En Sıcak Konular

RUS KOMUTANDAN ERMENİ RAPORU

18 Haziran 2008 13:20 tsi
RUS KOMUTANDAN ERMENİ RAPORU Rus İmparatorluğu'nun Kafkas Orduları Komutanlarından Tuğgeneral Bolhovitinov'un Ermeni olaylarıyla ilgili yazdığı 65 sayfalık rapora ulaşıldı.

RUS KOMUTANDAN ERMENİ RAPORU

-''SÖZDE ERMENİ MESELESİ SUNİ OLARAK ÖZELLİKLE
İNGİLİZLERİN KIŞKIRTMASIYLA ORTAYA ÇIKMIŞTIR''
-''LİDERLERİ, ERMENİ HALKINI AVRUPA DİPLOMASİSİ İÇİN FEDA ETMİŞTİR''
-''ERMENİ ÖRGÜTLERİ EYLEM BİÇİMİ OLARAK TERÖRÜ BENİMSEMİŞTİR''
-''ERMENİ GÖNÜLLÜ BİRLİKLERİ IRKÇI DUYGULARLA
MÜSLÜMAN HALKA KARŞI VAHŞİ KIRIMLARA GİRİŞMİŞTİR''


MOSKOVA  - Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu'nun Kafkas Orduları Komutanı Tuğgeneral Leonid Bolhovitinov, 1915 yılında merkeze gönderdiği raporda, ''sözde Ermeni sorununun İngilizlerin kışkırtmasıyla'' ortaya çıkartıldığını ve Ermeni gönüllü birliklerinin Rusya İmparatorluğu sınırları içindeki Müslüman halka karşı ''vahşi kırımlara'' giriştiğini bildirdi.
İstanbul Üniversitesi araştırma görevlilerinden Mehmet Perinçek, Rusya'nın başkenti Moskova'da bulunan Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi'nde (RDATA) yaptığı uzun araştırmalar sonucu, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ile resmi savaş halinde bulunan Rus İmparatorluğu'nun Kafkas Orduları Komutanlarından Tuğgeneral Bolhovitinov'un Ermeni olaylarıyla ilgili yazdığı 65 sayfalık rapora ulaştı.
Perinçek, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Bolhovitinov'un raporunun, özellikle Ermeni diasporasının Rus İmparatorluğu sınırları içindeki Müslümanlara yönelik cinayetlerin Türkiye'deki tehcire tepki olarak işlendiği tezini tamamen çürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:
''Diaspora, Rusya sınırları içindeki Türklere ve Kürtlere yönelik Ermeni kırımının özellikle tehcire tepki olarak yapıldığını savunuyor. Ancak Bolhovitinov'un 11 Aralık 1915 tarihinde Kafkasya Valiliği'nin Askeri İşlerden Sorumlu Yardımcısı'na gönderdiği rapordaki olayların çok büyük bölümü tehcirden önceki dönemde geçiyor. Bu da diasporanın cinayetlerin tehcire tepki olarak işlenmiş olduğu tezini tamamen çürüten son derece önemli bir belge. Bir de bu rapor ilk defa günışığına çıkan, olayların yaşandığı bölgedeki Ermeni çeteleri kullanan komutan tarafından merkezine gönderilen, bir durum tespiti yapan gizli bir iç yazışma olması açasından son derece önemli. Bu kamuya açık bir rapor olmadığı için, bunun propaganda veya kasıtlı bir amaç için yazıldığı ileri sürülemez.''
Mehmet Perinçek, Bolhovitinov'un raporunda, bu çeteleri Almanya safında yer alarak Rusya'ya karşı savaş açan Osmanlı İmparatorluğu'na karşı kendilerinin oluşturduğunu itiraf ettiğini belirterek, şunları söyledi:
''Rusların amacı savaşta bazı Türk bölgelerini almak. Bu bölgeleri aldıktan sonra burada yaşayan kişilere yönelik eylemlerin sürmesi onları rahatsız ediyor. Ermeni gönüllü birlikleri Türklere ve Kürtlere Ermenilerle eşit şekilde davranan Rusya'ya ateş püskürüyorlar ve kendilerine Türklerden ve Kürtlerden daha ayrıcalıklı davranmasını istiyorlar. Bolhovitinov raporunda, Osmanlılara karşı savaşmaları için oluşturdukları birliğin kendilerine karşı bir canavarı da yaratmalarına neden olduğuna dikkat çekiyor.''
Osmanlı ordusuyla Kafkas cephesindeki savaşı bizzat yürüten ve Osmanlıya karşı Ermeni çetelerini bizzat örgütleyen Çarlık Rusyası'nın Kafkasya Cephesi'nin üst düzey komutanlarından olan Bolhovitinov, merkeze sunduğu ''Kafkas Ordular Karargah Komutanı'' antetli 65 sayfalık gizli raporda, Ermeni gönüllü birliklerinin Kafkas Ordu Komutanlığı'na sundukları raporlardaki yanlışları ve çarpıtmaları vurguluyor.

-''İNGİLİZLERİN KIŞKIRTMASI''-

Raporuna öncelikle Ermeni sorununun tespitiyle başlayan Bolhovitinov, bu konuda özellikle ''sözde Ermeni meselesi'' tabirini kullanarak, böyle bir sorunun 1890'lı yıllara kadar söz konusu bile olmadığına dikkat çekiyor.
Ermeniler, Türkler ve Kürtlerin Osmanlı İmparatorluğu içinde tam bir uyum içinde yaşadığını, aralarında ''tipik komşuluk ilişkileri'' dışında herhangi bir sorunun olmadığını ifade eden Bolhovitinov'un, ''Ermenilerin yaşam koşulları iyi. Hatta Türklere ve Kürtlere nazaran daha refah içinde yaşamışlardır'' ifadesini kullandığı göze çarpıyor.
Raporunda, ''Sözde Ermeni meselesi, 19'uncu yüzyılın ikinci yarısında suni olarak özellikle İngilizlerin kışkırtmaları sonucu ortaya çıkmıştır'' diyen Bolhovitinov, şu tespitlerde bulunuyor:
''İngiltere, bu şekilde (Ermenileri kışkırtarak) bir yandan Türkiye ile Rusya'nın arasını açma amacı gütmüştür. Çünkü olası bir Rus-Türk ittifakı Orta Doğu'daki dengeleri alt üst edecek ve İngiltere'nin hakimiyetine büyük darbe vuracaktır. Ayrıca bu şekilde Rusya'nın Boğazlar üzerinde söz sahibi olması da engellenmiştir. İngiltere, öte yandan Osmanlı Devleti içindeki bazı güçleri destekleyerek, Osmanlı topraklarını paylaşmayı ve içişlerine müdahale etmeyi amaçlamıştır. Zayıflayan Osmanlı Devleti, İngiltere'nin planladığı şekilde Rusya için de potansiyel müttefik olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan ortaya çıkacak bağımsız Ermenistan da Türkiye ve Rusya arasında tampon ülke işlevi de görecektir.''

-''ERMENİLER AVRUPA DİPLOMASİSİNE KURBAN EDİLMİŞLERDİR''-

Avrupalıların yukarıda söz konusu edilen amaçlarına ulaşmak için Ermenilere ''bağımsız Ermenistan'' fikrini empoze etiğini kaydeden Bolhovitinov, Ermeni halkına bu fikrin aşılanmasında özellikle Ermeni diasporasının aydınlarının kullanıldığını, bu aydınlar aracılığıyla Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan Ermenilere ''karışıklık çıkarmaları ve kan dökerek Avrupa kamuoyunu'' etkilemelerinin tavsiye edildiğini belirtiyor.
''Ermeni liderleri gerçekleşmesi imkansız Bağımsız Ermenistan fikrine kapılarak, Ermeni halkını Avrupa diplomasisi için feda etmiştir'' ifadesini kullanan Bolhovitinov, şu noktaları dile getiriyor:
''Ermeni çeteleri suni ayaklanmaları kışkırtarak ve yoğun propaganda faaliyeti yürüterek, Müslüman nüfus üzerinde her türlü tecavüzü uygulayarak, kırımı ateşlemiştir. Anadolu'da ve Güney Kafkasya'da 19'uncu yüzyılın sonlarında ve 20'nci yüzyılın başlarında yaşanan karşılıklı kırımların sorumlusu Ermeni çeteleri ve onları kullanan Avrupa diplomasisidir.''

-''KARŞIT GÖRÜŞTEKİ ERMENİLERE DE TERÖR UYGULANDI''-

Bolhovitinov, Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularında savaşmaları için kurulan gönüllü Ermeni birliklerine bunun karşılığında özerklik sözü verildiğini belirttiği raporunda, kurulan bu Ermeni örgütlerinin eylem biçimi olarak terörü benimsediğinin altını özellikle çizerek, ''Terörü, sadece başka milletlerden kişilere karşı değil, kendi fikirlerini benimsemeyen Ermenilere karşı da uygulamışlardır'' ifadesini kullanıyor.
Ermenilerin savaş sırasında Ruslara vereceği hizmete karşılık özerlik talep ettiği belirtilen raporda, adeta özeleştiri yapılarak, şu görüşlere yer veriliyor:
''Bunun (özerkliğin verilmesi) sağlanmaması durumunda Taşnaklar tarafından Ermeni gönüllülerine, Ruslara ve Tatarlara (Azeriler kastedilmektedir) karşı savaşma emri verilmiştir. Ermeniler, bu süreci bir araç olarak görmekte, daha sonra amaçlarına ulaşmak için Ruslara karşı da savaşmayı planlamaktadır. Dolayısıyla Ermeni gönüllü birlikleri, Rusya'nın da çıkarlarının aleyhinedir.''

-''ERMENİ LİDERLERDEN RUSYA'DA TERÖR EYLEMLERİ''-

Rusya tarafından Osmanlılara karşı savaşmaları için oluşturulan gönüllü Ermeni birliklerinin liderlerinin ''önemli bir kısmının Rusya'da terör eylemlerinde bulunduğu için yargılanarak ağır hapis cezalarına çarptırılan Taşnak teröristlerden'' oluştuğunu belirten Bolhovitinov, şu tespitlerde bulunuyor:
''Kafkasya Ordu Komutanının emri ile 1914 yılında Taşnaklar için çıkarılan af sayesinde bu teröristler özgürlüklerine kavuşmuştur. Taşnak gönüllü birlikleri arasında da özellikle partisel ayrımlardan dolayı büyük çelişkiler oluşmuştur. Bu çelişkiler, cinayetlere ve birbirini en ağır derecede suçlamalara kadar varmıştır. Gönüllü hareketi, milli bir mesele olmaktan çıkmış, partiler arası çıkar kavgasına dönüşmüştür.''

-''MÜSLÜMANLARA YÖNELİK IRKÇI VE VAHŞİ KIRIMLAR''-

Raporunun önemli bölümünü Ermeni gönüllü birliklerin, özellikle Rusya İmparatorluğu topraklarında yaşayan Müslümanlara uyguladığı vahşete varan cinayetlere ayıran Bolhovitinov, şunları kaydediyor:
''Birinci Dünya Savaşı sırasında işgal edilen bölgelerde Ermeni gönüllü birlikleri ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kırımlara girişmiş, nüfusu cins, yaş ayırt etmeden ya imha etmiş, ya sürmüş; köylerini yerle bir etmiş ve mallarını yağmalamıştır. Bu uygulamalar sistemlidir. Bunların haricinde Ermeni gönüllü birlikleri içerisinde disiplinsizlik, düzensizlik, kendini beğenmişlik, entrikalar, hırsızlık, yağma olağan hale gelmiştir. Hatta Rus ordularına silah sıktıkları bile gözlemlenmiştir. Bu nedenle Rus yetkilileri, gönüllü birliklerle ilgili ciddi önlemler almak, emirler yayımlamak, Ermeni subay ve askerleri askeri mahkemelerde yargılamak zorunda kalmışlardır.''

-''ERMENİLER KAYIPLARINI SÜREKLİ ABARTIYORLAR''-

Ermenilerin, kayıpları konusunda da kendilerini sürekli yanıltığına dikkat çeken Bolhovitinov, şunları dile getiriyor:
''Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında verdikleri kayıpları devamlı surette fazlasıyla abartmaktadırlar. Dolayısıyla Ermenilerin verdikleri rakamlara asla güvenilemez. Zaten verilen kayıpların sorumluları da daha önce yukarıda tespit edildiği gibi Ermeni sorununu suni olarak ortaya çıkaran ve karşılıklı kırımı ateşleyen Ermeni çetelerinin faaliyetleridir.''

-RUM-ERMENİ YAĞMA ÇETELERİ-

Perinçek'in arşivlerde ulaştığı, yine Bolhovitinov'a ait, 27 Ocak 1915'te Kars Valisi'ne yazılan telgrafta da şunlar kaydediliyor:
''General İstomin, Gülyabert çevresinde Ardahan'dan Ahılkelek ve Kars'a giden yol üzerinde sivil nüfusa tecavüzlerde bulunan, ürün ve yem stoklarını çalan Rum ile Ermeni yağma çetelerinin ortaya çıktığını bildiriyor. Ayrıca Merdenek ve Gelsk bölgesinde de aynı durum yaşanıyor. (?) No. 507. Bolhovitinov''
Rus Tuğgeneral Bolhovitinov, Ermeni gönüllü birliklerinin ''Türk sivil halka karşı vahşilikleri ve bunlara Kazakların katılımıyla ilgili durum hakkında'' komutanlıklardan bilgi istenmesi üzerine 17 Mart 1916'da Rusya Yüksek Başkomutanlık Karargahına gönderdiği telgrafta şunları belirtiyor:
''Bitlis Muharebesi Komutanı Tümgeneral Abatsiyev şunları bildirdi: Kazakların bu olaya katıldığını kesinlikle kabul etmiyorum. Bitlis ve çevresini birçok kez dolaştım. Bu esnada Kazakların disiplinsizliğiyle ve sivil halka zulmüyle ilgili bana tek bir şikâyet bile gelmedi. Birçoğu Türkiye Ermenisi olan Ermeni birliklerine gelince; Bitlis'in alınmasının üçüncü gününde gönüllülerin Müslümanlara yönelik kesintisiz tecavüzlerinden dolayı bu birliği şehrin dışına çıkartmak zorunda kaldım. Bunları Bitlis-Muş arasındaki konaklama bölgesine gönderdim.''

-''ERMENİ BİRLİKLERİ ÇOCUKLARI DOĞRADI''-

Türk nüfusun Ermenilerin 2 bin kişiyi katlettiği iddiasına değinen Abatsiyev, Bolhovitinov'a yazdığı raporda şunları ifade ediyor:
''Türklerin telgrafta bahsettiği, 2 bin kişinin öldüğü bence abartılı. Ermeniler tarafından sivil halkın katledildiğini öğrendiğim zaman meseleyi araştırmak için Ermeni birliğinin komutanı Andranik'i çağırdım. Andranik, bana bunun gibi olayların gayet doğal olduğunu, öyle ki aralarında zamanında Türklerin karısını, çocuğunu ve yakın akrabalarını öldürmüş birçok insanın bulunduğunu söyledi.
Tatvan'da ise şöyle bir olayın yaşandığını biliyorum: Evlerden birinde avcı taburu ve Ermeni gönüllüleri birlikte konaklamışlar. Avcı taburu, 20'den fazla evsiz Müslüman çocuğu eve alarak yemek vermiş. Avcı taburu keşfe gönderilmiş ve döndüklerinde bütün çocukları doğranmış bir şekilde bulmuş. Onların yokluklarında evde sadece Ermeniler varmış. Bu konuyla ilgili tarafımdan yürütülen soruşturma sonucunda bunu Ermenilerin yaptığını kesinlikle tespit ettim. Ama ne yazık ki suçlular ortaya çıkarılamadı. Ermeni gönüllüleri, meseleyi öyle karışık bir hale getirdiler ki, işin içinden çıkmak mümkün olmadı.''
Perinçek, Bolhovitinov'un 65 sayfalık raporunun tamamına ve bu dönemde yapılan bazı iç yazışmaların da bulunduğu belgelere yakında yayımlamayı planladığı kitabında yer verecek.



Bu haber 653 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,103 µs