Muharrem ayındayız. Muharrem mübarek bir aydır. Ve bu ayda Kerbela yaşanmıştır.
Irkçı ve kabileci bir Arap devleti olan Emevi devletini İslam devleti sanan kimi dindarlarımız Kerbela’dan söz edilmesinden pek hoşlanmazlar. Halife adını aldıkları için halife saydıkları Muaviye ve oğlu Yezid’in haksız olduğunu kabul ederler de onların haksız olduklarından söz edilmesinden rahatsız olurlar. Bin dereden su getirip Kerbela’nın üstünü örtemeye çalışırlar...
Bunu yaparken de iyi niyetle yaparlar...
Ama yanlış yaparlar...
Kerbela konuşulmalıdır.
Kerbela "saf İman ve İslam" ile münafıklığın savaşıdır.
Kerbela, İslam tarihinde riyacı ve istismarcı dincilik ile gerçek İslam’ın ayrışmasının adıdır.
Kerbela’nın görevi budur!..
Şehitlerin şahı Hüseyin, Yezid denilen sapkın zalime biat etmemiş ve ölümü seçmiştir.
Eğer Hüseyin, Yezid’e biat etseydi, gerçek İslam’ı gelecek nesillere kim taşıyacaktı?..
İslam ile riya nasıl ayrışacaktı?
Olay Hicret’in 61. yılında oldu.
Ama olanların başlangıcı Sıffın´dadır.
Sıffın´daki saflardan birinde Ali vardı.
Ali "saf iman"ı, "saf ihsan"ı, "saf İslam"ı, "saf ihlas"ı temsil ediyordu. Muaviye ise baş olmak ve saltanat sürmek istiyordu.
Ali doğrular konusunda kimseye ödün vermiyordu.
Muaviye ise her türlü hile ile rüşvetler dağıtarak, vaatlerde bulunarak taraftarlarını çoğaltıyordu.
Sıffın savaşında Ali galip geldi, ama sonunda Muaviye sultan oldu.
Muaviye, oğlunu kendisinin yerine geçecek veliaht ilan etti.
Yezid hükümdar oldu, ama hükmetmesi zordu. Aşağılık adamın biriydi. Hüseyin biat ederse hükümdarlığı sağlamlaşırdı.
Hüseyin biat etmedi. Bu beladan kurtulmak için kendisini çağıran Kufe halkının çağrısına uyarak Irak’a gitti.
Yezid’in binlerce askeri Hüseyin’i ve yanındaki Ehlibeyt soyundan 72 kişiyi Kerbela’da kuşattı. Fırat suyuna erişmeleri engellendi. Susuzluktan bitkin düşen Hüseyniler kahramanca savaştılar ve şehit oldular.
Yezid’in tarafından da Hüseyin’le birlikte şehit olmayı, onun katili olarak yaşamamayı seçenler oldu. Onlar da şehit oldular.
Kerbela’da Hüseyin şehit oldu. Şehitlerin şahı oldu. Oğlu Zeynelabidin çok hastaydı... Ehlibeyt kadınları başlarında halası Zeynep olmak üzere onu korudular. Böylece Hüseyin soyu sürdü. Hüseyin başını verdi, ama soylu davası yaşadı. Kıyamete kadar da yaşayacak...
Yezid mi?
Medine’nin Müslüman halkına en ağır işlemleri uyguladı. Üç gün mal ve ırzı yağmalattı. Mekke’yi taşa tutup Kabe’yi yıktı... Sonra da ölüp gitti. Oğlu 2. Muaviye bile babasının ve dedesinin yanlışlarına ortak olmak istemedi. Saltanatı reddetti. Böylece Muaviye soyu kesildi. Emeviler Mervan’ın soyundan yürüdü.
Bunları hatırlamalıyız ki Müslümanlığımızı Peygamber´in Ehlibeyt´inin, Ali’nin ve Hüseyin’in yolundan sürdürmemiz gerektiğini unutmayalım.
Muaviye’nin Yezid’in yoluna karşı da uyanık olalım.
Bu iş mezhep meselesi değildir.
Hangi mezhepten olursa olsunlar; ister Hanefi, Şafii, Maliki, Hanbeli, Caferi, Zeydi ya da Alevi-Bektaşi olsunlar bütün Müslümanların gerçek yolu Hüseyin yoludur.
Öyle olmalıdır...
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle