Bilindiği üzere 10 Şubat 2010 tarihinede toplanan Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu, Hollandalı Hiristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye karar taslağını büyük oy farkıyla kabul etti.
AP'nın kabul ettiği belgede,Türkiye'den Kıbrıs’taki müzakerelere katkı için ,adadaki Türk askerleri derhal geri çekmesı, KKTC’ye yerleşen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları sorununu çözmesi ve kapalı Maraş bölgesinin Rumlara açılması isteniyor.
Bu önergeyle Türkiye’ye yapılan çağrı, ilgili tüm tarafları kapsayacak şekilde genişletildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,bu gelişme üzerine Başbakanlık Konutu'nda AB ülkelerinin büyükelçilerine verdiği yemekte Avrupa Parlemantosu'na seslenerek şöyle dedi:
"Bu rapor tek taraflı ve çözüme katkı sağlamayacak şekilde hazırlanmıştır.Kıbrıs Türk tarafının yapıcı çözüme yönelik çabaları hiçe sayılmıştır.Annan Planı’nda her şey çok açıktır. Bunu erteleyelim diyen Yunanistan ve Güney Kıbrıs olmuştur.Referandumdan Annan Planı’na evet, Güney’de hayır çıkmıştır. Nasıl oluyor da hala bu raporda böyle ifadeler yer alıyor.Bu AP’nin gözü kör müdür Allah aşkına. Eğer bu adaleti görmezden gelirlerse bu adalet bir gün onlara da lazım olacaktır.Bunu burada söylememeyi kendime hakaret olarak sayarım"
Kimlerine göre Erdoğan gene yapacağını yapmış.AP'ye postasını koymuştu.Bu ikinci bir "ono munite" vakasıydı.
Peki Erdoğan'ın böyle bir çıkışa hakkı var mıdır?
Dahası bu çıkışında samimi midir?
Şöyle biraz gerilere gidelim.
Hatırlayınız,2004'ün son günleri...
AKP Kızılay Meydanı'nda topladığı kalabalıkla davul zurna eşliğinde kutlama yapıyordu.
Gündüz vakti atılan havai fişeklerle dünyaya rezil olmuştuk.
AKP neyi mi kutluyordu?
17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de yapılan AB zirvesinde Türkiye verilen müzakere tarihini...(3 Ekim 2005)
Yıllardır beklediğimiz tarihi nihayet almıştık.
Gerçi verilen müzakere için önü açık bir tarihti ama, kutlama yapanların bunu düşünecek hali yoktu.
Zafer sarhoşu Türkiye'de bu martavala inanmayanlar da vardı..
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 21 Aralık'ta "AB Brüksel Zirve Sonuçları Üzerine" bir basın toplantısı düzenlemişti.
Bahçeli o konuşmasında bugünleri işaret ederek,Türkiye'nin önüne konulan ağır şartları eleştirip,tarihi uyarılarda bulunmuştu:
"Brüksel’de teslim olan AKP’nin bunu zafer gibi göstermeye çalışması her bakımdan siyasi ve ahlâki bir pişkinlik örneğidir.
İktidara geldiği günden beri AB karşısında ezik ve teslimiyetçi bir anlayış sergileyen AKP’nin bu aczi ve gafleti, bugün karşı karşıya bırakıldığımız ağır şartları hazırlamıştır.
Avrupa mimarı ve fatihi olma rolüne soyunan AKP’nin, eğer kendisine yakıştırabilirse, övüneceği tek şey, Türk milletinin şerefini ve haysiyetini ayaklar altına alan bu hezimetin mimarı olmak zilletidir.
AKP’nin AB konusunda baştan itibaren gösterdiği bu zafiyet, aslında AB sürecini de bugünkü çıkmaza sürüklemiştir. Bu sonucu siyasi ikbal hesaplarıyla adım adım hazırlayan AKP 17 Aralık Brüksel zirvesinde Türkiye’yi bir uçurumun eşiğine taşımıştır.
İçi boş bir tarih olan 3 Ekim 2005 tarihi de, AKP’nin bu aczinin bedelinin Türkiye’den taksit taksit tahsil edileceği bir tehdit ve şantaj sürecinin başlangıç tarihidir.
AKP’nin kutladığı bu sözde zaferin Türkiye’nin önüne çıkardığı tuzaklarla dolu çıkmaz yolun başlıca kilometre taşlarını bu vesileyle bir kere daha hatırlatmak istiyorum.
3 Ekim 2005’de böyle bir göstermelik sürecin başlatılması karşılığında AKP, ilk plânda Kıbrıs’ın feda edilmesi dayatmasını kabul etmiştir.
Bu ağır bedelin ödenmesi sonrası başlatılacak içi boş süreç AB’nin 6 Ekim raporlarında belirlenen şartlara tâbi olacaktır.
Bunun kaçınılmaz sonucu da müzakere görüntüsü altında sürekli bir dayatma, denetim, şantaj ve tehdit kıskacına alınacak sürecin kısa zamanda dejenere edilmesi olacaktır.
Bu süreçte Türkiye’nin karşısına hergün yeni bir dayatmayla çıkılacaktır. Bunların neler olduğu da AB’nin 6 Ekim raporlarında bütün unsurlarıyla sıralanmıştır. Bu çerçevede milli birliğimizin ve kardeşliğimizin sarsılmasına yol açacak ve ihanet odaklarının amaçlarına hizmet edecek talepler önümüze gelecektir.
Aynı şekilde, sözde Ermeni soykırımının tanınarak Türkiye’nin kendi tarihini mahkum etmesi, Ermenistan karşısında boyun eğmesi istenecektir.
Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ve Fener Rum Patrikhanesinin “ekümenik” sıfatının kabul edilerek siyasi ve hukuki bir statü verilmesi dayatılacaktır.
Aynı şekilde, Ege’de Yunanistan’ın her isteğinin karşılanması talepleriyle karşımıza gelinmesi kaçınılmaz olacaktır.
Bu gerçekler karşısında, Brüksel zirvesinde alınan tarihin fiiliyatta hiçbir önem ve anlam ifade etmediğini akıl ve izah sahibi herkes kolaylıkla anlayabilecektir.
Böyle içi boş bir sürecin Türkiye’ye ve Türk vatandaşlarına siyasi ve ekonomik hiçbir yararı olmayacaktır.
Tam tersine, Türkiye adeta bir şamar oğlanı haline getirilecektir. Sürekli itilip kakılacak, aşağılanacak ve hakarete maruz bırakılacaktır.
AKP’nin talip olduğu süreç, işte böyle bir süreçtir.
Türkiye’nin bütün bu ağır bedelleri ödemesinden sonra önüne konulacak hedef ise, özel statüye açılan böyle bir çıkmaz yolda AB yörüngesinde kalmak için çırpınarak bir yerlere tutunmaya çalışmak olacaktır." *
***
Vicdanlara sesleniyorum:
Erdoğan bugünkü serzenişinde samimi midir,Bahçeli o günkü uyarılarında haksız mı çıkmıştır?
İkinci "ono munite" vakasıymış.
Hadi canım.
Siz onu kendi sürünüze anlatın.
Bozkurt terli yemiyor.
*http://www.mhp.org.tr/gbk.php?content=174&cat=15
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle