Konuk Yazar-Türkiye
Yavuz Bülent Bakiler
21 Mart 2010
Ahmet Hakan saçmalıyor
Hafızasını kaybedenlerle, tarih şuurundan mahrum kalanlar arasında bir fark yoktur. Yalnız, birincilerin zararları daha çok kendilerinedir. İkinciler, yâni tarih şuurundan mahrum kalanlar, eğer devlet hizmetinde veya yüz binlere hitaben gazetelerin yazar-çizerleri arasında iseler, zararları vatana, millete ve devlete olur.
Sakın bir kişinin, ne cürmü olur? demeyin.
Yunus Emre, ne kadar doğru söylemiş:
“Söz ola, kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz”
Bir söz, bir savaşın başlamasına yol açabilir. Bir söz yüzünden bir baş kesilebilir. Ve bir tatlı söz, yılanı bile deliğinden çıkarabilir.
Millet olarak biz, maalesef çok az okuyan milletlerin başında bulunuyoruz. Çok az okuduğumuz için, ne yeteri kadar tarihimizi biliyoruz, ne de milletimiz üzerinde oynanan oyunlardan haberimiz var.
Milletçe hiç bilmediğimiz meselelerimizin başında, Ermeni iddiaları geliyor.
Ermeniler, 1914-1915 yıllarında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzda Rusların da teşviki ve tertibiyle: Van’da, Bitlis’te, Siirt’te, Erzurum’da, Ağrı’da, Kars’ta, Maraş’ta... on binlerce insanımızı katlettiler. Rus ordularıyla çarpışan kuvvetlerimize arkadan saldırdılar. Büyük faciaların doğmasına sebep oldular. Halbuki biz, 1071 Malazgirt zaferinden beri, Ermenilerle hep içli-dışlı yaşamıştık. O kadar ki imparatorluk devrimizde, Ermeni asıllı iki kişiyi, devletimizin sadrazamlık yani başbakanlık koltuğuna oturtmuştuk. Tanzimatla birlikte 29 Ermeni vatandaşımıza paşalık, 22 Ermeni’ye bakanlık vermiştik. Meşrutiyet Meclislerimizde, toplam 30 civarında milletvekilimiz vardı. Balkan Savaşlarına girdiğimizde, Dışişleri Bakanımız Gabriel Noradungyan idi.
Biz, Birinci Dünya Harbine, Almanlarla birlikte girdik. Genelkurmayımızda, Alman generaller vardı. Kara, deniz ve jandarma birliklerimiz Alman generallerin emrindeydi.
Doğuda, Ruslara karşı, ölüm-kalım savaşı verirken, Ermeni çeteleri de bizim birliklerimize ve halkımıza saldırıyorlardı. Alman Genelkurmayı bize emretti (Askerlikte rica olmaz) “Bu Ermenileri ordularınızın arkasından çekmezseniz, savaştan muzaffer çıkamazsınız” dedi. Biz de İstanbul’daki, Batıdaki Ermenileri değil, Doğu ve Güneydoğudaki Ermenileri toplayarak, savaşın o en kanlı günlerinde Suriye’ye indirdik. İşte o göç esnasında, anası-babası-yakınları, Ermeniler tarafından katledilen Kürt ve Türk köylüleri Ermenilere saldırdılar. Elbette hoş olmayan (karşılıklı) katliamlar oldu. Bunların müsebbibi kat’iyyen biz değiliz.
Ahmet Hakan, Hürriyetteki dünkü yazısında: “Almanlar, ‘Yahudileri Naziler katletti!’ diyorlar. Biz neden Türkler Ermenileri katletti dedirtelim ki? İttihatçı zümrenin aldığı katliam kararı yüzünden, neden milletçe sorumlu olalım ki?” diyerek saçmalıyor.
Önce, İttihatçı zümrenin, Ermenileri katletme kararı kat’iyyen yoktur. Ermenilerin kaybı kadar, bizim de kaybımız vardır. Biz, böyle bir kararla ortaya çıksak bile, Hristiyan Batı yine Ermeni iddialarının arkasında olur.
Ahmet Hakan, Batının “Şark Meselesi”ni dikkatle okumalı ve öğrenmelidir.
Bu yazı 1,312 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Mart 2013
Allaha ısmarladık
-
10 Mart 2013
Anıtkabir'de Kral Abdullah'ın gözyaşı
-
4 Mart 2013
Hocalı'da Ermeni ve Rus vahşeti
-
25 Şubat 2013
Ah Enver Ağabey!
-
24 Şubat 2013
Sinoplu gençleri kim tahrik etti?
-
18 Şubat 2013
Kemalizmin millet anlayışında dinin yeri yoktur
-
4 Şubat 2013
Türk Olmak Şereftir
-
21 Ocak 2013
Nazım Hikmet'e niçin saygı duyayım? -ll-
-
14 Ocak 2013
A. Menderes'e tekme tokat dayak, Apo'ya renkli televizyon
-
13 Ocak 2013
Terör biter mi dersiniz?
-
31 Aralık 2012
Soner Yalçına Açık Mektup
-
25 Kasım 2012
Turan Yazgan Hoca da...
-
23 Ekim 2012
Fazıl Say cayırtısı
-
21 Ekim 2012
MHP Devlet Bahçeli'yle büyümüyor, büyümeyecek!
-
8 Ekim 2012
Atsız Şaman mıydı?
-
1 Ekim 2012
Balyoz davasının hakimi ben olsaydım...
-
9 Haziran 2012
Abdurrahim Karakoç (1932-2012)
-
9 Nisan 2012
Ordumuzu siyasete bulaştırmamak
-
1 Nisan 2012
Türk Ocakları 100 yaşında
-
5 Mart 2012
Hocalı mitinginde bir yanlışımız
Yorumlar
+ Yorum Ekle