En Sıcak Konular

AHİRET UNUTKANLIĞI

2 Mart 2009 20:40 tsi
AHİRET UNUTKANLIĞI Ne gariptir şu insanoğlu. Dünyaya dair çok önemli istekleri vardır bitmek tükenmek bilmeyen. Para, mal, mülk, makam, mevki, şöhret...

Ne gariptir şu insanoğlu. Dünyaya dair çok önemli istekleri vardır bitmek tükenmek bilmeyen. Para, mal, mülk, makam, mevki, şöhret... ve hepsinin dahası.

Nedir önemli olan bizim için?

Hepsine birden sahip olmak mı?

İstediği her şeye sahip olanlar gerçekten çok mu mutludur? Mutmain olur mu, nefis madden ve manen doyar mı?

Yoksa bir avuç toprak mıdır, doyuran insanın gözünü?!

“Minarede ölü var diye bir acı salâ” bizim için hiç okunmayacak mı zannederiz? Bütün enerjimizi sahip olmaya harcamış, yatırımlarımızı yalnızca dünyaya yapmışsak, ölümü unutmuşuzdur zaten.

Acaba nefesimizin ne zaman tükeneceği bildirilseydi ne yapardık? Nasıl bir hâleti ruhiye içerisinde olurduk? Sayılı soluklarımızı hesapsızca kullanabilir miydik? Tüketebilir miydik dakikalarımızı, “Bu gün Allah için ne yaptın” denileceğini bile bile?

Elbetteki hayır!

Bilseydik eğer dünya hayatının geçiciliğini;

Buruk bir tebessüm olabilirdi belki yüzümüzde, ama kolay kolay çatılmazdı artık kaşlarımız, hemen sinirlenmezdik, inciten, acıtan kelimeleri, çoktan çıkarmış olurduk lügatimizden. Rabbimizle baş başa kalabilecek ortamlar oluşturmaya çalışırdık. Belki de Halk içinde Hak ile olmak, hayat biçimimiz olurdu. Mevlâna’nın, “Eğer herkesleysen ve bensizsen hiç kimseyle değilsin/Eğer benimleysen ve hiç kimseyle değilsen herkeslesin” dediği gibi yaşamayı isterdik.

Bilseydik eğer;

kâinatı hece hece okumayı isterdik gece gündüz. Karanlıktan korkmaz, aydınlıktan rahatsız olmazdık.

Bilseydik eğer;

başımızda gölge eden kara bulutlara ah vah etmek yerine, tedbiri elden bırakmaksızın sabırla yağmurun yağmasını bekler, huzurun nirengisini yaşardık.

Bilseydik eğer;

İbadetlerimizde devamlı olurduk. Geciktirmemize neden olan zaruretler önceliklerini yitiriverirlerdi.

Bilseydik eğer;

vird olurdu dilimize rengine boyandığımız, aşkına uyandığımız güzel Rabbimizin isimleri.

Bilseydik eğer;

günahlarımıza yüreğimizle ağlardık. Ebediyete ulaştığımızda huzurunda utanmamak için güzel amellerimizi artırmaya çalışırdık.

Bilseydik eğer;

“Yarabbi, bana ilk namazı soracağın için emrolunduğum üzere onu dosdoğru kılmaya çalıştım.”

“Yarabbi, bana dünyalık olarak verdiğin emanetleri fazlasıyla emrettiğin yerlere ulaştırdım.”

“Yarabbi, kullarının bana olan sevgisi ve muhabbeti beni değerlendirmende bir ölçü olacak biliyorum. Çünkü sen, “Kullarımın sevdiğini ben de severim” diye buyuruyorsun, ben de bunun için kul hakkına girmemeye ve Kâbe’yi yapar gibi gönüller yapmaya çalıştım. Sonsuz bir sevgiyle yalnızca senin için sevdim” derdik.

Senin için severdik. Hem bu kâinatta var olan her şeyde senden bir parça varken incitilmiş olsak bile, haddimize midir bizim senin yarattığını beğenmemek ve sevmemek.

Sen bu dünyayı ve bizleri habibini sevdiğin için yarattın. Formülü ne ihtiva eder ki sevgi, dokunduğu her şey uhrevîleşir, melekleşir, taş gönüllerde güller bitirir. Ne kadar güzel bir hissediştir gül alıp gül satmak

Sevgi; insanın yaratılış hamurunda,

Sevgi; bir yetimin başını okşayan peygamberimin dokunuşunda,

Sevgi; ensarın özverisinde,

Sevgi; Hz. Ebubekir’in dost yüreğinde,

Sevgi; Bilal-i Habeşî’nin siyah tenine düşen inci tanesi göz yaşlarında,

Sevgi; Veysel Karanî’nin adım adım Rasûl’e yürüyüşünde.

Sevgi; Hz. Âyşe’nin anam babam sana feda olsun deyişinde,

Sevgi; senin Kelam Kadiminin her harfinde,

Sevgi; ben değil, biz bilincine sahip olmakta.

Bilseydik eğer; sevgi ve muhabbetin tadını sevgisizliklerimizi pişmanlık göz yaşlarıyla yıkardık.

Bilseydik eğer unutur muyduk ?

Bize hayatın ve ölümün hakikatlerini unutturan ihtiraslara, tamahlara binlerce kere ah. Ve bu unutkanlığın masiyetlerine binlerce kere af...

Bize bizi,

Bize seni.

Bize hayatın hakikatlerini,

Bize ahireti unutturma ya Rabbi.

Dünya hayatında telafi edilmesi mümkün olan küçük unutkanlıklarla kıyas edilebilir mi “ahiret unutkanlığı.”

Fatma Kotan
DİB Eğitim Uzmanı

Not:: Bu yazı, Diyanet Avrupa Aylık Dergi Şubat 2009 sayısından iktibas edilmiştir.



Bu haber 576 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,246 µs