En Sıcak Konular

MONDROS MÜTAREKESİ

30 Ekim 2007 12:21 tsi
MONDROS MÜTAREKESİ Mondros Mütarekesi,Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında imzalanan ateşkes belgesidir...

Mondros Mütarekesi,Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında imzalanan ateşkes belgesidir. Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey, Büyük Britanya adına Amiral Arthur Gough-Calthorpe tarafından Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır.

Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti'nin yıkımından sonra kurulan modern Türkiye'nin çerçevesini çizen ilk uluslararası belge olarak önem taşır. Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan Misak-ı Milli Beyannamesinin birinci maddesi, "30 Ekim 1918 tarihli mütarekenamenin çizdiği hudutlar (...) dahilinde, dinen, ırkan ve emelen müttehit (birleşik) (...) Osmanlı İslam ekseriyetiyle meskûn bulunan aksamın tamamı, fiilen ve hükmen gayrı kabil-i tecezzi bir küldür (bölünmez bir bütündür)." demek suretiyle, Milli Mücadele'nin hedefi olan milli varlığı Mondros Mütarekesine gönderme yaparak tanımlar.

Anlaşmanın İmzalanması:

Osmanlı ordularının 19 Eylül 1918'de Filistin'de İngiliz hücumu karşısında hezimete uğraması ve 1 Ekim'de Şam'ın düşmesi üzerine, Talat Paşa hükümeti 5 Ekim'de İngiltere ile ateşkes sağlanması için ABD'nin arabuluculuğuna başvurdu. Bu arada 29 Eylül'de Bulgaristan mütareke imzalamış, bu ülkeye giren Fransız ve müttefik ordularının İstanbul'a yönelmesi olasılığı doğmuştu.

8 Ekim'de Talat Paşa kabinesi istifa etti. Eski genelkurmay başkanlarından Ahmet İzzet Paşa'nın 14 Ekim'de kurduğu kabinede, İttihatçı olduğu halde hükümetin Alman yanlısı savaş politikasına karşı çıkan ve İngiliz dostu olarak tanınan Rauf Bey (Orbay) Bahriye Nazırı oldu. 18 Ekim'de Türkiye'de esir bulunan İngiliz generali Townsend, Türkiye'nin ateşkes şartlarını iletmek üzere bir gemiyle gizlice Midilli'ye gönderildi. 24 Ekim'de İngiliz hükümeti Limni'de bulunan Amiral Calthorpe'a ateşkes görüşmelerini başlatma yetkisini verdi. Ertesi gün Türk hükümetinin görevlendirdiği Rauf Bey Zafer römorkörüyle Foça'dan Midilli'ye geçti; burada kendisini karşılayan İngiliz kruvazörüyle Limni adasına ulaştı. 27 Ekim'den itibaren dört gün süren çetin müzakereler sonunda 30 Ekim akşamı mütareke imzalandı. 1 Kasım sabahından geçerli olmak üzere Osmanlı Devleti ile Britanya İmparatorluğu arasında ateşkes ilan edildi.

Müzakerelerde Rauf Bey'e Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet Bey eşlik etti.

28 Ekim günü Fransız hükümeti bir notayla mütareke görüşmelerine katılma isteğini bildirdiyse de bu talep İngiltere tarafından dikkate alınmadı.(Savaşın bu aşamasında Türkiye sadece İngiltere ile fiili çatışma halindeydi.)

Bu esnada 24 Ekim'de Almanya'da ihtilal başladı. 3 Kasım'da Avusturya-Macaristan Villa-Giusti Mütarekesi ile savaştan çekildi. 7 Kasım'da Alman imparatoru II. Wilhelm tahttan feragat etti. 11 Kasım'da Compiègne Ormanı'nda imzalanan mütareke ile Almanya yenilgiyi kabul etti. Aynı gün Avusturya-Macaristan imparatoru I. Karl da tahtını bıraktı.

Mütareke Şartları:

Mondros Mütarekesinin koşulları, aynı günlerde imzalanan Bulgaristan, Avusturya-Macaristan ve Almanya mütarekeleriyle benzerlik gösterir. Stratejik noktaların işgali, ordunun terhisi ve donanma ile cephanelerin teslimi gibi askeri tedbirler, yenilen tarafın savaşa devam edemez hale getirmeye yöneliktir. Sadece doğu illerinde karışıklık çıkması halinde İtilaf devletlerine buraları işgal etme yetkisini veren 24. madde, Türk mütarekesine özeldir. Bu madde, tehcirden dönecek Ermenilere karşı direniş gösterilmesi olasılığına karşı anlaşmaya konmuş ancak uygulama görmemiştir.

Mütarekede Türkiye'nin nihai sınırlarına ve statüsüne ilişkin bir ifade yoktur. Ancak İngilizler Suriye cephesinde ateşkesi tam Türk-Arap etnik sınırında kabul etmekle, Türkiye'nin barıştan sonraki sınırlarına ilişkin ilginç bir fiili durum meydana getirmişlerdir.

