En Sıcak Konular

Yavuz Bülent Bakiler
Konuk Yazar-Türkiye
Yavuz Bülent Bakiler
7 Nisan 2010

Alman devletiyle dostluk kurabilir miyiz?



Almanya Başbakanı Angela Merkel, çok önemli bir beyanda bulundu. Dedi ki: “Türkiye ile dostuz ama aynı fikirde değiliz!” Bu açıklama üzerinde kırk defa düşünmemiz lazım.
Acaba biz Almanya’nın dostluğuna güvenebilir miyiz? Birazcık tarih şuuruna sahip olanlar, bu soruya evet diye cevap veremezler.
Biz, Birinci Dünya Savaşına, Alman Genel Kurmayı’nın oyunlarına gelerek girdik. Alman ordularının karşısında, İngiliz, Fransız ve Rus kuvvetleri vardı. Almanya, yanına bir müttefik alarak, düşman ordularının bir kısmından kurtulmak istiyordu. Alman Genelkurmayı gözüne bizi kestirdi.
Zaten o yıllarda, Türkiye’de iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Partisi savaştan Almanların galip çıkacağına inanıyordu.
Bir gün Goben ve Braslov isimli iki Alman zırhlısı, düşman gemilerinin önünden kaçarak, Çanakkale Boğazımıza sığındılar. Amiral Suşan “Aman bizi bu İngiliz-Fransız zırhlılarına teslim etmeyin!” dedi. Biz de İngilizlere o gemileri satın aldığımızı söyledik. Amiral Suşan, Alman Genelkurmayından aldığı emirle Karadeniz’e çıktı ve orada Rusya topraklarını bombaladı. Rusya bize savaş açtı. Doğu Anadolu’da, Ruslarla çarpışmaya başladık. Böylece Alman orduları ferahladılar.
Arkasından, İngiliz ve Fransız kuvvetleri Çanakkale’ye yöneldiler.
Biz, Birinci Dünya Savaşına girdiğimiz zaman, ordularımızın başında ve Genelkurmay Başkanlığımızda maalesef Alman Mareşalleri ve generalleri vardı. Mesela Çanakkale’deki bütün birliklerimiz Alman mareşali Liman Von Sanders’in emrindeydi. Sanders’in vazifesi, mümkün olduğu kadar çok İngiliz ve Fransız kuvvetlerini Türk ordularının üzerine çekmekti. Nitekim Sanders, düşmanın “Bolayır’dan karaya çıkacağını” iddia ediyordu. Bizim komutanlarımız “Hayır! Arıburnu’ndan saldıracaklar” diyorlardı.
Düşman Arıburnu’ndan karaya çıktı. Bizim komutanlarımız; “Düşmanı karaya çıkmadan yok etmek gerekir” dediler. Sanders buna da itiraz etti. Bir tek Alman askeri ölmedi ama biz Çanakkale’de 253 bin şehit verdik.
Birinci Dünya Savaşındaki asker kaybımız bir milyonun üzerindedir. Türkiye’den daha büyük toprak kaybımız oldu.
Rusya, savaşa, İstanbul’a ve Boğazlara sahip olmak için girmişti. Biz Ruslarla çarpışırken, Almanlar Ruslara teklifte bulundular. “İngilizler, İstanbul’u size vermezler. Bizimle beraber olun. İstanbul’u size biz verelim!” dediler. Ruslar, Almanlara inanmadılar. Savaştan sonra, Başbakanımız Talat paşa kaçıp Almanya’ya gitti. Bir Ermeni militanı Berlin’de Talat paşayı şehit etti. Dost Alman mahkemeleri o Ermeni militana, bir gün bile ceza vermedi. Bugün de PKK’nın beslenmesinde, silâhlandırılmasında dost(!) Almanya’nın gayretleri vardır. Almanya’nın dostluğuna nasıl güvenebiliriz?

 



Bu yazı 1,108 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Mart 2013 Allaha ısmarladık
    • 10 Mart 2013 Anıtkabir'de Kral Abdullah'ın gözyaşı
    • 4 Mart 2013 Hocalı'da Ermeni ve Rus vahşeti
    • 25 Şubat 2013 Ah Enver Ağabey!
    • 24 Şubat 2013 Sinoplu gençleri kim tahrik etti?
    • 18 Şubat 2013 Kemalizmin millet anlayışında dinin yeri yoktur
    • 4 Şubat 2013 Türk Olmak Şereftir
    • 21 Ocak 2013 Nazım Hikmet'e niçin saygı duyayım? -ll-
    • 14 Ocak 2013 A. Menderes'e tekme tokat dayak, Apo'ya renkli televizyon
    • 13 Ocak 2013 Terör biter mi dersiniz?
    • 31 Aralık 2012 Soner Yalçına Açık Mektup
    • 25 Kasım 2012 Turan Yazgan Hoca da...
    • 23 Ekim 2012 Fazıl Say cayırtısı
    • 21 Ekim 2012 MHP Devlet Bahçeli'yle büyümüyor, büyümeyecek!
    • 8 Ekim 2012 Atsız Şaman mıydı?
    • 1 Ekim 2012 Balyoz davasının hakimi ben olsaydım...
    • 9 Haziran 2012 Abdurrahim Karakoç (1932-2012)
    • 9 Nisan 2012 Ordumuzu siyasete bulaştırmamak
    • 1 Nisan 2012 Türk Ocakları 100 yaşında
    • 5 Mart 2012 Hocalı mitinginde bir yanlışımız

    Yazarlar

    En Çok Okunan Haberler

    Şirket Haberleri ŞİRKET HABERLERİ


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,430 µs