En Sıcak Konular

BAYKAL: ''İLKELERİMİZDE BİR KIRILMA SÖZ KONUSU DEĞİL''

21 Kasım 2008 14:16 tsi
BAYKAL: ''İLKELERİMİZDE BİR KIRILMA SÖZ KONUSU DEĞİL'' CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'ye son katılımlara ilişkin tartışmalar konusunda ''Bizim ilkelerimizde bir kırılma hiç bir şekilde söz konusu değildir'' dedi.

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'ye son katılımlara ilişkin tartışmalar konusunda ''Bizim ilkelerimizde bir kırılma hiç bir şekilde söz konusu değildir'' dedi.
     Baykal, CNN Türk'te ''Ankara Kulisi'' adlı programda soruları yanıtladı.
     ''Partiye çarşaflı kadınların katılımıyla'' ilgili bir soru üzerine Baykal, CHP'de zaten bir çok başörtülü partili ve ailelerinin olduğunu ifade etti.
     ''Başbakan (Youtube'a baksınlar örtülü diye parti toplantılarından çıkarılanların görüntüleri var) diyor'' sözleri üzerine Baykal, ''Bizim parti toplantılarımızda, grup toplantılarımızdaki görüntüleri biliyorsunuz. Bunu Başbakanla zemininde tartışırız. Bunu ne için söylediğini biliyoruz. Ne demek çıkarılan? Grup toplantılarımızda yer alan insanlar Anadolu'nun gerçeğini yansıtan insanlar. Bu konuda bir tereddütümüz yok'' dedi.
     ''Bizim ilkelerimizde bir kırılma hiç bir şekilde söz konusu değildir. Bu olaydan önce de değildi sonra da değil'' diyen Baykal, ''4 tane çarşaflı insan vardı. O çarşafların bir siyasi simge olarak taşınmadığı ortada. CHP'ye girmeyi içine sindiriyor. Ben ayrıca soruşturdum. Evlerinde de Atatürk'ün resminin asılı olduğu öğrendim. Evlerinde Atatürk sevgisini, saygısını yaşayan bir aile bunlar. (Gayet tabii girebilir) dedik. Girdiler'' diye konuştu.
     Bu katılımı hiç bir zaman ''açılım'' diye söylemediğini belirten Baykal, bunu siyasal bir olay olarak düşünmenin ötesinde ahlaki ve ilkesel bir tavır olarak gördüğünü ifade etti. Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Size birisi gelip (girmek istiyorum, ilkeleri, düşünceleri benimsiyorum) diyorsa, kılıf kıyafetini engel düşünür müyüz diye soruyorsa benim ona (sen git kıyafetini değiştir öyle gel) demem ne sosyal demokrasiye ne CHP'nin insana saygı anlayışına ne de gerçek demokratlığa sığar ne de laikliğin icabıdır.
     Kafamızda bütün bu kıyafetler dinsel simge gibi anlaşılıyor. Anadolu'da kadınlarımızın tarih boyunca ve şimdi kullandığı kılık kıyafetler bir toplumsal örfün gereği. Dini bir gereğin siyasallaştırılmasının bir temsilcisi değil. Öyle olanlar da var. Öyle olanlar türbana geçti sonra. Şu anda da ailesinin, komşularının, bölgesinin yaşam tarzının, meşru, doğal, ahlaki kıyafeti olarak kabul edip türban giyen genç kızın da bir simge olarak kullandığını söylemek de haksızlık belki. Çünkü o durumda olup bize büyük ilgi gösterenleri biliyorum.
     Bu bir siyasi simge değilse ve o haliyle geliyorsa ona (sen gelme, bana oy verme, partimde yer tutma...) diyemem. (Benim Anayasa'yı değiştirmeye niyetim yok, laikliği ortadan kaldıralım demiyorum, Atatürk'ü seviyorum) diyor. (Ben Atatürk'ü sevmiyorum Humeyni'yi seviyorum) diyen insanın başı açık da olsa CHP'de yeri yoktur. (Ben Atatürk'ü seviyorum, ailemin, çevremin, köyümün yaşam tarzı bu, böyle giyiniyorum. Bir mahsuru var mı?) dediği zaman ona (başımla beraber, elbette burada senin de yerin var) demek benim ahlaki görevimdir.''
     O kılık kıyafetin, o insanın kafasında siyasi simge değilse bunun anlayışla karşılanacağını belirten Baykal, ''CHP doğal bir iş yapmış, maskeli balo yapmıyor ki'' dedi.
     Baykal, ''Zannedilmesin ki bir şov yapıyoruz ya da siyasi amaçla gösterisi peşindeyiz. Mizansenle ilgisi yok. Ya da böyle bir tezgah mı kuruldu kendiliğinden... Gerçekten mi AKP'den geldiler? Gerçekten CHP'ye mi girecekler? Kontrol edildi. Görüldü ki bu gerçek bir olay, yapay değil. Önümüze doğal olarak gelmişse bunu reddetmek yakışır mı bize?'' diye konuştu. Baykal, sözlerini şunları söyledi:
     ''Efendim (laiklik tehlikeye girer...) Ya ağır olun. Nerede tehlikeye girsin. Bu konuda en bilinçli parti biziz, ne yaptığımızı biliyoruz. O kadınlar (bütün kadınlar çarşafa girsin istiyorum, doğrusu budur) demiyor. (Biz size saygı gösteriyoruz. Okumuşsunuz, yetişmişsiniz, beni de kabul edin bu şekilde, üstüme gelmeyin) diyor. (Memnuniyetle) diyoruz.''
     Bu olayın ''siyasi oportünizm, mizansen'' olmadığını belirten Baykal, ''(Büyük açılım yapıyoruz) demiyoruz. Bu heyet bir yıl önce bana gelmiş olsaydı yine (başımız üstüne gelsinler) derdim'' diye konuştu.
     Türkiye'nin laik kimliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik girişimlere karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Baykal, Anayasa'nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmek istendiğini, buna karşı büyük tepki gösterdiklerini ve göstereceklerini söyledi.
     Baykal "Yani bizde olan bir şey, bu olaylar dolayısıyla ortaya çıkıyor. Yani Türkiye'nin şartlarına bağlı bir şey. AKP'den sıtkı sıyrılmamış olsaydı, herkes yerli yerinde duruyor olsaydı, bizim önümüze böyle bir tablo gelmezdi. Gelmeyince de biz mizansen yapmadığımıza göre, kendimizi ifade etmek imkanı bulamazdık. Şimdi ne oluyor? AKP'den ayrılıyor, o kültürün içinden birileri, o söylüyor bize. (Siz yapmalıydınız bunu) dediniz. Evet, biz yapmalıydık. Ama şimdi o insanlar geliyor bize, (Gelmek istiyoruz ne diyorsunuz?) diyor. Ben eziliyorum bu soru karşısında. Ne yapabilirim? Sana (Hayır) diyebilir miyim ben?''diye konuştu.
     ''Kürt mevzusunda CHP'nin oralarla bağlantı kurma, açılım yapma düşüncesi var mı? Güneydoğu seçimi AKP ile DTP arasında olmak zorunda mı? CHP bu bağı nasıl kuracak?'' sorusu üzerine de Baykal, bu konularda Türkiye'de ilk sistemli gerçek açılımı 1989 yılında açıkladıkları raporla partisinin yaptığını belirtti.
     Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Biz bölünmek istemiyoruz. Hiçbir etnik kimliğin çoğunluğunun Türkiye'de bölünme talebi olduğunu zannetmiyorum. Hepimiz bir milli irade içindeyiz. Hepimiz beraber yürümek istiyoruz. Ama beraber yürürken, devleti kendi kimliğimize göre tarif etmeye kalkmak da doğru değildir. Şiddet egemen olunca, ortada bir çatışma ve terör olunca, artık demokrasi ve siyaset etkisini kaybediyor. Şimdi Güneydoğu'da bazıları 'ya dininin ya ırkının gereğini yapacaksın' diyor. Biz böyle söyleyenlerin yanında değiliz. Siyasete ne dini, ne de ırkı sokmak istiyoruz. İkisine de saygımız var, ikisi de değerli, ama siyaseti buna bina etmek doğru değil.''
     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ''Böyle düşünmeyenler çekip gitsin'' sözlerinin ''kabul edilemeyeceğini'' kaydeden Baykal, ''Hiç kimseye Başbakan'ın 'terk et' deme hakkı yoktur. Sen kim oluyorsun? Sen iktidarı terk edersin, o insanlar orada yaşamaya devam eder'' diye konuştu.
     Baykal, Erdoğan'ın İstanbul'da bir vatandaşın gösteriler sırasında pompalı tüfek kullanmasıyla ilgili açıklamalarını da eleştirdiklerini hatırlattı.

Bu haber 450 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,510 µs