En Sıcak Konular

''ERGENEKON'' DAVASI'NIN 20. DURUŞMASI TAMAMLANDI

27 Kasım 2008 19:15 tsi
''ERGENEKON'' DAVASI'NIN 20. DURUŞMASI TAMAMLANDI İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşması tamamlandı.

İSTANBUL - ''Ergenekon'' davasının görülmesine yarın saat 09.30'da devam edilecek.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşması tamamlandı.
     Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmanın yarın saat 09.30'da yapılmasına karar verdi.
     Duruşmada verilen aranın ardından ara kararları açıklayan mahkeme heyeti, MİT Müsteşarlığından gelen belgeye ilişkin dosyada isimleri geçen sanıklar dışında belgedeki başka isimlerle ilgili herhangi bir soruşturma olup olmadığı konusunun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasını kararlaştırdı.
     Mahkeme, buradan cevap geldikten sonra evrakın incelemeye alınarak, açık şekliyle talepte bulunanlara verilip verilmeyeceğinin kararlaştırılacağını bildirdi.

TUTUKLU SANIK BEKİR ÖZTÜRK: -''YARGILAMA SONUNDA BURADA BULUNAN İNSANLARIN KURGULANAN TERÖR ÖRGÜTÜYLE BİR İLGİ VE İRTİBATLARININ OLMADIĞININ ANLAŞILACAĞINA EMİNİM'' -''HER TÜRLÜ ENGELE RAĞMEN TÜRKLER ERGENEKON'DAN ÇIKACAKTIR. BUNDAN HİÇ KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN''

     ''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında ifade veren Kuvvai Milliye Derneği Genel Başkanı tutuklu sanık Bekir Öztürk, ''Yargılama sonunda burada bulunan insanların kurgulanan terör örgütüyle bir ilgi ve irtibatlarının olmadığının anlaşılacağına eminim'' dedi.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sorgusu öncesi tutuklu sanıklardan Bekir Öztürk'e haklarını hatırlattı.
     Haklarını bildiğini belirterek, mahkeme heyeti, sanıklar, sanık avukatları ve gazetecilere saygılarını ileten Öztürk, ''Yargılama sonunda burada bulunan insanların kurgulanan terör örgütüyle bir ilgi ve irtibatlarının olmadığının anlaşılacağına eminim'' diye konuştu.
     Duruşma salonundaki savcıların kendileriyle göz göze gelmemek için bilgisayar ekranlarının arkasında durduğunu öne süren Öztürk, ''Ergenekon terör örgütü'' diye bir örgüt olmadığını iddia etti.
     Öztürk, şöyle konuştu:
     ''Daha önceden bilinen terör örgütleriyle hiçbir benzerliği olmayan, adalet mekanizmasının içinde, polis teşkilatının içinde, hatta devletin en önemli noktalarında üye ve yöneticileri olan ahlaksız, vicdansız, ufuksuz, beceriksiz, çapsız bir terör örgütü vardır. Ancak burada yargılanan insanlardan, TCK'nın 221'inci maddesi ile kandırılmış, devşirilmiş birkaç zavallı dışında hiç biri, gerilimden beslenen Ergenekon terör örgütünün üyesi ya da yöneticisi değildir.''
    
     -SAVCI ÖZ'E ELEŞTİRİ-
    
     Öztürk, Savcı Zekeriya Öz'e yönelik olarak ''Beşiktaş'taki makamında senaryo yazmaya devam eden Öz, bazı sanık ve sanık yakınlarının mektuplarını basına servis etmiştir. Benim kendisine gönderdiğim savunmaları da basına servis edebilirdi ama etmedi'' dedi.
     Öztürk, Savcı Öz'e hitaben yazılan ve ''Sayın Öz, bu Ergenekon balonu patladığında bütün fatura size kesilecektir'' ve ''Kimseyi terörist iddiasıyla hakim karşısına çıkartmayın'' şeklindeki ifadelerinin yer aldığı 30 Mayıs 2008 tarihli dilekçesini okudu.
     Soruşturma savcılarına hitaben yazdığı bir başka dilekçeyi de okuyan Öztürk, dilekçesinde ''Ergenekon soruşturması meslekten atılmanızla sonuçlanabilir. Durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirmektesiniz. Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu, İlhan Selçuk'un alınmasıyla eşeğin gözüne su kaçırılmıştır, yıldırma, yıpratma amaçlı bir polis darbesine dönüştürülmüştür, Ergenekon balonu patladığında Türk hukuk sistemi yara alacak'' şeklindeki sözlere yer verdi.
    
     -''TÜRKLER ERGENEKON'DAN ÇIKACAKTIR''-
    
     ''Her türlü engele rağmen Türkler Ergenekon'dan çıkacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın'' diye konuşan Öztürk, Kuvvai Milliye Derneği'nin kurucusu ve genel başkanı olduğunu belirterek, ''Dernek kurmak anayasal bir haktır'' dedi.
     ''Veli Küçük'ün, Güler Kömürcü Öztürk üzerinden yönlendirmeleriyle bu dernek kurulmuş. Bunlar yalan'' diyen Öztürk, Halil Behiç Gürcihan'a gönderdiği ''7 gün 24 saat emrindeyim'' şeklindeki mesajı açıklarken de bir grafik ihtiyacını karşıladığı Gürcihan'ın teşekkürüne böyle bir cevap yazdığını söyledi.
     Öztürk, ''Ben bunu sadece Gürcihan'a demedim ki. Ben 'Türk milletinin emrindeyim' dedim. Bekir Öztürk, 42 yıllık hayatı boyunca babasından bile emir almamış bir kişidir. Kimseden emir almadım almam... Bekir Öztürk'ü bu davanın dışına çıkarttığınızda İsmail Yıldız'a ulaşamazsınız. Yıldız'a ulaşmak için Öztürk alınmıştır. Oradan Ergün Poyraz'a ulaşılmıştır'' şeklinde konuştu.
     ''Kuvvaimilliye.net'' sitesinde 4 yılda 21 bin adet yazının yayımlandığını söyleyen Öztürk, bu yazılardan hiçbirine herhangi bir suçlama ya da dava açılmadığını anlattı. Öztürk, ''Hikayeden bir sebeple burada bulunmam hukuk katliamıdır'' dedi.
    
     -KUVVAİ MİLLİYE DERNEĞİ-
    
     Genel Başkanı olduğu derneğe ilişkin açıklamalarda da bulunan Öztürk, ''Bizi bir yönlendiren varsa, adına karar verdiğiniz Türk milletidir'' diye konuştu.
     ''Kuvvaimilliye.net'' internet sitesinin 20 bine yakın üyesinin dosyanın ek klasörlerine konularak fişlendiğini söyleyen Öztürk, internet sitesine gelen bazı mesajları okuyarak ''Sayın iddia makamı Türk milliyetçiliğinin karşısındadır'' dedi.
     Öztürk, internet sitesinin derneğin resmi sitesi olmadığını, sitenin dernek kurulduktan sonra haber sitesi olarak devam ettiğini anlattı.
     Derneğin kira giderleri için bankalardan 3 ayrı kredi çektiğini söyleyen Öztürk, bir toplantıda kızı ve oğlundan sonra 3. çocuğu gibi gördüğü derneğin feshedilmesini istemeyi düşündüğünü ifade etti. Öztürk, bu toplantıdan 5 gün önce Oktay Yıldırım'ın gözaltına alındığını anlattı.
    
     -''DERNEĞİN FESHİNİ SAVUNDUM''-
    
     Daha sonra emniyetin dernekte arama yaptığını ancak sadece bilgisayarların alındığını kaydeden Öztürk, ''Toplantıyı yaptık. Ben yine derneğin feshedilmesini savundum. Birçok arkadaşımız ise 'böyle bir dönemde feshedersek onursuzluk olur' dediler. Bu nedenle küçültmeye karar verdik'' ifadesini kullandı.
     Öztürk, Oktay Yıldırım'ın da bu derneğin il başkanlığını yaptığını dile getirdi.
     Daha sonra gözaltına alınabileceği öngörüsüyle bir bankadan kredi çekip diğer banka kredilerini kapattığını söyleyen Öztürk, bu arada bazı kişilerin kendisini telefonla arayarak gözaltına alınıp alınmadığını sorduğunu dile getirdi.
    
     -ŞUBEYE TESLİM OLMAK İÇİN GİDİŞİ-
    
     Öztürk, bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürülüğü'ne giderek kendisini gözaltına alacak bir makam aradığını söyleyerek, soruşturmayı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün yürüttüğünü öğrenip bu şubeye gidip teslim olduğunu ifade etti.
     Görevli emniyet amirine ''Ben, Bekir Öztürk yakalandı diye bir haberi kaldıramam. Benim için onur kırıcı olur. Lazımsam geldim. Gözaltına alacaksanız alın'' dediğini anlattı.
     Emniyet amirinin görüşmeler yaptıktan sonra kendisine ''Bekir Bey sizinle ilgili bir şey yok'' dediğini savunan Öztürk, iddia makamının köşesini çok iyi takip ettiğini bildiği için köşesinden de mesaj yazdığını dile getirdi.
     Bekir Öztürk, ''Benim kanundan kaçmak gibi bir durumum olamaz. Ben bir misyon taşıyorum, ben bir Türk'üm her şeyden önce'' şeklinde konuştu.
    
     -GÖZALTINA ALINIŞI-
    
     Mersin Devlet Hastanesi'ndeki görevine dönünce gözaltına alındığını ve tarifeli uçakla İstanbul'a getirildiğini söyleyen Öztürk, ''Sayın Savcı bana deseydi ki, 'Bekir Bey gelin'... Ben cebimden otobüs biletini karşılar gelirdim'' dedi.
     Şubedeki polislerden birinin ''Bunlar bir süreçtir'' diyerek 28 Şubat'ın intikamının alındığını söylediğini ileri süren Öztürk, Cumhuriyet Savcılığına gittiğinde de kendisine sorulan ilk sorunun ''Neden o yazıları yazdın?'' olduğunu iddia etti.
     Yazılar dışında kendisine hiçbir şey sorulmadığını belirten Öztürk, ne ile suçlandığını tutuklandıktan 3 ay sonra cezaevindeyken öğrendiğini anlatarak ''Anayasal düzene karşı suçlar işlediğim iddiasıyla tutuklanmışım'' dedi.
     Mahkeme heyetine elindeki kalemleri gösteren Öztürk, ''Sayın heyet, bunlar silah gibi mi görülüyor? Bizim kalem dışında silahımız yoktur'' şeklinde konuştu.
     Hakkındaki birçok kararın altında aynı hakim ve savcının imzasının olduğunu ifade eden Öztürk, ''örgüt üyeliği'' suçundan tutuklandığını hatırlatarak, ''Savcı beni Roma'yı yakma suçundan da sevk etseydi, yine tutuklanacaktım'' dedi.
     Tutuksuz yargılanan sanıklardan Fuat Ermiş'le suçlandıkları ceza maddelerinin aynı olduğunu ifade eden Öztürk, ''Benim de tahliye olmam gerekiyordu. Fuat Ermiş benim sahip olduğum siteye yazısı eklendiği, ben de o sitenin sahibi olduğum için buradayım'' diye konuştu.
     Öztürk, cumhuriyet savcılarının devam eden soruşturmaya malzeme toplamak için mahkemede olduklarını, sorularıyla da bu amaçlarını ifşa ettiklerini öne sürdü.
    
     -HEYET BAŞKANI'NDAN UYARI-
    
     Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, yüksek sesle konuşan Öztürk'ü ses tonuna dikkat etmesi konusunda uyararak, kendisini duyduklarını söyledi.
     Öztürk, HSYK'ya hakim Metin Özçelik'in ''Ergenekon'' soruşturmasını yürütenlerle arkadaşlık, dostluk, hemşehrilik ilişkisi olup olmadığı konusunda soru sorduğunu ancak cevap gelmediğini söyledi.
     Tutuklu sanıklardan Gazi Güder'in tahliye edilmemesini de eleştiren Öztürk, ''(Bu adamlar ne yaptı) diye vicdanınıza sordunuz mu? Vicdanınız rahat mı?'' dedi.
     Öztürk, ''Biz 18 aydır Türk hukuk sistemine isyana tahrik edildik'' diye konuştu.
     İddianameyi hazırlayan 3 savcıdan biri olan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ü tekrar eleştiren Öztürk, ''Savcı Öz, istifa gibi onurlu bir davranış sergilerse yapabileceği en iyi iş Kurtlar Vadisi dizisine senaryo yazmaktır'' diye konuştu.
     Kuddusi Okkır'ı tanımadığını da söyleyen Öztürk, ''Kuddusi Okkır'ın katili savcı'' iddiasında bulundu.

DURUŞMADA, TUTUKLU SANIK BEKİR ÖZTÜRK'ÜN ÇAPRAZ SORGUSU YAPILDI

 ''Ergenekon'' davasında, tutuklu sanık Bekir Öztürk'ün çapraz sorgusu yapıldı.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada çapraz sorgusu yapılan Öztürk'e, diğer tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz, ''Sizinle kaç kez görüştük?'' diye sordu.
     Öztürk de Kerinçsiz ile 9 Nisan 2006'da ''Kaymakam Kemal Bey'i Anma Toplantısı''nda tanıştıklarını, Kerinçsiz'in ofisine de 2 kez gittiğini ve toplam 3 kere yüz yüze görüştüklerini anlattı.
     Kerinçsiz, Öztürk ile fikir ayrılığına düştükleri 6 Kasım 2006'da Öztürk'ün Büyük Hukukçular Birliği ile ilgili haberleri internet sitesinden kaldırıp kaldırmadığını sordu. Öztürk de ''Doğrudur'' diye yanıt vererek, kaldırdığını söyledi.
     Tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk de iddianamede kendisiyle ilgili 1,5 sayfa değerlendirme bulunduğunu, bunun bir sayfasının Bekir Öztürk ile ilgili irtibatlandırma üzerine olduğunu söyleyerek, Öztürk'e, ''Sizin Güler Kömürcü ile gazeteci-okur çerçevesi dışında görüşmeniz oldu mu?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Asla'' diye yanıt verdi.
     Güler Kömürcü Öztürk, bunun üzerine ''Ben gazeteci-yazar Güler Kömürcü kimliği dışında herhangi bir toplantınıza katıldım mı?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Hayır'' şeklinde yanıtladı.
    
     -''VELİ KÜÇÜK'LE İLGİLİ SİZE BİR TALİMAT GETİRDİM Mİ?''-
    
     ''Veli Küçük'ü tanıyor musunuz?'' sorusuna ''Hayır'' cevabını veren Bekir Öztürk'e, Güler Kömürcü Öztürk, ''Veli Küçük ile ilgili size bir talimat getirdim mi?'' diye sordu. Bekir Öztürk, bu soruya da ''Hayır efendim'' diye yanıt verdi.
     Kuvva-i Milliye dernekleri ile ilgili ve bu konuda yetkililerin dikkatli olması, sızmaların olabileceği konusunda 6 Eylül 2005'te bir yazı yazdığını söyleyen Güler Kömürcü Öztürk, ardından, Bekir Öztürk'ün kendisini arayarak, ''Haksızlık yapıyorsunuz'' dediğini belirtti.
     Müdahil Şebnem Korur Fincancı'nın avukatı da söz alarak, Bekir Öztürk'e, Oktay Yıldırım, Güler Kömürcü ve Kemal Kerinçsiz ile ne zaman tanıştıklarını sordu.
     Bekir Öztürk de Oktay Yıldırım ve Kemal Kerinçsiz ile 9 Nisan 2006'da, Güler Kömürcü'yle ise 2005'te tanıştığını söyledi.
     Bunun üzerine, iddianamede Oktay Yıldırım ile 485, Güler Kömürcü ile 111, Kemal Kerinçsiz ile ise 181 kez cep telefonu görüşmesi yaptıklarının belirtildiğini dile getiren avukat, 485 görüşmenin fazla olduğuna dikkati çekmek için, ''Ben eşimle 15 senedir o kadar görüşmemişimdir'' dedi.
     Avukatın bu sözüne bazı sanıklar ve salonda bulunanlar tepki gösterdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''Avukat Bey soru sorun, yorum yok'' dedi.
     Bekir Öztürk de bu konudaki rakamların abartılı olduğunu düşündüğünü ifade ederek, 52 defa telefonla görüştüğü iddia edilen bir kişiyi tanımadığını anlattı.
     Kemal Kerinçsiz de söz alarak, Bekir Öztürk'ün, Büyük Hukukçular Birliğinin haberlerini sitesine koyduğu için aralarında telefon görüşmeleri olduğunu söyledi.
     Tutuklu sanıklardan Halil Behiç Gürcihan da telefon görüşmelerine ilişkin rakamların son 8 yılı kapsadığını belirterek, ''Ben avukat beyle eşi arasındaki son 8 senelik telefon görüşmelerinin sayısının sorulmasını talep ediyorum'' dedi.
     Güler Kömürcü Öztürk'ün avukatı Metin Çetinbaş, Bekir Öztürk'e tayini konusunda Güler Kömürcü Öztürk'ün kendisine yardımcı olduğunun söylendiğini hatırlatarak, ''Tayininiz oldu mu?'' diye sordu. Bekir Öztürk de ''Hayır'' yanıtını verdi.
    
     -''BANA HİÇ KİMSE TALİMAT VEREMEZ''-
    
     İsmail Yıldız'ın avukatı Hicran Danışman, Bekir Öztürk'e, müvekkilinin kendisine hiç talimat verip vermediğini sordu. Bekir Öztürk ise ''Bana hiç kimse talimat veremez. İsmail Yıldız da vermemiştir'' dedi.
     Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese, Bekir Öztürk'e, yapılan dijital incelemede bulunan e-postaya ilişkin soru yöneltti. Bekir Öztürk de bu e-mailde adı geçen Alpaslan Aslan'ın bir isim benzerliği olduğunu ifade etti. Bekir Öztürk, Hakim Özese'nin, dernek kurarken herhangi bir yerden yardım alıp almadığını sorması üzerine de almadığını söyledi.
     Bekir Öztürk'ün avukatı Ahmet Ülger, müvekkilinin web sitesindeki yazılardan ötürü bir heyetten rapor alınmasını talep etti. Eskiden izlediği, Kızılderilileri kötü gösteren filmlerden bahseden avukat Ülger, yargılanan sanıkları bu Kızılderililere benzetti.
    
     -DOĞU PERİNÇEK-
    
     Söz alan Doğu Perinçek iddia makamı tarafından isimlerin büyük çoğunluğunun üstü kapatılarak mahkeme dosyasına konulan MİT'in ''Ergenekon Şeması''nın isimler açılarak dosyaya sunulmasını 13 Kasım 2008 günkü duruşmada talep ettiğini ve talebinin mahkemece kabul edildiğini hatırlatarak, şemanın gelmiş olmasını memnuniyetle karşıladığını belirtti.
     Perinçek, ''2 saat içinde verilebilecek bir kağıdın 15 gün yollanmamış olması derin şüpheler gerektirir. O şemanın üstü neden perdeyle kapatılmış?'' dedi.
     Savcılığın dün bir gazete üzerinden cevap verdiğini söyleyen Perinçek, ''Haberde MİT'e tehdit yöneltiliyor. (Sen madem ki o şemayı gönderdin, bizim tertibimizi açığa çıkarttın, biz de Tuncay Güney'in senin elemanın olduğunu ilan ediyoruz) deniliyor'' şeklinde konuştu.
     Güney'in MİT elemanı olduğu yönünde yanlış haberler yer aldığını söyleyen Perinçek, MİT'in dünkü açıklamasına dikkati çekti. Perinçek, ''belki 1997'ye kadar bir dönem haber elemanı olarak vesair kullanılmış olabileceğinin'' üstü kapalı olarak ima edildiğini öne sürdü.
     4 Şubat 1999'da Tuncay Güney'e 10 yıllık ABD vizesi verildiğini söyleyen Perinçek, Mahkeme Heyeti Başkanına hitaben, ''Siz başvursanız 1 ay verilir veya verilmez'' dedi.
    
     -''4 ŞUBAT, TERTİBİN BAŞLANGIÇ TARİHİ''-
    
     ''4 Şubat tarihi, tertibin başlangıç tarihidir'' diyen Perinçek, ''Burada sızma faaliyeti yok. Başlıyorlar çalışmaya, başlarında Mehmet Eymür. Birtakım belgeler yayılıyor, dağıtılıyor'' iddiasında bulundu.
     Tuncay Güney'in 2000 yılı Temmuz ayında 9 günlüğüne ABD'ye götürüldüğünü ileri süren Perinçek, ''Orada 9 gün eğitiliyor. Aynı zamanda güvenceler gösteriliyor. Sonra Türkiye'ye gönderiliyor. Tezgah kuruluyor. 2001'de de dolandırıcılık olayı üzerinden ifadesi alınıyor'' diye konuştu.
     Perinçek, dolandırıcılıktan sorguya çekilen bir insanın böyle bir ifade vermeyeceğini söyledi.
     Tuncay Güney'in MİT tarafından takip edilen bir şüpheli olduğunu söyleyen Perinçek, ''Bunun önemi şudur; Bu Ergenekon tertibi Türkiye'yi hedef alan bir Amerikan operasyonudur. İşçi Partisi burada siyasi hedeftir'' dedi.
     Perinçek, ''Ergenekon dosyasının 4 Temmuz 2003'te Kuzey Irak'ta Türk subay ve askerlerine çuval geçirilmesinden 6 gün sonra MİT tarafından Genelkurmay'a gönderildiğini, Türk Ordusu'nun Genelkurmay Başkanı'na şikayet edildiğini'' öne sürdü.
     Türk Ordusu'na karşı psikolojik savaş sürdürüldüğünü ileri süren Perinçek, Türk Ordusu'nun ve Türkiye'nin ''bir futbol topu gibi tekmelendiğini'' savundu.
     ''Bunun bir CIA tertibi olduğu bütün ayrıntılarıyla dökülecektir'' diyen Perinçek, şunları söyledi:
     ''Savcılara, 'siz bir CIA tertibine alet oluyorsunuz, alet olmayın' dedim. İfademde vardır bu. Biz burada Amerikan devletinin iradesiyle tutukluyuz, Türk Devleti'nin değil. Biz burada Türk Adaleti'ni istiyoruz. Bizi derhal, bugün serbest bırakmanızı istiyoruz. Bütün arkadaşlar olarak tahliye talep ediyoruz. Artık biz arkadaşız. Bizim suçumuz, Türk Milleti olarak örgütlenmemiş olmamız.
     Orduya, İşçi Partisi'ne, Türkiye'ye karşı tertip var. Amerika inisiyatifi kaybetmiştir. Amerika'dan korkacak bir şey yok.''
    
     -''MAHKEMENİN KİMSEDEN KORKUSU YOK''-
    
     Bunun üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, ''Mahkemenin kimseden korkusu yok. O konuda müsterih olun'' dedi. Doğu Perinçek de buna emin olduklarını söyleyerek karşılık verdi.
     Perinçek, mahkeme heyetine ''Gladyo ve Ergenekon'' adlı kitabının 3 örneğini verdi. Ayrıca, Tuncay Güney'in ABD vizesinin bulunduğu pasaport fotokopisini de mahkemeye sundu.
     Vedat Yenerer'in avukatı Vural Ergül de dün bir gazetede Tuncay Güney'le ilgili belgenin yayınlandığını söyleyerek, ''Belgenin servis edildiğinden bilgi sahibiydim. Uzun yıllar gazetecilik yaptım'' dedi.
     Ergül, aynı gazetede yarın da Tuncay Güney'in Emekli Sandığından maaş aldığını gösterir belgenin kullanılacağını ileri sürerek, Güney'in kayıtlı MİT elemanı olmadığını, dolayısıyla kendisine ödeme yapılması mümkün görmediğini söyledi.
     Güney'e bir kamu kuruluşundan emekli edileceği yönünde güvence verildiğinin de söylenmekte olduğunu iddia eden Ergül, Tuncay Güney'i kendisinin de tanıdığını, MSN'den görüştüklerini anlattı.
     Ergül, Emekli Sandığına yazı yazılarak, Tuncay Güney'in dosyasının istenmesini talep etti.

MİT TARAFINDAN GÖNDERİLEN ''ERGENEKON KONULU ŞEMANIN'' AÇIK ŞEKLİNİN, SAVCILIKÇA MAHKEMEYE ULAŞTIRILDIĞI BİLDİRİLDİ -TUTUKLU SANIK BEKİR ÖZTÜRK'ÜN SAVUNMASI VE ÇAPRAZ SORGUSU TAMAMLANDI

''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından gönderilen ''Ergenekon konulu şemanın'' açık şeklinin savcılıkça mahkemeye ulaştırıldığı bildirildi.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasına devam eden tutuklu sanıklardan Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk, kendi çizdiği, çok kafası olan bir canavar karikatürünü de göstererek, ''Bunun kopmayan kafasının birinin TSK, diğerinin de Türk hukuk sistemi olduğunu düşünüyorum'' dedi.
     Tutuklu bulunduğu 17 aylık süreçte, kendisini ziyaret için cezaevine bir arkadaşının geldiğini belirten Öztürk, bu arkadaşına bir daha gelmemesi yönünde uyarıda bulunduğunu anlatarak, ''Bazı sanıkların ziyaret listesinde bulunan kişiler soruşturma kapsamında tutuklandı ya da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı'' dedi.
     Öztürk, ''Ergenekon''a ilişkin devam eden soruşturma kapsamında tutuklanan eski İstanbul Organize Şuçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın, 2001'de Tuncay Güney'in ilk ifadesini alan ve ''Ergenekon'' soruşturmasını başlatan kişi olduğunu belirterek, Saçan'ın, süren soruşturmanın iddianamesinin hazırlanması beklenmeden tanık olarak dinlenmesini talep etti.
     ''Komedi iddiaları manzumesi'' olarak gördüğünü söylediği iddianamede kendisiyle irtibatlandırılan 12 kişi olduğunu, ancak bunlardan 10'unun hukuki durumlarının anlatıldığı bölümlerde kendisinden söz edilmediğini belirten Öztürk, ''Burada bana 'kiminle ilişkiniz var?' diye sorsanız, Oktay Yıldırım diye bağırırım'' dedi.
     Öztürk, çok kez telefonla görüştüğü Yıldırım ile iddianameye göre bir ilişkisinin belirtilmediğini de kaydetti.
     Hayatı boyunca tanıdığı muvazzaf subay ve astsubay sayısının 10 olduğunu belirten Öztürk, ''İçine girdiğim tek kışla da bilgisayar tamiri için gittiğim, ilçemdeki jandarma kışlasıdır'' dedi.
    
     -SAVUNMASINI ''ERGENEKON DESTANI'' ADLI ŞİİRİYLE BİTİRDİ-
    
     Tutuklu sanık Bekir Öztürk, daha sonra cezaevinde yazmaya devam ettiği ''Ergenekon Şiirleri'' isimli kitabında yer alan ''Ergenekon Destanı'' adlı şiirinin bir bölümünü okuyarak, savunmasını tamamladı.
     Ardından çapraz sorgusuna geçilen Öztürk, bir soru üzerine, Kuvva-i Milliye Derneğinin, Büyük Hukukçular Birliğiyle bir bağlantısı olmadığını savundu.
     ''Bir yerde geçen Sinan adlı kişi, ATO Başkanı Sinan Aygün'' diyen Öztürk, Aygün ile ATO'nun çok sayıda üyesi olduğu için kendilerine yardımcı olabileceği düşüncesiyle görüştüğünü söyledi. Öztürk, yine ''Abdüllatif'' diye söz ettiği kişinin de hemşehrisi olan Abdüllatif Şener olduğunu kaydetti.
     Öztürk, sorular üzerine, Güler Kömürcü Öztürk'ün aracılığıyla, tayin konusunda eski milletvekili Turhan Çömez ile de görüştüğünü anlattı.
     Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, ''Size atılan maillerde, 'bu uğurda canımı feda edeceğimden emin olabilirsiniz' şeklinde yazılar var. Fikri ve kültürel mücadele amacını taşıyan bir dernek olduğunuzu söylüyorsunuz'' şeklindeki sözleri üzerine Öztürk, siteye gelen bütün yazıları titizlikle okuduğunu belirtti.
     Öztürk, şiddete karşı olduklarını ve bu maillere cevap bile vermediğini ifade ederek, ''4 yıllık süreçte internet sitemize 20 bin başvuru oldu. Bu mailler dernekle ilgili değil, siteyle ilgilidir'' dedi.
     Duruşmada, sanıklardan Bekir Öztürk'ün çapraz sorgusunun yapılmasının ardından diğer sanık ve sanık avukatlarının talepleri dinlenildi.
     Cumhuriyet Savcısının taleplere ilişkin görüşünü açıklamasından sonra mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir süre ara verdi.
    
     -MİT, ''ERGENEKON KONULU ŞEMANIN'' AÇIK ŞEKLİNİ GÖNDERDİ-
    
     Bu arada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, bir sanık avukatının ''mahkemenin reddine'' yönelik talebine istinaden, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin ret kararı verdiğinin görüldüğünü belirtti.
     Başkan Şengün, MİT tarafından gönderilen ''Ergenekon konulu şemanın'' açık şeklinin Cumhuriyet Savcılığınca mahkemeye ulaştırıldığını kaydetti. Başkan Şengün, bu evrakın mahkemece incelemeye alındığını bildirdi.
     Şengün, sanıklara ait ses dosyalarının bir kısmının DVD ortamına aktarıldığını ve talepte bulunanlara verilmekte olduğunu kaydetti.

MAHKEME, MİT MÜSTEŞARLIĞI İLE GENELKURMAY BAŞKANLIĞINDAN ''ERGENEKON'' DOSYASININ ÖRNEĞİNİNİN İSTENMESİNİ KARARLAŞTIRDI

     ''Ergenekon'' davasına bakan mahkeme, ''Ergenekon'' dosyasının örneğini tüm ekleriyle MİT Müsteşarlığından ve gönderildiği belirtilen Genelkurmay Başkanlığından istenmesini kararlaştırdı.
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, verilen aranın ardından ara kararları açıkladı.
     Mahkeme heyeti, Doğu Perinçek'in yazılı başvurusunu kabul ederek, ''Ergenekon'' dosya örneğinin tüm ekleriyle MİT Müsteşarlığından istenmesine karar verdi.
     Aynı dosyanın 10 Temmuz 2003'te gönderildiği belirtilen Genelkurmay Başkanlığından da ayrıca istenmesine hükmetti.
     Mahkeme heyeti, Tuncay Güney ile ilgili MİT'ten cevap geldikten sonra bu kişinin Emekli Sandığı ile bağlantısının tekrar araştırılıp araştırılmayacağı yönünde karar verilmesine hükmedileceğini kaydetti.
     Heyet, davaya müdahillik talebinde bulunan Tijan Altan'ın bu talebini, dilekçesinin içeriğinin dosyayla bir bağlantısı bulunmadığı gerekçesiyle reddetti.
     Ara kararda, sanıklardan Veli Küçük'ün avukatının, gizli tanığın beyanları altındaki imzalarında farklılık olduğundan bahsederek, bu konuda bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki talebine ilişkin, savunmalar alındıktan ve bu gizli tanığın dinlenilmesinden sonra karar verileceği belirtildi.
     Mahkeme heyeti, sanık Kemal Kerinçsiz'in, Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla ilgili dilekçesinde belirttiği hususlar konusunda inceleme yapılmasına yönelik talebinin de savunmalar alındıktan sonra karara bağlanacağını bildirdi.
     Mersin Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılarak, sanıklardan Ali Kutlu'nun 2005 yılı Nevruz kutlamaları sırasında Türk Bayrağı'nın yakılmasına yönelik olayla ilgili hakkında herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının, buna yönelik kaydı bulunup bulunmadığının sorulmasını hükme bağlayan mahkeme heyeti, bu kapsamda bir evrak var ise dosyaya gönderilmesini istedi.
     Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.





 



Bu haber 421 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,653 µs