FIRAT AĞZINI BOZDU
23 Eylül 2008 18:12 tsi
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te basın toplantısı düzenlemeleri önerisinin hatırlatılması üzerine Mir Dengir Fırat,üslûbunu bozdu.
ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat,CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te basın toplantısı düzenlemeleri önerisinin hatırlatılması üzerine uslubunu bozdu ve:
'' Ulan müfteri, bir kere beni dinlesene. Ben ne dedim sana Başbakan'ın bana bir şey söylemesine lüzum yok. Ben o kadar haysiyetli, şerefli bir insanım. Bir söz verdiysem yerine getiririm. Hayatım pahasına olsun yine getiririm'' dedi.
Fırat, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis'te basın toplantısı düzenlemeleri önerisinin hatırlatılması üzerine Fırat, şunları söyledi:
''Demek ki düşündüler taşındılar patronuyla epey düşündüler böyle bir teklif getirdiler. Ben bir şey söylemedim. Ne diyordu basın toplantısında. 'İstediği bir televizyon kanalında' dedi. Ben böyle bir şey istemedim. Daha önce moderatör teklif etti kendisi kabul etti, saat 15.00'e kadar. Ondan sonra 'Bir kez daha Baykal ile görüşeceğim' dedi. Ama ondan sonra telefonunu kapattı. Böyle oyunlara falan lüzum yok. Hangi televizyonda isterse... Büyük bir stüdyo da olabilir, Arı Stüdyosu gibi mesela. Tüm basın mensupları çağrılır ama bir moderatör şeyi altında tartışırız bunu.
Hodri meydan... İstiyorsa yardım alabilir. CHP'den siyasilerini, hukukçularını çağırabilir, isterse Sayın Baykal'ı da yanında getirebilir. Ben yalnız başıma geleceğim.
Fırat, ''Halk siyasilerin bu üslubunu hak ediyor mu?'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
''Hayır. Halk, bunu hak etmiyor. İftiralar üzerine ne siyaset ne de medya yürür. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Tabii ki tenkit edilecektir, tabii ki biz siyasetçiyiz ve ışıkların altındayız. Her an eleştirilebilir ama sınırı var. Hakaret içermeyecek, iftira olmayacak. Eğer bir suç unsuru varsa da delil sunmak lazım. Yoksa bunun adı 'müfteri' olur. Öyleyse Türk siyaseti ve Türk medyası mutlak suretle bundan kurtulmak zorundadır.
Doğrudur, medya güçlüdür. Medyanın attığı çamur üstünüzde mutlaka iz bırakır. Çünkü insanların çoğu manşeti okur, arkasını okumaz.''
Basın özgürlüğünün olabilmesi için basın emekçilerinin özgür olması gerektiğini belirten Fırat, şunları kaydetti:
''Herhalde bir tek Türkiye'de ve antidemokratik ülkelerin dışındaki tüm ülkelerde basın mensuplarının sosyal hakları kişisel hakları mutlak suretle koruma altındadır. Ancak basın özgürlüğü böyle olur. Yoksa patronun iki dudağının arasındaysa basın mensubunun geleceği, ekmeği, onun iki dudağı arasındaysa, orada basın özgür olamaz. Orada patron özgürdür. Biz buna karşıyız. Biz bunun mücadelesini veriyoruz ama birileri bunu anlamamakta ısrar ediyor. Ama inşallah bunu da getireceğiz. Mecburi sendikalaşmayı basında getireceğiz. Hal çaresi ne ise getireceğiz.''
Bu haber 425 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle