun iskeleleri devralmasından sonra çıkarılan, emekli olan, uzman işçilerin yerine yeni elemanlar alındığı doğru mudur? Bunda bir şey yok deniliyorsa kazanın belgeleri niye hâlâ açıklanamamıştır?

Gelelim en son kazaya: THY'nin Amsterdam'da düşen uçağına.

Beni Avrupa'ya veya başka şehirlere davet edenlere, uçak biletinin THY'den alınmasını rica ederdim. O kadar emniyetli idi bu devlet şirketi. Sonra özelleştirildi.

Genel ahlâki yapıda da, İslâm ahlâkında da işi "ehline vermek" gibi çok önemli bir kural vardır. Buna liyakat denir. Bu yüzdendir ki ehil olanların yerine kadrolaşma ile ehliyetsizlerin toplanması büyük bir vebal olur. Bir de, suyun özelleştirmesini hazırlamak için yapılan "tasarruf" tavsiyeleri yerine, THY'ye yapılan reklamların israf ve gösteriş açısından ne mânâ taşıdığını hatırlarsanız, bu işteki vebalin büyüklüğü anlaşılır.

Biz hepimiz kaza olduğunda Hollanda'yı suçlamış, uçağın inişinde bir hata yahut kasıt olduğunu sanmıştık. Sonra açıklanan resmi belgelerle ve buna ilave olarak Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin'in şu sözleriyle facianın büyüklüğü ve cevabı verilemeyen soruların çokluğunu anlaşıldı. Ayrıca şunu belirtmekte de fayda var. THY'nin yüzde 51 hissesi 9 aylık kârı karşılığında satılmış:

"Kazanın olduğu gün uçağın geriye dönük bakım periyotlarıyla ilgili bakım kartlarını kontrol etmek istediğimizde sistemin kapalı olduğunu gördük."

Bunu söyleyen ve soran Hava-İş Sendikası Başkanı Hollandalı yetkililerin açıklamalarıyla soruların cevabını almışlar ama bizimkilerden bir ses yok.

"Altiletre (uçağın yükseklik göstergesi) arızalıydı. Bundan dolayı otomatik pilot yanlış yükseklikte gaz kesti ve uçak düştü."

Atilay Ayçin'in söylediği şu sözler işin vahamet boyutunu iyice açıklıyor:

"THY geleneklerine göre teknisyenlerin bir uçuş kartının altına imza atabilmesi için kurum içinde beş yıl eğitimden geçmesi gerekiyordu. İmza yetkisi aldıktan sonra da eğitim devam diyor, bilgiler sürekli yenileniyordu. İktidar bunu dikkate almadı. Diplomosız yandaşları THY'ye doldurdu."

"Daha da ileri gidildi. İmza yetkisi olan teknisyenlerin lisans numaralarını imza yetkisi olmayanlara da kullandırdı."

Allah şaşırtmasın!

AFET ILGAZ

Kaynak: Milli gazete.http://www.milligazete.com.tr/makale/makale-119288.htm

Bu haber 470 defa okundu.