En Sıcak Konular

YANDAŞ GAZETECİLER BU SORULARI TAYYİP BEY'E SORAMAZ,ÇÜNKÜ...

6 Mart 2009 11:29 tsi
YANDAŞ GAZETECİLER BU SORULARI TAYYİP BEY'E SORAMAZ,ÇÜNKÜ... Sabahattin Önkibar,Kanal 24 'e konuk olan Başbakan Erdoğan'a "yandaş olarak nitelediği" gazetecilerin sormadığı,soramayacağını iddia ettiği soruları köşesine taşıdı.

Önceki akşam Kanal 24’te Başbakan’ı izledim.
Programda gazeteci olarak bulunan Mustafa Karaalioğlu ile Şamil Tayyar’ın zaman zaman çok zorlandığına tanıklık ettim. Buna mukabil onların yanında oturan adını bilmediğim üçüncü isimde öyle bir zorlanma yoktu, çünkü o asla bir gazeteci değildi ve amigoluğunu yansıtmaktan hiç çekinmedi.
Mustafa ile Şamil doğrudur aleni yalakalık yapmadılar, ama böyle bir programda sorulması gereken pek çok soruyu da sormadılar, soramadılar.
Hayır, sormamaları akıl edemedikleri ya da gündemi okuyamadıkları için değil, gazaba uğramamak içindi.
Nasıl bir gazap mı?
Ahmet Taşgetiren’in başına gelen türden!
Taşgetiren Yeni Şafak’ta Tayyip beye şöyle bir dokundurdu diye işten kovulup aylarca işsiz gezmedi mi? Araya girenlerin yakarmaları ve Taşgetiren’in tövbe mesajları olmasaydı Ahmet bey muhtemelen hâlâ avare avare dolaşıyor olacaktı.
Bırakın Taşgetiren’i “Obama gibi geldi, Bush gibi oldu” diyen Fehmi Koru’ya atılan malum fırçalar zihinlerde değil mi?
Dolayısıyla bütün bu örnekler ortadayken Kanal 24 gibi kuruluş amacı Tayyip Erdoğan’a hizmet olan bir kanalda Erdoğan’a elbette özgür bir iradeyle soru sorulamazdı. Kazara sorulmuş olsaydı işsizler ordusuna daha o anda soranlar ilave olurdu.
Gelelim hangi soruların sorulamadığına?
1) Başbakan’a Gazze zulmüne takındığı şova dönük tepkiyi ballandıra ballandıra anlatırken Irak’ta öldürülen 1 milyon Müslüman için neden kılını kıpırdatmadığı, tersine o öldürmelere Türkiye olarak neden lojistik destek verdikleri  sorulamadı.
2) AB’nin terör listesinde olan Hamas’a destek verilmesinin  Türkiye çıkarı bağlamında doğru olup olmadığı sorulamadı.
3) Böyle bir konunun iç siyasette tüketim malzemesi yapılmasının devlet için doğruluğu ya da yanlışlığı sorulamadı.
4) İşsizlik ve açlık tablosunda AKP’nin sorumluluğu ve seçim gerekçesiyle hâlâ alınmayan önlemler sorulamadı.
5) İhracattaki daralma, katlanan bütçe açıkları ve rakamlarda 2001 kriz günlerinden kötüye gidiş sorulamadı.
6) Yolsuzluk iddialarının zerresi sorulamadı. Mesela Mehmet Bekaroğlu’-nun kasetli, ispatlı iddiası sorulamadı.
7) Küçük oğlu ve gelininin pırlanta mağazasına ortak edilmesi konusu sorulamadı. Bunların ortaklık için nereden sermaye bulduğu sorulamadı. Cihan Kamer’in devletle işi olup olmadığı ve enerji işinde olup olmayacağı sorulamadı.
8) Deniz Feneri soruşturmasında patinaj yapmaları sorulamadı. Fitre ve zekât diye toplanan paralarla TV kurulduğu iddiaları gündeme getirilemedi. Alman mahkemesi mahkûm ederken Türkiye’nin neden kılını kıpırdatmadığı sorulamadı.
9 Hakkında iddia ve hatta Alman mahkemesince karar olan Zahid Akman’ı niye koruduğu sorulamadı. Danıştay’ın Zahid Akman kararı sorulamadı.
10) Ya sev ya terk et anlamındaki malum mesajının ne anlama geldiği sorulamadı.
11) Seçim arifesinde Tunceli’de yapılan buzdolabı dağıtımı sorulamadı.
12) YSK’nın Tunceli Valisi için yaptığı “Alın bu valiyi görevden” anlamındaki açıklaması sorulamadı.
13) Kürtçe TRT’den sonra diğer dillere de TRT’den aynı imkânın verilip verilemeyeceği sorulamadı.
14) Aydın Doğan’ın aldığı vergi cezasının hemen seçim öncesine denk gelmesinin anlamı olup olmadığı sorulamadı.
15) Doğan Grubu misali bir vergi incelemesinin örneğin İhlas ve Türkiye Gazetesi için neden yapılmadığı sorulamadı. İhlas’a verilen TOKİ ihaleleri sorulamadı.
Sadece bunlar değil, daha sorulamayan pek çok soru vardı ama sorulamadı.
Diyeceksiniz ki Başbakan zaten böyle soruların sorulacağı bir programda olmaz!
Vallahi olmaz, ama o zaman yapılan bu göstermelik programlar tuluat değil midir?

ANLAYAMADIM...
Başbakan nasıl tehdit edilebilir?
Başbakan önceki akşam Kanal 24’te Ergenekon bağlamında  içeriden ve dışarıdan tehdit edildiğini söyleyince düşündüm. Sahi bir Başbakan nasıl tehdit edilebilir!.. Herhalde imzasız mektup ve telefonlar diyeceğim, ama telefon zor, çünkü dinleme olayı ve iz sürüp bulmak artık çok kolay. Geriye kalıyor imzasız mektup ki bir halt edecek olan zaten böyle bir şey yapmaz. Dolayısıyla başbakanları şeklen bile olsa tehdit etmek kolay değil. Kanaatimizce Tayyip bey bu sözü Ergenekon’u önemli kılmak için etmiştir. Erdoğan; “Bak Başbakan’ı bile tehdit edebiliyorlar” diyerek o konuya dikkat çekmek istemiştir. Görüyorsunuz Tayyip bey Ergenekon bağlamında tarafsız değil, hâlâ savcıdır. Tamam suç varsa elbette üstüne gidilmeli, ama Ergenekon için verilen bir hüküm, yani yargı kararı yok ki? Dolayısıyla suçu sabit olmayanları bu şekilde hedefe koymak bir Başbakan’ın yapacağı iş midir? Deniz Feneri’nde mahkeme kararı ile var olan sabit suça sus, Ergenekon’da mahkeme kararı olmadan hücum et. Bir Başbakan böyle davranamaz.

PARAYI VEREN...
AKP bedelli askerliği bile kullanmak istiyor!
Seçim ve manipülasyon için her şeyi mübah gören AKP, şimdi bedelli askerlik olayını  kullanmak istiyor. Üflediği mesaj  şu: Bedelliyi çıkaracağım. Amacı bu şekilde sayıları yüzbinlere yaklaşan kitleyi bedelli askerlik argümanıyla kafalamak ve fısıltı vaadıyla oylarını almak. Peki AKP’nin böyle bir çalışması ya da teşebbüsü var mı, oldu mu?.. Hayır. Hal bu iken sadece oy uğruna AKP fısıltı propagandasını yapıyor. Bedelli gerekli olur  ise elbette çıkarılır, ancak böyle bir kararı hükümet değil Genelkurmay verir. Şu gün için verilen böyle bir karar da yok. Dahası böyle bir kararı vermek de kolay değil, çünkü iki de bir bedelli askerliği çıkarmak gelenek haline gelir ve de parası olmayan askere, olan bedelliye gibi bir uygulama teamüle dönüşür ki bu çok çok tehlikeli bir şey olur. Dolayısıyla bedelli olayında kırk defa düşünüp bir defa hareket etmek gerekiyor. AKP her şey gibi askerliği de fısıltılarla seçim için kullanmak istiyor, bu yanlış.

YORUMSUZ...
Tayyip bey FB’ye Kalkavan’ı istiyor?
Tayyip beyin pek çok tutum ve tasarrufuna karşıyım, ama  eğer doğruysa bu istemine evet diyorum. Söz konusu iddia iyi bir Fenerbahçeli olan Erdoğan’ın artık Aziz Yıldırım’ı istemediği ve onun yerine Şadan Kalkavan’ı arzuladığıdır. Dün dinlediğime göre yıpranan ve Mayıs’ta  çekilmeyi düşünen Aziz  beyin yerine Ali Koç ya da kendi kontrolü dışında olan Sadettin Saran’ın gelme ihtimalini dikkate alan Başbakan, Şadan Kalkavan’a hazırlan mesajını vermişmiş! Ne yalan söyleyeyim, Şadan beyi ben de çok severim ve keşke derim. Kuşkusuz Ali Koç ile Sadettin Saran da eğer talip olurlarsa hakikaten iyi isimler, ama Şadan bey pragmatiktir ve kısa sürede  büyük atılımlar yapar. Dolayısıyla iyi bir Fenerbahçeli olarak bendenizin tercihi de Kalkavan olur.

Kaynak: Yeniçağ Gazetesi

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_haberdetay.php?hityaz=7480



Bu haber 649 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,438 µs