ERDOĞAN: DAYANIŞMA İLE BÜTÜN ENGELLERİ AŞABİLİRİZ

12 Haziran 2008 14:23 tsi
Başbakan Erdoğan, Türkiye ve Arap ülkelerinin bulunduğu coğrafyadaki sorunların göğüslenmesinde, bölge ülkelerine tarihi bir sorumluluk düştüğünü belirtti.

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Arap ülkelerinin bulunduğu coğrafyadaki sorunların göğüslenmesinde, bölge ülkelerine tarihi bir sorumluluk düştüğünü belirterek, ''Bölgemizin sorunları asla çözümsüz değildir. Bütün sorunların, bütün meselelerin üstesinden gelebilir, dayanışma ve yardımlaşma ile bütün engelleri aşabiliriz'' dedi.
     Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Arap Birliği Genel Sekreterliği ve Arap dünyasının önde gelen medya ve organizasyon kuruluşu Al-İktissatd Wal-Aamal tarafından düzenlenen ''3. Türk-Arap Ekonomi Forumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, toplantıya katılan Arap ülkeleri yöneticilerine ve konuklara ''Hoş geldiniz'' dedi.
     İstanbul'un Bağdat'tan, Küdüs'ten, Mekke'den, Doha'dan, Beyrut'tan izler, sesler ve tatlar taşıdığını belirten Erdoğan şöyle devam etti:
     "Bizler farklı diller konuşuyor, farklı coğrafyadan geliyor olabiliriz. Farklı renk ve farklı özelliklere sahip olabiliriz. Ancak ortak bir tarihi, kültürü ve değerleri paylaşıyoruz. Aynı yöne bakıyoruz. Bizim sorunlarımız da ortak, çözümlerimiz de... Örneğin bir Filistin, sadece Filistin'in değil, hepimizin ortak meselesidir.
     Bu noktadan hareketle, bugün dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunları, özellikle bölgemizin sorunlarını göğüslemek noktasında hepimiz tarihi bir sorumluluğa sahibiz.
     Şunu bütün kalbimle, samimiyetimle ifade etmek isterim ki; bölgemizin sorunları asla çözümsüz değildir. Bütün sorunların, bütün meselelerin üstesinden gelebilir, dayanışma ve yardımlaşma ile bütün engelleri aşabiliriz. Ben bu forumu bu nedenle önemsiyorum. İnanıyorum ki bu forum, bölge ekonomisi, kalkınması, refahı ve istikrarına önemli katkılar sağlayacaktır.''

ERDOĞAN: TÜRKİYE REFAH KÖPRÜSÜ OLMAYI HEDEFLİYOR

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Arap dünyası ile batı ülkeleri arasında ''barış, kalkınma ve refah köprüsü olmayı hedeflediğini'' belirterek, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin hem bölgenin hem de dünyanın barış ve istikrara kavuşmasında önemli bir adım olacağını bildirdi.
     Başbakan Erdoğan, ''3. Türk-Arap Ekonomi Forumu''nda yaptığı konuşmada, ''küreselleşen bir dünyada ülkelerin sınırlarını her türlü etkiye kapatıp, dünyaya bigane yaşamasının mümkün olmadığını'' söyledi.
     Bir ülkenin ve bir bölgenin, barış ve huzur içinde yaşamasının kalkınma için yeterli olmadığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
     ''Yanı başımızda meydana gelen olaylar, bölgemizde var olan sorunlar, artık bizleri de yakından etkiliyor ve ilgilendiriyor. Özellikle ekonominin küreselleştiği bir ortamda, bölgesel sorunları çözmeden ekonomik kalkınmayı sağlamak eskiye göre daha da güçleşmiş durumda. Savaşlar, çatışmalar, göç, çevre sorunları, özellikle de terör, artık tek tek ülkelerin değil, bölgelerin, hatta tüm dünyanın ortak sorunu haline geliyor. Örneğin Türkiye'ye yönelik bir terör tehdidi, sadece Türkiye'yi değil, başta komşuları olmak üzere tüm bölgenin istikrar ve güvenini etkisi altına alabiliyor. Böyle bir ortamda, tehditlere karşı ortak mücadele vermek, ortak tavır sergilemek ve de dayanışma içinde olmak zorunluluğumuz var.''
     Başbakan Erdoğan, ''Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliği ve dayanışmanın'' ortak mücadelenin önemli bir ayağını oluşturduğunu kaydederek, Türkiye'nin kendi bölgesinden başlayarak dünyanın diğer bölgelerine doğru genişleyen bir barış ve refah çemberi oluşturmak için çaba gösterdiğini vurguladı.
     Türkiye'nin bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da ''barış çabalarına katkı sağlamaya, kalkınma ve yeniden yapılandırma girişimlerine destek vermeye kararlılıkla devam edeceğini'' ifade eden Erdoğan, tüm bölge ülkeleri ile geliştirilen özgün ve karşılıklı güvene dayalı ilişkilerin, bu konuda gereksinim duyulan güç ve ivmeyi sağladığını dile getirdi.
     Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
     ''Dost ve kardeş bölge ülkeleri ile olan üst seviyedeki siyasi diyaloğumuz ve ekonomik ilişkilerimiz artarak devam edecektir. Türkiye, Arap dünyası ile batı ülkeleri arasında bir köprü olmayı, bir barış, kalkınma ve refah köprüsü olmayı hedefliyor. Onun için gayret gösteriyor. Türkiye'nin AB katılım sürecinin, Arap ülkelerindeki kardeşlerimiz tarafından çok yakından izlendiğini biliyoruz. Türkiye'nin birliğe üyeliği hiç kuşkusuz sadece Türkiye'yi ya da sadece AB'yi ilgilendiren bir konu değildir. Türkiye'nin birliğe üyeliği, hem bölgenin hem dünyanın barış ve istikrara kavuşmasında önemli bir adım olacaktır. Bu anlayışla müzakerelere kararlılıkla devam ediyoruz. Bazı Avrupa ülkeleri tarafından önümüze engeller çıkarılsa da kararlılığımızdan asla taviz vermiyoruz ve reformlarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.
     Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, farklı kültürlerin birlikte yaşayabileceklerini ortaya koyacak ve Avrupa'nın çok kültürlülüğünün en tartışılmaz delili olacaktır. Bazı ülkeler ya da bazı odaklar, bu barış projesini sabote etmenin mücadelesi içinde olabilirler. İslam dünyasını rencide eden, İslam dünyasının kutsal değerlerine saygısızlıkta bulunan, Müslümanlar ile terörü aynı kefeye koyan ve ayrışmayı körükleyen anlayışa karşı en güzel cevap, Türkiye'nin AB'ye katılması olacaktır.''

FEYYAD: TÜRKİYE'YE İLHAM KAYNAĞIMIZ OLARAK BAKIYORUZ

     Filistin Başbakanı Selam Feyyad, "Filistin ve Filistinliler olarak kardeş ülke Türkiye'ye ilham kaynağımız olarak bakıyoruz" dedi.
     Feyyad, 3. Türk-Arap Ekonomi Forumunun açılışında, "Türkiye, seçkin bir demokratik yönetim sistemiyle kutsal dinimiz İslam ile laikliği bir arada yaşatan diğer ülkelere örnek bir ülkedir. Kardeş ülke ile ve tüm Arap ülkeleri arasında tarihin derinliklerine kadar uzanan 600 yıllık birlikte yaşamışlığımız bulunmaktadır. Türkiye, dış ilişkilerinde dengeli bir politika izlemektedir. Tüm ülkelerde işbirliğini ve ilişkilerini geliştirmektedir. Bu işbirliğine, Türkiye ev sahipliğinde Suriye ile İsrail arasında yapılan son barış görüşmelerini örnek gösterebiliriz" diye konuştu.
     Ekonomik anlamda Türkiye'nin desteğini büyük ölçüde gördüklerini, TOBB sayesinde Filistin'de yatırımlara başlandığını ve bununla sanayi bölgesi kurulmasının hedeflendiğini anlatan Feyyad, "Türk ortaklarımızla beraber Tarkumya ve Halil bölgesinde sanayi bölgesi kurulması konusunda anlaşmış bulunuyoruz" dedi.
     Filistin'de doğrudan yabancı sermaye için fırsatlar bulunduğuna işaret eden Feyyad, "İsrail'in önünde önemli bir fırsat vardır. Uluslararası yasalara, anlaşmalara uyup barışı gerçekleştirirse, Filistin bağımsız devletinin kurulmasına yol açacak olursa, 22 Arap ülkesiyle ilişkileri doğallaşacaktır. Fazla isteğimiz yoktur. 1967'de işgal edilen Filistin Arap topraklarından çekilmesini istiyoruz. Bu sadece Filistin'in talebi değil uluslararası düzeyde yapılan toplantılarda da hüküm altına alınmış taleptir" dedi.
     Katar Başbakanı Hamad Bin Jasim Bin Jabir Al-Thani de konuşmasında, Arap ve Türk tarafları arasında mali, teknik ve enerji alanında az da olsa işbirlikleri bulunduğuna işaret etti, ancak bu işbirliğinin uzun vadeli stratejik ortaklığa dayanması gerekiğini aktardı.
     Katar'da istikrarlı bir siyasi düzenin bulunduğunu ve uluslararası toplumla barışık olduklarını dile getiren Al-Thani, "Dost Türkiye son yıllarda çok büyük gelişme gösterdi. Ülkelerimiz arasında işbirliği alanları çok geniş. Bundan sona her iki ülke arasında daha verimli işbirliği gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz" dedi.

Bu haber 386 defa okundu.