TURİZM ÜZERİNE İKİ FARKLI SENARYO

9 Mart 2009 18:29 tsi
Turizm üzerine iki farklı senaryo var. Biri, krizden ciddi anlamda etkileneceği ve yaz aylarında işsizlerin arasına turizmde çalışanların da katılacağı. İkincisi ise dolar ve Euro'nun TL karşısında aşırı değerlenmesiyle Türkiye'nin bol yabancı turist çe

Turizm sektörünün krizden nasıl etkileneceği konusu yavaş yavaş tartışılmaya başlandı. Bu konuda iki farklı görüş hakim. Birincisi, turizmin krizden ciddi anlamda etkileneceği. Gerekçe ise; global bir krizin içindeyken, birçok ülke resesyona girmişken, işsizlik tüm ülkelerin en önemli sorunuyken, kişilerin iş için bile seyahat etmekten kaçındığı bir ortamda tatil turizminden de bahsedilemeyeceği. Bu görüşü ortaya koyanlar da ağırlıklı olarak yabancılar. Hatta bir adım daha öteye gidip, yaz aylarında mevcut işsizlerin arasına turizmden kaynaklanan yeni işsizlerin katılacağını bile savunuyorlar.
İkinci görüş ise tam tersi. Türk lirasının, dolar ve euro karşısında değer kaybetmesinden dolayı, yabancıların gözünde geçtiğimiz yıllarda zaten ucuz olan turizmin bu yıl daha da ucuzlayacağı ve Türkiye'nin bol bol yabancı turist çekeceği.
Son günlerde Başbakan Erdoğan da bu tartışmaya katıldı ve yaz aylarında turizm sayesinde istihdamın artacağını söyledi. Demek ki, Başbakan'ın beklentisi krizden turizm sektörünün etkilenmeyeceği. Bunun daha önceki "teğet geçecek" söylemine benzeyip, benzemeyeceğini ise zaman gösterecek.
Ben asıl turizm sektörünün beklentisini merak edip, geçenlerde TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy ve Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ahmet Barut ile konuyu konuştum.
 
Turizmde siyaset olmaz

Başaran Ulusoy, 2009 yılının kayıp yıl olmaması için uğraştıklarını ve krizden artı ile çıkmak zorunda olduklarını söylüyor. Ulusoy, bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ilk defa tanıtım konusunda özel sektör ile işbirliği içinde olduğunu, bunun da krizi aşma konusunda umut verdiğini belirtiyor ve şunları söylüyor:
"Turist sayısında 2008'i yakalayacağımızı, Rusya'nın pazarda yine etkin olacağını tahmin ediyorum. Otellerle yapılan fiyat anlaşmaları dolar üzerinden olduğundan bu bizi biraz zarara uğratacak. Ama beklentim, Rus turistin yine geleceği. Avrupalı da kriz nedeniyle uzak mesafeleri tercih etmeyecek. Dolayısıyla bize gelecek."
Konuşmamız sırasında Başaran Ulusoy'a, Gazze'yi ve Davos'u hatırlattığımda da, "Turizmde siyaset yok, hizmet var. İsrailli turistin güvenle kalabileceği ülkelerin başında yine Türkiye geliyor" diyor.
Başaran Ulusoy, "Türkiye, turizmde ucuz ülke" yakıştırmasına ise karşı çıkıyor ve "O kadar ucuz bir ülke değiliz. Değerlerimizi yavaş yavaş en iyi şekilde satmaya başlayan, butik hizmete geçen ve herşey dahil sistemi belirli seviyeye düşürmeye çalışan bir ülkeyiz" şeklinde konuşuyor.
 
Avrupa satışları iyi gidiyor

Ahmet Barut ise konuya daha temkinli yaklaşıyor. Global krizin turizmi de olumsuz etkileyeceğini savunan Barut, "Dünya turizminde yüzde 2-3'lük küçülme bekleniyor. Bu her ülkeye aynı şekilde dağılmayacaktır ama bizim bazı rekabet avantajlarımız var. Mesela 2008 yılında İspanya turizmde yüzde 2 küçülme yaşarken, biz yüzde 13 büyüdük. Bu avantajlar ortadan kalkmadığına göre 2009'da da dünya turizminin üzerinde bir performans sergileyebiliriz" diyor.
Sohbetimiz sırasında Ahmet Barut'tan bugün için Avrupa satışlarının kriz nedeniyle beklenenin çok az altında gittiğini öğreniyorum. Barut, Avrupa Birliği üyesi ülkelerden gelen turist sayısında 2008 yılı rakamlarının yakalanacağını vurguluyor.
Ancak Ahmet Barut, Rusya ve Ukrayna için aynı netlikte konuşmuyor. "Rusya ve Ukrayna'da durum Avrupa'ya göre biraz farklı. Özellikle Ukrayna ekonomisi sıkıntı içinde ve para birimleri çok azalıyor. Rusya'da aynı şekilde. Bu ülkelerle biz dolar kontratları yapıyoruz. Doların yükselmesi bu ülkeler için de dezavantaj. Ukrayna yabana atılacak bir pazar değil. Yaklaşık 500 bin kişi geliyor. Özellikle kuzey komşularımızdan bugüne kadar trendlerin üzerinde pay aldık. Bunu, bu yıl da devam ettirmek durumundayız."
Görünen o ki, turizm sektöründe krizin etkisi konusunda ciddi bir tedirginlik yaşanıyor. Bu, heran herşey değişebilir tedirginli. Yazımın girişinde bahsettiğim senaryoların hangisinin gerçekleşeceğini ise önümüzdeki bir-iki ay gösterecek.
Son olarak şunu da belirteyim. Turizmciler, son yaşanan olaylar nedeniyle İsrail pazarından turist çekmede de şüpheliler. Bu konuda, yaza kadar iki ülke arasında karşılıklı verilecek bir-iki yumuşama mesajının etkili olacağı inancını taşıyorlar.
 
 Ulusoy, yerli turiste ne garantisi verdi

Başaran Ulusoy ile turizm sektörünün krizden nasıl etkileneceği konusunda sohbet ederken; Ulusoy, ortaya bir iddia attı. Konuşmamızda, yerli turistin, yabancı turiste nazaran çok daha yüksek fiyatlarla tatil yapmak zorunda kaldığını ve bunun da hep tartışma konusu olduğunu hatırlattığımda Başaran Ulusoy, şunları söyledi:
"Tatil kendi vatandaşımın ihtiyacıdır, lüks değildir. Bu ihtiyacı gidermek için Seyahat Acentaları Birliği olarak erken rezervasyon sistemini devreye soktuk. Vatandaşlarımız, seyahat acentalarını seçsinler. Sigorta paketini alsınlar. Önceden programlarını yapsınlar. Avrupa'dan gelen bir ziyaretçinin ödediği fiyatı benim vatandaşım da Türkiye'de ödeyecek. Bunu garanti ediyorum."

Kaynak: Referans Gazetesi-Noyan Doğan.http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=118422&KOS_KOD=9

Bu haber 779 defa okundu.