İşte O Kötü Şartlar:

1- Karadeniz'e geçisi sağlamak üzere boğazlar açilacak ve geçis güvenligi için Çanakkale ve istanbul bogazlarindaki istihkâmlar îtilâf devletleri tarafindan isgal edilecek.

2-3- Osmanli sularindaki bütün mayin tarlalari ve öteki engeller gösterilecek; bunlarin taranmasina ve kaldirilmasina yardim edilecek.

4- Itilâf devletleri tebeasindan olan esirlerle, Ermeni esirleri istanbul'da toplanacak ve kayitsiz sartsiz Itilâf devletlerine teslim edilecek.

5- Sinirlarin korunmasi ve iç güvenligin saglanmasi için taraflarca kararlastirilacak gerekli sayida askerî kuvvetten fazlasi hemen terhis olunacak ve bunlarin silâh, cephane ve teçhizati îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek.

6- Emniyeti saglamakla vazifeli tekneler disindaki bütün Osmanli savas gemileri belirlenerek îtilâf kuvvetlerine teslim edilecek ve Osmanli limanlarindan disari çikmayacak.

7- Itilâf devletleri güvenliklerini tehlikede gördükleri herhangi bir stratejik bölgeyi asker çikarmak suretiyle isgal edebilecek.

8-9- Osmanli Devleti' nin bütün liman ve tersaneleri îtilâf devletleri gemilerinin faydalanmasina açik bulundurulacak.

10- Toros tünelleri îtilâf devletlerince isgal edilecek; (böylece güneydeki Türk kuvvetlerinin geri çekilmesini önlemek ve Güney Anadolu'yu isgal öngörülüyordu).

11- Kafkasya ve Iran'in kuzey-batisinda Türk kuvvetleri savastan önceki yerlerine çekilecek, (Bu bölgede bir Ermenistan devleti kurulmasini öngören madde).

12- Hükümet haberlesmeleri disindaki her türlü haberlesme, îtilâf devletlerince denetlenecek.

13- Askerî ve ticarî kara ve deniz vâsitalari ve malzemesi tahrip edilmeyecek.

14-Ülkenin ihtiyâcindan fazla olan kömür, akaryakit ve deniz levâzimâti, îtilâf devletleri tarafindan satin alinacak.

15- Bütün demiryollari îtilâf devletleri me' murlarinca denetlenecek; Kafkas demiryollarini ise, dogrudan dogruya îtilâf devletlerinin me'murlari idare edecek ve Batum'un isgaline karsi durulmayacak.

16-Sûriye, Irak, Hicaz, Yemen, Trablus ve Bingâzi'deki Türk kuvvetleri en yakin îtilâf kumandanina teslim olacak.

17-Trablus'da ve Bingâzi'de bulunan Osmanli zabitleri en yakin italyan muhafaza kit'asina teslim olacak. Osmanli hükümeti teslim emrine itaat etmedikleri takdirde muhâberât ve yardimlasma kesilecek.

18- Misir da dâhil olmak üzere Trablus ve Bingâzi'de isgal edilmis bütün limanlar, Itilâf kuvvetlerine teslim edilecek.

19-Almanya ve Avusturya uyruklu sivil ve asker bütün vazifeliler bir ay içinde Osmanli ülkesinden ayrilacak.

20- Ordunun terhis edilmesi üzerine elde kalacak silâh ve cephane, îtilâf devletlerinin talimatina göre muhafaza edilecek.

21- îtilâf devletleri vazifelilerin çikarlarini kollamak üzere, iase nezâretinde kontrol memurlari bulunacak.

22- Itilâf devletlerince esir alinmis Türkler hemen iade edilmeyerek simdilik bulunduklari yerlerde muhafaza edilecek.

23- Osmanli Devleti merkezî hükümetlerle bütün münâsebetlerini kesecek.

24-Vilâyât-i Sitte'de (Erzurum, Sivas, Diyarbakir, Elazig, Van, Bitlis) herhangi bir karisiklik çikacak olursa, Itilâf devletleri bu bölgede önemli gördükleri yerleri isgal edebilecek.

25- Taraflar arasinda ateskes durumu 31 Ekim 1918 günü ögle vakti baslayacaktir.

Resmi mütarekenin yanısıra, Amiral Calthorpe'un sözlü açıklamalarını içeren bir mektup da Türk tarafına sunuldu. Bu mektupta, işgal kuvvetlerine Yunan askerinin katılmayacağı ve benzeri taahhütler yer alıyordu.


Yavuz Zırhlısının Kurtarılması :

Mütarekenin ilginç ayrıntılarından biri, 6 madde aracılığıyla Yavuz zırhlısının Türkiye'de kalmasının sağlanması idi. Alman donanmasının en güçlü gemilerinden biri olan Goeben zırhlısı savaşın ilk günlerinde Türkiye'ye gelmiş, Osmanlı donanmasına katılıp adı "Yavuz" olarak değiştirildiği halde, mürettebatı ve kaptanı Alman kalmıştı. Rauf Bey ile Calthorpe arasında anlaşmaya varıldığı şekliyle madde, geminin Haliç'te hapsedilerek Almanların eline geçmesini önlemeye yönelikti.

2 Kasım'da yapılan hassas bir operasyonla Liva Amiral (Tuğamiral) Arif Paşa Yavuz zırhlısını Osmanlı zabit ve eratıyla ele geçirdi ve Haliç'e hapsetti.


Tepkiler:

İstanbul kamuoyu Mütareke hükümlerini ağır buldu, ancak genel bir iyimserlikle karşıladı. 1 ve 2 Kasım tarihli İstanbul gazeteleri daha çok İstanbul'da savaş ihtimalinin ortadan kalkmış olduğunu vurguladılar. (Bulgaristan'ı işgal eden İtilaf ordularının o günlerde İstanbul'a yönelik taarruzu bekleniyordu.) Mustafa Kemal Paşa'nın görüşlerini yansıtan Minber gazetesi 1 Kasım'da, "Bir devletin küçülmüş bile olsa herhalde bir siyasi mevcudiyet ve milli birlik muhafaza ederek böyle bir badireden kurtulabilmiş olması en büyük siyasi başarı sayılmalıdır." yazıyordu.

Minber, başka birçok yorumcu gibi, Rus ve Avusturya imparatorluklarının parçalanıp anarşiye ve iç savaşa düşmelerini örnek gösteriyor, Türkiye'nin bu akıbetten kurtuluşunu memnunluk verici buluyordu.Fethi Bey'in (Okyar) aynı tarihli başyazısında şöyle deniyordu:

"Cihan Harbi henüz her tarafta bitmemiştir. Ne zaman sona ereceği de katiyetle hesap ve tahmin edilemez. Mütareke şartlarının ağırlığı bundan ileri gelmiştir. Dünya durumunun fevkaladeliği karşısında İtilaf devletleri tarafından konulan bu kayıtların, bu mütareke maddelerinin devamı olamaz. Sulh zamanına kadar alınmasına lüzum görülmüş geçici ve ihtiyati tedbirler kabilindendir."

Ancak 13 Kasım'da İtilaf donanmalarının İstanbul'a gelmesi ve Tevfik Paşa kabinesinin kurulmasından sonra mütareke hükümlerine yönelik kuşku ve kaygılar İstanbul basınında daha sık görülmeye başladı.


Uygulama:

13 Kasım 1918'de İtilaf donanmalarına mensup bir filo mütarekenin 1. maddesi uyarınca Çanakkale ve İstanbul boğazlarındaki askeri tesisleri işgal etti. Aralık 1918 ve Ocak 1919 aylarında Fransız ve İngiliz birlikleri, 10. ve 16. maddeler uyarınca Antakya, İskenderun, Adana, Tarsus, Kilis ve Antep'e girdiler.

11-26 Kasım tarihleri arasında Türk ordusu Batum, Ardahan, Ahıska ve Kars'ı tahliye etti. Bu yerlerde Türk direniş örgütlerinin denetiminde, Sovyet modelinden esinlenen milli şura hükümetleri kuruldu.

İtalya Fransızların Kilikya (Adana) bölgesine girmesini kendi çıkarlarına yönelik bir tehdit sayarak protesto etti. 22 Mart 1919'da mütarekenin 7. maddesini gerekçe göstererek tek taraflı olarak Antalya'yı işgal etti. Bu olay Paris'teki barış konferansında diplomatik bir krize yol açtı. Nisan ayında İtalya bir ay süreyle barış konferansını terketti.

Bu hadiseler dışında mütarekenin ilk altı ayı önemli gerilimler olmadan geçti. İstanbul'daki İtilaf temsilcileri ile Türk hükümeti arasındaki en ciddi sorunlar, eski İttihat ve Terakki yöneticilerinin savaş ve tehcir suçları nedeniyle yargılanması ve tutuklanması konusundan doğdu.

Mütarekenin nisbi sükûnet dönemi Mayıs 1919 başlarında sona erdi. Bu tarihte Paris Barış Konferansı, Mondros'ta verilmiş sözlere aykırı olarak, İzmir'in Yunanlılarca işgali kararını aldı. Aynı günlerde Türkiye'nin birçok köşesi İtilaf devletlerince işgal edildi; Kars ve Batum milli şura hükümetleri İngilizler tarafından dağıtıldı. Aynı günlerde ilan edilmesi beklenen barış antlaşması belirsiz bir geleceğe ertelendi.

İtilaf devletleri politikasında meydana gelen bu ani değişim, Türk tarihçileri tarafından henüz yeterince incelenmemiş bir konudur.

 




Bu haber 969 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,502 µs