En Sıcak Konular

BİZİM AMERİKANCI OLDUĞUMUZU KİM SÖYLEDİ SİZE ?

16 Aralık 2007 02:02 tsi
BİZİM AMERİKANCI OLDUĞUMUZU KİM SÖYLEDİ SİZE ? Son zamanlarda tuhaf bir iddia almış başını gidiyor. Türk milliyetçileri Amerikancıymış da şimdi akılları başlarına gelmiş.

Son zamanlarda tuhaf bir iddia almış başını gidiyor. Türk milliyetçileri Amerikancıymış da şimdi akılları başlarına gelmiş. Amerika ve Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin bağımsızlığına kasteden tutumlarına karşı Türk milliyetçilerinin gösterdiği tepkiler böyle yorumlanıyor. Bu yorumları yapanlar da sol kökenliler.

Üstelik bunu, Amerikancı  ve Avrupa Birlikçilikleriyle nam salmış gazetelerin köşelerinden yapıyorlar. Bak kardeşim! Büyük bir gazetenin köşesine yerleşmişsin. 1940’tan, 50’den, 60’tan itibaren gazetenin bütün koleksiyonları elinin altında. Aç bak bakalım, milliyetçi kuruluşların, milliyetçi partilerin Amerika’ya taraftarlık yapan bir beyanatını, bir gösterisini bulabilecek misin? Meselâ Amerikan bayrakları taşıyan, ABD başkanlarının resimlerini havaya kaldıran herhangi bir gösterinin resimlerine rastlayabilecek misin? “Tabiî ki taraftarlık böyle gösterilmez” dediğini duyar gibiyim. Hiç kendi kendine söylenme. Öyle bir gösterilir ki!
Dikkatle bakarsan gazetende Lenin veya Mao’nun resimlerini taşıyan, orak çekiçli pankartları gözlerimizin içine sokan yüzlerce fotoğraf görürsün. Buna karşılık Türk milliyetçileri her zaman ne Amerika, ne Rusya, ne Çin demişlerdir. Türk milliyetçilerinin 12 Eylül’den önceki mücadelesinin yoğunluklu olarak Rus ve Çin taraftarı komünist örgütlere karşı yapıldığı doğrudur. Çünkü o zaman Rus yanlısı komünizm Türkiye için açık ve somut bir tehlikeydi. Örgütler, Lenin bayraklarıyla, orak çekiçli pankartlarıyla Rus yanlısı olduklarını zaten saklamıyorlardı.

Bugün bizzat solcu ve komünistler tarafından yazılan Türkiye solu tarihlerinde veya hatıralarda da Rus ilişkisi açıkça anlatılmaktadır. Doğrudan doğruya Zekeriye Sertel, Nâzım Hikmet’in Rusya için çalıştığını yazmaktadır. Bay Can Dündar, istersen Zekeriya Sertel’e kadar gitme; bizzat yaptığın Nâzım’la ilgili belgesele bir bak; o siyah beyaz karede Nâzım, Azerbaycanlı aydınlara ne diyor? Ben mealen yazıyorum; sen belgeseline bak; tam cümleyi bul.

Şöyle diyor Nâzım: “Türkiye, Azerbaycan gibi sosyalist oluncaya kadar mücadelemiz sürecek.” Ne zaman söylüyor bunu? 1960’ların başında. 1991’de ne oldu? Azerbaycan ve diğer Türk cumhuriyetleri bağımsız ülkeler oldu. Demek ki 1991’den önce neymiş? Azerbaycan bağımsız değilmiş. Nereye bağlıymış? Her hâlde Washigton’a değil. O hâlde Nâzım ne istiyor? Türkiye’yi, Azerbaycan’ın 1960’lardaki hâline sokmak.

Hâlâ bütün solcular Nâzım’a tapıyor. Bütün Türk milliyetçilerinin taptığı böyle bir milliyetçi önder tanıyor musun sen? Meselâ Türkiye’yi, Havai gibi ABD’ye bağlamak isteyen milliyetçi bir şair, yazar, siyasetçi tanıyor musun? Herhangi bir Türk milliyetçisinin ABD’den para aldığını söyleyebilir misin? Ama istersen Milliyet’in 1990’ların ilk yıllarındaki koleksiyonlarını bir karıştır. Moskova muhabiri Cenk Başlamış’ın haberlerine bak. KGB arşivlerine göre Rusya’dan kimler para almış göreceksin. Sadece İşçi Partisi mi? Bir de Barış Derneği’ni göreceksin orada. Kimdi onun başkanı?

