Yazıları ve kitaplarıyla ilgi çeken ve Ümraniye davası uzmanı olan gazetecimiz ile kendisi hakkında sık sık dava açan eski savcı tartışıyorlar.
Yerler değişmiş... Sanık suçluyor, savcı kendisini savunuyor... İlginç bir tartışma... Diyecek bir şey yok... Merakla izliyorum.
Derken...
Gazeteci arkadaşımız savcıyı suçlarken "Dünyayı takip etmeyen ve gelişmeleri anlamayan, okumayan ve AB karşıtı" olduğunu söylüyor.
Bekliyorum ve umuyorum ki eski savcımız "Dünyayı takip etmediğimi ve okumadığımı nerden biliyorsunuz? Evet AB’ye karşıyım, ne olmuş ki?.." desin.
Ne gezer...
Savcımız heyecanla kendisini savunuyor ve "AB karşıtı olmadığını, Atatürk’ün hedefinin de AB’ye girmek olduğunu söylüyor."
Ve şimdi suçlayıcı olan sanık haklı çıkıyor... Evet savcımız, odasını çok sayıda Atatürk resmi ile süslemiş ama Atatürk’ü ne okumuş, ne de anlamış... Dünyayı takip etmediği, AB’nin ne olduğunu bilmediği de anlaşılıyor.
"Tam bağımsızlık" ilkesini hayatın anlamı yapan Atatürk’ün de hedefi AB’ye girmekmiş...
AB yandaşı oluyorsan ol, ne diyebilirim. Ama yapma be arkadaş; Atatürk’ü işe bulaştırma...
TV’yi kapatıyorum ve düşünüyorum... Demek ki ülkemizde artık AB karşıtı olmak bir suç ve suçlama sebebi...
Neden?..
Çünkü AB’nin o kadar övgüsü yapıldı ki... "İnsanlığın en büyük medeniyet projesi" denildi... "İçine giren hemen zenginleşiyor" diye eklendi... "İnsanlık değerleri ancak AB ile gerçekleşir" diye hükümler verildi... "Demokrasi ve insan haklarının ulaştığı en üstün yer" efsaneleri yayıldı...
Peki AB’yi istemeyen Avrupa ülkelerinin halklarının çoğunluğu bu işleri bilmiyorlar mı?
Neden AB Anayasa taslakları halk oylamalarında üst üste geri çevriliyor?
AB’nin çekirdeği olan Almanya ve Fransa halklarının AB’den hoşnut olduklarından emin misiniz?
Demokrasi mi? Gerçekten mi? Sakın plütokrasi olmasın?
Fikir özgürlüğü mü? Gidin de Fransa da "1915’te Türkiye´de Ermeni soykırımı olmamıştır" deyin bakalım ne olacak?
Avrupa şehirlerindeki "Narkotik kullananlara ayrılan parkların ve gemilerin varlığı"na "özgürlük" diyorsanız ne diyebilirim ki?
Ya da erkeğin erkekle, kadının kadınla evlenmesine izin veren özgürlükten mi söz ediyorsunuz?..
Gazeteci arkadaşımız bütün bunları onaylıyor mu? Elbette onaylamıyor.
Ama niye bu hızda AB taraftarlığı...
Hayır arkadaşlar, yoldaşlar, gönüldaşlar... AB yetkililerinin ve halklarının Türkiye’yi içine almak gibi bir niyetleri hiç olmadı. Şimdi de yok ve olmayacak... Onlar "Gümrük Birliği ve giriş süreci" denilen iki yoldan zaten çoktan içimizdeler...
Bırakın artık şu işi...
Ben ne mi istiyorum? AB ülkelerinden daha ileri demokrasi ve insan hakları istiyorum.
Birlik mi?
TÜRK KONSEYİ kurulmadı mı? Geliştirelim.
ECO yok mu? Derinleştirelim.
AB ile de, herkesle de iyi ilişkiler geliştirelim.
Ve evet bu anlamda çok okuyan, dünyayı da iyi izleyen bir kişi olarak, ben AB giriş sürecine karşıyım. AB’ye karşıyım demiyorum. Elin birliğine niye karşı olacakmışım?..
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle