En Sıcak Konular

''ERGENEKON'' DAVASI'NIN 21. DURUŞMASI TAMAMLANDI

28 Kasım 2008 18:52 tsi
''ERGENEKON'' DAVASI'NIN 21. DURUŞMASI TAMAMLANDI ''Ergenekon'' davasının görüşülmesine bugün de devam edildi.

İSTANBUL - ''Ergenekon'' davasının görüşülmesine bugün de devam edildi.
İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonda görülen davanın bugün 21'incisi gerçekleştirilen duruşmasına, aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de bulunduğu 41 tutuklu sanık getirildi. Diğer tutuklu sanıklar Orhan Tunç, Sevgi Erenerol, Nusret Senem ve Abdulmuttalip Tonçer ise duruşmaya gelmedi.
Başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay ile tutuksuz sanıklar İsmail Eksik ve Zeki Yurdakul Çağman da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek ve tahsis edildiği amacı dışında kullanmak'' suçlarından tutuklu yargılanan Mete Yalazangil'in savunması dinlendi.
 Öte yandan, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığının, Hurşit Tolon'un Adli Tıp Kurumuna sevkine karar veren nöbetçi mahkemenin bu konudaki hükmüne yaptığı itirazı değerlendiren Mahkemesi Heyeti, ''savcılığın, hastalık gibi konuları içeren yasal düzenlemeleri yok saydığı'' değerlendirmesinde bulundu.
Mahkeme Heyeti, bir sonraki duruşmanın, 1 Aralık Pazartesi günü saat 09.30'da yapılmasını kararlaştırdı.

YALAZANGİL: İDDİANAMEDEKİ MUZAFFER TEKİN'İN, SEMİH TUFAN GÜLALTAY İLE GÖRÜŞMEM İÇİN BANA TALİMAT VERDİĞİ İDDİASI DOĞRU DEĞİLDİR

''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Mete Yalazangil, tutuklu sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in, tutuksuz sanık Semih Tufan Gülaltay ile görüşmesi için kendisine emir verdiği yönündeki iddianın doğru olmadığını savunarak, ''Bizim talimatla emir almamız onur ve şerefimize yakışmaz. Biz ilişkilerimizi rica ile yürütürüz'' dedi.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın bugünkü duruşmasında savunma yapmaya başlayan Yalazangil, konuşmasına başlamadan önce, ''gerçekleri söyleyeceğine ve hiçbir şeyi saklamayacağına dair kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri üzerine yemin ettiğini'' bildirdi.
     ''Eski polis'' olarak tanıdığı sanıklardan Aydın Yüksek'in, Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli bir asker tarafından 150 bin YTL dolandırıldığını ifade eden Yalazangil, bu askerin birliğini tespit etmek için tutuklu sanıklardan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile görüştüklerini söyledi.
     Yalazangil, ardından bu olay ile ilgili olarak Yüksek'ten içinde Muzaffer Şenocak'ın kişisel bilgilerinin olduğu bir CD'yi alıp Tekin'in ofisine gittiğini anlattı. Tekin'i bulamayınca CD'yi ofisteki Rafet Arslan'a verdiğini belirten Yalazangil, bir süre sonra aradığı Tekin'in CD'yi almadığını söylediğini kaydetti.
    
     -''ÇAKAL ÇUKAL ARAMASIN. TELEFONUM DİNLENİYOR'' MESAJI-
    
     Yalazangil, daha sonra Tekin'in bu CD yüzünden gözaltına alınıp sorgulandığını ve tutuklanabileceğini duyması üzerine telefonla aradığı Yüksek'e CD'nin içinde ne olduğu sorduğunu belirterek, ''O da 'önemli bir şey yok. Muzaffer Şenocak'a ait bilgiler var' dedi. Ertesi gün ifadeye gitmek için aradığımda telefonu kapalı idi. 'Çakal çukal beni aramasın, telefonum dinleniyor' diye mesaj geldi'' diye konuştu.
     Muzaffer Tekin ile 20 yıllık arkadaş olduklarını ifade eden Yalazangil, 3-3.5 yıl süreyle görüşmediği Tekin'in 2005 yılının Eylül ayında kendisini arayarak Ataşehir'deki bir iftar yemeğine çağırdığını anlattı.
     Bu yemeği iddianamede belirtilenin aksine Tekin'in düzenlemediğini, davetli olduğunu ileri süren Mete Yalazangil, yemeğe yaklaşık 25 kişinin katıldığını bildirdi.
     Yalazangil, savcılık ve mahkeme sürecinde terör örgütü, lobi belgesi gibi hiçbir şeyin kendisine sorulmadığını ifade ederek, bir CD ile ilgili hakkında soruşturma yapılmasını beklerken enteresan polis raporları ve mahkeme kararlarıyla karşılaştığını anlattı.
    
     -AKIN BİRDAL SUİKASTI-
    
     Mete Yalazangil, tutuksuz sanık Semih Tufan Gülaltay ile de 25 yıl önce tanıştığını, ''aile dostu ve mahallesinin insanı'' olduğunu ifade ederek, spor nedeniyle tanıdığı Gülaltay'ın, ''Akın Birdal suikastı'' dolayısıyla gözaltına alınması sonrası, kendisinin de aynı olaya ilişkin arandığını gazeteden öğrenince Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gittiğini anlattı.
     Yalazangil, ayrıca, devletin gizli belgelerinin bulunduğu CD ile ilgili ifadesinin alınacağını düşündüğü halde 10 yıl önce olan Birdal Suikastı nedeniyle saatlerce sorgulandığını, ancak bu olaydan da hakkında ''takipsizlik kararı'' verildiğini söyledi.
     Muzaffer Tekin'in talimatı üzerine Gülaltay'ı Kastamonu cezaevinde ziyaret ettiği iddialarının doğru olmadığını iddia eden Yalazangil, savunmasını şöyle sürdürdü:
     ''Bu cezaevine bir kez, Yozgat cezaevine de Namık Zihni Ozansoy'u ziyaret için 2 kez gittim. Gülaltay 2004'de cezaevinden çıktıktan sonra da 'geçmiş olsun' ziyaretinde bulundum. 2006'da da bir plaza satışı ile ilgili görüşmenin dışında Gülaltay ile görüşmedik. Gülaltay ile Muzaffer Tekin'in, Tekin'e ait büroda görüştüklerini görmedim. O dönemde yurt dışında idim. Gülaltay ile 10 yıl içinde 5 kez görüştüm. İddianamede Tekin'in Gülaltay ile görüşmem için bana talimat verdiği iddiası doğru değildir.
     Bizim talimat ve emir almamız onur ve şerefimize yakışmaz. Askerliğimi Türkiye Cumhuriyeti devletine yaptım. 50 yaşından sonra kimseye askerlik yapacak değilim. İlişkilerimizi rica ile yürütürüz. Kimse bize bu şekilde emir vermez.''
    
     -''TEKİN İLE SPOR DOLAYISIYLA TANIŞTIM''-
    
     Mete Yalazangil, Tekin'in, sevdiği, saydığı bir dostu ve arkadaşı olduğunu ve bu kişiyi asker olmasından dolayı değil, sporu sevmesi nedeniyle tanıdığını belirterek, Tekin'in yıllardır sokaklarda, parklarda spor yaptığını ve bu şekilde kendisiyle tanıştıklarını anlattı. Yalazangil, Oktay Yıldırım ile Mahmut Öztürk'ü de tanıdığını bildirdi.
     Yalazangil, 6 aydır düzenli olarak ilaç tedavisi gördüğünü, 23 Aralıkta da cezaevinden Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kardiyoloji Servisi'ne sevkinin olacağını anlatarak, kendisini tam olarak ifade edemediği için savunmasını yazılı hazırladığını kaydetti.
     Hakkındaki suçlamaların ispatlanamadığını öne süren Mete Yalazangil, evinde ve üzerinde suç konusu herhangi bir belge ya da bilgi bulunmadığını söyledi.
     Yalazangil, sanıklardan Fikret Emek, Fuat Ermiş ve Oktay Yıldırım ile Ekim 2007'de, Tekirdağ cezaevinin ortak kulanım alanında tanıştıklarını da anlattı.
     Bu arada, Yalazangil'in savunması sırasındaki beyanları duruşma salonundaki sanıklardan Aydın Yüksek'in tepkisini çekti.
     Yalazangil'in savunmasında, kendisine yönelik suçlamalarda bulunulduğunu ve bunun savunma olmadığını söyleyen Yüksek, müdahalede bulunmaması konusunda Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün tarafından uyarıldı.

TUTUKLU SANIKLARDAN ÜMİT OĞUZTAN, TUNCAY GÜNEY'İN, ESKİ MİT KONTRTERÖR DAİRE BAŞKANI MEHMET EYMÜR'Ü TANIDIĞINI ÖNE SÜRDÜ

 ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Ümit Oğuztan, mahkemeye sunduğu dilekçede, Tuncay Güney'in, eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ü tanıdığını öne sürdü.
     Duruşmada söz alan Oğuztan, mahkemeye bir sayfalık dilekçe sundu.
     Oğuztan, dün Kanal D'de yayımlanan '32. Gün' programına katılan Tuncay Güney'in, Mehmet Eymür'ü tanımadığını beyan ettiğini hatırlattı.
     ''Tuncay Güney'in kendisine, İran Konsolosluğu Siyasi İşler Müsteşarı Muhsin Karger Azad ile tanışıp dostluk kurduğunu ve doğrudan Eymür'e bilgi ve fotoğraf aktardığını söylediğini'' anlatan Oğuztan, ''Güney, Azad'ın İran'da 'MOD' adıyla anılan gladyonun mensubu olduğunu da bana anlattı'' dedi.
     Oğuztan, ''Dolayısıyla Güney'in, Eymür'ü tanımadığı yalan beyandır. Kendisiyle telefonda görüştüğünü de ifade etmiştir ve bizzat benim yanımda görüşmüştür. Gerçeğin ortaya çıkması için '32. Gün' programının bir kopyasının mahkemeye istenmesi gereklidir'' şeklinde konuştu.
     Duruşma, avukatların beyanlarıyla sürdü.

İSTANBUL 12. AĞIR CEZA MAHKEMESİ, İSTANBUL CUMHURİYET SAVCILIĞININ, ORGENERAL TOLON'UN ADLİ TIP KURUMUNA SEVKİNE YAPTIĞI İTİRAZA İLİŞKİN KARARINDA, ''SAVCILIĞIN, HASTALIK GİBİ KONULARI İÇEREN YASAL DÜZENLEMELERİ YOK SAYDIĞI'' DEĞERLENDİRMESİNDE BULUNDU

''Ergenekon'' soruşturması kapsamında tutuklu Orgeneral Hurşit Tolon'un Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesi yönündeki karara yapılan itirazı değerlendiren mahkeme, ''savcılığın, hastalık gibi konuları içeren yasal düzenlemeleri yok saydığı'' değerlendirmesinde bulundu.
     İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığının, Hurşit Tolon'un Adli Tıp Kurumuna sevkine karar veren nöbetçi mahkemenin bu konudaki hükmüne yaptığı itirazı değerlendirdi.
     Mahkeme Heyetinin bu konuya ilişkin kararında, savcılığın, TCK ve CMK'da tutuklama ve tahliye sebeplerinin açık açık yazılmış olduğu, hastalık sebebiyle tahliye gibi bir olgu bulunmadığı ve Adli Tıp Kurumunca buna dair bir karar verilemeyeceği yönünde itirazı olduğu hatırlatıldı.
     Kararda, ilgili yasalarda tahliye konusunda herhangi bir düzenleme bulunmadığının savcılıkça ileri sürülmesi üzerine, bu yasaların ayrıntılı olarak incelendiği belirtilerek, CMK'nın 90. ve 100. maddelerindeki tutuklama nedenlerinin herkesçe bilindiği dile getirildi.
     Bunun dışında ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkındaki kanunun 16. maddesinde, hapis cezasının infazının hastalık nedeniyle ertelenmesi konusunun açıkça düzenlendiği belirtilen kararda, bu konuda Adli Tıp Kurumunca onaylanan rapor üzerine infazın yapıldığı hükmünün yer aldığı anlatıldı.
     Yine aynı yasanın 81. maddesinde, infazı engelleyecek hastalık halinde de kurum hekimi veya görevli hekimin bu hususu yönetime bildireceği hükmünün yer aldığı belirtilen kararda, savcılığın itirazının, söz konusu bu yasal düzenlemeler yok sayılarak yapıldığı bildirilerek, bu gerekçeyle hiçbir yasal dayanağı olmayan itirazın reddine karar verildiği vurgulandı.
     Şüphelinin avukatınca sunulan tüm belge ve taleplerin de değerlendirildiği belirtilen aynı kararda, Tolon'un Adli Tıp Kurumuna sevkine ilişkin nöbetçi mahkemenin daha önce verdiği kararın yasaya ve usule uygun olduğu ifade edildi.
     Kararda, hakimin hak ve adalet duygusu, vicdani kanaat duygusuyla hareket etmek zorunda olduğu vurgulanarak, hakimin vicdani kanaatin oluşması için gerek gördüğü hallerde şüphelinin avukatınca sunulan belgelerin doğruluğunu araştırmak için bilirkişi raporu ya da adli tıp raporu talep edebileceği vurgulandı.
     ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında Silivri Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, 24 Kasım Pazartesi günü Adli Tıp Kurumunda sağlık kontrolünden geçirilmişti.




Bu haber 561 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    8,611 µs