CHP 32. OLAĞAN KURULTAYI, KURULTAY BİLDİRGESİ
27 Nisan 2008 16:22 tsi
CHP 32. Olağan Kurultayı bildirgesinde,''Türkiye'nin teslim alınabilmesi için önce Cumhuriyet Halk Partisi'nin teslim alınması gerekir. Buna da hiç kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir'' görüşüne yer verildi.
ANKARA - CHP 32. Olağan Kurultayı bildirgesinde, ''Türkiye'yi 'ılımlı İslam devletine' dönüştürme senaryolarının kesinlikle kabul edilmediği'' belirtilerek, ''Türkiye'nin teslim alınabilmesi için önce Cumhuriyet Halk Partisi'nin teslim alınması gerekir. Buna da hiç kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir'' görüşüne yer verildi.
Atatürk Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kurultayın ikinci gününde parti organları seçimi için adaylık başvuruları devam ederken Ankara İl Başkanı Yaşar Çatak, hazırlanan kurultay bildirgesini okudu. Bildiri daha sonra delegelerin oylarıyla kabul edildi.
Bildirgede, dün gerçekleştirilen genel başkanlık seçiminde Deniz Baykal önderliğinde bir kez daha kenetlenildiği belirtilerek, ''Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizin huzurlu, güvenli ve aydınlık geleceğinin, insan hak ve özgürlüklerinin, çoğulcu demokrasinin, laik cumhuriyetimizin kurum ve değerlerinin güvencesi olmaya her zamankinden daha güçlü olarak devam edecektir'' denildi.
Hükümetin izlediği dış politikaya yönelik eleştirilerin ifade edildiği bildirgede, ''Cumhuriyetimizi kuranların 'tam bağımsızlık' mücadelesinin bilincinden yoksun, dış odakların yararına hizmet eden işbirlikçi ve teslimiyetçi politikalarını şiddetle reddediyoruz. Bu anlayışla, Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir maşası olarak kullanılmasını, Türkiye'yi 'Çağdaş, Laik, Sosyal Hukuk Devleti' yörüngesinden çıkarıp, 'Ilımlı İslam devletine' dönüştürme senaryolarını kesinlikle kabul etmiyoruz'' denildi.
Bildirgede, her türlü terörün lanetlendiği, ülke bütünlüğü ve ulusun birliğini hedef alan terör odaklarına doğrudan veya dolaylı destek sağlayan tüm kesim, kurum ve ülkelerin kınandığı bildirilerek, terör örgütüne doğrudan veya dolaylı olarak destek sağlayan ülkelere karşı hükümetin etkisiz, cesaretsiz ve kararsız bir politika izlediği savunuldu.
Avrupa Birliği ile ilişkilere de değinilen bildirgede, Türkiye'nin tek hedefinin ''eşit koşullu ve onurlu tam üyelik'' olması gerektiği vurgulanarak, ''AB ile Gümrük Birliği ilişkilerinin, mevcut belirsizlik ortamında ısrar edildiği takdirde yeniden gözden geçirilmesinin zorunlu olduğu'' kaydedildi.
Bildirgede, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin hukuk devletinin ön koşulu olduğuna işaret edilerek, ''Anayasamız ve yargı ile kavgalı olan AKP İktidarının, 'yargının vicdanına saldırılarını', kendi yargısını yaratma çabalarını, kendi çıkarlarına dönük yargı kararları için dış destek arayışlarını ibretle izliyoruz. İktidarın, ülkemizin yargı kurumlarına ve erkine her türlü müdahale ve baskısını kınıyoruz'' denildi.
Bildirgede, çağdaş, laik eğitim ve özgür, tarafsız medyanın aydınlanmanın temel koşulu olduğu belirtilerek, izlenen ekonomi politikalarıyla ilgili olarak da iktidara eleştiriler yöneltildi.
Bildirgede, ''Her kökenden yurttaşın kendi ana dilini özgürce öğrenebilmesi, onu geliştirebilmesi ve kullanabilmesi için temel ve orta eğitimi ikame etmeyen, milli eğitim sisteminin kuralları çerçevesinde görev yapan özel kurumlar (kurslar, dershaneler) kurulabilmesi, geçerli genel kurallar çerçevesinde, kendi ana dillerinde, gazete, dergi, kitap ve diğer her türlü yazılı yayında bulunabilmesi, müzik, müzik kaydı ve bunların toplumla paylaşımını yapabilmesi, RTÜK'ün kuralları çerçevesinde, mevcut veya yeni kuracakları özel televizyon kanallarında veya özel radyolarda kendi anadillerinde yayın yapabilmesinin önünde mevzuattan veya uygulamadan kaynaklanan tüm engellerin kaldırılması'' gerektiği görüşüne yer verildi.
Bu haber 416 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle