YALÇINDAĞ: SON YÜZYILIN EN CİDDİ KÜRESEL KRİZİ
10 Ekim 2008 11:57 tsi
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünyada yaşanan krizin, kapitalizmin sonu olmasa da son yüzyılın en ciddi küresel krizi olduğunu belirtti.
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, dünyada yaşanan krizin, kapitalizmin sonu olmasa da son yüzyılın en ciddi küresel krizi olduğunu belirterek, "Olumsuz konjonktürel gelişmelere karşı gerektiğinde çok hızla müdahale edebilecek biçimde her türlü hazırlığı yapmalı, daha da önemlisi piyasaları hazırlıklı olduğumuza ikna etmeliyiz" dedi.
TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırma Forumu (EAF) tarafından düzenlenen "Küresel Kapitalizmin Geleceği ve Türkiye" konulu konferansta konuşan Yalçındağ, ABD finansal piyasalarında başlayan krizin Avrupa'ya sıçrayarak giderek derinleştiği ve yükselen piyasa ekonomilerini de etkisi altında aldığı günlerde düzenlenen bu konferansın, dünya ekonomisinin ne yöne gittiğini anlamak ve bu çerçevede Türkiye ekonomisine bakışı zenginleştirmek açısından önemli bir fırsat sunduğunu kaydetti.
Tarihi günlerden geçildiğine, yaşanan krizin dünya ekonomisinin 1930'lardan sonra karşı karşıya kaldığı en büyük kriz olduğuna dikkati çeken Yalçındağ, IMF'nin bu krizin maliyeti ve dünya ekonomisinde neden olacağı yavaşlamaya ilişkin yaptığı tahminlerin her seferinde biraz daha kötüleştiğini ifade etti.
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, dünyanın radikal, kapsamlı ve acil önlemler alınmasını gerektiren bir durumla karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, Avrupa'da başlayan girişimlerin kısa sürede somut ortak önlemlere dönüşmesinin Türkiye açısından da önemli olacağını, içinde yaşanılan dönemin acil önlemlerin ötesinde sistemik değişikliklerin işaretlerini de taşıdığını söyledi.
Krizin Türkiye üzerindeki etkilerine de işaret eden Yalçındağ, ülkenin krize finanse edilmesi gereken 45 milyar dolarlık bir cari açık ile yakalandığının unutulmaması gerektiğini, reel sektör açısından en büyük ihraç pazarlar olan AB'de ve Rusya'da büyümenin yavaşlamasının ihracatı olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Bu iki coğrafyada yaşanacak daralmanın bireysel gelirler üzerindeki olumsuz etkisi sonucu turizm gelirlerinin de etkileneceğini, azalan dış talebin 2007'de yavaşlamaya başlayan iç taleple birleştiğinde ekonomideki yavaşlamanın daha da belirgin hale geleceğini kaydeden Yalçındağ, şu görüşleri dile getirdi:
"Gelişmelerin mali piyasalara yansımasını düşündüğümüzde özel sektörün 140 milyar doları bulan dış borcunu da önemli bir risk faktörü olarak dikkate almamız gerekiyor. Özel sektör yatırımlarının finansmanında etkili olan yurt dışı finansman imkanının bozulması, sadece finansal bir risk unsuru olmakla kalmayacak, aynı zamanda büyüme sürecini de sekteye uğratacaktır."
Bu haber 400 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle