İÜ REKTÖRÜ: ÜNİVERSİTELERDE REKTÖRLÜK SEÇİMLERİ OLMAMALI
5 Eylül 2008 12:09 tsi
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, üniversitelerde rektörlerin, mütevelli heyeti ya da oluşturulacak bir kurul tarafından seçilmesi gerektiğini söyledi.
İSTANBUL - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, üniversitelerde rektörlerin, mütevelli heyeti ya da oluşturulacak bir kurul tarafından seçilmesi gerektiğini söyledi.
Parlak yaptığı açıklamada, Türkiye'de kamu üniversitelerinin daha ileriye götürülmesi ve öğretim üyeleri arasındaki gerginliğin azaltılması için üniversite rektörlerinin bugünkü yöntemle göreve gelmemesi gerektiğini savundu.
Vakıf üniversitelerinde rektörlerin, mütevelli heyetleri tarafından seçildiğini ve hiçbir sıkıntının yaşanmadığını ifade eden Parlak, ''Kamu üniversitelerinde ise seçim yapılıyor. Adaylar arasında müthiş bir çirkinlik yaşanıyor. Medyada yazılıyor. Bunlara gerek yok. Ama bu nedenle (seçim yapılmasın) demiyorum'' dedi.
''Rektör, öğretim üyesine müdahale ettiği zaman o öğretim üyesi, rektörün tekrar adaylığını koyması durumunda oy vermez'' görüşünü dile getiren Mesut Parlak, şöyle konuştu:
''Bu durumda rektör, popülist davranmaya başlıyor. Başlıyor (benden olan, benden olmayan)... Geliyor oturuyor rektörlüğe, oy vermeyene farklı davranıyor. Buna gerek yok. Biz, eğitim kurumuyuz. Atatürk'ün bize bıraktığı emaneti daha ileriye taşımak zorundayız. O nedenle üniversitelerde rektörlük seçimleri olmamalı. Bir mütevelli ya da başka bir şey koyarsınız adını, onlar, bu kurumu yönetecek kişiyi seçerler. Ayrıca profesör olmasına da gerek yok. Üniversiteyi tanıyan doktora yapmış veya mütevellinin hakikaten bu işi yapabileceğini düşündüğü dışardan bir insan da olabilir.
Yüce Türk ulusunu yönetenlere sesleniyorum, rektörleri müteahhitlikten kurtarın. Biz müteahhitlik yapmayalım. Bizim işimiz akademisyenlik. Ben burada rektör olarak her işle ilgileniyorum.''
Parlak, 657 sayılı devlet memurluğu kadrosunun da kaldırılması ve buna üniversitelerden başlanması gerektiğini savunarak, ''Ben performansımla burada kalmalıyım, performansımla buraya gelebilmeliyim. Bu ulusun yetişmiş, donanımlı çocukları var. Bekliyor. Ama siz öyle bir kapıyı kapatmışınız ki çalış çalışma, gel gelme, hiçbir şey yapma 65 yaşına kadar otur. Yapmazsanız başarı yok. Bizim yürümemiz değil, koşmamız lazım'' dedi.
''Af'' kelimesinin, toplumun kulağına çok güzel gelen bir kelime olduğunu, ancak eğitimde affın olmaması gerektiğini ileri süren Parlak, ''Burada çalışkan olan öğrencinin ne günahı var. Ayrıca Türkiye'de araştırma yapmıyoruz. Bugün kim bana söyleyebilir, (bu aftan şu kadar insan yararlandı, şu kadar insan başardı) diye kimse söyleyemez. Af başarılı olmuyor, kimseye yararı da yok zararından başka. Eğitimde af olmamalı'' dedi.
Bu haber 429 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle