En Sıcak Konular

''ERGENEKON'' DAVASINDA 38. DURUŞMA SONA ERDİ

8 Ocak 2009 22:00 tsi
''ERGENEKON'' DAVASINDA 38. DURUŞMA SONA ERDİ ''Ergenekon'' davasının görülmesine 19 Ocak Pazartesi günü devam edilecek.

''Ergenekon'' davasının görülmesine 19 Ocak Pazartesi günü devam edilecek.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda görülen davanın bugünkü duruşması sona erdi.
     Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmanın teknik araçlarla kayda alındığını, ancak bunların yazılı tutanağa dönüştürülmesinde, haftada 4 gün duruşma yapılması nedeniyle zorlukla karşılaşıldığını belirtti.
     Şengün, bu eksikliğin kısa sürede giderilip, düzenlenecek yazılı tutanakların en kısa zamanda taraflara verilebilmesi amacıyla, zorunlu olarak duruşmanın 19 Ocak Pazartesi günü saat 09.30'a ertelendiğini bildirdi.

TUTUKLU SANIKLARDAN EMİN GÜRSES'İN AVUKATI TAŞDELEN: -''(DANIŞTAY SALDIRISI) ALPARSLAN ARSLAN'A BEN BÖYLE BİR ŞEY YAPMAYI KONDURAMIYORUM. KİMYASALLA KONTROL ALTINA ALINIP YÖNLENDİRİLDİ DİYE DÜŞÜNDÜM'' -''DANIŞTAY DOSYASI İYİ Kİ BOZULMUŞTUR. KÖKÜNE KADAR GİDİLMESİ GEREKİR''

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Emin Gürses'in avukatı Mehmet Taşdelen, ''Alparslan Arslan'ın Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik saldırıyı gerçekleştirmesi için kimyasal bir maddeyle kontrol altına alındığını düşündüğünü'' öne sürdü.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına devam eden Doç. Dr. Emin Gürses'in avukatı Mehmet Taşdelen, Alparslan Arslan'ın Danıştay'a saldırı gerçekleştirdiğini duyduğunda şok yaşadığını söyledi.
     Arslan'ın kafa yapısı olarak radikal olduğunu, ancak olayı duyduğunda Danıştay saldırısını başörtüsü için yaptığını düşünmediğini ifade eden Taşdelen, son 1-1,5 yıl içindeki temaslarını bilmediği Arslan'ın başka insanlarla arkadaşlığı olduğunu kaydetti.
     Taşdelen, ''Alparslan Arslan'a ben böyle bir şey yapmayı konduramıyorum. Kimyasalla kontrol altına alınıp yönlendirildi diye düşündüm. Arslan daha sonra verdiği ifadesinde Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Süleyman Esen'den aldığını söyledi. Ben böyle bir şeyi Arslan'a kondurabilirim ama Süleyman Esen'e konduramam. Esen benim çocukluk arkadaşım'' dedi.
     Dosyadaki birtakım delilleri inceledikten sonra Arslan'ın başörtüsü için Danıştay saldırısını gerçekleştirdiğine inanmadığını belirten Taşdelen, Üsküdar'da araba yıkayan kimsesiz olan Osman Boz'a, Arslan'ın ''Sana 20 bin dolar vereyim Cumhuriyet gazetesine bomba at'' demesi üzerine çocuğun buna tepki gösterdiğini öğrendiğini, daha sonra korkuttukları için bu kişiyi Ankara'daki mahkemede ''tanık'' olarak dinletemediğini söyledi.
    
     -''TAŞERON GİBİ DAVRANAN ALPARSLAN ARSLAN VAR''
    
     ''Arslan'ın etrafına, Danıştay olayını türban kararı nedeniyle yaptığını göstermeye çalıştığını'' ifade eden Taşdelen, şunları anlattı:
     ''Bunu yapanlar Arslan'ı profesyonel bir şekilde yönlendirmişler. Belki buradaki insanlar da arkasında olabilir. Danıştay dosyası buraya gelirse, benim anlattıklarımı dikkate alarak inceleyin lütfen. Ben bu çocuğun ilişkilerin biliyorum. İsterlerse savcı beylere bilgi verebilirim. Danıştay dosyası iyi ki bozulmuştur. Köküne kadar gidilmesi gerekir. Hep beraber köküne kadar gidelim, bütün ilişkileri dökelim ortaya. 'Danıştay saldırısını Allah için, Müslümanlık için yapıyorum' demeye kimsenin hakkı yok. Ortada bir örgüt yok. Taşeron gibi davranan Alparslan Arslan var.''
     Savcıların Danıştay saldırısı ve ''Ergenekon'' örgütü arasında bağlantı görmeleri durumunda tahkikatlarını derinleştirmeleri gerektiğini kaydeden Taşdelen, saldırıya ilişkin davanın sanıklarından Osman Yıldırım'ın ifadesi dışında Danıştay ile ''Ergenekon'' dosyasını bir araya getirecek başka delilin olmadığını savundu.
    
     -''TUNCAY GÜNEY MOSSAD'DAN SORULSUN''-
    
     Taşdelen, dosyadaki bazı belgelerin yabancı kaynak tarafından yazıldığı da öne sürerek, Tuncay Güney'in MİT'ten değil, MOSSAD'dan sorulmasını gerektiğini ileri sürdü. Taşdelen, ''TSK'nın içinde ABD'nin ve İsrail'in 'bizim çocuklar' diyeceği birileri yoktur. Boşuna beklemesinler asker darbe yapmayacak'' dedi.
    
     -GÜNEY'İN MÜLAKAT KASETLERİ-
    
     Duruşmada söz alan İşçi Partili sanıkların avukatı Hasan Basri Özbey de bir önceki celsede talep ettikleri gibi hangi iddialara karşı savunma yapacaklarını bilmeleri açısından Tuncay Güney'in mülakat kasetlerini izlemek istediklerini yineledi.
     Dosyada bulunan Güney'in mülakatının özeti ile kaset içeriğinin örtüşmediğini düşündüklerini belirten Özbey, Serhan Bolluk ve İP'li diğer tüm sanıkların savunmalarının söz konusu kasetin izlenmesinden sonra alınmasını talep etti.
     Bu arada, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığından geldikleri belirtilen görevlilerin, mahkemeye üzerinde ''video kaset'' yazılı bez torbalar getirdiği gözlendi.

TUTUKLU SANIKLARDAN EMEKLİ TUĞGENERAL VELİ KÜÇÜK: -''SON OLAYLAR GERÇEKTEN BENİ ÜZDÜ. SADECE BENİ DEĞİL, BURADAKİ ARKADAŞLAR GERÇEKTEN AĞLAMAKLILAR'' -İP GENEL BAŞKANI PERİNÇEK: -''BAŞSAVCILARI, GENERALLERİMİZİ, PROFESÖRLERİMİZİ ALIYORLAR. BU, DÜŞMAN ORDUSUNUN OPERASYONUDUR''

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgenaral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, son operasyon kapsamında gerçekleştirilen gözaltı işlemlerine tepki gösterdi.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada söz alan Perinçek, MİT'ten mahkemeye gönderilen şemanın açıklanmasını talep ettiklerini belirterek, mahkemenin de bu şemanın devlet sırrı olmadığını tespit ederek, bazı başka belgelerin gelmesinin ardından açıklanıp açıklanmayacağı konusunda karar verilmesine hükmettiğini söyledi.
     Savunmasını yapabilmesi açısından söz konusu şemanın önemli olduğunu kaydeden Perinçek, mahkemenin şemayı açmayarak, sorumluluk altına girdiğini savundu. Perinçek, ''Bugün, yasa dışı olan iktidar sahipleri, son darbeyi indirmek amacıyla Yargıtay onursal başsavcısını, değerli generalleri, önemli eğitim kurumlarının yöneticilerini gözaltına alma yoluna gitmiştir'' dedi.
     Son operasyonun, ABD ve İsrail'in, Türkiye Cumhuriyeti ve ordusuna yönelik operasyonu olduğunu savunan Perinçek, bu krizin giderileceğini ve ortaya çıkan durumun telafi edileceğini söyledi.
     Perinçek, şöyle devam etti:
     ''İP Genel Başkanı olarak hatırlatıyorum. Bu operasyona teslim olmayalım. Görevlerimiz vardır. Başsavcıları, generallerimizi, profesörlerimizi alıyorlar. Bu, düşman ordusunun operasyonudur. ABD ve İsrail operasyonudur. TSK, generallerini düşman ordusuna teslim etmiştir. Bu bir kriz durumudur. Giderilecektir. Türk ordusu bu krizi aşacaktır.''
     Perinçek, mahkemenin şemayı açıklamasını talep ederek, şöyle konuştu:
     ''Sizden de şemayı açmanızı ve bizleri tahliye etmenizi istiyoruz. Size ne olur? Hiçbir şey olmaz. En fazla ne olur, gelirsiniz Silivri'de beraber yatarız. Türk milleti sizin arkanızda durur. Hep birlikte kahramanlar olarak çıkarız bu Silivri kalesinden. Şemayı açın. Tertibe tavır alın. Bizleri tahliye edin.''
    
     -VELİ KÜÇÜK-
    
     Duruşmada söz alarak bir anektod anlatmak istediğini ifade eden Veli Küçük, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey hakkında bir kitap yazacak kadar çok geniş çaplı araştırma yaptığını ve bu kaymakamın heykelini diktirdiğini söyledi.
     Küçük, kaymakamın yer değiştirilen Ermenilere sözde kötü müdahalede bulunduğu gerekçesiyle Kayseri'deki İstiklal Mahkemesi'nde yargılandığını ve beraat ettiğini ancak İngiliz ve Ermeniler'in ısrarı üzerine İstanbul'da da ''Harp Divanı'' kurulduğunu hatırlattı.
     Veli Küçük, divan başkanlığını yapan Halil Paşa'nın dosyayı inceleyerek, ''beraat eden bir kişiyi cezalandıramam'' dediğini, bunun üzerine getirilen Nemrut Mustafa'nın ''divan başkanı'' yapıldığını anlattı.
     Küçük, Hulusi Efendi'nin de yalancı tanıklık yaparak Kaymakam Kemal Bey'in idam ettirildiğini ileri sürdü.
    
     -SON GÖZALTILAR-
    
     Küçük, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında son olarak bazı kişilerin gözaltına alınmasına değinerek, ''Son olaylar gerçekten beni üzdü. Sadece beni değil, buradaki arkadaşlar gerçekten ağlamaklılar'' dedi.
     Veli Küçük, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün mezarlıkları dolaşarak ''Ergenekon'dan öldürülen birisi var mı?'' diye araştırma yaptığını da öne sürerek, şunları söyledi:
     ''65 yaşındayım, 65 yıldır vatanım için bir düz yolum var. Azrail bana 15 sene verir, ben 15 sene daha yaşayacağım diye bu yolumu döndürmem. Vatanım için bildiğim yoldan giderim. Dün akşamki olaylardan sonra vatanımız bu hale getirildi. Bu kamuoyu, bu davanın ne olduğunu bir dinlesin''

BAZI TUTUKLU SANIKLAR İLE SANIK AVUKATLARI, SORUŞTURMA KAPSAMINDAKİ SON GÖZALTILARI ELEŞTİRDİ -TUTUKLU SANIK YENERER'İN AVUKATI ERGÜL, ''ERGENEKON ŞEMASI''NIN AÇIKLANMAMASI DURUMUNDA KAMUOYU TARAFINDAN YAKINDAN TANINAN BAZI KİŞİLERİN DE GÖZALTINA ALINACAĞINI ÖNE SÜRDÜ

     ''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında söz alan bazı tutuklu sanıklar ile sanık avukatları, soruşturma kapsamındaki son gözaltıları eleştirdi.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan Ergun Poyraz, Mahkeme Heyeti Üyesi Sedat Sami Haşıloğlu'nun davadan çekilmesi ve reddine ilişkin talebinin kabul görmemesine yönelik eleştiride bulundu.
     ''Haşıloğlu ailesine ait 4 vakfın Cumhuriyete ve laikliğe karşı, hakim Haşıloğlu'nun da tarikat üyesi olduğunu'' öne süren Poyraz, mahkemenin talebini reddederken bu vakıflarla ilgili araştırma yapmadığını söyledi.
     Bu vakıflara ait dosyaların Vakıflar Genel Müdürlüğünden istenmesini talep eden Poyraz, talebinin reddi konusundaki kararın kaldırılmasını ve hakim Haşıloğlu'nun heyetten ayrılmasını istedi.
     Kemal Kerinçsiz de mahkemenin Tuncay Güney'e ilişkin sorularına Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün verdiği cevapları eleştirerek, ''Bugün burada olan yeşil yargı darbesidir. Yeşil yargı darbesini yürüten şebekenin mensuplarının hesap vereceği gün yakındır'' diye konuştu.
     Mahkemenin yargılamada bugüne kadar gösterdiği tavrın, dün yapılan operasyonun yolunu açtığını ifade eden Kerinçsiz, ''bu durumun Cumhuriyet düşmanlarını sevindirdiğini'' savundu.
    
     -SAVCI ÖZ HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ-
    
     Kerinçsiz, savcı Zekeriya Öz'ün, Tuncay Güney'in dosyasını mahkemenin istemesine rağmen göndermediğini belirterek, bu nedenle hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi.
     Tuncay Güney'e istinabe yoluyla sorulması istenen soruların hiçbirinin şüphelinin işlediği suçlarla ilgili değil Doğu Perinçek ve Veli Küçük'e ilişkin olduğunu ifade eden Kerinçsiz, ''Güney'e bu bilgileri nereden aldığı bile sorulmamıştır'' dedi.
     Kerinçsiz, Tuncay Güney'in şüphelileri arasında bulunduğu soruşturma dosyasının istenmesini, Güney'e ait tüm belgelerin birer örneğinin çıkarılmasını talep ederek, bu kişi hakkında neden yakalama emri çıkarılmadığı, kamu davası açılmadığı ve suçluların iadesi yoluna gidilmediğinin savcılıktan sorulmasını istedi.
     Ergun Poyraz'ın avukatı Hasan Gürbüz, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamındaki son gözaltılara ilişkin şunları kaydetti:
     ''Dün Türkiye'nin Anayasal kurumlarına, bugün de avukatlara yönelik bir operasyon yapılmıştır. Bu davada Ergun Poyraz'ın avukatlığını birlikte yürüttüğüm arkadaşım Hüseyin Buzoğlu, dün Tuncer Kılınç'ın evinde yapılan aramaya katıldı. Bugün Kılınç ile görüşmeye Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gittiğimizde gözaltına alındı. Bu soruşturmada görev alan avukatların güvenliği kalmamıştır. Buzoğlu'nun bir aydır dinlendiğini öğrendik. Ben şimdi Ergun Poyraz, Tuncer Kılınç ve Hüseyin Buzoğlu'nun avukatlığını üstlenmiş durumdayım. Bana bir şey olursa da başka bir arkadaşımız bizim avukatlığımızı üstlenir artık.''
     ''Soruşturmanın hukuk düzeninden saptığını'' iddia eden Gürbüz, MİT'ten gelen şemanın açık halinin kendilerine verilmesini ve tutuklu sanıkların derhal tahliye edilmesini istedi.
     Tutuklu sanıklardan Bekir Öztürk, ''dün yaşanan gözaltılar ve Tuncay Güney'e gönderilen sorulara bakıldığında, bu işleri yapan savcının akıl sağlığı konusunda şüphe duyduğunu'' ifade ederek, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün akıl ve ruh sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için sağlık kuruluşundan ya da Adli Tıp Kurumundan, zeka seviyesinin tespiti için de TÜBİTAK'tan rapor alınmasını istedi.
     Tutuklu sanıklardan Nusret Senem de bu davada savunma yapan meslektaşlarının birer birer gözaltına alındığını belirterek, bunun ''savunmayı tehdit eden bir girişim'' olduğunu öne sürdü.
    
     -''ŞEMA AÇIKLANMAZSA BAŞKA GÖZALTILAR OLACAK''-
    
     Duruşmada söz alan bazı sanıklar ve avukatlar da dün yaşanan gözaltılara tepki gösterdi.
     İşçi Partili sanıkların avukatı Hüseyin Gökçearslan, eski YÖK Başkanı, bazı emekli generaller ve düşünce adamlarının dün yapılan operasyonla gözaltına alındığını ifade ederek, meslektaşı avukat Hüseyin Buzoğlu'nun gözaltına alınmasının da kendilerini korkutmadığını söyledi.
     Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül, sanıklardan Fikret Emek'in avukatı Levent Göktaş'ın da gözaltına alındığını belirterek, bunun dışında gözaltına alınacak başka kişiler de olduğunu ifade etti.
     Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''İsimleri okumayın, okuduğunuz alınıyor'' dedi.
     Ergül, bu akşam yapılacak operasyonla kendisinin ve başka arkadaşlarının da gözaltına alınacağını savunarak, mahkemenin ''Ergenekon Şeması''nı açıklamaması durumunda ''Aydın Doğan, Rahmi Koç, Ertuğrul Özkök, Enis Berberoğlu, Bekir Coşkun ve Fatih Altaylı'nın da gözaltına alınacağını'' öne sürdü. Ergül, bu nedenle ''Ergenekon Şeması''ndaki gizliliklerin kaldırılmasını istedi.
    
     -GÜNEY'İN VHS KASETLERİ GELDİ-
    
     Duruşmada Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, taleplerin ardından dosyaya gelen evrakları okudu.
     Şengün, Tuncay Güney'in mülakat kasetlerinin asıllarının VHS ortamında gönderildiğini, ancak incelemenin tamamlanmadığını belirtti. Bunlarla beraber, Ümit Oğuztan'a ait bir kasetle birlikte toplam 5 kaset ve ilgili evrakların alındığını ifade eden Şengün, Terörle Mücadele Kanunuyla ilgili de TBMM'deki komisyon raporlarının dosyaya gönderildiğini kaydetti.
     Jandarma Genel Komutanlığından gönderilen yazıda, sanıklardan Halil Behiç Gürcihan ve Ergün Poyraz'ın komutanlıkla bir ilişkisi olmadığının bildirildiğini ifade eden Şengün, yine aynı komutanlıktan gelen yazıda, Ergenekon terör örgütüyle ilgili bu aşamaya kadar herhangi bir suç ihbarında bulunulmadığı ve örgütle ilgili bir bilgi olmadığının yer aldığını kaydetti.
     Şengün, Genelkurmay Başkanlığından gelen yazıda da Halil Behiç Gürcihan'ın kendileriyle ilişkisi olmadığı, İzmir NATO karargahıyla ilgili gerekli tedbirlerin alındığı ve savcılara bildirildiği, karargah evleriyle ilgili de Hava Kuvvetleri Askeri Mahkemesinde soruşturmanın devam ettiğinin bildirildiğini kaydetti.
    
     -SAVCININ GÖRÜŞÜ-
    
     Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıkların hemen hemen hepsinin savcılara karşı ''sanki savaş halinde bulunulan iki ülkenin insanları'' gibi davrandıklarını söyledi.
     Sanıklara soru sorulduğunda, haklarındaki suçlamalara ilişkin değil, başka konularda alaycı tavırlarla cevap verdiklerini belirten Pekgüzel, sanıkların Cumhuriyet savcıları hakkındaki beyanlarının, terörle mücadelede görev alan savcılar açısından şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
     Pekgüzel, sanıkların iddianame ve savcılara ilişkin beyanlarını ''örgütsel tavır'' olarak nitelendirdi.
     Bu davada yargılananın savcılar değil sanıklar olduğunu söyleyen Pekgüzel, savcılar hakkındaki çok sayıda şikayetin de ilgili makamlarca incelendiğini bildirdi.
     Pekgüzel, soruşturmanın gelişimi ve görev alan savcılar ile hakimler konusunda açıklama yaptıktan sonra, sanıkların soruşturmayı ''savcı ve polislerin tertibi'' olarak nitelendirdiklerini, görev alan hakim ve savcıların özel olarak atandıklarını iddia ettiklerini belirterek, atamaların Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapıldığını hatırlattı.
     Mahkemeden, savunma hakkıyla ilgili olmayan beyanların engellenmesini talep eden Pekgüzel, bu tür beyanlara devam edilmesi halinde sanıklar hakkında ayrıca tutuklama kararı alınmasını istedi.
     Avukat Mehmet Taşdelen'e, Danıştay saldırısına ilişkin açıklamalarından dolayı teşekkür eden savcı Pekgüzel, İşçi Partisi üyesi sanıkların Tuncay Güney'in mülakat kasedinin incelenmesi yönündeki taleplerinin reddini istedi.
     Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz hakkında suç duyurusunda bulunulmasını isteyen savcı Pekgüzel, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

MAHKEME HEYETİ, TUNCAY GÜNEY'İN CMK'NIN 48. MADDESİ KAPSAMINDA İFADESİNİN TESPİTİ BAKIMINDAN GEREKLİ İŞLEMLERİN BAŞLATILMASINA, BU KONUDA İLGİLİ MERCİLERLE YAZIŞMA YAPILMASINA, CEVABA GÖRE İFADENİN HANGİ ŞARTLARDA ALINACAĞININ BELİRLENMESİNE HÜKMETTİ

''Ergenekon'' davasına bakan Mahkeme Heyeti, Tuncay Güney'in CMK'nın 48. maddesi kapsamında ifadesinin tespiti bakımından gerekli işlemlerin başlatılmasına, bu konuda ilgili mercilerle yazışma yapılmasına, cevaba göre ifadenin hangi şartlarda alınacağının belirlenmesine hükmetti.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya verilen aranın ardından, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, alınan kararları açıkladı.
     Fatih 2. Asliye Ceza Mahkemesinde Adil Serdar Saçan ile ilgili dava dosyası kapsamında savcılığın emanetinde bulunan VHS kasetlerin kurye aracılığıyla mahkemeye gönderildiğini belirten Mahkeme Heyeti, emanet eşyalar içerisinde bulunan kasetlerin 4'ünün Tuncay Güney'e, birinin ise Ümit Oğuztan'a ait olduğunu kaydetti.
     Mahkeme Heyeti, söz konusu kasetlerin Tuncay Güney'e ait mülakatla karşılaştırılmasının yapılması amacıyla üye hakim Hüsnü Çalmuk'un naip hakim olarak tayinine ve bu işlem konusunda kendisine tam yetki verilmesine hükmetti.
     Bu işlem tamamlandıktan sonra DVD ortamına aktarılacak mülakat kayıtlarının birer örneğinin, talepleri halinde mahkemenin yazı işlerinden 14 Ocak 2009 Çarşamba günü saat 14.00'ten itibaren alabileceklerini sanıklara ve avukatlara bildiren Mahkeme Heyeti, söz konusu kasetin mahkemede izlenmesi konusundaki talebin de reddine karar verdi.
     Mahkeme Heyeti, mülakat çözümlerinin 2 adet DVD halinde CMK'nın 250. maddesiyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı emanetinde olduğu belirtildiğinden, bu DVD'lerin incelenmek ve iade edilmek üzere istenmesini de karara bağladı.
     Duruşma salonundaki baro odasında kullanılmak üzere, ücreti İstanbul Barosunca karşılanacak kablolu internet bağlantısının cezaevi yönetimince kurulmasının sağlanmasını kararlaştıran Mahkeme Heyeti, Muzaffer Tekin'in talebi doğrultusunda İstanbul Emniyet Müdürlüğüne, Tuncay Güney'in gözaltına alındığı 1 Mart 2001'den 1 Mart 2002'ye kadar hakkında herhangi bir teknik takip yapılıp yapılmadığının sorulmasına, yapılmış ise buna ait belgelerin gönderilmesi için yazı yazılmasına hükmetti.
     Sanık Muhammet Yüce'nin, gazeteci-yazar Fehmi Koru'nun tanık olarak dinlenmesi yönündeki talebinin savunmalar alındıktan sonra değerlendirilmesini kararlaştıran Mahkeme Heyeti, Ergün Poyraz'ın reddi hakim talebi konusunda alınan karara yaptığı itirazın da İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini karara bağladı.
     Tuncay Güney'in bu aşamada CMK'nın 48. maddesi kapsamında ifadesinin tespiti bakımından gerekli işlemlerin başlatılmasına, bu konuda ilgili mercilerle yazışma yapılmasına, cevaba göre ifadenin hangi şartlarda alınacağının belirlenmesine karar veren Mahkeme Heyeti, sanık Kemal Kerinçsiz'in bu oturumda sarf ettiği sözler mahkemece savunma sınırları içerisinde değerlendirildiğinden suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebin reddine, Cumhuriyet savcılarının bu konuda ilgili mercilere başvurabileceklerine hükmetti.
     Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren Mahkeme Heyeti, duruşmayı 19 Ocak Pazartesi günü saat 09.30'a bıraktı.




Bu haber 371 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,565 µs