Dikerdem mi? Hâlâ ölüm yıl dönümlerinde saygıyla anarsınız kendisini. Hatırlıyorum da Barış Derneği’nin Yönetim Kurulu üyesi olan Ali Sirmen bu yayın üzerine hop oturup hop kalkmıştı. Kendisini savunmak için söyleyebildiği, kendisinin bulunduğu Yönetim Kurulu toplantılarında böyle bir konunun görüşülmediğinden ibaretti.

Ustalarınız, ağabeyleriniz ve sizler, 1980’lere kadar Türk milliyetçilerini öküzün altında buzağı aramakla suçladınız. Ama açınız, bakınız; Türk milliyetçilerinin komünist dediği herkes komünist çıktı. Dönekler gazete köşelerinde ve hatıralarında eski marifetlerini ve yanılgılarını yazdılar. Solun tarihini yazan solcu akademisyenler de Türkiye Komünist Partisini ve onun tesirlerini yazdılar.

İsmail Bilen’le Nâzım Hikmet’in parti içindeki mücadelesini de gazetelerinizin arşivinde bulabilirsiniz. Hâsılı TKP ve Türkiye’deki komünistlerin çoğu Moskova yanlısıydı. Mehmet Ali Aybar ve arkadaşları ancak 1968’deki Çekoslovakya işgalinde Moskova’ya karşı cephe aldılar. O tarihlerden itibaren bir kısım komünist de Maoculuk yapmaya başladı; hâlâ Çin taraftarlıkları devam ediyor.

Sovyetler yıkılınca çil yavrusu gibi dağıldınız. Bir kısmınız, akıllara durgunluk verecek biçimde ve çabuklukta Avrupa Birlikçi veya Amerikancı oldunuz. “Yanılmışız” diyen bu takım şimdi en yüksek perdeden AB veya ABD yandaşlığı yapıyor ve tekrar yanılmış olabileceklerini asla hatırlarına getirmiyor. Diğer bir kısmınız ilk şoku atlattıktan sonra ulusalcı oldunuz. Bu takımın batı karşıtlığı çizgisinde, aslında bir değişme yok. Eskiden de batı karşıtı idiler, şimdi de. Ancak o zaman birçoğu Sovyetler hesabına batı karşıtlığı yapıyordu; şimdi Türk ulusu adına. Buna bir diyeceğimiz yok, başımızın üstünde yerleri var. Ancak bir şartımız var: Türk milliyetçilerini hiç kimse Amerikancılıkla suçlamaya kalkmasın. Türk milliyetçilerinin sicili tertemizdir.

Ölümler, öldürmeler mi diyorsunuz? O perdeyi hiç kaldırmayın; gazetelerinizde hiç söz etmediğiniz; devamlı “insanlık”tan, “insan sevgisi”nden bahsettiğinize göre kendilerini “insan” bile saymadığınız milliyetçi şehitler birer birer ayağa kalkar ve bütün foyalarınız meydana çıkar. İsterseniz şimdilik sadece bir itiraftan bahsedelim. Kürt milliyetçisi Musa Anter’i öldüren timde bulunduğunu söyleyen Abdülkadir Aygan’ın itirafından. 22 Ocak 2006 tarihli Hürriyet’in haberine göre Abdülkadir Aygan, Musa Anter’in kızı Rahşan Anter’e, babasını öldüren Jitem timi içinde bulunduğunu itiraf ediyor. Hürriyet muhabirinin de bulunduğu ve fotoğraflarla süslenen bu iki sayfalık haberde Aygan bir şeyi daha itiraf ediyor. Jitem’e girmeden önce 6 (evet, yazıyla altı) ülkücüyü öldürdüğünü. Jitem’in yaptıklarının Türk milliyetçilerine mal edilemeyeceği açıktır. Biz komünist ve Kürtçü Abdülkadir Aygan’ın öldürdüğü altı ülkücünün hesabını soran insancıl bir gazeteci var mı, onu merak ediyoruz. Bu perdenin altından daha çok katliam çıkar. Ve PKK’yla, Devrimci Doğu Kültür Ocaklarıyla kol kola pek çok komünist örgüt çıkar.

Prof.Dr. Ahmet B. Ercilasun

Kaynak : yusufiye.net



Bu haber 468 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,566 µs